Çatışma Bölgelerinde Koronavirüs Salgını…
Yemen’de Salgını Konuşmak Lüks
Dünya Sağlık Örgütü tarafından 11 Mart’ta küresel salgın olarak ilan edilen koronovirüs salgını için dünyanın birçok farklı ülkesi farklı şekillerde tedbir aldı. Savaş ve çatışmaların sürdüğü bölgelerde salgınını konuşmak lüks kalıyor. Bu ülkelerden biri de Yemen…
2015’ten beri devam eden bir iç savaşın yaşandığı Yemen’de bütün dünyayı etkisi altına alan Covid19 salgınıyla alakalı bir tedbirden bahsetmek biraz güç. İçinde bulunduğumuz temmuz ayında bile Sana ve diğer birkaç Yemen şehri daha Suudi Arabistan tarafından defalarca kez vuruldu. Bu saldırıların Husilerin hemen önceki saldırılarına misilleme olduğu söyleniyor. Ülkedeki çatışmalar dünya Covid19 salgınından başka bir şeyden bahsetmezken oluyor, Yemen için ise durum tam tersi. Yemen’de salgını konuşabiliyor olmak lüks. Ancak salgın öncesinde de Yemen’de olanların dünya kamuoyunun ilgisini çekebildiğini söylemek güç. İnsan hakları ihlallerinin hiç hız kesmeden hatta aksine artarak devam ettiği bu iç savaş ortamı Yemen’de yıllardır devam ediyor.
Dünya Sosyalist Web Sitesi’nde (World Socialist Web Site) bulunan habere göre UNICEF’in Yemen temsilcisi Sara Beysolow Nyanti, “Sağlık ve su sistemlerinin çökmesini önlemeye çalışıyoruz. Artık biz de çöküşün eşiğindeyiz,” dedi ve şunları ekledi: “COVID bardağı taşıran son nokta olabilir. Şu anda toplumun yüzde 75’inin parası sabun almaya yetmiyor ve paraları olsa, yiyebilecekleri bir şey ya da ilaç almayı seçerler.”
Nisan ayının başlarında Suudi destekli hükümet Yemen’de tek taraflı ateşkes ilan etmiş ve bu ateşkesin devamı için Birleşmiş Milletler’den gelecek desteği de onayladıklarını açıklamıştı ancak süreç başarısız oldu ve ateşkes ilan edilemedi. BBC’de yer alan haberlere göre, Yemen’de durumun bu kadar kötü olmasının tek bir sebebi yok. İç savaşın durmaksızın devam ediyor olması sebeplerden biri mesela. Savaş yüzünden ülkenin sağlık sisteminin çökmüş olması yüzünden hem sağlık çalışanlarının kendi güvenliklerinin olmaması hem de çalışabilecekleri şartlardan yoksun olmaları bir diğer sebep.
Yemen, Covid19 salgını başlamadan 3 yıl önce Birleşmiş Milletler tarafından dünya üzerinde yardıma en çok ihtiyacı olan yer ilan edilmişti. Nüfusun yaklaşık %80’ini oluşturan 24 milyon insan hayatta kalabilmek için dışarıdan gelecek yardıma muhtaç. Ülkede yaşayanların çoğu açlıktan ölmenin eşiğinde. Halihazırda 2 milyon çocuk akut yetersiz beslenme içinde, daha ilk korona vakası ilan edilmeden önce ülkede zaten dang humması, kolera ve malarya gibi hastalıklardan mustarip birçok insan vardı.
Salgında Çocukların Durumu
UNICEF’in yöneticisi Henrietta Jore, mayıs ayında düzenlenen bir basın toplantısında Yemen’in Covid19 salgınından en kötü etkilenen birkaç ülkeden biri olduğunu belirtti. Şiddet ve istikrarsızlık ülkede gündelik hayatın bir parçası olduğunu belirten Jore, okul ve hastanelerin saldırı altında olduğunu da söyledi. Aynı açıklamaya göre, Yemen’de temiz yemek ya da suya ulaşmak çok zor ve ülkenin ekonomisi çökmüş vaziyette. Ülke genelinde 12 milyondan fazla çocuk insani yardıma muhtaç, neredeyse beş yüz bin çocuğun akut yetersiz beslenme için tedaviye ihtiyacı var ve eğer acilen tedavi edilmezlerse ölebilirler.
Covid19 salgınından önce de 2 milyon çocuk eğitime ulaşamıyordu. Şimdi de salgın yüzünden ülkenin dört bir yanındaki okullar kapandı ve 5 milyon çocuk okulsuz kalmış durumda. Yoksulluk ve çatışmalarla boğuşan ülkelerde çocukların okuldan uzak kalma süreleri ne kadar uzarsa, okula geri dönebilme ihtimalleri o kadar azalıyor. Kolera ve ishal sürekli bir tehdit olmaya devam ediyor çünkü ailelerin ve çocukların temiz suya erişimleri yok. Ülkede düzgünce işleyen sanitasyon ve hijyen sistemleri mevcut değil. Milyonlarca insan ellerini yıkayamıyor ve sosyal mesafe uygulayamıyorlar, ki bunların ikisi de hastalıkların yayılmasını durdurmak için alınabilecek en temel önlemler. Hava ve deniz limanlarının şu anda kapalı olması yüzünden Yemen’e yardım ulaştırmak neredeyse imkânsız.
Aşılama kampanyaları hakkında da konuşan Henrietta Jore, salgının aşılama kampanyalarının askıya alınmasına sebep olduğunu belirterek, “Bu aşılama kampanyaları sağlık sitemi çöktüğünden beri hizmetlerin kapsamını genişletmeye çalışan bizler için kritik önem taşıyordu. Salgın şartlarında aşılamaya devam edemediğimiz için 5 yaşın altındaki 5 milyon çocuğa, çocuk felci aşısı ulaştıramayacağız.” Jore, 1.7 milyon çocuğun difteriye karşı, 2.4 milyon çocuğun koleraya karşı aşı olamayacağını; 400 binin üzerinde hamile kadının da tetanos aşısına erişemeyeceğini de sözlerine ekliyor.
Yemen’de Vakalar
The Guradian’da yer alan habere göre alınabilecek önlemlerin yetersizliğinden dolayı Yemen’de en az 97 sağlık çalışanı Covid19’dan öldü. Sağlık çalışanları ne hükümetten ne de isyancılardan alabilecekleri bilgilere güvenemediklerinden Covid19 semptomlarına benzer semptomlar taşıdığını düşündükleri meslektaşlarının ölümlerini analiz ederek salgının etkilerini anlamaya çalışıyorlar. Resmî açıklamalara göre, Yemen’de vaka sayısı 1.610, ölümle sonuçlanan vaka sayısı ise 446. MedGlobal’de yayınlanan rapora göre ise, gerçek sayı ve ölüm raporu çok daha yüksek. Kıyaslama yapmak gerekirse virüsün en kötü vurduğu ülkelerden biri olan İtalya’da 245 bin kişi bu virüse yakalandı. 35 bin kişi ve 100 sağlık çalışanı salgın hastalık dolayısıyla öldü. Yemen’de ise ölüm oranı %27 ve bu rakam Yemen’deki ölüm oranlarını küresel ortalamanın 5 katına çıkarıyor.
Bizi Takip Edin