“İnfaz Sisteminde Görmezden Gelinen Çocuklar Salgınla Daha Görünmez Oldu”
Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST) Hapiste Çocuk Tematik Alan Temsilcisi Cansu Şekerci, infaz sisteminde görmezden gelinen çocukların salgınla birlikte daha da görünmez olduğunu vurgulayarak, pandemi koşullarının içerideki çocukların dışarıdaki yakınlarıyla, dışarıdaki çocukların ise içerideki anneleriyle birlikte olmasını engelleyen bir durum yarattığını ifade ediyor.
Türkiye’de anneleriyle birlikte hapishanelerde bulunan kaç bebek ve çocuk olduğuyla ilgili net bilgi var mı?
Hapishanelerdeki çocukların nüfusuyla ilgili maalesef elimizde güncel ve net bir bilgi yok. Adalet Bakanlığı’nın açıkladığı son resmi veri, Kasım 2018’deydi ve burada 0-6 yaş arasındaki 743 çocuğun anneleriyle birlikte hapishanelerde tutulduğu bilgisi paylaşmıştı. O tarihten beri yapılan bilgi edinme başvurularında veri içeren yanıt alamadığımız için güncel ve resmi bir sayı paylaşmak ne yazık ki mümkün değil. Bununla birlikte salgın dönemine kadar basında 800’e varan sayılar telaffuz edilmişti. Salgınla birlikte yürürlüğe giren yeni infaz düzenlemelerinde 0-6 yaş grubu çocuklar ve anneleri için alternatif tedbirlerin daha geniş tanındığını gördük fakat uygulamaya baktığımızda bunun aksine, yeni tutuklamalar dolayısıyla anneleriyle birlikte hapsedilen çocukların haberini aldık bu süreçte. CİSST olarak yeni infaz düzenlemelerinden yararlanarak tahliye olan kaç çocuk olduğunu sorduğumuzda da veri içeren yanıt alamadık. Şunu da belirtmek isterim, TÜİK yakın zamanda 2019 yılına ilişkin hapishane nüfusuyla ilgili bir istatistik açıkladı fakat anneleriyle tutulan çocuklarla ilgili bir veri burada da paylaşılmadı.
Birleşmiş Milletler (BM) Uyuşturucu ve Suç Ofisi, küçük çocuğu olan kadınlara hapis cezası vermekten kaçınmak gerektiğini anlatan el kitapları yayınlıyor. Bu durumdaki anneler ve çocuklar için hapis cezası yerine neler yapılabileceği de belirtiliyor. Avrupa ülkelerinin bir çoğunda, bu konuda bulunmuş uygulanan yöntemleri neler paylaşır mısınız?
Uluslararası insan hakları metinleri, çocukların ebeveynleriyle birlikte hapsedilmelerinin son çare olması, yani ancak çocuk için en iyi çözüm bu olacaksa bu yola başvurulması gerektiğine değinir. Bununla birlikte anneleriyle tutulan çocuklar için hapishane koşullarının bu çocukların yararına dönüştürülmesi gerektiğini hatırlatır.
Ülkelerin hem hapsetme motivasyonu hem de yaş grupları birbirinden farklı olduğunu görüyoruz. Örneğin Finlandiya’da çocukların ebeveyniyle birlikte kalabileceği üniteler yapılmış durumda ve buradaki infazın da her aşamasında çocuğun yararı yeniden değerlendiriliyor. Kolombiya’da hamilelikten önceki iki ay ve sonraki altı ay boyunca hapis cezası konutta infaza dönüştürülüyor ve anne yeniden hapishaneye döneceği zaman çocuğunu yanına alıp almamaya karar veriyor. Almanya’da hapishane ortamından bağımsız anne-çocuk evleri var ve annenin suç tipine göre çocuğun annesiyle kalma süresi değişiyor. Türkiye’de de aslında mevzuatta 0-6 yaş grubu çocukların annelerinin hapsedilmemesiyle ilgili çeşitli düzenlemeler var fakat bunun uygulamaya geçirilmesinde ciddi eksiklikler olduğunu görüyoruz. Şimdilik Ankara’da tamamlanan, yakında Diyarbakır’da da tamamlanacağı duyurulan anne-çocuk birimleri yapıldı. Henüz faaliyete geçmedi fakat bakanlık yakında faaliyete geçirileceğini duyurdu. Bu gelişmeler nispeten iyi kabul edilecek gelişmeler ama bunlardan önce şunu ısrarla belirtmeyi çok önemsiyoruz: özellikle tutuklu yargılamalar yerini alternatif tedbirlere bırakmalı, bir çocuğu hapsetmek her halde son çare olmalı ve bakanlıkça çocuğun yüksek yararını gözeten tüm adımlar, standardize edilerek Türkiye hapishanelerindeki tüm çocuklar için uygulanmalı.
İnsan Hakları Günü… Hapishanelerdeki Bebek ve Çocuklar
Özellikle içinde bulunduğumuz salgın şartlarında çocuklar ve anneleriyle kalan bebekler için içerdeki koşullar nasıl ne gibi sıkıntılar yaşanıyor?
Aslında salgın etkilerinin ne olduğunu yalnızca sağlık şartları açısından değerlendirmek, eksik bir izleme metodu olacaktır. Özellikle hapishanelerde salgın dolayısıyla alınan önlemlerin başkaca hak ihlaline sebep olup olmadığını da izlemek gerekir. Buradan hareketle salgın dolayısıyla alınan önlemlerin tecrit durumunu arttırdığını söylemek gerekir. Başlangıçta tamamen kaldırılan ziyaretçi hakkı, halihazırda kısmi olarak kullanılıyor. Bu da çocukların yakınlarıyla, dış dünyayla kuracağı iletişimi engelliyor. Ortak alanlardaki etkinlikler iptal edildiği için tüm mahpuslar günlerini koğuşta geçirmek durumunda kalıyor. Kapalılık halinin artmasının şiddeti tetikleyen bir unsur olduğunu söylemek mümkün. Bu durumda 12-18 yaş grubunda akran şiddeti ihtimali, 0-6 yaş grubunda ise doğrudan çocuğa karşı olmasa bile bu çocuklarla aynı tutulma koşullarına sahip mahpuslar arasındaki şiddet ihtimali ya da hapishane idareleri ile mahpuslar arasındaki şiddet ihtimali aslında izleyemediğimiz ama endişe duyduğumuz bir karanlık alan olarak gündeme geliyor. 0-6 yaş grubu çocukların normalde -bakmakla yükümlü yakını varsa- belirli dönemleri dışarıdaki yakınıyla geçirme hakkı vardı, bulaş riskinin önlenmesi için bu da kaldırıldı. Bu da içerideki çocukların dışarıdaki yakınlarıyla, dışarıdaki çocukların ise içerideki anneleriyle birlikte olmasını engelleyen bir durum yarattı.
Son günlerde tedbirler artırıldı hapishanelerdeki çocuklar korona sürecinden nasıl etkileniyor? Virüs hakkında bilgi edinebiliyorlar mı? Sosyal mesafe kuralından haberleri var mı? Özellikle bebekler ve çocuklar gerekli olan hijyen kuralları çerçevesinde bakılabiliyorlar mı koşullar buna uygun mu? Bunlarla ilgili Adalet Bakanlığı herhangi bir bilgilendirme veya açıklama yapıyor mu?
Artan tedbirlere ilişkin Adalet Bakanlığı dönem dönem genel bilgi paylaşımında bulunuyor evet fakat özel ihtiyaç sahibi mahpusları işaret eden bir açıklamayla karşılaşmıyoruz.
Salgının başından beri çocuklar, risk grubu olarak tanımlanmadı, biliyorsunuz. Bu durum infaz sisteminde görmezden gelinen çocukların salgın döneminde daha da görünmez kıldı. Çocukların virüs hakkında edindikleri bilgi, televizyondan edindikleriyle sınırlı diye tahmin ediyoruz. Hapishane idarelerinin bir salgın durumunu çocukla iletişim tekniklerine uygun olarak nasıl aktaracağına ilişkin soru işaretlerimiz var elbette. Öte yandan mektup ve danışma hattımızdan aldığımız bilgilere göre mahpuslar, psikososyal destek, tıbbi muayene ve tedavi gibi ihtiyaçları için yüz yüze görüşme yapamıyorlar salgın önlemleri kapsamında. Bu durumda virüsün etkileri, kendilerini nasıl koruyacakları, dışarıdaki yakınlarının iyilik halleri gibi bilgileri almak için yeterli bilgilendirmeye erişemediklerini söylemek mümkün. Çocuklar sosyal mesafe kuralından haberdar olsalar bile tutulma koşulları sosyal mesafenin sağlanmasına müsait mi? Değil. Bununla birlikte 12-18 yaş grubu çocuklar ve çocukken içeri girip şimdi yetişkin olan mahpuslar için salgının başından beri aslında gündeme gelen şey, tahliye olma ihtimalleri. Yeni infaz düzenlemeleriyle birlikte koşullu salıverilme hesaplamaları değişince tahliye olan çocuklar ve gençler olduğunu biliyoruz. İçerideki çocuklar ve gençler de salgının risklerinden ziyade tahliye olma ihtimalini ya da dışarıda ailelerinin sağlık durumuna dair endişelerini ön plana çıkardılar.
0-6 yaş arası çocuklar için hapishaneler, elbette ki yeterli hijyen kurallarına sahip kurumlar değiller. Bu salgından önce de böyleydi salgın esnasında da böyle. Beslenme, temizlik, oyuna erişim, doğaya erişim, çevresiyle kuracağı sağlıklı iletişim hapishane koşullarında hiçbir zaman yeterli olmayacaktır. Bir çocuğun iyilik halini konuşurken sadece bir şeylerle yetinmesi ya da ölçülebilir değerler arasında sağlıklı olup olmadığını tespit etmek üzerine değerlendirmede bulunamayız. Çocukların iyilik halinin sağlanması, bundan çok daha kapsayıcı şekilde tartışılmalıdır. Türkiye’nin de taraf olduğu BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’ye göre devletlerin bu konudaki yükümlülüğü çocuğu sadece yaşatmak değil, gelişimine uygun ortamı yaratmaktır aynı zamanda. Bu yüzden hapishanelerde tutulan çocukların koşulları ve iyilik halleri bu geniş çerçevede tartışılmalıdır.
Adalet Bakanlığı ‘hapishanelerde çeşitli önlemleri hayata geçmiştir’ diye bir açıklama yaptı. Ne gibi tedbirler alındı bilgi alabilir miyiz?
Alınan önlemler salgının ilan edilen yayılma durumuna göre değişiklik gösterdi aslında. Genel olarak belirtmek gerekirse en temel önlem, mahpusların dış dünyayla iletişiminin kesilmesi oldu. Bu, bulaş riskini azalmak üzerine alınan bir önlemdi. Ziyaretçi görüşleri kaldırıldı, dışarıdan izleme yapma amaçlı gelen mekanizmaların ziyaretleri durduruldu. İzleme yapmayan ama çeşitli etkinlikler için özellikle çocuk hapishanelerine gelen sivil toplum örgütleri ve öğrenci kulüplerinin etkinlikleri durduruldu. Ortak kurs ve eğitimler durduruldu. Başlangıçta acil durumlarda izin verilen avukat görüşleri şimdi hala mekan sınırlaması dolayısıyla eskisi gibi yapılamıyor. Hastane sevkleri çok acil vakalar olmadığı müddetçe durduruldu ki bu “çok acil” vakaların çok sınırlı şekilde okunduğunu anlıyoruz aldığımız başvurulardan. İsteğe bağlı (özellikle ailesinin ya da yargılama dosyasının bulunduğu şehre gitmek üzere yapılan) sevkler durduruldu. İnfaz düzenlemesi dolayısıyla kişilerin koşullu salıverilme süreleri değişiklik gösterdi, daha erken tahliye olma ihtimalleri doğdu. Hükümlü olup kapalıya iade disiplin cezası olmayan yani eğitimevlerinde tutulan çocuklar koronavirüs izninde ailelerinin yanına gönderildi. Aslında bu açıklamamız, salgın döneminde hapishanedeki çocukları değerlendiren raporumuzun açılış cümlesi. Bunun devamında hem önlemlerin çocuklara yansımasını hem de bu dönemde bilgiye erişim durumumuzu daha ayrıntılarıyla paylaşmış olduk.
Bizi Takip Edin