“Yerel Yönetimlerde Mülteci Reformu Şart!”
Yerel İzleme Araştırma ve Uygulamalar Derneği (YERELİZ) göçmen nüfusun yoğun olarak yaşadığı 14 belediye ve ulusal ve uluslararası çalışma yürüten 13 STK ile yaptığı görüşmeler sonucunda Kentsel Hizmetlere Göç Perspektifinden Bakmak: Pandemi Döneminde İstanbul Örneği Raporu’nu hazırladı. Karar alıcılara yönelik politika önerilerini de içeren raporun temel bulgusu, etkin yerel politikalar oluşturulması için yerel yönetimlerde mültecilerin dahil edildiği bir reformun şart olduğu.
Yereliz Derneği tarafından hazırlanan Kentsel Hizmetlere Göç Perspektifinden Bakmak: Pandemi Döneminde İstanbul Örneği Raporu, COVID-19 pandemisinin göçmenler üzerindeki sağlık ve sosyal alandaki etkilerine ve Türkiye’de göç yönetişinin şekillenmesine duyulan ihtiyacı ortaya koyuyor. Buna göre, yerel yönetimlerin gündemlerinde 2011 yılından bu yana büyük bir yer tutmasına rağmen göç yönetişiminde kalıcı bir düzenleme yapılmadı. Uyum Strateji Belgesi ve Ulusal Strateji Belgesi’nde somut hedeflerle ortaya konan bu ihtiyaç hem belediyelerin hem STK’ların ortak talebi olarak değerlendirilmelidir.
Misafirlikten hemşehriliğe giden süreçte kentte birlikte yaşamanın yolu, etkin yerel politikalar oluşturulmasıdır.
Yoksulluk Mültecilerde Daha Derin!
Rapor, COVID-19 Pandemisinin göçmenler üzerindeki sağlık ve sosyal alandaki etkilerine dair çarpıcı bulgular içeriyor:
- Kızılay ile yapılan görüşmelerde, Adana, Adıyaman, Gaziantep, Hatay, Kilis, İstanbul, İzmir, Mardin, Şanlıurfa ve Ankara gibi kentlerde enfeksiyon riskinin yerel halka kıyasla, göçmen nüfusta 5 kat daha fazla olduğu belirtiliyor.
- Mülteciler arasında işsizlik oranı %80’lere ulaştı.
- Derinleşen yoksulluk, İstanbul, Kocaeli, Bursa, İzmir, Ankara, Konya, Kayseri, Kahramanmaraş, Adana, Mersin, Gaziantep, Kilis, Hatay, Şanlıurfa, Mardin illerinde göçmen ve mültecilerin gıda gibi temel ihtiyaçlara erişimde yardım bağımlılığını %90’lara çıkardı.
- Mülteci çocuklar %20-50 arasında değişen oranlarda eğitimden uzaklaştı.
- Durumun ciddiyeti ve aciliyeti düşünüldüğünde, yerel dinamiklere hakimiyeti ve hızlı reaksiyon geliştirebilme özellikleriyle belediyelerin göç yönetişiminde daha etkin olmaları bir gereksinim olarak ortaya çıkmakta.
- Belediyeler, özellikle mülteci ve göçmenlerin yoğun yaşadığı bölgelerde kentlerin salgınlar ve diğer krizlere dirençli bir hale gelebilmesi için göç reformu talep ediyor.
Yetki de Kaynak da yok, Sorun Çok!
Yerel yönetimler; pandemi, göç dahil olmak üzere her türlü afet ve insani kriz ile ilk karşı karşıya kalan yapılar. Aynı zamanda bu afetlere karşı en hızlı ve etkili aksiyonu alabilen yapılar da yine yerel yönetimler. Ancak personel yapısı ve finansal kaynak yetersizliğinin yanı sıra, göçmenlere ilişkin yetki ve mevzuattaki boşluklar, yerel yönetimlerin etkin çalışmasının önündeki en önemli engellerin başında geliyor.
Raporda paylaşılan politika önerileri şu şekilde:
- Uyum Strateji Belgesi ve Ulusal Eylem Planı’nın belediyelere yönelik öngördüğü bütçe ve yetkiyi de içeren çalışmaların tamamlanması,
- Tüm kentsel hizmetlerin göçmenleri de kapsayacak şekilde planlanarak belediyelerin bu sürece personel, kaynak vb. yatırımlar ile hazırlanması,
- Göç Birimi/müdürlüğü vb. yerel düzeyde politika ve uygulama süreçlerinin yürütülmesi amacıyla birimler oluşturulması için gerekli alt yapının hazırlanması; bu birimlerde görev alacak personelin niteliğine yönelik norm kadro planlamalarının yapılması,
- Özellikle en çok mülteci ve göçmene ev sahipliği yapan kentlerin mali ve teknik desteklere erişimlerinin kolaylaştırılması,
- Belediyelerin göç ile artan ihtiyaçlar karşısında finansal ve kurumsal altyapısının güçlendirilmesi,
- Göç İdaresi teşkilatının merkezi yönetim birimleri ve yerel yönetimler arasındaki koordinasyonu daha etkin biçimde yürütülmesi,
- Göç yönetişiminin, sürdürülebilir bir kamu politikası ile kamusal hizmet odaklı olarak sürdürülmesi, uygulamaların dış kaynağa bağımlı ve proje bazlı olmaktan çıkarılması,
- Belediyelerin STK’ların alandaki uzmanlığından yararlanarak, hizmet sunumunda işbirlikleri kurmasının kolaylaştırılması,
- 2022 yılı sonrasında hazırlanacak olan Ulusal Uyum Planında Yerel Yönetimlerin Etkin Katılımı ile planlanması ve tüm süreçte izleme/etki değerlendirme mekanizmalarının oluşturulması,
- Belediyelerin göçmen çalışan istihdam etmesi önündeki engellerin kaldırılması,
- Birlikte yaşam kültürünün yaygınlaştırılması amacıyla belediyelerin bu alandaki hizmetlerinde standardizasyona gidilmesi,
Araştırma kapsamında ulusal düzeyde karar alıcılara ek olarak, göç yönetişiminin Türkiye’de aktif bir paydaşı olan ulusal ve uluslararası fon kuruluşlarına yönelik de politika önerileri hazırlandı.
Rapora buradan ulaşabilirsiniz.
Bizi Takip Edin