“Suriyeliler Üzerindeki Sömürü Politikasını Çukurova’daki Mevsimlik İşçilere Dayatıyorlar”
Başta mevsimlik tarım işçileri olmak üzere her iş kolunda emek veren güvencesiz işçileri kapsayan faaliyetler yapan hak temelli sivil toplum kuruluşu Güvencesiz İşçiler Derneği başkanı Abdüsselam Kutlu, güvencesiz koşulların yanı sıra mevsimlik tarım işçilerinin emeklerinin karşılığını alamadıklarını belirterek, Akdeniz bölgesindeki narenciye tüccarlarının meslek örgütü AKİB’in (Akdeniz İhracatçıları Birliği) yevmiye belirleme toplantılarındaki tutumunu eleştiriyor.
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Kaç yaşından beri mevsimlik tarım işinin içindesiniz?
Yaklaşık 30 yıldır Mersin’de yaşıyorum. 90’lı yıllardan bu yana yani 10 yaşımdan beri bu işin içerisindeyim. Daha önceleri işçi hakları böyle bir sistemde kurulmuyordu. Bir yevmiye belirleme noktası olduğu zaman işçiler ile işverenler arasında hemen hemen her zaman kavga çıkardı, grevler yapılırdı.
2000’lerden sonra kurumsallaşmaya başladı emekçiler. Daha önce NarDer, EmekDer vardı. Onlar kapatıldı ve AKİB’te (Akdeniz İhracatçıları Birliği) gerçekleşen en son yevmiye belirleme toplantısında asgari ücret üzerinden değerlendirdiklerini ifade etseler de külliyen yalan. 2019 yevmiye belirleme görüşmelerinde yevmiye tutarı 70 liradan 18 lira zam yapılıp 88 lira olduğunda biz hak ne ise onu veriyoruz noktasında idiler. 2019 sonunda işçi temsilcilerine tüzel bir kişilik oluşturulsun ve yevmiye belirleme görüşmelerini o kurum ile gerçekleştirelim talebinde bulundukları için Güvencesiz İşçiler Derneği çatısı altında birleştik.
Biz mevsimlik tarım işçilerinin dışındaki alanlarda da güvencesiz işçileri kapsamayı hedefliyoruz. İnşaat alanı olsun, evden eve nakliyat olsun, depo, tarım, narenciye, ambalaj vb tüm alanlardaki güvencesiz işçilerin hakları için mücadele veriyoruz.
‘İşçiler Göz Göre Göre Ölüme Gönderiliyor’
Pandemi döneminde kurulan bir derneksiniz. Bu olağanüstü koşullarda hangi faaliyetleri gerçekleştirebildiniz?
Pandemi koşullarında hastalığı da esas alarak titizlikle çalışıyoruz. Günde 1, 2 arkadaş çağırarak üye yapıyoruz. Kalabalık olmasını istemiyoruz. Biliyorsunuz genelgeler yayınlandı. Sosyal mesafe, maske kuralı ve artı olarak bir dernek yönetim kurulu haricinde işlem yapamaz bilgisi verildi. Onun dışında tüm faaliyetler yasaklandı. 6 kişiden fazla kişi bulundurmuyoruz dernekte. Pandemi koşulları olmasaydı yönetimde 26 kişi, üye sayımız ise 1500 kişi olacaktı minimum. Ve tüm alanlarda faaliyet gösterebilecektik. Evden eve nakliyat, inşaatt, narenciye, paketleme, depolar… Tüm bu alanlar için alt komisyonlar kurup faaliyet gösterebilecektik pandemi yaşanmasaydı.
Biliyorsunuz güvencesiz bir ortam var. İnsanların sigortaları yatırılmıyor, trafik kazalarında yaralanma ve ölüm durumlarında kimse sahiplenmiyor. Birinci önceliğimiz, kaza anında en azından işçilere sahip çıkan bir kurum olsun istedik. İş kazası geçirdiklerinde diğer kamu kurumları ile görüşüp bu işçilerin halini, sıkıntılarını dile getirelim. İkinci olarak ise ulaşım konusunda sıkıntıları var arkadaşların. Bu konuda biz TBMM Tarım Komisyonu’na Rıdvan Bey (TBMM Tarım, Orman ve Köy İşleri Komisyonu Üyesi ve HDP Mersin Milletvekili Rıdvan Turan) aracılığı ile başvurduk. Biz kendisine ulaşım noktasındaki sıkıntılarımızı dile getirdik. Özellikle narenciye alanında ulaşım sıkıntısı çok büyük. Yani burada çalışan 16+1 bir araca 35 kişi binmek zorunda kalıyor. Yani işçiler bu araçlara binmek zorunda. Bu insanlar düpedüz ölüme gönderiliyor.
Geçtiğimiz günlerde de böyle bir kaza yaşandı Mersin’de sizin dışınızda olayla ilgilenen kurum oldu mu?
Geçtiğimiz Pazar (11 Ekim 2020) bir kaza yaşandı Erdemli’de, 2 ölümüz var ve arabada yaralı olmayan çıkmadı. Ceyhan’dan Erdemli’ye elma toplamaya gelen işçileri taşıyan araç kaza yaptı. Günlük olarak Ceyhan – Erdemli arasında gidip geliyor işçiler. Bu kazada da yayladan aşağı inerken aracın freni boşalınca şoför de panik yapıyor. Kaza sonucu 2 tane emekçi kardeşimizi kaybettik. Biz onların cenazelerini Ceyhan’a gönderdik ve defnedildiler. Mersin hastanelerinde yatan yaralılarımız var.
Mersin’de insanlar öldü. 35 tane işçinin içinde olduğu bir araç devrildi. Bütün Mersin yerel yönetiminin orada olması gerekiyordu. Kimse bizi aramadı. Herhangi bir siyasi parti temsilcisi bizi aramadı, Vali aramadı, kamu kuruluşundan kimse aramadı, hiçbir Bakan aramadı, hiçbir işveren aramadı, İhracatçılar Birliği’nden kimse aramadı.
110 lira Yevmiye Kabul Edilmezse İş Bırakma Kararı
Narenciye alanında çalışan bu insanlar bir gün çalışamazsa eve ekmeğini götüremez. 2 ay önce yevmiye 80 liraydı. 2019 yılı yevmiye belirlemede dernek olarak biz yoktuk. 2020’de ise derneğimiz faaliyetlerine başladı. Yevmiye Belirleme Görüşmeleri’nin her yıl Ağustos ayında yapılması gerekiyor. Şimdi bunlar pandemiyi bahane ederek geçiştirdiler. Ağustos 24’e geldik ve hala yeni yevmiye tutarı belirlenmedi. Biz de işçi dernekleri olarak bizim bu sene bir kırmızı çizgimiz olsun dedik ve 110 lirada karar kıldık ve bu tutar kabul edilmezse de kimse işe çıkmasın dedik. Önce 116 deriz, 3 onlardan 3 de bizden giderse 110 lirada anlaşırız dedik. Çünkü bizim bu hakkımız var.
Ama görüşme sırasında bize dediler ki asgari ücret, brüt üzerinden %15’lik bir zamla 102 lira yapıyor. Yevmiye de 102 lira olsun. Biz de 116 lira olsun istiyoruz dedik. Görüşmeyi AKİB (Akdeniz İhracatçılar Birliği) ile yaptık. AKİB, tüm Akdeniz’i temsil eden bir işveren birliği. Hatay’dan Antalya’ya kadar temsiliyeti var.
Biz de dedik ki; “Kardeşim siz bu insanlara haksızlık yapıyorsunuz. Bu insanlar Mersin’den Erzin’e, Hatay’a gidip geliyorlar. 2,5 – 3 saatlik yol. Günlük 6 saat yol yapıp hiç dinlenmeden çalışıyorlar. Gece 3’te yola çıkıyor bu insanlar. Bu insanların hakkını vermeniz lazım”
Onun ardından 10 gün – 15 gün arasak da bizi ciddiye almadılar. En son 12 Eylül’de bir araya geldik. Bir bildiri yayınladık ve “Ayın 14’ünden itibaren İhracatçılar Birliği bizi doğru temelde ciddiye almadığı sürece kimse işe gitmeyecek” dedik. Ayın 14’ü geldi çattı. Bizi ciddiye almadı ihracatçılar birliği. Biz de işe çıkmama bildirisi yayınladık. Kendi dernek sayfalarımızda ve gruplarımızdan 4 dernek başkanının imzası ile mektubumuzu yayınladık. İhracatçılar Birliği bizi ciddiye alana kadar işe çıkmayacağız dedik. 14 Eylül’den itibaren 90binden fazla işçi işe çıkmadı. 3 gün boyunca Hatay’dan Mersin’e kadar kimse işe çıkmadı.
Pandemi döneminde narenciyenin fiyatı arttı. 2.80, 1.90 olan limon 6 lira oldu. Tüccarlar %300 – 400 kazandılar ama ona rağmen bugün insan hayatı özellikle bölgemizde çok ucuzlamış. Bir de Suriyeliler üzerinde geliştirilen sömürü politikasını dayatıyorlar Çukurova’ya. Suriyeliler en çok Gaziantep, Adana ve Mersin’deler. Bu illerde de işçi sayısı çok olduğu için işverenler buna dayanıyor. Yarın, bir gün kendi memleketlerindeki inşa süreci sona erdiğinde Suriyeliler kalkıp gidecek ve yine bize döneceksiniz. O zaman geldiğinde 150 – 200 liralık yevmiyelerle sizi terbiye edeceğiz. Bu olmadan siz gelin, oturun deyin ki, “Bu olmadan bu emeğin karşılığını hep birlikte belirleyip verelim.”
Baktık ki yanaşmadılar. Biz de ayın 12’sinde (Eylül) bildirimizi yayınladık, 14’ünde sahada olduk ve 15’inde ben sahada iken şikayetler üzerine örgüt üyeliği ve örgüt propagandası suçlaması ile 2 arkadaşımla birlikte gözaltına alındık. Örgüt adına ben araçları durduruyormuşum, lastik patlatıyormuşum, camları indiriyormuşum. Hiçbiri gerçek olmayan bu şikayetler üzerine gözaltına alındık.
Tüm bu sürecin ardından yevmiye tutarı 106 lira oldu. Onların dediği de bizim dediğimiz de olmadı ve bu tutarda anlaştık. Bizim talebimizi kabul etmeyenler bilsinler ki şu an yaşadıkları lüks hayat emekçiler sayesindedir. Gün geldiğinde biz emekçiler bu durumu onlara hatırlatacağız. Eğer dolaplarında nar, elma, narenciye varsa bilsinler ki onları gece üçlerde birileri topladığı için tüketebiliyorsunuz. Siz de o emeğe sahip çıkmak zorundasınız.
Bizi Takip Edin