“Denizler ve Okyanuslar İçin Hemen Harekete Geçmeliyiz”
İklim Krizi Topluluğu’ndan Sedef Alkan; birincil seviyede korumamız gereken tek şeyin denizler ve okyanuslar olduğunu belirtirken, "Türkiye’nin denizler konusunda oldukça bilinçsiz ve duyarsız olduğunu görüyorum. Hemen harekete geçmemiz gerek” diyor.
Kendilerini antropojenik iklim değişikliğine karşı bilimsel doğruculuk ilkesiyle ilerleyen bir topluluk olarak tanımlayan İklim Krizi Topluluğu, üniversite öğrencilerinin bir girişimi olmasıyla dikkat çekiyor. Topluluğun kurucularından Sedef Alkan, zoom üzerinden yürüttükleri ve herkese açık olan İklim 101 Dersleri ile topluluğun diğer çalışmaları hakkında bilgi verdi. Alkan, üniversitelerde iklim değişikliğine yönelik yeterli eğitimin olmadığını, Türkiye genelinde de bu konuda güçlü bir bilinç ve eylem planına rastlamanın güç olduğunu söylüyor.
Topluluğunuzu kısaca tanıtabilir misiniz? Nasıl bir araya geldiniz, nasıl bir yapılanmaya ve programa sahipsiniz? Neler yapıyorsunuz?
Bizler antropojenik iklim değişikliğine karşı bilimsel doğruculuk ilkesi ile ilerleyen bir topluluğuz. Hedefimiz iklim değişikliğine karşı kamuoyuna doğru bilgiler kazandırmak. Çünkü yanlış bilgilerle harekete geçilen eylemlerde daha yıkıcı sonuçlara sebebiyet verilebiliyor.
Ben ilk önce Hacettepe Üniversitesi Biyoloji bölümü arkadaşlarımda fikrimi paylaştım ve çok büyük bir destek aldım. Daha sonra Hacettepe’deki diğer bölümlere yayıldık. Şimdi ise pek çok üniversiteden başvuru alıyoruz.
Bizler proje sistemi dediğimiz bir yapılanmaya sahibiz. Proje sistemi nedir? Diyelim ki bir fikriniz var topluluk içinde kendiniz dışında bir kişi daha destekçi bulursanız bu projeyi gerçekleştirebilirsiniz. Projenin lideri siz olursunuz. Tabii tüm sorumluluk size ait. Bu sayede kendi kendine üreten çalışan bir sistem kurmuş olduk. Alt üst ilişkimiz yok yani.
Şu günlerde İklim 101 Dersleri’nin organizasyonu ve üye alım ile uğraşmaktayız. Aynı zamanda sitemizde düzenli yazı paylaşıyoruz ve sosyal medya için farklı içerik fikirleri üretip bunları hayata geçirmeye çalışıyoruz.
İklim 101 Dersleri’nin program içeriği nasıl oluştu, dersleri kimler veriyor, dileyen herkes katılabiliyor mu, nasıl bir katılım oranına sahipsiniz, bu konularda bilgi verebilir misiniz?
Topluluğumuzun danışmanı ve en büyük destekçi hocamız Prof. Dr. Çağatay Tavşanoğlu aracılığı ile alanında uzman pek çok hoca ile tanıştık. Hocalar kendi çalıştıkları alanda bize ders vermeyi kabul ettiler. Dileyen herkes katılabiliyor. Halkımıza açık bir etkinlik. İklim hakkında temel bilgiler edinmek için oluşturduğumuz bir seri. Her sene yeni gelen üyelerimizle beraber tekrarlamak istiyoruz. Şu anda ders başına 50 ila 100 kişi bandında katılım bekliyoruz dışarıdan.
Topluluk bünyesinde başka hangi etkinlikler yapılıyor?
Pandemi süreci nedeniyle başka etkinlikler yapamamaktayız. Yakında Youtube’da içerik üretmeye başlayacağız onun dışında her şeyi pandemiden sonraya erteledik. Pandemiden sonra yapılacak pek çok projemiz var.
Topluluğun sitesinde birçok makaleye de yer veriliyor. Bunları kimler hazırlıyor, konular nasıl belirleniyor?
Makalelerin konuları iklim, çevre sorunları, biyoçeşitlilik, ekoloji ve iklime dair sosyal konular üzerinde yazılar yazıp paylaşıyoruz. Bir içerik ekibine sahibiz, yazıları içerik ekibi üretiyor.
Size göre Türkiye’nin uyguladığı iklim politikaları, iklim krizi gerçeğiyle ne kadar uyuşuyor? Bu konuda eksik gördüğünüz, acilen harekete geçilmesi gerektiğini düşündüğünüz noktalar neler?
İklim değişikliğinde en önemli kilit unsur denizler ve okyanuslardır. Denizlerimizi, okyanuslarımızı korumamız gerekiyor çünkü asıl tüm atmosfer olayları deniz ile atmosfer arasındaki etkileşimlerden doğuyor. Ancak Türkiye’nin denizler konusunda oldukça bilinçsiz ve duyarsız olduğunu görüyorum. Birincil seviyede korumamız gereken tek şey denizler ve okyanuslar. Hemen harekete geçmemiz gerekiyor.
İklim kriziyle mücadele yöntemlerinde, Türkiye ve dünyayı karşılaştırırsanız, gördüğünüz temel farklar neler olur? Türkiye, Paris Antlaşması’nı imzalamayan 10 ülkeden biri örneğin. Bu ve benzeri konulara dair topluluk olarak çalışmalarınız, eylemleriniz var mı?
Türkiye gerçekten tam sağlam bir adım atmaktansa küçük ve genellikle etkisiz adımlar atarak sadece bir şey yapıyormuş gibi görünmeyi tercih ediyor. Tabii bu benim şahsi kanaatim. Herkes doğruları biliyor ancak kimse bu doğruları tam anlamı ile uygulamıyor çünkü iklimi savunmak para kazandırmıyor.
Sizce üniversitelerde iklim krizine yönelik yeterli çalışma yürütülüyor mu? Öğrencilerde ve akademide bu konuda doğru bir bilincin varlığından söz edilebilir mi? Varsa eksikler neler, neler yapılmasını istersiniz?
Üniversitelerdeki iklim değişikliğine yönelik eğitim genellikle yok. Bazı biyoloji bölümlerinde seçmeli dersler dışında ben bir şey görmedim açıkçası. Belirli çevre topluluklarının yaptıkları ufak etkinlikler var ancak hiçbiri yeterli değil. Biz bu eksiklikten yola çıkarak üniversitelere böyle bir iklim örgütlenmesi kurmak istedik. Bazılarımız fazlasıyla yanlış bilgi ile doğmuşken bazılarımız ise gerçekten bilinçli. İşte biz de bu iklime karşı bilgisizliği veya yanlış bilgileri düzeltmek amacıyla İklim 101 Dersleri dediğimiz etkinliği organize ediyoruz. İklime dair temel bilgilerin öğrenilmesi adına…
STK’ların bu alandaki çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizin iş birliği yaptığınız sivil toplum kuruluşları var mı?
İş birliği yaptığımız herhangi bir STK yok. Biz çoğu yapılan şeyin bilimden uzak şekilde yürütüldüğünü görüyoruz. En büyük eksiklik bu bizce bu yüzden biz iklim değişikliğine ilişkin doğru bilimsel bilgileri yaymak istiyoruz.
COVID-19 salgını, dünyaya, doğal kaynaklara kötü davranırsak, özensiz hareket edersek başımıza neler gelebileceğini net olarak gösterdi. Sizce bu salgın, insanlarda iklim krizi, atık yönetimi, karbon ayak izi gibi konularda da bir farkındalık yaratacak mı?
COVID-19 Türkiye’de hissedilene kadar kimse o kadar korkup umursamıyordu. Ancak dert başımıza gelip vurunca çoğu insan korkup önemlerini almaya başladı. Lakin hala umursamayan insan çok. Ben de aynı şekilde iklim değişikliğinin etkileri başımızı ağrıtmadan kimsenin iklim konuşulacağını düşünmüyorum. Tabii bahsettiklerim bilinçli insanlar için geçerli değil. Genel kamuoyu davranışını kastediyorum. Yani biz başımıza gelmeden akıllanmıyoruz kolay kolay. Ön habercilerinin de etkili olacağını düşünmüyorum.
Bizi Takip Edin