‘’Bi’Komşunuz Faturanızı Ödemiştir’’
Sabit giderlerini, faturalarını ödemekte zorlanan ihtiyaç sahipleriyle, ihtiyacı onlar adına gidermek isteyen yardımseverleri bir araya getiren Bi’Komşu Platformu kurucularından Aykut Hocaoğlu’ndan Bi’Komşu’nun hikayesini ve pandemi sürecinde dayanışmaya olan katkısını dinledik.
Bi’komşu nedir? Kendinizi tanıtır mısınız?
Bi’Komşu, aylık sabit giderlerinin faturalarını ödemekte zorlanan ihtiyaç sahipleriyle, bu ihtiyacı onlar adına gidermek isteyen yardımseverleri bir araya getiren platform. Yani en basit anlatımla faturalarını ödemekte zorlanan insanlarla, bu faturaları ödeyebilecek yardımseverlerin bir araya gelmesini sağlayan, aracı olan, bir platform.
Biz İzmir’de aynı üniversiteden mezun bir grup arkadaşız. Dayanışmayla, güvenle, iyilikle Dünya’nın daha yaşanabilir bir yer olacağına inanan ve bunun için kendi çapımızda gayret eden insanlarız. Her birimizin aslında kendi özel işleri var; girişimciyiz, tasarımcıyız, mühendisiz, iletişimciyiz. Bi’Komşu için bir araya gelip bu iyilik hareketini başlattık.
Nasıl bir motivasyonla ortaya çıktınız. Çıkış hikayenizi sizden dinlemek isteriz?
Özellikle küresel salgın kriziyle birlikte işini kaybeden, işi olsa da gelirleri azalan ihtiyaç sahibi insan sayısının çok dramatik bir şekilde artış gösterdiğini gördük. Covid-19 insan ayırmadan herkesin sağlığını tehdit ederken bir yandan da ekonomik krizin getirdiği yük insanların omuzlarında gün geçtikçe artıyor ve artmaya devam edecek. Sağlık açısından zengin fakir ayırmadan herkesi eşit şekilde tehdit eden Covid-19, ekonomik anlamda yol açtığı krizle herkesi eşit etkilemedi. Bu anlamda sivil toplum kuruluşları, yerel yönetimler, merkezi yönetim ve kurumsal firmalar dört bin yandan yardım kampanyalarına başladı ancak tüm bu çabaya rağmen hala yardım bekleyen büyük yığınlar olduğunu fark ettik ve kolay kolay da eritilemeyecek bir büyüklükten bahsediyoruz. Bu nedenle biz de bu yangına bir kova suyu nasıl taşırız dedik, olur mu olmaz mı, olsa nasıl olur diye bir konuşmaya başladık 15 gün içinde bir baktık platformu yayına almışız.
İsminin ”komşu” ile başlaması gelenek ve kültüre bir atıf mı? Bu destekleri alan kimin verdiğini görmüyor… Bir şekilde sağ elin verdiğini sol elin görmeyecek vurgusu mu var yani değerler üzerine kurulu bir kampanya mi dizayn ettiniz?
Kesinlikle bahsettiğimiz gibi komşuluk kültürüne vurgu yapmak istedik hatta vurgu yapmakla da kalmayıp bugünlerde özellikle büyük şehirlerde artık unutulmaya yüz tutmuş bu geleneğin canlanmasına da bir katkımız olur belki diye düşündük. Dünyayı değiştirmenin insanın kendinden ve en yakınlarından başladığına inanıyoruz.
En yakınlarımızı, kendi çevremizi değiştirmeyi başarabilirsek aslında Dünyayı asıl o zaman dönüştürmeye başlayabiliyoruz.
Bu nedenle platformda faturalarını ödemek için yakınınızdaki ya da memleketinizdeki ihtiyaç sahibi komşularınızı seçebiliyorsunuz. Bizim kültürümüzde yapılan iyilik ön plana çıkarılmaz, ayıptır. Biz de buradan hareketle destek verenlere Bi’Komşunuzun yardıma ihtiyacı var destek olmak ister misiniz diye çağrı yapıyor, destek oldukları zaman da destek alanların telefonlarına “….. ilinden Bi’Komşunuz …. tutarındaki faturanızı ödemiştir” diye bir mesaj yolluyoruz. Böylelikle eğer destek vermek isteyen istemezse kimliği açıklanmıyor ve Bi’Komşu olarak ödeme yapıyor.
Ayni yardım ya da nakdi yardım her ikisini de kapsıyor aslında bu uygulama… İşin içine para girince mesele her zaman muğlaklaşıyor. Sitenin güvenirliğini ve destekleyicilerin garantörlüğünü nasıl sağlıyorsunuz? Destekleyen gönül rahatlığıyla yardımını yapabilsin diye nasıl bir mekanizmanız var? İhtiyaç sahiplerini nasıl belirliyorsunuz ya da gerçekte ihtiyacı olup olmadığını nasıl teyit ediyorsunuz?
Aslında biz burada para alışverişinin hiçbir tarafı değiliz. O nedenle sistemin kendisiyle ilgili bir güven sorunuz hiç olmadı ve hatta insanların bize bu kadar ilgi ve sempatiyle yaklaşmasının en önemli sebeplerinden biri olarak da bunu görüyoruz.
Destek talebinde bulunan kişilerle ilgili olarak da elbette bazı kontrol mekanizmalarımız var ancak bunlar ihtiyaç sahibi olup olmadığını belirlemek için değil (çünkü bunu KVKK gibi yasalar gereği belge alamadığımız için kontrol edemiyoruz) olası suistimali engellemek için çalışmalar yapıyoruz.
Yukarıda da değindiğim gibi ihtiyaç sahipliğini yüzde yüz tespit etme iddiamız yok zaten hukuki ve teknik olarak da bunu yapmamız olanaksız. Tüm dünya ve ülkemiz bu zorlu süreçten geçerken tamamıyla iyilik yapmak için kurulmuş bu platformda bizim bir amacımız da kişiler arası güven ilişkisini güçlendirmek, çünkü bu süreçte gördük ki ‘biz’ olabilmek çok önemli. 13 Nisan’dan beri gördük ki böyle de ilerliyor. İhtiyaç sahiplerinden epostalar mesajlar alıyoruz, ‘Ben faturamı bir şekilde ödedim benim faturamı kaldırın başkalarının hakkını yemek istemiyorum.’ gibi.
Platform olarak en önem verdiğimiz konulardan biri, ‘İyilik gerçek ihtiyaç sahibine ulaşmalı’.
Yazılımı oluştururken en fazla vakit ayırdığımız ve üstünde çalıştığımız kısım ihtiyaç sahiplerinin aciliyet durumunu doğru belirlemekti. Bu sebeple öncelikle ilk aşamada gerçek kişi doğrulama yapıyoruz sonrasında yasaların izin verdiği ölçüde ihtiyaç sahibinden alabileceğimiz maksimum bilgiyi alıyoruz. Bu bilgilerle sistem içinde oluşturduğumuz algoritmalar ile yarı otonom bir kontrol ve eleme sağlıyoruz. Ancak bu yarı otonom sistemle temel amacımız kötü niyetli yaklaşımları minimize etmek. Bu nedenle bir de manuel bir kontrol ekledik. Eğer siz yardımseverseniz ilgilendiğiniz faturanın sahibinin size bıraktığı mesajı görebiliyorsunuz ve ihtiyaç sahibinin telefonundan kendisine ulaşabiliyorsunuz. Buna ek olarak hem yardımların daha fazla kişiye ulaşması için hem de suistimalin önüne geçmek için fatura limitleri ve aylık destek alma limiti de ekledik. Tüm bunların yanında kullanıcı geri bildirimleri ile sistemi sürekli kendi içinde doğruluyoruz. Yanlış veya hatalı bir bilgi verildiğinde destek veren kişi bunu sistem üzerinden bize bildiriyor ve biz de gerekirse kötüye kullanmaya çalışan kişilerin sisteme erişimi engelliyoruz.
Güven üzerine inşa etmeye çalıştığımız bu sistemde görüyoruz ki aslında bunu başarabilmişiz. Destek talep eden kişiler için olası suistimali engellemek için bazı limitler koyduğumuzu belirtmişti. Örneğin bir kişi en fazla 5 fatura girişi yapabiliyor ve alabileceği maksimum destek miktarı 1.0000 TL. Ama sayıları sürekli takip ediyoruz ve görüyoruz ki insanların böyle bir suistimal girişi pek olmuyor. Şu anki verilere göre biz destek talep edenlere 5 fatura girişi hakkı vermişken, ortama 2 fatura girişi yapılmış. 1000 TL üst limit tanımlanmışken ortama 200 TL bile değil. Olası girişimleri de kurduğumuz geri bildirim sistemi sayesinde engelleyebiliyoruz. O nedenle destek vermek isteyenlerin gönül rahatlığı ile destek verebileceğini söyleyebiliriz. Hiç içi rahat etmeyen yardımseverlerin yapacağı en basit önlem ise eski tarihli faturaları ödemek. 2019 yılından ödenmemiş faturalar olduğunu görüyoruz. Bu zaten en basit ihtiyaç sahipliği göstergesi değil mi?
Pandemi sonrası da projeyi devam ettirme düşünceniz var mıdır?
Elbette sürdürmek istiyoruz. Pandemi sonrasında bu krizin ekonomik etkilerini çok daha derinden hissedeceğimizi, tüm Dünya’da bir ekonomik buhran olacağını tahmin ediyoruz. Şu an herkes öncelikle hayatta kalmaya, sağlığını korumaya gayret ediyor. Ekonomik kaygılar ve beklentiler öncelik sıralamasının çok gerisinde ancak salgın sonrası hayatlarımızın normalleşmesiyle birlikte ekonomik enkazı hep birlikte kaldırmaya mecburuz. O nedenle nihai amacımız ve isteğimiz bu gibi platformlara gerek ve ihtiyacın olmadığı bir dünya düzeninde yaşamak olsa da bu ihtiyaçların devam ettiği sürece biz de bir ucundan destek olacak bir çaba içerisinde olmayı sürdürmek istiyoruz.
Bizi Takip Edin