Sosyal Medya Düzenlemesine ‘İfade Özgürlüğü’ Uyarısı
AK Parti tarafından TBMM’ye sunulan sosyal medyayla ilgili düzenlemenin yer aldığı kanun teklifine dair değerlendirmelerde bulunan NewsLabTurkey Yayın Yönetmeni Dr. Sarphan Uzunoğlu ve Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) Eş Direktörü avukat Veysel Ok ‘ifade özgürlüğü’ uyarısında bulunuyor.
Adalet ve Kalkınma Partisi tarafından ‘Almanya modeli’ örnek alınarak hazırlandığı ifade edilen sosyal medya ilgili yapılacak düzenlemeyle ilgili kanun teklifi Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunuldu. Kanun teklifinde Türkiye’de temsilci bulundurmayı kabul etmeyen Facebook, Twitter gibi sosyal ağ platformlarına 5 aşamalı yaptırım süreci ön gören bir madde yer alıyor. Kanun teklifinin dışında bir de sosyal medya ile alakalı Dijital Mecralar Komisyonu kurulması planlanıyordu. Peki yasallaşması beklenen kanun teklifi ve kurulacak olan komisyon hakkında uzmanlar ne düşünüyor?
“İktidar Bir Dijital Hegemonya Savaşı Başlatmış Durumda”
NewsLabTurkey Yayın Yönetmeni Dr. Sarphan Uzunoğlu komisyona ve yasaya ilişkin iki temel yaklaşımın var olduğunu belirterek, “Birincisi, iktidar yanlısı diyebileceğimiz, özellikle de AB ülkelerindeki sosyal medyaya ilişkin yasal düzenlemeleri ve o ülkelerin veri yönetimi politikalarını örnek göstermek suretiyle Türkiye’nin de aslında küresel bir standarda uyacağını savunan yaklaşım. Bu yaklaşımı savunanlar, Türkiye’yi ifade özgürlüğü konusunda sorunu olmayan, zaten mevcut gözetim teknolojileriyle hedeflenen kullanıcıların ip’lerine ve kimlik bilgilerine erişim sağlayan bir ülke olarak tanımlıyorlar. Bunu birçok haber ve köşe yazısında gözlemek mümkün. İşin bir de ekonomik ve vergi kazancı temelli yanı var ki bu konuda devletlerin hak iddia etmelerinin doğal olduğunu düşünüyorum. Hele ki Türkiye gibi “vergi geliri aşığı” bir iktidarın olduğu bir ülkede” dedi.
İkinci yaklaşımın ise, bunun gözetimini artıracak, derinleştirecek, sansürü kolaylaştıracak bir adım olduğu yaklaşımı olduğuna dikkat çeken Uzunoğlu, “Şu bir gerçek ki, Türkiye’de devlet tarafından düzenlenen her alan ne yazık ki raydan çıkıyor. Bu hem, yetkililerin alanla ilgili bilgisizlikleri, hem de tek boyutlu yaklaşımlardan kaynaklı. Sosyal ağların işleyişine ifade özgürlüğü çerçevesiyle değil, toplumsal kanaatleri kontrol çerçevesiyle baktığından iktidar için bu yasa da kurulacak komisyon da işlevi önceden belli komisyonlar. Dahası, özellikle de yasanın sosyal ağ şirketlerine uygulanacak yaptırımlar konusunda yolunu açacağı uygulamalar, Türkiye’yi hem ifade özgürlüğü listelerinde daha dibe yollayabilir, hem de TC Kimlik no ile sosyal ağlara girilsin benzeri saçma ve Türkiye’nin özgürlükler bakımından Çin’e dönüşmesinin hızlanması gibi sonuçlara neden olabilir” diye konuştu.
Devletlerin sosyal ağların gelirlerini denetleme ve onları vergilendirme konusunda hak iddia etmelerinin haklı bir talep olduğunu, büyük veri çağında verilerin kullanımına ilişkin şeffaflık talebinin mantıklı olduğuna dikkat çeken Dr. Uzunoğlu, “Yine de niyetin sosyal ağ şirketlerinin değil toplumun gözetim ve denetimi olduğu yasanın gündeme gelme biçimi ve yasayı savunanların söylemlerinde de fazlasıyla belli oluyor. Başarısız olsa da yeşil top ve benzeri uygulamalardan da gördüğümüz üzere, iktidar bir dijital hegemonya savaşı başlatmış durumda. Kültürün küreselleştiği çağda “yerli ve milli” arama motoru gibi çok sayıda başarısız projeyle bilişim alanında hegemonya oluşturmaya girişen iktidarın, devletin iletişim alanında en az kullanması gereken ama en rahat kullandığı sansür gibi bir pratiğe de yatkınlığı düşünüldüğünde, bu komisyonun da yasanın da hayırlı bir sonuç getirmeyeceği görüşündeyim” diye ifade etti.
“Temel Hedef İfade Özgürlüğünü Yok Etmek”
Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) Eş Direktörü avukat Veysel Ok, ana akım medyanın ve birçok televizyon kanalının sermaye yapısıyla iktidara yakın grupların elinde olduğuna bu sebeple Türkiye’de insanların haberi sosyal medyadan ve internetten almaya başladığına dikkat çekerek “İktidarın iki amacı var. Öncelikle bu haber kaynaklarını ve sosyal medyayı kontrol altına almak ve bilgiyi tekelleştirmek. Diğer hedefi ise Instagram ve Twitter gibi büyük internet şirketlerinden kullanıcı verilerini ve bilgilerini elde etmek. Temel hedef ise ifade özgürlüğünü yok etmek” dedi.
Sosyal medyanın kapatılmasının teknik olarak mümkün olduğunu belirten avukat Veysel Ok, “Geçmişte Türkiye’de Youtube kapalı kaldı. Wikipedia uzun süredir kapalı kaldı. Bu anlamda hükümet istediğini elde edemeyince aşamalı yaptırım söz konusu ya sosyal medyayı kapatmadan bant aralığını daraltarak vatandaşların, kullanıcıların internet ortamında erişimlerini kısıtlayabilir” diye konuştu.
Türkiye’de binlerce gazetecinin işsiz kaldığını ve bu insanların internetten gazetecilik yapmaya çalıştığını vurgulayan MLSA Eş Direktörü avukat Ok, “Ana amaçlardan biri de bilginin tamamen iktidara yakın kanallardan çıkmasını sağlamak ve alternatif medyayı erişime ve vatandaşın bu bilgiye erişmesini engellemektir. Gazetecilik açısından bizi zor bir dönem bekliyor” diyerek yasanın önüne hukuk yoluyla geçilebileceğini de sözlerine ekledi.
Bizi Takip Edin