Sivil Alanı Daraltacak Kanuna İlişkin Tartışmalar Sürüyor
Meclis Genel Kurulu'nda kabul edilen Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine Dair Kanun içinde yer alan sivil toplumla ilgili düzenlemelere yönelik tepkiler sürüyor. İçişleri Bakanlığı kanun hükümlerinin sivil toplumu kısıtlayıcı hükümler içermediğine yönelik bir açıklama yaparken, STK’lar derneklerle ilgili düzenlemelerin veto edilmesini istiyor.
Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun’a dair İçişleri Bakanlığı tarafından düzenlemenin sivil toplum üzerinde ek bir kısıtlayıcı hüküm getirmediği yönünde açıklamalar yapılsa da bazı STK’lar kanunun içerdiği pek çok maddenin Cumhurbaşkanı tarafından veto edilmesi çağrısında bulunuyor.
Kanun Neden Veto Edilmeli?
İnsan Hakları Ortak Platformu (İHOP) bir açıklama yayımlayarak kanunun Cumhurbaşkanı tarafından neden veto edilmesi gerektiğini paylaştı. İHOP, “Bu kanun kesinleşmeden Cumhurbaşkanı tarafından bir kez daha görüşülmek üzere TBMM’ye iade edilerek, Mali Eylem Görev Gücü’nün 6 numaralı “hükümetleri, terörizmin ve kara para aklamanın finansmanını önlemek için çalışırken insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne saygı duymaya ve masum üçüncü kişilerin haklarını tanımaya” dair çağrısına uygun bir kanun haline dönüştürülmesi çağrısında bulundu.
Kanun teklifinin “Anayasaya ve örgütlenme özgürlüğüne aykırı” olduğu konusundaki uyarıların yinelendiği açıklamada, kanuna itirazlarının gerekçeleri sıralandı:
- Yasaya gerekçe olarak gösterilen Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararlarını izleyen Mali Eylem Görev Gücü’nün 2019 tavsiyeleri ileri sürülmesine ve sözü edilen tavsiyeler, 7 ana başlıktan oluşmasına karşın bu başlıklardan sadece bir tanesi ele alındı. Dikkate alınan tek tavsiye de yanlış değerlendirildi.
- Yapılan değişikliklerde, mevcut dernek ve vakıfların yardım toplama faaliyetleri ve örgütlenme özgürlüğü ciddi şekilde kısıtlanacak; belirsiz suçlar nedeniyle hakkında kovuşturma açılan yöneticilerle bir derneğin yönetimine el koyulmasının yolu açılmış olacak, bu da İçişleri Bakanlığı’na dernekler üzerinde siyasi bir vesayet sağlayacak.
- Kanunda İçişleri Bakanı’na haklarında kovuşturma açılan dernek yöneticileri, İçişleri Bakanlığı personeli gibi ele alınarak görevden uzaklaştırılması, dernek faaliyetlerinin durdurulması ve derneğin yönetimine el konulması yetkileri verildi.
- Dolayısıyla, Türkiye’nin “uluslararası bir kurumun tavsiyelerini yerine getiriyorum” diyerek, aslında Türkiye’de zaten problemli olan özgürlük alanlarını daraltması, durumu daha da sorunlu hale getirecek.
- 650 STK’nın açıklamalarına ek olarak pek çok STK’nın medyada yer alan ve destek gören endişelerini ve hassasiyetlerini dikkate almayan, bu Kanun öngörülen ve bugünden öngöremeyeceğimiz pek çok sıkıntılara neden olacak.
- Dernek ve Yardım Toplama Kanunu dahil 7 temel kanunda değişiklik öngören 43 maddelik bu kanun, fiilen bir torba kanundur ve başta Anayasa olmak üzere bağlı olduğumuz uluslararası insan hakları sözleşmelerine ve edinilmiş müktesep haklara aykırıdır.
Bakanlıktan Kanunla İlgili Açıklama
İçişleri Bakanlığı tarafında yapılan açıklamada kanuna ilişkin öne çıkan bazı hususlar şunlar:
Kanun hükümleri ile yardım toplama zorlaşıyor mu?
Hayır. Yardım Toplama Kanunu’nda yer alan düzenlemelere ek olarak, internet üzerinden izinsiz yardım toplanmasının önüne geçmek amacıyla yeni düzenleme yapıldı. Ek olarak, her türlü izinsiz ya da usulüne uygun yapılmayan yardım toplama faaliyetlerine dair idari para cezaları artırıldı. Özetle, yardım toplamayı zorlaştırıcı bir hüküm getirilmedi.
Yurtdışına yapılacak yardımlara sınırlama getirildi mi?
Hayır. Gerçek ve tüzel kişilerin yurt dışına yapacakları yardımda sınırlama getirilmedi. Sadece derneklere yurtdışına yapacakları yardım miktarı ve gideceği yere dair kanunda yer alan ilgili mercilere bildirim zorunluluğu getirildi.
Derneklere üye olmada sınırlama getirildi mi?
Hayır. Kanun buna dair bir sınırlandırma içermiyor.
Hangi durumlarda kişiler Dernek organlarında görev alamaz?
1-Terörizmin finansmanı, 2- uyuşturucu ve 3- kara paranın aklanması suçlarından mahkûm olanları, derneklerin yönetim ve denetim organlarında görev alamayacaklar. Eğer bu kişiler, yasaklanmış hakların geri verilmesi durumunda ise görev alabilecekler.
Derneklerden görevden uzaklaştırma kararı hangi durumlarda verilecek?
- Terörizmin Finansmanın Önlenmesi Hakkında Kanun’da yer alan suçlar
- Türk Ceza Kanunu’nda yer alan uyuşturucu ve uyarıcı madde imal ve ticaretine dair suçlar,
- Türk Ceza Kanunu’nda yer alan suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklamaya dair suçlar.
Bu suçlar kapsamında, bir derneğin yönetim ve denetim kurullarında görevli olanlar ve ilgili personeller hakkında, mahkeme dava açar ve kovuşturma başlatırsa, bu kişiler ya da bu kişilerin görev yaptığı organlar, İçişleri Bakanı geçici tedbir olarak görevden uzaklaştırılabilir. Bu kişilerin yerine sadece mahkeme yeni kişileri göreve atayabilir.
Hangi durumlarda derneklere faaliyetlerinden alıkonulma kararı verilecek?
Kanunda belirtilen 3 sebebin gerçekleşmesi durumunda dernekler yönetiminde görevli kişilerin görevden uzaklaştırma tedbiri yeterli olmazsa ve gecikmesinde sakınca bulunan hallerde, İçişleri Bakanı söz konusu derneğin geçici olarak faaliyetlerinden alıkoymak için mahkemeye başvuracak. Mahkeme, alıkoyma kararını 48 saat içinde verecek.
Vakıflar dernekler kanunu kapsamına mı alınıyor?
Sadece merkezleri yurtdışında bulunan vakıfların Türkiye’de yürüttükleri faaliyetler yeni kanun kapsamına alındı. Kanun, merkezleri Türkiye’de olan vakıflara ilişkin bir düzenleme içermiyor.
Kanun örgütlenme özgürlüğüne aykırı hükümler içeriyor mu?
Hayır. Kanun maddeleri, derneklerin kurulması, derneklere üye olunması ve derneklerin faaliyetlerine dair bir sınırlama içermiyor.
İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamanın tümüne buradan ulaşabilirsiniz.
Bizi Takip Edin