”Kız Çocukları Eğitime Ulaşmada Sorun Yaşıyor”
Salgın döneminin kız çocuklarının eğitim hakkına olan etkisini Eğitim Reformu Girişi Araştırmacısı Özgenur Korlu ve Eğitim-Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan Sivil Sayfalar için değerlendirdi.
Bugün 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü. Birleşmiş Milletler, kız çocuklarının cinsiyetlerinden ötürü maruz kaldığı eşitsizlik konusundaki farkındalığın artırılması amacıyla 2012 yılında 11 Ekim’i Dünya Kız Çocukları Günü ilan etti. Böylelikle kız çocuklarının kendilerini etkileyecek kararlara katılımını artırmak istenirken, kız çocuklarına karşı ayrımcılık ve şiddeti önlenmesi ve onların insan haklarından tam ve etkili bir şekilde yararlanmaları hedefleniyor.
Uluslararası Kuruluşlar Uyardı
Birleşmiş Millet Nüfus Fonu, Covid-19 nedeniyle 2020 ile 2030 yılları arasında mevcut hesaplamalarına ek olarak 13 milyon çocuğun çocuk yaşta evlendirilebileceğini uyarısında bulundu. Save the Children yardım örgütü ise, koronavirüs salgını nedeniyle 10 milyon çocuğun eğitim hayatlarına geri dönememe riski bulunduğunu açıkladı.
Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de başta eğitim hakkı olmak üzere kız çocuklarının çocuk ve insan haklarına ulaşımında sorunlar yaşanıyor. Salgın dönemiyle birlikte görünürlüğü artan eğitim eşitsizliği ve yoksulluk kız çocuklarını derinden etkiliyor. Salgın döneminin kız çocuklarının eğitim hakkına olan etkisini Eğitim Reformu Girişi Araştırmacısı Özgenur Korlu ve Eğitim-Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan Sivil Sayfalar için değerlendirdi.
Zorunlu eğitimde kız çocukların okullaşma oranlarının artırılması için “Haydi Kızla Okula Kampanyası” ve “Özellikle Kız Çocuklarının Okullaşma Oranının Artırılması Projesi” gibi çalışmalarla 2003 yılında bugüne ilerleme kaydedildiğini söyleyen Eğitim Reformu Girişi Araştırmacısı Özgenur Korlu, “Bu çalışmalar sonrası, yaşa göre okullaşma oranlarının da gösterdiği gibi ortaöğretimde kız ve oğlan çocuklar arasındaki fark önemli ölçüde kapandı. Fakat geldiğimiz noktada, hiçbir yaş grubunda ne kız ne de oğlan çocuklar için okullaşma oranı yüzde yüz değil” diyor.
2019 verilerine göre, Türkiye genelinde eğitimde olması gereken 6-17 yaş arası 769 bin 940 çocuğun eğitimin dışında olduğuna dikkat çeken Korlu, “Bu çocukların yüzde 50’si kız çocuğu. Yaşa göre okullaşma oranlarına bakıldığında temel sorunun 14-17 yaşta olduğunu görülüyor. Net okullaşma oranları da en düşük lise kademesinde. Bu kademede bölgesel olarak da okullaşma oranları farklılaşıyor. Erkek ve kız çocukların orta öğretimde net okullaşma oranları arasındaki en büyük fark 2,9 yüzde puan ile Güneydoğu Anadolu’da. Kuzey Anadolu Bölgesi’nde ise erkek çocukların okullaşmasının daha az olduğu görülüyor. Bu bölgede kız çocukların okullaşma oranı, erkek çocuklarınkinden 3,0 yüzde puan daha fazla” diyor.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2016 yılındaki “Gençlerin İşgücü Piyasasına Geçişi” araştırma verilerini anımsatan Korlu, 15-34 yaş arası bireylerin eğitime devam edememe sebeplerinin cinsiyete göre farklılaştığını söylüyor:
“Erkekler ağırlıklı olarak ekonomik nedenlerle eğitime devam edemezken, kadınlar evlilik ve ailenin izin vermemesi gibi diğer ailevi sebeplerle eğitime devam edemiyor. Ailevi nedenlere ek olarak, çocuk işçiliğinin erkek çocuklar gibi kız çocuklar için de eğitime erişime engel olduğunu unutmamak gerekiyor.”
“Evde Olmak Güvende Olmak Değil”
Salgın döneminde çocukların evde olmasının güvende olduğu anlamanı taşımadığını ifade eden Korlu’ya göre bu süreçte hane içi şiddet vakaları ve çocuğun üzerindeki hane içi emek yükü artabilir. Korlu, İstanbul’un Farklı Yerleşimlerinde Çocukların Haklarına Erişimi Araştırması, araştırma kapsamında görüşülen hanelerde, salgın sürecinde kız çocukların erkek çocuklara kıyasla ev işi yükünün arttığını söylüyor: “TÜİK tarafından yayımlanan Çalışan Çocuk Anketi 2019 sonuçlarına göre, kız çocukların ev işlerine daha fazla zaman harcıyor. Erkek çocuklarının yüzde 16,3’ü, kız çocuklarının ise yüzde 28,3’ü ev işlerine haftada 8 saat ve daha uzun süre katkı sağlıyor.”
Eğitim-Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan, 2012 yılında uygulanmaya başlanan 4+4+4 sisteminin iki tür sonuca yol açtığını belirterek “Genelde tüm çocuklar, özelde kız çocukları bu sistemden olumsuz etkilendi. İlk sonuç eğitimde ticarileşme politikalarıyla ilgili. Kamu okullarına ayrılmayan bütçeler teşvik adı altında özel okullara aktarıldı. Piyasalaşma süreci kız çocuklarının okullaşma oranına olumsuz olarak etkiledi. İkinci olarak da 4+4+4 sonrası nişanlanma veya evlilik gibi durumlarda kız öğrencilerin eğitime açıktan devam edebilmesine dair düzenleme yapıldı. Bu düzenleme ciddi eğitim hakkı ve çocuk hakkı ihlallerine yol açtı” diyor.
İlk 4 yıllık eğitimden sonra çocukların hafızlık eğitimi alabilmesi için okula verebileceği düzenlemesinin okullaşma oranı olumsuz yönde etkilediğini aktaran Aydoğan, “Aynı zamanda karma eğitimi ortadan kaldırma amacıyla kız ve erkek çocuklar için ayrı sınıflar açıldı. Dinselleştirme ve piyasalaştırma boyutları kız çocuklarının eğitimini olumsuz etkiledi” diyor.
Bizi Takip Edin