Pandemi Sürecinde Uluslararası Gıda Kaybı ve İsrafı Farkındalık Günü…
Pandemi sürecinde, gıda israfı, gıda kaybı ve gıda güvenliği çok daha hayati öneme sahip konular haline geldi. Sürdürülebilir ve herkese yeten gıda temini için gıda kaybı ve israfının önlenmesi, hükümetlerin olduğu kadar, sivil toplumun, özel sektörün ve tabii bireyler olarak hepimizin sorumluluğunda.
Sivil Sayfalar olarak, Uluslararası Gıda Kaybı ve İsrafı Farkındalık Günü vesilesiyle bu konuda daha önce yayınladığımız içerikleri hatırlatmak istedik.
Bir Gıda Güvenliği Tehdidi Olarak İsraf ve Kayıp: İsrafın küresel anlamda yoğunlaşmasının yanı sıra Dünya Gıda Örgütü FAO’nun güncel verileri bize dünyada 842 milyon insan yetersiz beslenmekten ve açlıktan muzdarip olduğunu söylüyor. Yine FAO’nun raporlarına baktığımızda nüfusun artmasıyla birlikte beslenmeye ilişkin küresel talebin yüzde yetmiş oranında büyümesi bekleniyor. Güvenli bir gıda geleceği gıda israf ve kayıplarının önlenmesi bu nedenle çok önemli.
“Medyada Gıda Güvenliği Hakkında Doğru Bilgilendirmeler Yapılmalı”
Toplumu bilinçlendirmek adına çeşitli medya kanallarında konuşmalar yaptıklarını vurgulayan Şireli, medyada gıda güvenliği hakkındaki bilgi kirliliğinden şikayet ederek, kanser ve gıda arasındaki ilişkinin son dönemde oldukça popüler hale gelmesiyle birlikte bu alanda bilimsel olmayan iddiaların çoğaldığına dikkat çekti. Medyada dolaşan asılsız argümanların dolaşıma sokulmaması bunun yerine bilimsel araştırmalar sonucu doğan bilginin doğru kanallarla topluma ulaşması gerektiğini vurgulayan Şireli, uygulama hatalarına, ilave işlemlere bağlı olarak etin yapısında ortaya bileşiklerin yarattığı riskler ortaya konmadan et tüketmenin kansere yol açtığını iddia eden haberlerin toplumda yanlış bir algı yarattığını ifade etti. UHT sütlerin içinde katkı maddesi olduğu yönünde çıkan haberlerin de aynı şekilde halkı yanlış şekilde bilgilendirdiğinin altını çizen Şireli, gıda teknolojisi hakkında yaratılan fobinin önüne geçmek için geleneksel ve yeni medya kanalları aracılığıyla çalışmalarda bulunduğunu söyledi. Şireli’ye göre, toplumun aktif ve sağlıklı bir hayat sürdürmesi için güvenli gıdaya erişebilmesi gerekiyor. Artan gıda talebini güvenli bir şekilde karşılayabilmek adına ise öncelikle israf, kayıp ve bilgi kirliliği gibi faktörlerle mücadele edilmesi gerekiyor.
Gıda Bankacılığı Pandemide Çözüm Modellerinden Biri Olabilir mi? Pandeminin yarattığı bu koşullarda, gıda sektöründe israfı önleyen gıda bankacılığı gıda sektöründe yaşanan sorunlara çözüm yollarından biri olarak görülebilir mi? Korona günlerinde Türkiye’de gıda bankacılığı alanında faaliyetlerini ulusal düzeyde yürüten STK’lar hangi stratejileri izliyorlar? Bu sorulara, Türkiye’de gıda bankacılığı alanında çalışan GKTD ve TİDER ile Fazla Gıda girişiminin yürüttüğü faaliyetler çerçevesinde yanıt aradık.
Gıda Kurtarma Derneği: Gıda Bankacılığında Sosyal Etki Merkezi Modeli
Türkiye’de gıda bankacılığının kapasitesini artırmayı ve yoksullukla mücadeleye katkı sağlamayı hedefleyen STK’lardan biri Gıda Kurtarma Derneği. Fazla Gıda üst yöneticileri inisiyatifi ile kurulan ve Fazla Gıda’nın; fazla gıda yönetimi için sunduğu çözümlerden biri olarak oluşturduğu bağış sistemini kullanan Gıda Kurtarma Derneği’nin kurduğu örnek gıda bankacılığı modeli Sosyal Etki Merkezi bağış aldığı noktaları Ankara, İzmir, Lüleburgaz, Bursa, İstanbul (Anadolu/Avrupa), Çanakkale ve Balıkesir illerine yaygınlaştırdı. Diğer taraftan Türkiye’de anlaşmalı olduğu ve destek olduğu gıda bankası sayısı 73 olan GKTD’nin, gıda kurtarma operasyonu gerçekleştirdiği il sayısı 34, ilçe sayısı ise 53.
TİDER: Otomat Gıda Bankacılığı
Gıda bankacılığı alanında faaliyet yürüten ve “daha adil bir gıda sistemine çözüm, gıda bankacılığı” tezini savunan TİDER, büyük şehirlerin her ilçesinde ve tüm küçük şehirlerde birer gıda bankası kurulması hedefiyle Türkiye’de Gıda Bankacılığı Ağı’nı oluşturdu. Şu an TİDER çatısı altında, 29 ilde 47 Gıda Bankası bulunuyor. TİDER, depo, market ve aş evi şeklindeki 3 tip gıda bankacılığı türü arasından, insanların kendi seçimlerini yapmalarına olanak verdiği ve haysiyetlerini dokunmadığı inancıyla, Market formatını tercih ediyor.
Salgınla mücadele kapsamında İnsansız Gıda Bankacılığı modeli geliştiren TİDER, İstanbul’da ilk otomat gıda bankacılığını açmaya hazırlanıyor ve tüm Türkiye’de otomat gıda bankacılığını yaymayı amaçlıyor.
Turizmde Gıda İsrafına Turuncu Bayrakla Dur Deniyor: Gıda İsrafını Önleme ve Bilinçlendirme Platformu öncülüğünde başlatılan ve ülkemizin önde gelen sivil toplum kuruluşlarının katılımlarıyla güçlenen, turizmde gıda israfını önleme uygulamaları tüm hızıyla artarak, devam ediyor. Seçkin turizm işletmelerinin de katılım ve destekleriyle “Her şey Dahil İsraf Hariç” sloganı hızla yayılarak, gelecek nesillere daha yaşanılabilir bir dünya bırakmanın temelleri atılıyor.
Bu konuda daha fazla bilgi edinmek isteyenler, bu akşam 29 Eylül saat 20.00’deBM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Türkiye Temsilci Yardımcısı Dr. Ayşegül Selışık ile TİDER Genel MüdürÜ Nil Tibukoğlu Yurdakul’un söyleşisini TİDER’in sosyal medya hesaplarından canlı olarak izleyebilir.
Bizi Takip Edin