Pro Bono: Kamu Yararı için Avukatlık!
Kamu Yararı Hukuku için Küresel Ağ tarafından, "Geleceğimizi Korumak" başlığıyla düzenlenen 2020 Küresel Forumu öncesi konuştuğumuz Haklar ve Araştırmalar Derneği Başkan Yardımcısı, Avukat Özlem Altıparmak, amaçlarının pro bono sistemini Türkiye’de tanıtmak ve çevre hukuku alanında çalışacak uzmanları artırmak olduğunu söylüyor.
PILnet: The Global Network for Public Interest Law (Kamu Yararı Hukuku için Küresel Ağ) tarafından düzenlenen Küresel Forum’da 20- 21 Ekim tarihlerinde “Geleceğimizi Korumak” başlığıyla online olarak oturumlar olacak, sizin de katılımcı olacağınız bu forum hakkında bilgi verebilir misiniz?
PILnet: The Global Network for Public Interest Law (Kamu Yararı Hukuku için Küresel Ağ) tarafından her yıl farklı bir şehirde düzenlenen PILnet Küresel Forumu, dünyanın dört bir yanından yüzlerce avukat ve savunucuyu bir araya getiriyor. Forumun amacı sivil toplumu ve hak sahiplerini korumak amacıyla uluslararası işbirlikleri geliştirmek ve yasaları kullanarak yeni stratejiler geliştirmek. PILnet Küresel Forumu, katılımcıların birbirlerinden öğrenmeleri amacıyla gerçekleştirilen sunumlar, etkileşimli atölyeler ve sosyal etkinliklerden oluşuyor. Bu yılki forum Covid nedeniyle online şekilde düzenleniyor ve ben de forumda sunum yapacak hukukçulardan bir tanesiyim.
Kamu yararı için avukatlık ve pro bono kavramlarına kısaca değinmek forumun amacını daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir. Pro bono, ücret alınmadan gönüllü olarak yapılan işler için kullanılan bir terim. Pro bonoyu hayır işlerinden ayıran şey, gönüllü hizmetin bizzat o işin uzmanı tarafından verilmesi. Pro bono, genellikle ekonomik olarak güçsüz ve dezavantajlı durumda olan kişilere ve gruplara, avukatlar tarafından verilen ücretsiz hukuki hizmetler için kullanılıyor. Hukuk dışındaki meslek gruplarında da pro bono hizmetten elbette söz etmek mümkün. Örneğin, bir reklam şirketinin bir vakıf için tasarladığı reklamdan veya tanıtım filminden para almaması gibi.
Türkiye’de hak temelli pek çok davada bu şekilde görev almış, ücretsiz destek sunmuş, sunmaya devam eden avukatlar elbette var ve ayrıca Türkiye’de ekonomik olarak kötü durumda olan kişiler için ücretsiz hukuki yardım, barolar tarafından adli yardım hizmeti olarak sunuluyor. Avukat sunduğu hukuki hizmet için müvekkilden değil, barodan bir ücret alıyor. Pro bonoyu adli yardımdan ayıran özellik, hizmeti veren avukatın bu işi gönüllü olarak üstlenmesi ve karşılığında hiçbir ücret almaması. Uluslararası alanda pro bono sistemi biraz daha kurumsal bir oluşum. Pro bono hukuk hizmeti, genelde büyük avukatlık büroları tarafından, kamu yararı için ücretsiz hukuki hizmet sunmanın yarattığı mesleki prestije sahip olmak için de veriliyor. Forum, bu alanda hizmet veren hukukçularla tanışmak ve onların deneyimlerini dinleyip karşılıklı öğrenmek için büyük fırsat.
Sizin oturum başlığınız ne olacak, hangi konulara değineceksiniz?
Forumun bu seneki başlığı “Geleceğimizi Korumak” ve farklı temalarda ilgi çekici oturumlar var. Ben “İklim Değişikliğine Karşı Mücadelede Hukukçulardan Örnekler” oturumunda konuşmacıyım. Türkiye’de çevre alanında çalışan gönüllü avukatların yürüttüğü mücadeleden örnekler sunacağım ve önümüzdeki dönemde oluşturacağımız “Çevre Hukukçuları Ağı”, bu ağın amacı ve planlanan faaliyetleri konusunda bilgi vereceğim. Aynı oturumda yer alan diğer konuşmacıların deneyimleri bizden daha farklı ve kurumsal şirketlerle de işbirliği yapan büyük hukuk bürolarından temsilciler var. Sunumlardan bir tanesi ticari ve günlük sözleşmeleri hazırlarken iklim krizine karşı önlem almak isteyen avukatlar ve işletmeler için emsal maddeler içeren İklim Sözleşmesi Başucu Kitabı’nın yayınlandığı bir proje. Bu sunumlar bizim için de ufuk açıcı olacak. Bizim deneyimlerimiz de bence foruma farklı bir ses ve renk katacak.
Forum tamamlandıktan sonra rapor veya başka bir çalışma çıktısı olacak mı?
Forum sonrası tüm oturumların kayıtları yayınlanacak ve erişilebilir olacak. Biz, benim sunum yapacağım oturumu dil engeli nedeniyle takip edemeyenler için Türkçe çeviri ile yayınlamayı düşünüyoruz ve yayınladığımızda duyurusunu da yapacağız. Forum sonrası en büyük çıktı, uluslararası alanda geliştirilecek işbirlikleri ve ortak projeler oluyor. Bizim bir amacımız da pro bono sistemini Türkiye’de tanıtmak ve çevre hukuku alanında çalışacak uzmanları artırmak. Çevre hukuku ve doğa hakkı konusunda yapılacak çalışmalarda uluslararası ilişkileri geliştirmeyi önemsiyoruz çünkü sorunun ve de çözümün küresel niteliği var.
Çevre Hukukçuları Ağı’ndan söz ettiniz aynı zamanda çevre hukuku ve insan hakları alanında çalışmalar yürüten arkadaşlarınızla kurduğunuz Haklar ve Araştırmalar Derneği var, bu çatılar altında ne tür faaliyetler yürütmeyi planlıyorsunuz, çalışmalarınız arasında online forum, webinar gibi çalışmalar olacak mı?
Haklar ve Araştırmalar Derneği yeni bir dernek. Ancak uzun zamandır çevre hukuku ve insan hakları alanında çalışan hukukçulardan oluşan bir ekibimiz var. Yürüteceğimiz ilk projemizin amacı çevre sorunları ve iklim adaleti konularında çalışan hukukçulardan oluşan bir ağ kurma, izleme ve raporlama yoluyla Türkiye’de iklim krizi için önleyici bir hukuk sistemi başlatmak. Türkiye’de devletin çevre sorunlarına bakışı önleyici değil, tazmin edici bir nitelikte. Çevresel bir sorun ya da tehlike ortaya çıkmadan müdahale eden, ihtiyatlılık ve önleyicilik ilkeleri doğrultusunda adımlar atan bir hukuki yapılanmaya ve sisteme ihtiyaç var. Bu hedef doğrultusunda öncelikle çevre ve iklim sorunları üzerine çalışan hukukçulardan oluşan bir “Çevre Hukukçuları Ağı” oluşturacağız. Bu ağ üyelerine yönelik eğitimler, kapasite geliştirme faaliyetleri, webinar ve söyleşiler düzenleyeceğiz. Stratejik dava, hukuki danışmanlık, izleme ve raporlama faaliyetleri ile ağın sivil toplum ve hak sahipleriyle bağını ve etkisini kuvvetlendireceğiz. Pro bonoyu bir yöntem olarak önemsiyoruz ve tanıtımını gündemimizde tutacağız. Yakın bir zamanda dijital medya üzerinden faaliyetlerimize dair bilgilendirmede bulunacağız. Bu alanda çalışmak isteyen hukukçular ve sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerimizi takip etmesini ve bizlerle bağlantıya geçmelerini tavsiye ederiz.
Hukuk, Türkiye’de çevre mücadelesinde her zaman en önemli araçlardan bir tanesi olmuştur. Uzmanlardan oluşan, sorun ve çözümlere küresel düzeyde yaklaşan, bütüncül bir bakışa sahip hukukçularla ortak mücadelenin önemine inanıyoruz. Çoklu baro sistemine geçişle birlikte, baroların hukuku ve insan haklarını koruma ve gerçekleştirme konusunda etkilerinin ne yazık ki azalacağını düşünüyoruz. Bu nedenle önümüzdeki dönemde hukukçular arası uzmanlığa dayalı örgütlenmeler çok daha önemli ve etkili olacak.
Bizi Takip Edin