TBİD: “Dijital Mahremiyeti Korumak İçin En Güçlü Çözüm: Signal”
Kapalı mesajlaşma platformu WhatsApp’ın 4 Ocak 2021’de yeni kullanım koşulları ve gizlilik ilkelerini açıklaması, son günlerin ana gündem maddelerinden biriydi. Yeni ilkeler, Avrupa Birliği ülkelerin dışındaki kullanıcıların Facebook şirketleriyle kullanıcı verilerini, reddetme seçeneği sunmadan, paylaşmayı mümkün kılıyor. WhatsApp'ın değiştirdiği gizlilik sözleşmesine onay vermeyenler 8 Şubat 2021 tarihinden itibaren uygulamayı kullanamayacak. Toplumsal Bilgi ve İletişim Derneği’nden (TBİD) Ramazan Subaşı, açık kaynaklı ve özgür yazılımları tercih etmemiz gerektiğine dikkat çekerek, dijital mahremiyeti korumak için en güçlü çözümü Signal uygulamasının sağladığını söylüyor.
Son günlerde WhatsApp’ın değiştirdiği gizlilik sözleşmesi hakkında pek çok iddia ortaya atıldı, bu değişiklikten endişe duymalı mıyız?
Her ne kadar iddiaların bir kısmı teknik olarak hatalı bazıları da spekülatif olsa da genel olarak kaygı duyulmasında haklılık payı var. Endişe duymak ve şüphe etmek için yeterli sebep var ortada. Bu hem Facebook’un daha önceki sicilinden – mesela Cambridge Analytica olayına bakınca görüyoruz – hem de yeni sözleşmenin maddelerinden dolayı endişe verici.
Verilerimiz Üzerinden Hayatımızı Yönlendirebilecek Uygulamalar
Değişiklik, sıradan bir yurttaşın hayatını nasıl etkileyecek? Kişisel verilerin korunması konusunda bir kaygısı olmayan ve gizlilik ihlalini kendisi açısından bir sorun yaratmadığını düşünen bir yurttaşa, bu değişikliğin sakıncalarını nasıl açıklarsınız?
Temelde şuradan yaklaşmak lazım: kişisel verilerimizin korunması konusunda endişe duymamız gerekiyor kesinlikle. Bu “ya ne olacak benim verimden” yaklaşımı ile basitleştirilecek bir durum değil. Çünkü bu verilerimiz üzerinden bizim hayatımızı yönlendirebilecek uygulamalar ortaya çıkabiliyor. Teknolojiyi burada iyi işler için kullanmak mümkünken tersinden bakıp kötü işler için de kullanmak mümkün hale geliyor.
Sizi sizden daha iyi tanıyan, siz unutsanız bile unutmayan veri merkezleri var.
Yukarıda bahsettiğim Cambridge Analytica örneğini Facebook ile doğrudan ilgisi olduğu için tekrar hatırlatmakta fayda var. Sadece bununla da sınırlı değil, artık her türlü verimiz dijital mecralar üzerinde bulunuyor; bunları kullanarak neler yapılabileceğine dair sınır yok açıkçası. Sizi sizden daha iyi tanıyan, siz unutsanız bile unutmayan veri merkezleri var. Şunu düşünün, geçenlerde Kemal Sunal bir reklamda “oynadı”. Eldeki veriler ve teknolojiyi bir araya getirdiğinizde yapılamayacak şey yok artık.
Değişikliğin hayata geçeceği 8 Şubat 2021’den itibaren uygulama silinmediği ve bazı yazışmalar için kullanıldığı takdirde yine kişisel verilen ihlali söz konusu olacak mı? Uygulamanın tamamen silinmesini mi önerirsiniz?
8 Şubat’ta sözleşmeyi kabul etmediğiniz taktirde uygulamayı kullanamaz hale geleceksiniz. Dolayısıyla itirazınız varsa kaldırmaktan başka seçeneğiniz kalmıyor. Hayatın akışı içinde radikal adımlar atmak bazen zor olabiliyor. Önümüzde yaklaşık bir aylık bir süreç var, dolayısıyla yavaş yavaş Signal’e geçmek burada bir çözüm olabilir.
Bir STK’nın faaliyetlerini sürdürürken WhatsApp kullanması bundan sonraki süreçte bir sorun yaratır mı? Nasıl?
Sadece STK’lar özelinde değil aslında tüm kullanıcılar geçerli bir sorundan bahsediyoruz. İlgili sözleşmeyi ikiye ayırmış Whatasapp: Avrupa ülkelerinde olanlar ve olmayanlar diye. Avrupa ülkelerinde olanlar bu sözleşmeyi kabul etmek zorunda değil, çünkü oradaki yasalar buna izin vermiyor. Ama gelişmekte olan diğer ülkeler için sözleşmeyi zorunlu kılıyor. Avrupa’da yaşayan birinin verileri kıymetli ama diğer ülkelerde yaşayanların verileri kıymetli değil mi? Whatsapp yani Facebook, burada çok ciddi bir şekilde ayrımcılık yapıyor.
Kriterimiz Açık Kaynaklı ve Özgür Yazılımlar
Yeni kabul edilen Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun maddeleri ve WhatsApp’ın değiştirdiği gizlilik sözleşmesi dikkate alındığında, STK’lar WhatsApp kullanmayı tamamen bırakıp yeni uygulamalar mı kullanmalı?
Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun’a garip şekilde STK’lara kayyum atama yetkisi eklendi, bunu anlamak gerçekten mümkün değil. Yasa bir an önce mutlaka geri çekilmelidir.
Yeni uygulamalar konusu ise kesinlikle doğru ama burada da dikkatli olmakta fayda var. Mesela Whatsapp yerine Telegram’a geçmek bir çözüm değil. Onun yerine mutlaka Signal kullanmak gerekiyor. Buradaki kriterimiz ise açık kaynaklı ve mümkünse özgür yazılımları tercih etmek.
Signal’in kullandığı uçtan uca şifreleme algoritması ise şu an dünyada kabul gören ve en iyi şifreleme algoritması.
Telegramın da güvenli olmadığına ilişkin iddialar var. Signal’in darbe soruşturmasında adının geçtiği kaydediliyor. Bu durumda yurttaşlara ve STK’lara hangi uygulamayı kullanmalarını tavsiye edersiniz?
FETÖ’cülerin de Signal kullanması Signal’i kötü yapmaz. Bu evdeki bıçağı ekmek doğramak için mi yoksa suç işlemek için kullanmanıza eş değer bir şey. Telegram’ın şifreleme algoritmasının nasıl çalıştığını bilmiyoruz. Uçtan uca şifreleme hazır olarak gelmiyor.
Signal’in kullandığı uçtan uca şifreleme algoritması ise şu an dünyada kabul gören ve en iyi şifreleme algoritması. Diğer yandan yazılımın çalıştığını merak eden ve biraz da kod bilgisi olan birileri varsa, şu linke bakarak Signal’in nasıl çalıştığını anlayabilirler. O yüzden mutlaka Signal kullanmak gerekiyor.
Açık Kaynaklı ve Özgür Yazılımlar Arasında En İyi Seçenek: Signal
Türkiye’nin yerli uygulaması BİP’i nasıl değerlendirirsiniz?
Yerli değil özgür bir yazılım olması bizim için önemlidir. BİP’in nasıl çalıştığını bilmiyoruz ve dolayısıyla “güvenli mi?” sorusuna “hayır!” diyoruz. Bugün Whatsapp’da hepimizin itiraz ettiği Avrupa ülkelerinde olmayan vatandaşlara farklı tavır geliştirmesi, BİP’in sözleşmesinde de farklı bir şekilde yer alıyor. BİP’in sözleşmesine baktığınızda, konumunuza bağlı olarak sözleşmedeki haklarınızın farklı olduğunu görebilirsiniz.
Bir telefonda Facebook Messanger uygulamasının olmasının da güvenli olmadığı söyleniyor. Bu konuda ne söylersiniz?
Whatsapp ve Facebook Messanger aynı çatı altında, ikisi de Facebook grup şirketine bağlılar dolayısıyla Whatsapp için ne kadar endişeliysek Facebook Messanger için de o kadar endişelenmek gerekiyor.
İletişim kurmak istediğiniz kişilerin tümünün bu tür uygulamadan çıkmaması, bir açıdan sizi de bu sistemde kalmaya zorluyor denebilir mi?
Az önce bahsettiğimiz üzere ne yazık ki bir anda bırakıp gitmek çok kolay değil ama geçiş yapmak için zamanı bir fırsat olarak kullanmak lazım. Bu sürede daha özgür yazılımlara geçmek gerekiyor.
Bu tür uygulamaları hayatımızdan tümüyle çıkarabilir miyiz?
Bu tür uygulamaları kesinlikle hayatımızdan çıkarabiliriz. Nihayetinde kullanıcıların isteği ile kullanılan bir uygulama, yarın başka bir uygulama daha cazip gelirse oradan devam ederiz. Yıllar önce kullandığımız uygulamalar vardı mesela, adını bile hatırlamıyoruz birçoğunun. Aynı şey Whatsapp’ın da başına gelebilir. Şu an tedirginlik yaratan konu dijital mahremiyetse, kesinlikle bu konuda en güçlü uygulama Signal.
Bizi Takip Edin