Kızılay Haftası ve Kızılay’ın Afette Üstlendiği Rol
1868 yılından bu yana yardım faaliyetleri yürüten Türkiye Kızılay Derneği,(Türk Kızılayı-Kızılay) 152 yaşında. Kızılay Haftası’nın (28 Ekim-4 Kasım) İzmir depremi ile çakışması nedeniyle, Kızılay’ı, afet ve özellikle depremde üstlendiği rol üzerinden ele alıyoruz. Yağmurda su alan beyaz bez çadırlardan modern afet çadırları üreten fabrikaları ile devasa sivil örgüte dönüşen Kızılay, her afette sahada aktif olarak görev alıyor. STK Afet Platformu içinde diğer sivil örgütlerle birlikte hareket eden Kızılay, yer yıl 30 milyona yakın kişiye yardım ulaştırabilen, 50’den fazla ülkeye yardım ulaştıran, Türkiye’nin en fazla bağış toplayan ve en çok çalışanı olan derneklerinden biri.
Türkiye’nin en eski ve en yaygın sivil toplum kuruluşu olan Kızılay Derneği’nin kamu ile ilişkileri, bağımsızlığı ve statüsü her zaman önemli tartışma konularından biri olageldi. Türkiye’de Kamu Yararına Çalışan Dernek statüsü bulunan en eski STK, Osmanlı Hilal-i Ahmer Cemiyeti (Türkiye Kızılay Derneği). Bu statüyü 1913 yılında kazanan Kızılay, bu sayede mali konularda, bağış ve yardım yoluyla gelir yaratmak ve vergi muafiyeti gibi kazanımlara sahip oldu. Bununla birlikte, Kızılay, aynı zamanda bu statüdeki diğer derneklerden farklı olarak, bazı özel düzenlenmiş hükümlere de tabi. Kızılay Derneği diğer kamu yararına çalışan diğer dernekler gibi en az iki yılda bir İçişleri Bakanlığı’nca denetleniyor ancak 5253 sayılı Dernekler Yasası, dernek ile ilgili özel hüküm içeriyor; buna göre dernek tüzüğündeki değişiklikler, Bakanlar Kurulu’nun onayı ile yapılabiliyor. Bu durum Kızılay’ı “kamunun yakın gözetimindeki dernek” durumuna sokuyor.
COVID-19 salgınında kan bağışının yanında, immun plazma (pasif aşılama) bağışı toplanmasında görev üstlenen Kızılay’ın kurumsal yapısı ve üstlendiği sorumluluklar oldukça çeşitli; ulusal afet yönetimi, kan hizmetleri, uluslararası yardımlar, sosyal hizmetler, sağlık hizmetler, ilk yardım, gençlik hizmetleri, göç ve mülteci hizmetleri ile yardım ve bağış faaliyetlerini yürütürken, aynı zamanda kendi gelirini temin etmek için barınma sistemleri ve mineralli su işletmeleri ile gelir getirici faaliyetler yürütüyor.
Kızılay’ın Depremde Üstlendiği Görevler
Ulusal Afet Yönetimi başlığı altında, afet müdahale ve afet lojistik sistemlerini Türkiye’nin her bölgesine yaygınlaştıran Kızılay, bu ağ ile “dünyanın en iyi afet örgütlenmelerinden birine” sahip. 9 Bölgesel ile 23 Yerel Afet Müdahale ve Lojistik Merkezleri sayesinde en kısa sürede afet alanına ulaşabiliyor; afet olduğunda, öncelikle bir afet bölgesine Mobil Ekmek Fırını, Mobil Mutfak ve Mobil İkram Araçları ile acil beslenme hizmeti veriyor. Acil barınma konusunda ise diğer ilgili kamu kurumlarına yardımcı rol üstleniyor. Ankara ve Erzincan’da çadır işletmesi ve üretim atölyesi bulunan Kızılay, yurt içi ve yurt dışı insani yardım çalışmalarında uzun süreli kullanılabilen afet çadırı üretiyor.
Kızılay afet dönemlerinde afetin yaşandığı bölgeye özel bağış toplayabilmek amacıyla, Bağış Kategorileri arasında “Afet Bağışları” altında Acil Afet Çadırı Bağışı, Mobil Mutfak Bağışı ve her afet için ayrı isimle bağış olanağı sunuyor. Son yaşanan İzmir depremi için İzmir Depremi İnsani Yardım hesabı açarak, dileyen bağışçıların doğrudan İzmir’de depremzedelere bağışta bulunmasına olanak sunuyor.
Acil Afet Çadırı Bağışı’nda da belirtildiği gibi, Kızılay afet bölgelerinde oluşan geçici barınma ihtiyacını kendi ürettiği afet çadırları ile karşılıyor. Geçmişte yağmurlu havalarda su geçiren bez çadırları ile hatırladığımız Kızılay, Malatya’da faaliyete geçirdiği Kızılay Çadır Üretim Tesisleri adlı çadır fabrikası ile yurt içi ve yurt dışı insani yardım çalışmalarında uzun süreli olarak kullanılabilecek afet çadırları üreten bir konuma geldi. Afet çadırlarının yanı sıra, ihtiyaca yönelik özel çadırlar üretebiliyor. Afetzedelerin güvenliği ve rahatlığı düşünülerek tasarlanan Acil Afet Çadırları, %100 pamuklu kumaştan üretiliyor, su geçirmiyor ve tutuşmuyor. 2005 yılında ticari işletme statüsü kazanan Kızılay Çadır Üretim Tesisleri’nin amacı, “her türlü doğal ve insan kaynaklı acil durumlarda kullanılan geçici barınma ihtiyaçlarını modern ve güvenilir ürünler ile en hızlı şekilde karşılamak”. Kızılay, Barınma Sistemleri tarafından üretilen ürün satışından elde edilen gelirin fazlasını sosyal yardım ve afet müdahale hizmetlerinde kullanıyor.
İzmir Depreminde Kızılay
Her afet bölgesinde olduğu gibi önce beslenme için mobil ve beslenme üniteleri, barınma ve barınma ve temel afet malzemeleri gönderiyor. Ek olarak afet bölgesine halk sağlığı ve psiko-sosyal destek ekiplerini sevk ediyor. Ayrıca, COVID-19 salgını nedeniyle, artık her afet bölgesine maske dezenfektan da ekleniyor. Ek olarak, afet bölgesinde ihtiyaca bağlı olarak kan bağışı ve kan desteğinde bulunuyor.
Geçen hafta İzmir depremi nedeniyle “İzmir’in Yaralarını Birlikte Saralım” mesajı ile faaliyetlerini sahada sürdüren Kızılay’ın yürüttüğü İzmir’de STK Afet Platformu ile birlikte ve diğer çözüm ortakları ile ortak çalışmalar yürütüyor. İzmir’de 200’ü aşan profesyonel çalışanı 500’den fazla gönüllüsü ile hizmet veriyor. 10 bin aileye alışveriş kartları veriyor. Pandemi devam ederken, İzmir’de 2,5 milyon kişisel koruyucu ekipman ve dezenfektan dağıtan Kızılay, afetzedelerin içinde bulundukları durumu en az hasarla atlatabilmeleri ve afet sonrası post-travmatik stresle başa çıkabilmeleri için psiko-sosyal destek hizmeti de veriyor. Bu kapsamda 900’e yakın kişiye ulaşan Kızılay, afet alanında ve çadır kentlerde ziyaretler gerçekleştirerek görüşülen afetzedelere psikolojik yardımı sürdürüyor. Evleri hasar gördüğü veya yıkıldığı için geceyi dışarıda geçirmek durumunda kalan İzmirlilerin soğuktan etkilenmemesi için bölgeye 2 bin 403 barınma malzemesi ile bin 256 adet ısıtıcı, 16 bin 50 adet battaniye, 6 bin 888 adet yatak ve 2 bin 657 adet mutfak seti gönderdi.
Bizi Takip Edin