“Sivil Alan Zıplama Tahtası Olarak Kullanılıyor”
Kurumsal Yönetim Akademisi tarafından hazırlanan ''STK’larda Kurum Kültürü ve Ücretli Çalışanlar İçin İş Tatmini” raporunda, STK’ların kısa süreli çalışma için tercih edildiği belirtilerek, “Sivil alan tabiri caizse zıplama tahtası olarak kullanılmaktadır. Çalışanlar birkaç sene içerisinde farklı bir alana geçmektedirler.” deniliyor.
İLKE İlim Kültür ve Eğitim Derneği tarafından kurulan Kurumsal Yönetim Akademisi’nin yaptığı “STK’larda Kurum Kültürü ve Ücretli Çalışanlar İçin İş Tatmini” araştırmasında, sivil toplum kuruluşlarında var olan kurum kültür türleri ve buralarda ücretli çalışanların iş tatmin durumları incelendi. Nicel araştırma yöntemleriyle yapılan araştırmada 216 STK çalışanından alınan veriler analiz edilerek rapora dönüştürüldü. Nihat Erdoğmuş, Ömer Faruk Aydemir, H. Merve Bircan, Züleyha Sayın tarafından kaleme alınan raporda, STK’larda dört kültür türünün de farklı yoğunluklarda var olduğu belirtilerek, “Bu kültür türleri yoğunluklarına göre aile, kuralcı, girişimci ve rekabetçi kültürdür. Aile, kuralcı kültür yoğunlukları birbirine yakınken ardından girişimci kültür türü gelmektedir. Rekabetçi kültür ise STK’larda en az görülen kültürdür. Araştırma katılımcılarının iş tatmin durumlarına bakıldığın katılımcıların genel olarak STK’larda çalışmaktan memnun oldukları görülmüştür. İş tatmini içsel ve dışsal faktörler bazında incelendiğinde çalışanların içsel faktörlerden (işin yapısı, kişinin inanışı vb.) dışsal faktörlere (ücret, terfi, yönetici tarzı vb.) göre daha memnun olduğu tespit edilmiştir. Hatta şöyle ki bazı dışsal iş tatmini unsurları genel tatmin seviyesini aşağıya çekmektedir. Kurum kültürü ile çalışanların iş tatminlerinin arasındaki ilişkinin pozitif yönlü ve kuvvetli olduğu görülmüş etki açısından ise kurum kültürünün iş tatmini üzerinde önemli bir etkisinin olduğu anlaşılmıştır.” deniliyor.
STK’lar İyi Eğitimli Gençleri Çalışma Hayatlarının İlk Yıllarında Çekebiliyor
İyi eğitimli gençlerin STK’ları profesyonel olarak tercih ettiği ancak kısa bir süre çalışmadan sonra kurumdan ayrılarak kariyerine sivil alan harici bir alanda devam ettiği belirtilen raporda, “Araştırmaya katılım sağlayanların çalıştıkları STK’lardaki eğitim durumuna bakılınca, sivil alandaki çalışanların oldukça iyi eğitimli oldukları anlaşılmaktadır. Şöyle ki STK’larda çalışanların %89’u üniversite mezunudur ve bu oranın içerisinde %49’u lisans, %24’ü yüksek lisans, %13’ü ön lisans ve %3’ü de doktora eğitimlerini tamamlamışlardır. Buradan hareketle STK’ların ülkedeki iyi eğitimli yetişmiş insan kaynağından önemli bir payı bünyesine dâhil ettikleri anlaşılmaktadır. Bunun bir sebebi, bu nitelikteki kişilerin istihdam edilmek üzere tercih edilmesi olabilecekken diğer bir sebebi de STK’ların yapılarının eğitimli kişiler tarafından seçilmesidir. Her ne sebeple olursa olsun STK’lar iyi eğitimli kişiler tarafından ilk yıllarda çalışılacak yerler olarak tercih edilmektedir. STK’lardaki insan kaynağının yarısının sivil alanda 0-4 sene kadar çalıştığı bilgisi ile öğrenim seviyesi aynı anda düşünülürse STK’ların çalışanlarının eğitimlerine devam etmelerinin önüne bir engel koymadığı düşünülmektedir. Buralarda var olan kişisel gelişim imkânları, esnetilebilen ve telafi edilebilen çalışma saatleri, STK’ların ortam, atmosfer ve algılarının iyi eğitimli insan kaynağına cazip geldiği sonucuna ulaşılabilir.” Değerlendirmesinde bulunuluyor.
STK’lar Kısa Süreli Çalışma İçin Tercih Ediliyor
Sivil alanda, nitelikli insan kaynağını kuruma çekme ve onları kurumda uzun süre tutma konusunun önemli sorunların başında geldiği vurgulanan raporda, “Katılımcıların yaklaşık yarısı 0-3 yıldır, %20’si de 4-5 yıldır bu alanda çalışmaktadır. 6 ve daha uzun süre çalışanların oranı %31 kadardır. STK’lar iyi eğitimli çalışanları kuruma çekme konusunda başarılıyken onları kurumda uzun süre tutma konusunda aynı derecede başarılı olamamaktadır. Araştırmaya katılan kişilerin yaşları, öğrenim durumları ile sivil alanda çalışma süreleri aynı anda düşünüldüğünde, üniversiteden mezun gençlerin, profesyonel iş yaşantısı için tercih ettiği ilk yahut ilk duraklardan birinin sivil toplum kuruluşları olduğu anlaşılmaktadır. Sivil alan tabiri caizse zıplama tahtası olarak kullanılmaktadır. Çalışanlar birkaç sene içerisinde farklı bir alana geçmektedirler. Gençlerin bir kısmı, STK’lardaki iş deneyimlerini zihinlerinde geçici, daha iyi bir yere geçene kadarki zamanı değerlendirmek olarak kodluyor olabilirler. Yahut buradaki şartların beklentilerini karşılamadığı düşüncesinden dolayı istihdam süreci kısa sürüyor olabilir.” saptamasında bulunuluyor.
Raporda, çalışan yapısının sık değişmesinin; işlerin niteliğini, kalitesini, niceliğini etkilemesinin yanında kurum kültürünü, diğer çalışanların motivasyonunu ve tükenmişlik durumlarını da etkilediği belirtilerek, “İşe her yeni başlayan kişi, kurum kültürüne alışmak için süreye ihtiyaç duyar. Kişilerin işten ayrılma ve yerine alım yapılma durumu sıklaştıkça eski çalışanların verdikleri oryantasyon ya da işi tekrar ele alma sayıları artar ve bir süre sonra kişilerde bıkkınlık oluşturabilir. Ayrıca işe giriş çıkışların artması zamanla diğer personelin moral, motivasyonunu olumsuz etkileyecektir.” Deniliyor.
Öneriler
STK’larda mevcut kurum kültürünü belirlemek ve kurum kültürünün ücretli çalışanın iş tatmini üzerine etkisini araştırmak amacıyla yapılan araştırmanın sonunda, elde edilen verilerden yola çıkarak sivil toplum kuruluşlarında ücretli çalışanların iş tatminlerine yönelik şu önerilerde bulunuluyor.
STK’lar çalışanlarının iş ve iş yeri hakkında nelerden ne kadar memnun olduğunu öğrenilerek aksiyon almalıdır.
Kurum kültürünün iş tatmini üzerindeki etkisi düşünülerek arzu edilen kurum kültürünün oluşturulması için çalışma yapılmalıdır.
STK çalışanlarının bir alanda uzmanlaşması için düzenleme yapılmalıdır.
Sivil alandaki unvan ve görev tanımları özel sektör ile uyumlu hale getirilmelidir.
Uzun süre aynı işi yapan çalışanlar için ara sıra farklı işler yapılmasının önü açılmalıdır.
Sivil alandaki çalışanların ücretlerinde iyileşme yapılmalıdır ancak bu değişiklik tek başına yeterli değildir. Bunun yanında ikramiye, eğitim destekleri ve dil seviyesi, tecrübe süresi gibi özelliklere göre ek gelirler sağlanabilir.
Uzman yardımcısı, uzman ve kıdemli uzman gibi pozisyonlar ile bir terfi mekanizması oluşturulmalıdır.
Kurumun hâkim kültürü iyi bilinmeli ve istihdamda bu özelliklere uygunluk aranmalıdır.
STK’larda ücretli çalışanlardan gönüllü gibi çalışmaları beklenmemelidir.
Raporun tamamına ulaşmak için tıklayınız.
Bizi Takip Edin