“Bağımsızız Ama Tarafsız Değiliz”
Kendilerini bağımsız feminist kadınlar olarak tanıtan bir ekibin hayata geçirdiği haber sitesi Kadın İşçi, kadın çalışanlara yönelik hak haberciliği yapmayı amaçlıyor. Kadın İşçi Editörü Necla Akgökçe; “Bağımsızız ama tarafsız değiliz elbette. Amacımız ücretli-ücretsiz kadın emeğine değer ve görünürlük kazandırmak, bu alandaki kadın eylem ve direnişlerini desteklemek” diyor.
Kadınların iş hayatındaki haklarını savunmak amacıyla yola çıkan Kadın İşçi, 17 Kasım’da yayın hayatına başladı. Kadın İşçi’yi sitenin editörü Necla Akgökçe’den dinledik. Kadın İşçi’nin temel meselelerinin ücret, kadın işçi sağlığı ve iş güvenliği, alternatif kadın örgütlenme deneyimleri olduğunu aktaran Akgökçe, pandemi döneminde kadınların yükünün arttığının altını çiziyor: “kadınlar öğretmenlerin görevlerini de yerine getirmeye başladılar, dolayısıyla bakım yükü de arttı. Kadınlar kapanma nedeniyle birbirlerinden de yardım alamaz hale geldiler.”
Kadın İşçi’yi buradan okumak mümkün.
Kadın İşçi, çok yakın bir zamanda yayın hayatına başladı. Biraz anlatır mısınız, Kadın İşçi kimler tarafından hayata geçirildi, misyonu nedir?
Net çizgilerle ayırmak elbette doğru değil ama ücretli emek alanında çalışan, kendisi de ücretli ve maaşlı çalışarak hayatını kazanan bir grup bağımsız feminist kadınız. Feminizm konusunda aramızda farklılıklar var. Fakat bu yapılacak işi pek etkilemez düşüncesindeyiz. Bu alanda siyasi partilerden, sendikalardan, grup yapılarından bağımsız hak haberciliği yapmak ve politika üretmek istiyoruz. Bağımsızız ama tarafsız değiliz elbette. Amacımız ücretli-ücretsiz kadın emeğine değer ve görünürlük kazandırmak, bu alandaki kadın eylem ve direnişlerini desteklemek…
Kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz, konumlanmanız internet üzerinden yayın yapan bir içerik sitesi mi yoksa kadın emeğini her alanda savunan bir STK gibi mi olacak?
Şimdilik bir haber sitesiyiz. Ama bu alanda STK demeyelim de kendimize, nasıl tanımlarız, bilemiyorum, tartışma halindeyiz çünkü politik bir odak olmaya kararlıyız. Odak derken sadece var olanı görünür kılmak, görünür kıldıklarımızın politikasını yapmak, biriken bilgi ve deneyimleri, toplayıp, dağıtmak vs. gibi hedeflerimizin yanı sıra kadın eylem ve direnişlerine aktif olarak katılıp, buralardan kadın sorunları üzerine politika üretmek istiyoruz. Pek çok şey istiyoruz ama ne kadarını başarabileceğiz bunu zaman gösterecek.
Sitede ne tür içeriklere yer verilecek? Adından hareketle ön planda kadın çalışanların haklarıyla ilgili içerikler mi olacak yoksa daha genel bir çerçevede kadınları ilgilendiren her şey mi?
Yok, genel çerçevesi olan bir feminist site değiliz, başta Çatlak Zemin olmak üzere bu konuda yayın yapan pek çok arkadaşımız var. Biz daha ziyade ücretli emek alanı, yani sendikaların örgütlemeye çalıştığı alanda bir şeyler yapmak istiyoruz. Çünkü burada gerçekten de pek fazla politika üretiliyor ve ayrıca eylemci bir feminist platform da yok. Özel olarak üzerinde durduğumuz konular ise; ücret, kadın işçi sağlığı ve iş güvenliği bir de alternatif kadın örgütlenme deneyimleri… İş yerinde pratik olarak kadın işçinin somut sorunlarına cevap ve çözüm üretebilecek köşelerimiz var. Hukuk, iş yeri hekimi, ileride belki çalışma psikolojisi, işyeri şiddeti gibi alanlardan da destek alabileceğiz.
Kadın İşçi’nin dert edindiği temel meseleleri neler? Özellikle üzerinde durduğunuz sorunları paylaşır mısınız?
Kadın ve erkek işçi arasındaki ücret eşitsizliğini görünür kılmak ve bu konuda politikalar üretmek, baskı grubu oluşturmak en öncelikli işlerimiz arasında yer alıyor. Çünkü kadınların çoğu çok düşük ücretlerle geçinmek zorunda kalıyorlar, buna bir de işyerindeki ayrımcılıklar ekleniyor. Gerçekten de kadın işçinin bizim geçinme diye bir derdimiz var. Çalışarak hayatını kazanan kadınlar açısından en temel sorun kendini ay sonuna kadar geçindirebilecek bir ücrete sahip olmamaktır. İşyerlerinde her şey erkeklere göre belirlendiği, sendikalar genellikle onların sorunlarını politika haline getirdiği için kadınlar ciddi ücret ayrımcılığıyla ve sağlık ve güvenlik gibi sorunlarla karşı karşıya kalıyorlar. Kadın işçiye özel bir meslek hastalığına rastlayamazsınız Türkiye’de ama meslek hastalıklarının da cinsiyeti var. Ve bunların tespit edilip görünür kılınması gerekiyor. Hava İş’te zamanında bir grev olmuştu, katılanların çoğunu uçuş ekibi hostesleri oluşturuyordu. O zamanlar onlarla yaptığımız konuşmalarda rahim kanserine yakalandıklarını, bir kısmının çocuğu olmadığını bunun da radyoaktiviteye maruz kalmaktan kaynaklandığını söylüyorlardı. Sendikanın bu sorunları ele alarak toplumsal cinsiyet bağlamında çözüm üretmesi gerekir normalde. Ama böyle bir durum yoktu. Solcu filandı adamlar ama kadınlara bıyık buruyorlardı ancak. Kadın meslek hastalıkları tanımlanıp, bunun listesi yapılmalıdır. Batıda var. Yapılabilir şeyler hepsi. Sonra da ‘cinsiyetçisiniz’ dediğimizde kızıyorlar.
Pandemiyle birlikte kadın emeğine, özellikle evlerde verilen emeğe yönelik hak ihlallerinin daha da arttığını düşünüyor musunuz? Pandemi şartları, kadınlar için hangi ekstra zorlukları beraberinde getirdi?
Evet arttığını düşünüyoruz, zaten bu konuda yapılan araştırmalar da var. Ayrıca bu sayıda ele aldığımız sağlık ve market emekçisi kadınların anlattıklarını okuduğumuzda da bunu görebiliyoruz. Çok söylendi tekrar olacak ama ev içi emek yükü arttı, kadınlar öğretmenlerin görevlerini de yerine getirmeye başladılar, dolayısıyla bakım yükü de arttı. Kadınlar birbirlerinden de yardım alamaz hale geldiler, kapanma nedeniyle. DİSK’te genç kadın uzmanlar sayesinde artık toplumsal cinsiyet istatistikleri de belli alanlarda verilmeye başlandı, takip ediyorsanız siz de görmüşsünüzdür, genç kadın işsizliği dorukta. Bu da sırtımızdaki yükü artıran bir etken, iş bulamıyoruz. Bulduğumuzda çok düşük ücretli işler oluyor, bu ise ortalama kadın ücretlerini düşürüyor, emeğimizi değersizleştiriyor.
Sizce kadın hakları, cinsiyet eşitliği gibi konularda STK’lar ne kadar etkin mücadele verebiliyor? Önlerindeki zorluklar neler?
Alanında başarılı olanlar var, mesela şiddete karşı mücadele veren kadın örgütleri var. Mor Çatı bunlardan biri. Artık dizileri bile konu olabiliyorlar. Bilemem ama kadın STK’larının en önemli problemi para akışını sağlayamamaları, çalışmalarının belli gündemlerle sınırlı olması, birilerine devamlı hesap vermeleri filan, bir de paranın olduğu yerde çıkan iktidar kavgaları. Gerçi para olmadığında da iktidar kavgası çıkıyor. Bunun dışında platformlar var, Kadınlar Birlikte Güçlü gibi, Eşitiz gibi…. Platformlar tabii feminist örgütlenme biçimleri ve epey de ses getiriyor eylemleri.
Aynı şekilde medyanın kadın mücadelesine gösterdiği ilgiyi, verdiği katkıyı ya da zararları nasıl değerlendiriyorsunuz? Artık siz de internet mecrasından yayın yaptığınıza göre dil kullanımından verilen haberlerin ele alınış biçimine, hangi noktalar mutlak dikkat gösterecekleriniz arasında geliyor?
Filmmor medyadaki cinsiyetçi dil meselesiyle çok ilgilendi, hala da belli oranlarda ilgileniyorlar. Bunun dışında dildeki cinsiyetçiliğe önem veren epey bir kadın internet gazeteleri var. Kadınlar dikkat ediyorlar ama çok tirajlı gazetelerde ve çok izlenen kanallarda hala cinsiyetçi dili varlığını sürdürüyor. Muhalif basında da görüyoruz bu dilin izlerini… Erkekler öğrenmeye kapalı bir cinsiyet. İnatla öğrenmiyorlar, tabii bu iktidarda olmalarından da kaynaklanıyor. Bir yerde kadınlar çoksa mesela kendilerine çeki düzen verip, küfür filan etmiyorlar. Kadınlar çekildiğinde, eski hallerine geri dönüyorlar. Tam iktidar mantığı işte… Böyle gitmeyeceği ise çok açık. Ya değişip insan gibi insan olacaklar ya da tarihin çöplüğüne yuvarlanacaklar.
Kadın İşçi kapsamında film gösterimleri, seminerler, atölyeler vs. gibi faaliyetleriniz olacak mı?
Şimdilik yok ama kadın işçi muhabirleri yetiştirmek için atölye ve seminerler yapmak istiyoruz. Her işyerinde bir muhabirimiz olsun gibi bir hayalimiz var.
Bizi Takip Edin