“Türkiye’de Bağımlılıklar Artıyor; Mücadelede Sivil Toplum Aktif Rol Almalı”
İHH İnsani Yardım Vakfı (İHH) “Madde Bağımlılığı ve Bağımlılıklarla Mücadelede Sivil Toplumun Rolü” başlıklı raporunu yayınladı. Osman Atalay tarafından hazırlanan ve iki yıllık bir saha araştırmasının ürünü olan rapor, Türkiye’de madde bağımlılığı, sanal kumar ve teknoloji bağımlılıklarının ciddi boyutlara ulaştığını tespit ediyor. Ayrıca, bağımlılıkla mücadelede daha etkin stratejilerin geliştirilmesi ve uygulanmasında STK’ların ve kamu kurumlarının işbirliğini ve sivil toplumun bu mücadeleye aktif katılımı sağlanmasının önemine dikkat çekiyor.
İHH İnsani Yardım Vakfı’nın hazırladığı “Madde Bağımlılığı ve Bağımlılıklarla Mücadelede Sivil Toplumun Rolü” raporunun bulguları vakfın 2018 yılında organize etmeye başladığı “Mahallene ve Okuluna Sahip Çık Uyuşturucuya Hayır” konferanslarına dayanıyor. Bu konferansla Türkiye’nin 36 ilinde, Balkanlar ve Avrupa’da toplam 6 ülkede gerçekleştirildi. Öğretmenler, din görevlileri, AMATEM sağlık çalışanları, psikiyatri doktorları, psikologlar, muhtarlar, din görevlileri ve STK’ların katılımı ile gerçekleştirilen programlarda, bağımlı tedavisi gören bireyler ile bağımlı aileleri ve alternatif ilaçsız bağımlı tedavi merkezleri ile yüz yüze görüşmeler gerçekleştirildi.
Türkiye’de alkol, tütün, kumar, uyuşturucu ve teknoloji bağımlığı konusunda seferberlik ilanı olduğu belirtilen raporda öne çıkan bazı bulgular şunlar:
Bağımlılıklar Artıyor
- Son 10 yıl içerisinde madde kullanımı, satışı ve ölüm vakalarında ciddi artışlar var.
- 2017 yılında, 211 bin 126 insanımız bağımlılıktan kurtulmak için hastanelere başvurdu. Gerçekte var olan madde bağımlılarının sayısının daha geniş çalışmalara ihtiyaç var.
- Türkiye’de uyuşturucunun %80’i sokak satıcılarından ve internetten temin ediliyor.
- Türkiye’deki bağımlıların %82’si 20-35 yaş aralığında yani genç nüfus arasındadır. Uyuşturucudan hayatını Kaybedenlerin %90’ı 35 yaş altıdır.
- Tedavi gören bağımlı sayısı, tedavi sonrasındaki başarı oranı, potansiyel kullanıcı riskli şehirler ve mahallerin haritası çıkarılmalıdır.
- Türkiye’de sigara, alkol ve uyuşturucu maddeleriyle tanışma ve madde kullanım yaşı giderek düşüyor. 12-17 yaş arası gençler büyük risk altında.
- İnternet sayesinde yaygınlaşan kumar, tehlikeli boyutlara ulaşmış vaziyette.
- Teknoloji aletlerinin kullanımının %64’ü eğlenme ve zaman geçirme %27’si haberleşme ve iletişim %9’u ise eğitim ve araştırma amaçlı. 18-24 yaş aralığındaki akıllı telefon kullanıcılarının %89’u uykudan uyandıktan sonraki 15 dakika içerisinde telefonlarına bakıyor. %74’ünün sabah ilk işi telefonlarına bakmak.
Bağımlılıkla Mücadelede Sorunlar
- Madde bağımlılığı ile mücadelede kamu kurumları ve STK arasındaki işbirliği ve koordinasyonda istenilen başarıyı elde edilemedi.
- Sorunu doğru tespit etmek bağımlılıkla mücadeleyi kolaylaştırır. Uyuşturucu ile mücadelede toplumsal bilincin oluşturulması ve farkındalığın arttırılması büyük önem taşıyor.
- Türkiye’de gençliğin en önemli üç sorunundan biri madde bağımlılığı. Türkiye’de gençlerin %50’si bağımlılık riski altında.
- Türkiye’de iyimser tahminle 4-7 milyon arasında değişik düzeylerde madde bağımlısı insan olduğu tahmin ediliyor.
- Türkiye, son 20 yılda artık çok çeşitli uyuşturucu ve uyarıcı maddenin imal edildiği bir ülke haline de geldi.
- Madde bağımlılığı yanında “İddaa” türü şans oyunları ve sanal kumar bağımlılığı neredeyse 3 milyon kişiyi esir almış durumda. Her kumar ve teknoloji bağımlısının potansiyel bir madde bağımlısı olduğu gerçeği unutulmamalı.
- Aileler, çocuklarını artık AMATEM yerine, daha önce madde bağımlısı olan kişilerin açtığı ilaçsız özel tedavi kamplarına göndermeyi tercih ederken, AMATEM’ler ise bir anlamda “detoks merkezi” olarak görülüyor.
- Türkiye, artık 5 bağımlılık illeti olan tütün, alkol, kumar, teknoloji ve uyuşturucu sorununu tek çatı altında irdelemek zorunda. Bağımlılıklarla Mücadele Bakanlığı kurulması gerekli ve kaçınılmaz.
- Sivil toplum bu mücadelede tam inisiyatif almadı. Yürütülen mücadele yöntemleriyle gerek kamu, gerek sivil toplumun sağlıklı bir başarı elde etmesi mümkün görünmüyor.
Pandemi Sürecinin Etkisi
- Salgının zirve noktasında gerileyen uyuşturucu kullanımının, normalleşmeyle birlikte yeniden yükselişe geçmesi bekleniyor. Geçmiş deneyimler, işsizlikteki artışın uyuşturucuya eğilimi güçlendirdiğini gösteriyor.
- Uyuşturucu ticaretinin sokaktan internete kaydığı, internetin yasadışı karanlık ağı Darknet’ten ziyade uçtan uca şifreleme özelliğine sahip mesaj hizmetlerinin kullanıldığı belirtiliyor.
- Avrupa Uyuşturucu İzleme Merkezi’ne göre sokağa çıkma yasakların önce depolandığı için esrar kullanımı arttı. Alkol, benzodiyazepinler ve diğer bazı ilaçların kötüye kullanımı izlendi.
- Bütün organize suç örgütleri aktifliğini sürdürdü ve yeni koşullara hızla uyum sağladı.
Mücadelede Yeni Yaklaşım Şart!
- Kumar, uyuşturucu ve teknoloji bağımlılığı ile mücadelede çok geç olmadan radikal ve işlevsel kararlar almak zorunlu. Doğru bir erken müdahale, tedavi, rehabilitasyon ve sosyal entegrasyon desteğiyle bağımlıyı hayata kazandırmak gerekiyor.
- Bağımlılıktan kurtulmak maddeyi bırakmakla değil, bırakma sonrası oluşan boşluğu doldurmakla mümkündür.
- Mücadelede başarılı olmanın yolu sağlık, sosyal, hukuk, özel sektör, medya, üniversiteler, kamu ve sivil toplum ile sonuç odaklı sonuç odaklı bir işbirliğini sağlamaktan geçiyor.
- Madde bağımlılığının önlenmesinde ve tedavisinde biyo-psiko-sosyal yaklaşımın esas alınması önemli.
Sivil Toplumun Bağımlılıkla Mücadeleye Aktif Olarak Katılımı Sağlanmalı
- Kamunun üstlenmesi gerek role ilave olarak, stratejilerin geliştirilmesi ve uygulanmasında STK’ların ve kamu kurumlarının işbirliği önemlidir.
- Mücadelede özellikle Kamu- STK işbirliğini de içine alacak şekilde, radikal mücadele yöntemleri kaçınılmaz hale geldi.
- Sonuç odaklı stratejilerin sahada, topluma, sokağa dokunan yanı etkili değil. Yerel, ulusal, bölgesel ve uluslararası deneyim ve tecrübelerin sağlıklı işlenmesi, özellikle sivil toplumun bu mücadeleye aktif katılımı sağlanmalıdır.
Raporun tümüne buradan ulaşabilirsiniz.
Bizi Takip Edin