Tech4RefugeeWomen Projesi Kapsamında Mültecilere Yönelik Hazırlanan Politika Belgesi
İzmirde Suriyeli Mültecilerle Dayanışma Derneği, Heinrich Böll Stiftung Derneği Türkiye Temsilciliği desteği ile hayata geçirdiği "Tech4RefugeeWomen" isimli proje kapsamında politika belgesi hazırladı. Mültecilerin kırılganlığının pandemi sürecinde artış göstermesine karşın görünürlüklerinin azaldığı kaydedilen belgede, mültecilerin maruz kaldıkları sorunların giderilmesi için uluslararası, ulusal, yerel kuruluşlara, medyaya ve STK'lara öneriler sıralanıyor.
“Tech4RefugeeWomen” proje kapsamında, İzmirde Suriyeli Mültecilerle Dayanışma Derneği tarafından yürütülen çalışma, İzmir ilindeki 18-60 yaş aralığındaki Suriyeli mültecileri, özellikle kadın mültecileri odağına aldı ve dört aşamalı bir süreç sonunda politika belgesi hazırlandı; saha çalışması, eğitim çalışması, araştırma raporunun yazımı ve savunuculuk. Bu aşamaların öncesinde yasal mevzuat ile uluslararası, ulusal ve yerel kurum ve kuruluşların raporlarının incelendi. Politika belgesi akademik arka plan ve saha çalışmaları doğrultusunda, kurum ve kuruluşlara somut öneriler sunmayı hedefledi. Öneri sunulan kurum ve kuruluşlar, uluslararası, ulusal ve yerel olmakla beraber akademi ve medya da yer aldı.
İzmirde Suriyeli Mültecilerle Dayanışma Derneği’nin hazırladığı Politika Belgesi’nde 3 temel husus öne çıkarılıyor;
Suriye’deki savaştan dolayı Türkiye’ye sığınan mülteci sayısı her geçen gün artarken, göç ile karşılaşılan sorunlar COVID-19 salgın süreciyle ağırlaşıyor. Pandemi sürecinde, mülteci kadınlar ve çocuklar başta olmak üzere tüm mülteciler iş, eğitim, sağlık, yerel ve ulusal yardımlar alanlarında mücadele vermek zorunda kalıyor.
Mültecilerin sorunlarının dikkate alınması, toplumsal düzenin ancak her kesimin refah düzeyinin korunması ile mümkün olmasının bir gereği. Mütecilerin pandemi sürecindeki mücadelesi doğrudan veya dolaylı olarak Türkiye’deki, hatta dünyadaki, diğer vatandaşları da etkilemektedir. Hem insan hakların korunması hem sosyal düzenin sağlanması açısından konuya ağırlık verilmesi gerekiyor.
Yapılan araştırmalarda elde edilen veriler doğrultusunda, farklı disiplinlerin beraber çalışması; özellikle mülteci kadınların, pandemi sürecinde uluslararası, ulusal ve yerel karar mekanizmaları yanında sivil toplum kuruluşları, akademi ve medya yer almaları gerekiyor.
Politika belgesinde STK’lara yapılan önerilerden öne çıkanları şunlar;
- Araştırma, STK’ların mülteciler ile üst merciler arasında köprü olduğunu gösterdi. Bu sebeple de pandemi döneminde STK’lara da önemli bir rol düşüyor.
- Suriyeli mülteciler üzerine kurulmuş olan STK’lar, sorunlarını bir politika belgesinde listeleyip üst mercilerle iletmelidir. Bu sorunlar ekonomik, sosyal entegrasyon, dil bariyeri, eğitim ve sağlık başlıklarını mutlaka içermelidir. Ulusal ve yerel kurum ve kuruluşların destek paketleri düzenlemelerinde bu veriler göz önünde tutulmalıdır.
- STK’lar uzaktan eğitime erişim sağlayamayan çocukları belirleyip, bu çocuklar için faaliyetler düzenleyebilirler. Bağış toplayarak gerekli araç gereçlerin alınmasına katkı sağlayabilecekleri gibi kendi bütçelerine uygun bir çevrim içi ders sınıfı hazırlayıp yardımcı olabilirler.
- Dil bariyeri konusunda da STK’lara önemli rol düşmektedir. Türkçe bilmeyen mülteci kadınlara yönelik dil etkinliklerinin düzenlenmesi entegrasyonu hızlandıracaktır ve ihtiyaçların ifadesini kolaylaştıracaktır.
- STK’ların kendi aralarında iletişim kopuklukları yaşadıkları ve işbirliğini çok fazla tercih etmedikleri gözlenmiştir. Bu durum çözüm odaklı olmayı zorlaştırmaktadır, çünkü eşitsizliklerin ve ayrımcılıkların kesişimselliği göz ardı edilmektedir.
- Pandemide artış gösteren kadına yönelik şiddeti önlemek amacıyla kadın çalışmaları yürüten STK’lar farklı projeler ve faaliyetlerle savunuculuk sunabilirler.
- Teknoloji okuryazarlığının arttırılmasına yönelik çalışmalarda STK’lar rol almalıdır. Bu sayede üyelerinin ihtiyaçları doğrultusunda verimli teknoloji eğitimleri düzenlenebilir.
Politika belgesine ve sıralanan önerilere buradan ulaşabilirsiniz.
Bizi Takip Edin