“Kitle İmha Silahları Tasarısındaki Dernek Maddeleri Geri Çekilsin”
TBMM’ye 56 AK Partili vekilin imzası ile sunulan Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi, Adalet Komisyonu’nda görüşülerek TBMM Genel Kurulu’na sevk edildi. Teklifle dernek faaliyetlerine getirilmek istenen yeni düzenlemelerin, sivil alanı daha da daraltacağını belirten STK temsilcilerinin değişikliğe ilişkin tepkileri artıyor. Sivil toplum örgütleri, bu hafta Mecliste görüşülmesi beklenen teklifin geri çekilmesini isteyerek, #siviltoplumsusturulamaz başlığıyla bir imza kampanyası başlattı.
16 Aralık 2020’de Meclis Başkanlığı’na sunulan ve 18 ve 19 Aralık tarihlerinde Adalet Komisyonu’nda görüşülerek TBMM Genel Kurulu’na sevk edilen Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi’ne yönelik STK’ların itirazları artıyor. Teklifin anayasa ve örgütlenme özgürlüğüne aykırı olduğunu belirten örgütler, geri çekilmesi için imza kampanyası başlattı.
43 maddeden oluşan Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Önlenmesi Hakkında Kanun Teklifi’nin gerekçesinde; kitle imha silahlarının finansmanının önlenmesine ilişkin kararlarının uygulanmasına yönelik usul ve esasların düzenlenmesi; bu kararlara konu olan kişi, kuruluş ve organizasyonların malvarlıklarının dondurulmasında takip edilecek usul ve esasların belirlenmesinin amaçlandığı belirtiliyor.
“Teklif Uluslararası Hukuk ve İç Hukuk ile Uyumlu Değil”
Kanun teklifi hakkında bir bilgi notu yayınlanan STGM Yönetim Kurulu, derneklere denetimi artıracak olan kanun teklifinin, uluslararası hukuk, Anayasa ve iç hukuktaki ilgili diğer düzenlemelerle uyumlu olmadığını; örgütlenme özgürlüğü ile evrensel ilkelerle uyuşmazlık içinde olduğunu ve teklifin genel gerekçe kısmında ifade edilen amaçlardan farklı amaçları kapsadığını vurguladı.
Öngörülen değişikliklerin sivil toplum örgütlerinin çalışmalarını kısıtlayacağına dikkat çekilen açıklamada, kanun teklifinin gözden geçirilmesine duyulan ihtiyacın gerekçeleri sıralandı:
- Kanun teklifinin adının ve gerekçesinin kitle imha silahlarının yayılması ve terörün finansmanının engellenmesi olarak sunulmasına rağmen, düzenlemenin ağırlıklı olarak 5253 Sayılı Dernekler Kanunu ve 2860 Sayılı Yardım Toplama Kanunu’nda değişiklikler öngörüyor. Türkiye’de STK’ların dünyanın pek çok ülkesine kıyasla daha ağır bir denetim ve kontrol kurallarına tabi olduğu hatırlandığında, teklifin gerekçesinde belirtilen hususlar Dernekler Kanunu ve Yardım Toplama Kanunu ile bağdaşmıyor.
- Dahası, teklif temel hak ve hürriyetleri daha fazla kısıtlamayı doğuracak değişiklikler içeriyor. Söz konusu değişiklikler örgütlenme özgürlüğüyle ilgili temel evrensel ilkelerle uyuşmazlık içinde.
- Kanun teklifinin gerekçesinde, yapılan düzenlemelerin amacının FATF’ın (Mali Eylem Görev Gücü-Financial Action Task Force) STK’lar ile ilgili düzenlemelerin gözden geçirilmesini öngören 8.Tavsiyesi dayanak gösterilmesine karşın, kitle imha silahlarının yayılmasının engellemesi, kara para aklama suçlarının ortadan kaldırılması, terörün finansmanı suçlarının önlenmesinde, FATF’nın STK’ları içeren tavsiyeleri de dikkate alınmalıdır. Yanı sıra, FATF’in önerileri teklifle yapılmak istenen düzenlemeleri gerekli kılmıyor.
“11.Plan Kararları Doğrultusunda Kapsayıcı Bir İstişare Süreci Başlatılmalı”
- Kanun teklifinde yer alan değişiklikler, örgütlenme özgürlüğüyle ilgili temel evrensel ilkelerle uyuşmazlık içinde. İçişleri Bakanlığı’na verilen olağanüstü yönetim usullerini dahi aşan yetkiler nedeniyle, Teklifin Dernekler Kanunu ve Yardım Toplama Kanunu’nda değişiklik öngören maddeler tekliften çıkarılmalı.
- 11.Kalkınma Planı’nda yer alan “sivil toplum bilincinin gelişmesi, örgütlü sivil toplumun güçlenmesi, STK’ların saydamlık ve hesap verebilirlik ilkelerine uygun bir yapıya kavuşması ve devletin karar alma süreçlerine etkin katılımının sağlanması temel amacı” doğrultusunda kapsayıcı bir çerçeve düzenlemeyi (776.1.) öngören hedef dikkate alınarak, Dernekler Kanunu ve Yardım Toplama Kanunu, 11.Plan kararları doğrultusunda gözden geçirilmesi için kapsayıcı bir istişare süreci başlatılmalı.
“Teklif, sivil toplum için elverişli ortamı gözeterek yeniden değerlendirilmeli”
TÜSEV tarafından yapılan açıklamada ise kanun teklifi ile öngörülen değişikliklerin STK’ların daha az elverişli bir ortamda faaliyet göstermelerine yol açacağı uyarısı öne çıkıyor. Açıklamada, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararları ve Mali Eylem Görev Gücü (FATF) tavsiyeleri uyarınca hazırlanan teklifte yer alan düzenlemelerin BM ve FATF’ın tavsiyelerini bütüncül bir bakış açısıyla şekillenmesi ve temel hak ve özgürlüklerin gözetilmesi gerektiği hatırlatılıyor. TÜSEV, söz konusu gerekçelerle kanun teklifinin sivil toplum için elverişli ortamı gözeten bir çerçevede yeniden değerlendirilmesi ihtiyacına işaret ediyor.
Kaos Gl Hukuk Koordinatörü Av. Kerem Dikmen hazırladığı bilgi notunda, yasa teklifinin genel gerekçe kısmında ifade edilen amaçlardan başka amaçları da kapsadığı yorumunu yaparak, “Adı kitle imha silahlarından bahsetse de teklifte yer alan 43 maddeden yalnızca altısı buna ilişkin. Yani kanunun adı ile düzenlediği alan arasında nicel bir ilişki kurmak zor. Buna rağmen teklif, dernekleri doğrudan ilgilendiren Dernekler Kanununun yedi, dernek faaliyetlerini ilgilendiren Yardım Toplama Kanununun ise dört maddesini değiştiriyor. ” değerlendirmesinde bulunuyor.
“Teklif, Acilen Geri Çekilmelidir!”
Hak İnisiyatifi Derneği “Yargı Kararı Olmaksızın Mülkiyet ve Örgütlenme Haklarına Müdahale Kabul Edilemez!” başlığıyla yaptığı açıklamada, teklifin “yürütme erkine sınırları belirsiz büyük bir yetki tanıyacağı, yürütme yetkisinin farklı düşünen toplum kesimlerine ait vakıf ve derneklere yönelik keyfi olarak kullanabileceği ve zaten baskı altındaki STK’ların adım atamayacağı bir ortam oluşacağı” uyarında bulundu. Hak İnisiyatifi, teklifin meclisten çekilmesi çağrısında bulunarak hukuk devleti ilkesine uyumlu bir düzenleme yapılmasını talep etti.
Hak İnisiyatifi Genel Başkanı M. Arif Koçer Sivil Sayfalar’a teklifle ilgili olarak yaptığı değerlendirme, mülkiyet hakkı ve örgütlenme hakkının temel haklardan olduğunu yineleyerek, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin söz konusu hakları koruma altına alındığını hatırlatıyor. Somut suç delilleri olması durumunda mevcut mevzuat ile yargı sürecinin işletilmesinde bir sorun olmadığını; leh ve aleyhteki delillerin incelenmesinin mümkün olduğunu kaydeden Koçer, “TBMM’ye sunulan teklifte yargı denetimini devre dışı bırakarak, yürütme erkine “terörizmin finansmanı bahanesi ile” bu yetkilerin tanınması, demokratik bir toplum için gerekli ve zorunlu değildir. Teklifle, yürütme erkindekilere, tek taraflı beyanları ile hakkın özüne dokunacak uygulamaları yapmak yetkisi tanımaktadır. Bu yasa tasarısı acilen geri çekilmelidir.” diyor.
“Teklif, Sivil Toplumda Olumsuz Gidişatı Hızlandıracak!”
Türkiye’nin çeşitli kentlerinden 200’den fazla STK’nın içinde yer aldığı Denge Denetleme Ağı’nın Genel Direktörü Hayriye Ataş, teklifte öngörülen düzenlemeleri “sivil toplumda olumsuz gidişatı hızlandıracak nitelikte” olarak değerlendiriyor. Son dönemde “terör” tanımının yargı ve idari makamlar tarafından keyfi, belirsiz ve uluslararası normlarla bağdaşmayan şekilde yorumlandığını hatırlatan Ataş, “ ‘terörün finansmanı’ ile gündeme getirilen düzenlemelerin sivil toplum üzerinde Demokles’in Kılıcı gibi bir işlev göreceği açıktır.” diyor.
Hukuki karar verilmeden, soruşturma aşamasında dernek başkanlarının görevden alınması, dernek faaliyetlerinin durdurulması ve hatta derneklerin kapatılmasını öngören hükümler nedeniyle teklifin hem hukuksuzluğa hem de başka mağduriyetlere sebep olacağının altını çizen Ataş, “OHAL döneminde alanı iyice daralan STK’lar, bu düzenleme ile sistemin etkin bir parçası olmaktan daha da uzaklaştırılacak. Bu da uzun vadede ülke demokrasisini sakatlayacaktır.” uyarısında bulunuyor.
İnsan Hakları Ortak Platformu (İHOP) tarafından yapılan açıklamada da teklifin Anayasa ve örgütlenme özgürlüğüne aykırı olduğunun altı çiziliyor ve düzenlemenin oldubittiye getirildiği kaydediliyor.
Yasa Teklifindeki Sivil Topluma İlişkin Maddeler
Kitle imha silahlarının finansmanını önlemeyi öngören yasa teklifinde sivil topluma ilişkin siyasi ve idari baskıyı artırma potansiyeli taşıyan pek çok düzenleme yer alıyor. Söz konusu maddelerden öne çıkanlar şunlar:
- Kanun teklifi, Türkiye’deki tüm ulusal ve Türkiye’de şubesi bulunan uluslararası STK’ları içeriyor. Merkezi yurtdışında bulunan, Türkiye’de şube açan vakıf ve dernekler de denetim kapsamı içinde olacak.
- İçişleri Bakanı’na sivil toplumu denetleme ve görevden alma konusunda önemi yetkiler veriyor. Terörün finansmanı suçundan hakkında soruşturma açılan dernek yöneticileri, İçişleri Bakanı tarafından doğrudan ve geçici olarak görevden alabilecek. Mahkûmiyet kararı beklenmeden soruşturmanın başlaması, bu yetkinin kullanılması için yeterli görülüyor.
- Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun kapsamında yer alan suçlar ile Türk Ceza Kanununda yer alan uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti veya suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçlarından dernek yöneticileri hakkında soruşturma açılmışsa, İçişleri Bakanı bu yöneticileri görevden uzaklaştırma yetkisine sahip olacak. İçişleri Bakanı terör suçundan dernek yöneticilerini görevden alma tedbirini yeterli görmezse, mahkeme kararı ile dernek faaliyetlerini geçici olarak durdurabilecek.
- İzinsiz yardım toplayan derneklere verilen mevcut düzenlemedeki 700 TL tutarındaki idari para ceza miktarı, internet ortamında izinsiz yardım toplayanlar için 10 bin ile 200 bin TL, fiziki ortamda izinsiz yardım toplayanlar içinse 5 bin ila 100 bin TL aralığına kadar yükseltiliyor.
- Yardım internet üzerinden yürütülüyorsa, yardım toplanan linke erişim engeli getirilecek.
- Türkiye’deki dernekler yabancı derneklere yardım valiliğe bunu bildirmek zorunda.
- Derneklerin denetimlerini yürütenler, ilgi kamu ve kuruluşlardan, bankalardan yardım faaliyetleri ile sınırlı olmak kaydıyla bilgi ve belge isteyebilecek.
- Dernekler 7 bin TL üstü her türlü harcamalarını, kayıtlara geçirmek ve bu harcamaları bankalar üzerinden yapmaları gerekiyor. Buna uymayan dernek yöneticilerine söz konusu miktarın %10 tutarında idari para cezası verilecek.
- Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun kapsamında yer alan suçlar ile Türk Ceza Kanunu’nda yer alan uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti veya suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçlarından mahkum olanlar, derneklerin genel kurul dışındaki organlarında, yani dernek yönetim, denetim veya varsa disiplin kurullarında görev alamayacaklar.
- Mevcut durumda Sivil Toplumla İlişkiler Müdürlükleri ve doğrudan İçişleri Bakanlığı denetçileri tarafından denetlenen dernekler, artık rutin olarak ve sürekli denetlenecekler. İçişleri Bakanlığı ve dernek denetçileri dışındaki kamu görevlileri de bu denetimde yer alabilecek.
- Yurtdışından alınan ya da yurtdışına yapılan yardımlarla ilgili bildirim kurallarına uyulmaması durumunda mevcut ceza ceza sınırları, 3 aya kadar olan hapis cezasında 1 yıla kadar olarak yükseltilebilecek.
- Teklifle denetlenen bir dernekle ortaklığı ya da hibe- fon ilişkisi bulunan başka bir derneğin de bu süreçte denetlenmesi mümkün olacak. Bu şekilde bütün derneklere denetimin yolu açılmış olacak.
Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi, TBMM Adalet Komisyonu’nda görüşülecek. Yurttaşlar ve STK’lar kanun teklifi ile ilgili görüşlerini TBMM Adalet Komisyonu sayfasında yer alan vekillere doğrudan e-mail, faks ve telefon ile iletebilirler.
Kanun teklifinin tümüne buradan ulaşabilirsiniz.
Bizi Takip Edin