BİRLİKTE Kurumsal Destek Programı: Sivil Toplumda Yeni Bir Hibe Modeli
STGM tarafından 2018 yılında hayata geçirilen ve geçen ay kapanışı yapılan BİRLİKTE Programı Türkiye’de AB tarafından desteklenen ilk kurumsal hibe programı. BİRLİKTE ‘den faydalanan 42 STK, kapanış etkinliğinde programın, özellikle birebir sağlanan mentor desteğinin, kendilerine sağladığı çok yönlü katıyı dile getirdiler. Program Koordinatörü Tuğçe Bahadır Cankara, kurumsal hibenin AB hibe programları içerisinde önemli bir alternatif olarak ön plana çıkmaya ve uygulamasının yayılmaya başladığını söylüyor.
Sivil Toplum Geliştirme Merkezi Derneği (STGM), 2018 yılında BİRLİKTE Yerel STÖ’ler için Kurumsal Destek Programı’nı hayata geçirdi ve geçen kasım ayında program faydalanıcısı olan 42 STK’nın katıldığı bir etkinlikle programı başarıyla tamamladı. STGM, BİRLİKTE Programı’nı bir iyi uygulama örneği olması ve benzer nitelikte programların yaygınlaşması amacıyla tasarlamıştı. BİRLİKTE’nin taşıdığı bu misyon ve başarılı şekilde uygulanmasıyla özellikle AB hibelerinde değişime ön ayak olmaya başladı bile. BİRLİKTE Programı’nın özgün yönlerini, Türkiye’de AB’nin desteklediği ilk kurumsal hibe destek programı olarak sivil toplumda benzerlerinin yaygınlaşmasına katkısının altını çizen Program Koordinatörü Tuğçe Bahadır Cankara, programın başarısı sayesinde STGM’nin benzer çalışmaları sürdüreceğini, BİRLİKTE’de kazanılan deneyimin Türkiye’de benzer ve daha yenilikçi programların uygulanmasına katkı sağlayacağını düşünüyor.
BİRLİKTE nasıl bir ihtiyaca karşılık geliyordu? STGM, bu projeyi hayata geçirirken ne hedefledi?
Sivil topluma sağlanan mevcut proje destekleri elbette çok önemli bir işleve sahip. Ancak, STÖ’lerin kira ve diğer ofis sabit giderleri ya da idari personel istihdamı için ihtiyaç duydukları giderleri proje hibeleri ile karşılamaları mümkün olmuyor. Örgütlerin hali hazırda sürekli yürüttükleri rutin faaliyetleri, örgüt kapasitesini geliştirmek için yürüttükleri çalışmalar, kurumsal tanıtım çalışmaları, bir kriz durumunda aniden ortaya çıkan bir ihtiyacın karşılanması, vb. gibi kurumsal giderler standart proje hibelerinde desteklenemiyor. Dolayısıyla, alandaki bu ihtiyacı karşılamak ve özellikle AB tarafından desteklenen hibe programlarında bunu bir model olarak yaygınlaştırabilmek amacıyla bir ilk uygulama örneği olan BİRLİKTE Yerel STÖ’ler için Kurumsal Destek Programı’nı tasarladık ve uyguladık.
BİRLİKTE’yi bir maddi desteğin ötesinde, örgütlerin kurumsal gelişimlerinin desteklenmesi ve sivil alanın güçlendirilmesi için önemli bir fırsat olarak gördük. Tam da bu nedenle, programın bir bileşeni olan kurumsal gelişim için mentorluk programına dahil oldular. İki yıl boyunca kurumsal gelişim hedeflerine ilerlerken kendilerine kolaylaştırıcılık yapan mentorların yakın desteği ile çalışma şansı yakaladılar.
BİRLİKTE’nin genel olarak nasıl bir misyon taşıdığını, başarılı şekilde uygulanırsa alanda, özellikle de AB hibeleri bağlamında nasıl bir değişime ön ayak olabileceğinin başından beri bilincindeydik. Ne mutlu ki, tüm süreç boyunca hem programdan yararlanan yol arkadaşlarımız STÖ’lerden, hem süreçte rolü olan kilit kurumlardan ve diğer paydaşlarımızdan hep çok olumlu geri dönüşler aldık. Aslen hedeflediğimiz şekilde kurumsal hibe AB hibe programları içerisinde önemli bir alternatif olarak ön plana çıkmaya ve hatta uygulaması yavaş yavaş yayılmaya başladı.
Birlikte Programı kurumsal hibe desteği, kurumsal mentorluk, kurumsal destek programı şeklinde 3 farklı başlığı kapsıyor; bu kadar kapsamlı bir destek programının maliyetini ve emek gücünü karşılamakta zorlandınız mı? Yeni yılda Birlikte’ye devam edebilecek misiniz?
BİRLİKTE Programı AB tarafından desteklenen ve STGM tarafından yürütülen bir projenin içerisinde bir alt-hibe uygulaması olduğundan, Program ekibinin yanı sıra STGM’nin mevcut tüm kurumsal birikimi, yönetimi ve diğer program ekipleri de ihtiyaç duyulan her konuda BİRLİKTE proje ekibini destekledi. Hem hibe yönetimi hem kapasite gelişimi konusunda STGM olarak önemli bir deneyimimiz olmasına rağmen bu bizim için bile çok emek yoğun ve yorucu bir süreç oldu. Hepimiz için önemli bir öğrenme olanağı yarattı.
BİRLİKTE Programı’nı tasarlarken en temel muradımız, bu programın bir iyi uygulama örneği teşkil etmesi ve benzer nitelikte programların yaygınlaşması idi. Önümüzdeki dönem için STGM’nin bu konudaki çalışmalarını sürdüreceğini, BİRLİKTE’de kazanılan deneyimin benzer programlara, hatta daha yenilikçi programların uygulanmasına tahvil edecek kurumsal iradeyi ve emeği ortaya koyacağını ifade edebilirim.
Bütüncül Bir Destek Programı Olarak BİRLİKTE’nin Özgünlüğü
Türkiye’de hibe veren kurumlar açısından değerlendirildiğinde Birlikte’nin farkını ya da özgün yanını nasıl anlatırsınız?
BİRLİKTE Programı başvuruya açıldığı dönemde, sivil toplum örgütleri için hele de yerel örgütler için AB fonları ve diğer kurumsal hibe olanakları neredeyse yok denebilecek kadar kısıtlıydı. STGM olarak kurumsal hibe uygulama deneyimi, yani uygulamadaki artıları eksileri, taşıdığı riskler, yaratabileceği sorunlar vb. konusunda alandaki birikim görece çok çok az iken, bu önemli işe soyunmuş olduk.
BİRLİKTE’yi standart hibe programı olmaktan öteye taşıyan ikinci temel özelliği, bütüncül bir destek programı, aslen bir kapasite güçlendirme programı olarak tasarlanmış olmasıydı. İçerdiği kurumsal gelişim için mentorluk programı bunun temel ayağını oluşturmuştu. Programdan yararlanan tüm örgütlere tüm süreç boyunca bir mentor eşlik etti. Mentorlar projede tam zamanlı bir şekilde yer aldılar. Örgütlere sağladığımız mentorluk desteği bu anlamda belli bir konuda sağlanan teknik destek, ihtiyaç temelli koçluk, danışmanlık vb. desteklerin çok ötesinde sürekli bir yakın iletişim ve çalışma arkadaşlığıydı.
Ayrıca, örgütlerin kurumsallaşmaları için sistemsel ve bütüncül bir bakış açısı ile geliştirdiğimiz kurumsal gelişim modelini uyguladık. Bu modelin merkezinde yer alan öz-değerlendirme aracı ile örgütlerin kendilerine ayna tutmalarına, kendi ihtiyaçlarını kendi hızlarına göre planlamalarına olanak sağladık. Tüm bu süreçlerde de mentorlar örgütler için kolaylaştırıcı rol üstlendi, yoğun ve yakın destek sağladı. Bu bağlamda da örgütlerimizden çok olumlu geri dönüşler aldık.
Bunlara ek olarak, BİRLİKTE Programı faydalanan örgütler için de bir çeşit beraberlik sağladı ve işbirlikleri geliştirme fırsatı sundu. Düzenlediğimiz kapasite geliştirme atölyeleri ve belli aralıklarla düzenlenen STÖ-STÖ buluşmaları ile örgütlerin birbirlerinden öğrenmeleri ve esinlenebilmeleri için önemli bir platform oldu BİRLİKTE. İki yıl boyunca bu anlamda da yeni dostlukların kurulduğunu, ortaklıkların geliştiğini gördük. Bu da benzer nitelikteki programlar için ilham verici olabilir diye düşünüyorum.
Bu konuda son olarak vurgulayacağım nokta da şu olur; programın üçüncü ve çok önemli bir bileşeni de iletişim ve görünürlük destekleri idi. Tüm uygulama dönemi boyunca programdan yararlanan örgütlerin görünürlüğünü, hedef kitlelerine, paydaşlarına ve tüm topluma erişimlerini artırmak, etkilerini güçlendirmek için onlara çok yoğun bir görünürlük desteği sağladık. Kurumsal kimliklerinin güçlendirilmesi ve görünürlük materyallerinin etkili hale gelmesi için tasarım destekleri sağladık. Web sitesi olmayan örgütlerimize web sitesi kuruldu. Mevcut olanların web sitelerini ya da diğer sosyal medya mecralarını daha aktif kullanabilmeleri için stratejiler geliştirmelerine, kurumsal iletişim planlamalarını yapmalarına destek olduk. Bu anlamda da STGM bu alandaki mevcut kurumsal birikimini BİRLİKTE Programı’na çok etkin bir şekilde aktardı.
BİRLİKTE’yi pandemide de sürdürebilmiş olmak, benzer projelerin online olarak da yürütülebilir olması ve daha çok STK’nın faydalanabileceği anlamına gelebilir mi?
Program kapsamında sağladığımız destekleri pandemi sürecinde de kesintisiz bir şekilde sürdürebilmek ve yeni koşullara adapte olabilmek için gerçekten büyük bir emek verdik. Programın temel bileşenlerinden olan mentorluk desteği aslen alanda örgütlerimizi düzenli ziyaret etmeye ve birebir çalışmaya dayanıyordu. Pandemiyle beraber bu olanaksız hale gelince mentorluk desteklerini dijital mecraları kullanarak uzaktan sürdürdük. Normal şartlarda yüz yüze gerçekleştirdiğimiz eğitimleri ve STÖ-STÖ buluşmalarını da dijital platformlara taşıdık.
Ancak şunun altını belki çizmek gerekir; pandemi başladığında biz programın ikinci uygulama yılının ortasındaydık. Bu anlamda zaten çok önemli bir mesafe kat etmiştik. Eğer sürecin en başında başımıza böyle bir şey gelseydi o durumda daha olumsuz etkilenebileceğimizi söyleyebilirim. Benzer programların online yürütülmesinin mümkünlüğü sorusuna evet ya da hayır gibi genel bir yanıt vermek gerçekçi olmaz. Çünkü devrede olan birçok başka faktör var. Program tasarımının uygunluğu, yürütücü kurum ve ekibin alan deneyimi, adaptasyon kapasitesi, program donörünün ve rol alan diğer aktörlerin tutumu ve bakış açısı… Tüm bu faktörler belirleyici olacaktır.
Örneğin biz BİRLİKTE’de proje hibesi değil, kira, personel gibi temel kurumsal giderleri finanse ettiğimiz ve esnek bir uygulama yürüttüğümüz için yeni koşullara daha hızlı bir şekilde adapte olabildik.
Yine bir diğer olumlu faktör, BİRLİKTE’ye finansal destek sağlayan ve Sözleşme Makamımız olan Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu’nun bu konudaki destekleyici tutumu ve bakış açısı idi. Tüm bunları ve önümüzdeki süreçlerin belirsizliğini de dikkate alınca, aslında uygulanan proje ve programların krizlere adapte olabilecek ve uygulayıcıların inisiyatif kullanmalarına alan bırakacak esneklikte yönetilmesinin de ne kadar kritik bir ihtiyaç olduğunu görüyoruz. Bu olumsuz süreçlerin donör kurumlarda bu yönde olumlu bir bakış açısı genişlemesi getireceğini umuyorum.
Faydalanıcı 42 STK’dan size nasıl geri dönüşler oldu? Sizden talep ve yaklaşımlarında farklılıklar oldu mu? Projenin belli aşamalarında revizyona gitmeniz gerekti mi?
Örneğin biz BİRLİKTE’de proje hibesi değil, kira, personel gibi temel kurumsal giderleri finanse ettiğimiz ve esnek bir uygulama yürüttüğümüz için yeni koşullara daha hızlı bir şekilde adapte olabildik. Örgütlerimizin temel faaliyetlerini ve bütçelerini revize etmelerine, kendilerine sağlanan hibeyi yeniden planlamalarına olanak sağladık. Bu da aslında BİRLİKTE ve benzeri programların bu açından da ne kadar kritik ve ilgili olduğunu bize göstermiş oldu.
Süreç başlangıcında bocalayan, ihtiyacı kendi belirlemiş olsa da değişime direnen program faydalanıcısı örgütlerin sayısı az değildi. Ama bu işin başlangıcının özellikle bir yaklaşım ve bakış açısı değişikliği gerektirdiğini, bunun da aslen işin en zor kısmı olduğunu çok iyi biliyorduk. Destek programını tam da bu nedenle 2 yıl olarak düşündük. Çünkü herhangi bir konuda bir değişim yaratmak için en azından orta vadede bir emek ortaya koymak gerekli ve elzem. Süreç içerisinde örgütlerin çoğunluğunun ön yargıları kırıldı, motivasyon ve sahiplenme düzeyleri giderek yükseldi. İkinci yılın sonunda bu anlamda yaşadıkları değişimi zaten kendileri de açıkça ifade ettiler.
Katılımcılık ilkesi gereğine uygun şekilde, tüm uygulama süreci boyunca hem faydalanıcılarımızın geri bildirimlerini, değişen ihtiyaçlarını hem de öğrenilmiş dersleri uygulamalarımıza sürekli olarak yansıtmaya çalıştık. Bazı etkinlikleri, eğitimleri neredeyse beraber organize edecek düzeyde onları süreçlere dahil ettik.
Tüm uygulama dönemi boyunca elbette örgütlerimizle beraber bizler de iyileştirme yaptık. Programda uyguladığımız kurumsal gelişim modeli katılımcılık, fayda yaratma, şeffaflık, hesap verebilirlik ve sürdürülebilirlik olmak üzere 5 temel ilke üzerinde inşa edildi. Bu ilkelerin tamamına sadece faydalanıcıların kurumsal gelişimleri için değil, tüm programın karar alma, uygulama ve yönetme süreçlerinde riayet etmeye çalıştık.
Özellikle de katılımcılık ilkesi gereğine uygun şekilde, tüm uygulama süreci boyunca hem faydalanıcılarımızın geri bildirimlerini, değişen ihtiyaçlarını hem de öğrenilmiş dersleri uygulamalarımıza sürekli olarak yansıtmaya çalıştık. Bazı etkinlikleri, eğitimleri neredeyse beraber organize edecek düzeyde onları süreçlere dahil ettik. Ancak programın bel kemiğini oluşturan bileşenlerinin tasarımında ya da yöntemlerinde bir revizyona gitme ihtiyacı ortaya çıkmadı. Programımızı başından sonuna ön gördüğümüz ve planladığımız şekilde uygulama şansımız oldu.
BİRLİKTE Mentorlerinin Yaratığı Fark ve Programın Başarısında Üstlendiği Kilit Rol
Birlikte programında yüz yüze görüşmeler ile harcanan mesai saatleri muazzam yüksek; Mentorluk desteği nasıl bir fark yarattı?
BİRLİKTE’de mentorluğun çok önemli bir fark yarattığını düşünüyoruz. Programdan yararlanan örgütler için program kapanırken yaptığımız değerlendirme anketinde, program memnuniyet oranı %90, mentorluk programı ise %98 olarak gerçekleşti. Değerlendirmede en çok altı çizilen konulardan birisi, mentorların örgütlerle ilişkilenme biçimiydi. Mentorların örgütlerin adeta birer üyesi gibi süreçleri sahiplenerek destek sağlamaya çalıştıkları, örgütlerle yakın ama dengeli bir ilişki geliştirmeyi başardıkları yönünde çokça geri bildirim aldık.
Bu anlamda mentorların örgütlerin programı sahiplenmesi ve motivasyon düzeylerinin artması konusunda çok kilit bir rol oynadıkları anlaşılıyor. Mesai saatleri içinde hepimiz kolaylıkla erişilebilir şekilde çalıştık. Mentorlarımız için bu elbette mesai saatleri dışına da çokça taştı. Bu yoğun iletişim ve ilişkilenme süreci hepimizde çok önemli izler bıraktı.
Pandemi sürecinde Birlikte programına dahil olan STK’lardan size gelen sorunlar ve sizin ürettiğiniz çözüm önerilerini, ulaştığınız sonuçları nasıl değerlenirsiniz?
BİRLİKTE örgütlerin var oluşunu destekleyen ve esnek yapıda bir kurumsal hibe programı olduğu için pandeminin yarattığı kriz ortamında desteklediğimiz örgütler için bir nefes alma alanı, olanağı yaratabilmiş olduk. Örgütlerimizin acil ihtiyaçları değişti. Birçoğu için ekipman ve teknolojik alt yapı ihtiyacı ön plana çıktı. Çoğu alandaki faaliyetlerini iptal ederek faaliyetlerini dijital platformlara taşımak durumunda kaldı. Bazıları, özellikle de yerelde dezavantajlı kesimlerle çalışanlar hedef kitlelerine erişebilmek için alternatif yöntemler geliştirmek durumunda kaldı.
Pandemi dönemi başlayınca aldığımız diğer bir hızlı reaksiyon yararlanıcı örgütlerimizi bir çevrimiçi STÖ buluşmasında bir araya getirmek oldu. 3 gün boyunca örgütlerimizle pandemi sürecinde yaşadıkları sorunları konuştuk. Bu toplantıların sonuçlarını derleyerek hem uzun bir rapor halinde AB Türkiye Delegasyonu’na sunduk, hem de bir özet belge olarak yayımladık.
BİRLİKTE olarak yaptığımız bir diğer özgün iş, pandemi döneminde yayın yapan BİRLİKTE radyosu oldu. Bir dijital mecra kullanarak etkinleştirdiğimiz radyo istasyonumuzda haftada iki gün program faydalanıcısı örgütlerimizle ve sivil toplum aktivistleriyle canlı röportajlar, istek parçalarından oluşan müzik yayınları yaptık. BİRLİKTE radyosu hem ekibimiz hem diğer dinleyiciler için güzel bir dayanışma aracı oldu, birbirimizden uzak olduğumuz zor günlerde bizi ses dalgaları ile birleştirdi.
Tüm pandemi sürecini değerlendirdiğimde destek programımızda bizi yol arkadaşlarımızdan ayıran bu hiç beklenmedik krizi görece az hasarla atlatmayı başardığımıza inanıyoruz.
Eklemek istediğiniz başka bir husus var mı?
Programla ilgili daha fazla bilgiye, üretilen materyallere ve kaynaklara erişim için STGM web sitesinde yer alan program sayfamız ziyaret edilebilir. Bu zorlu sürecin en kısa zamanda atlatılmasını ve sivil toplumla yeniden yan yana çalışmalar yapabileceğimiz günlere kavuşmayı diliyorum.
Bizi Takip Edin