Pandemi Sürecine Çocuk Hakkı Üzerinden Bakmak
Çocuklardan sorumlu olanlar sadece onların bakıcıları olamaz. Onlar için yaşanılabilir bir çevre, haklarına erişebildikleri bir düzen yaratmak da devletlerin, sistemin gereği ve yükümlülüğü. Bu süreç önemli bir gösterge ama yalnızca bu süreçte değil, çocukları ilgilendiren her konuda onlarla hareket etmemizi sağlayacak ve onların haklarını koruyacak bir düzen oluşturmak biz yetişkinlerin birincil sorumluluğu.
Bu süreç hepimizi çok çeşitli yönlerle etkiledi. Çocuklar, yaşlılar, engelliler, göçmenler, kronik rahatsızlıkları olanlar, lgbti+lar, kadınlar, yanız yaşayanlar, kalabalık yaşayanlar, gebeler, mahkumlar, sosyo ekonomik dezavantajlı aileler, farklı meslek grupları, günübirlik işlerle geçinenler, öğrenciler, öğretmenler… Hepimiz farklı şekillerde etkileniyoruz. Sosyal haklar konusunda adil bir sistem içinde yaşamadığımız için; sürecin zorlukları her grup için farklı sonuçlar yaratıyor.
Çocuk hakları alanında uzun zamandır çalışan kişiler olarak, tabi karantina sürecinden bu yana çocukların durumu üzerine araştırmaya, bu dönemdeki ihtiyaçlara cevap verecek araçlar üretmenin yollarını düşünmeye başladık.
Bu süreçte çocukların gelişimleri için çok önemli olan bolca hareket etmeleri, arkadaşları ile zaman geçirip oyun oynamalarından uzak kalmaları, bu belirsiz süreci somutlaştıramadıkları bir durumun kaygısıyla kalmaları, eğitim süreçlerinden ve öğretmenlerinden uzak kalmaları, hepimiz gibi rutinlerinin bozulması ve tüm süreçte yetişkinlere göre daha az sıklıkta akranları ile uzaktan da haberleşmeleri gibi konularda aksaklıklar yaşadılar.
Süreç Eşitsizlikleri Daha Görünürleştirdi
Çocuk işçiler için başka tehlikeler (ya da çocukların genelde virüsün taşıyıcısı olması bilgisi ile büyük bir grup için çocukların işçileştirilmesi durumu), sosyo ekonomik olarak dezavantajlı ailelerde yaşayan aileler için eve gelen gelir azaldığı için beslenme yetersizlikleri, derin yoksulluk durumları yaşanıyor. Zaten ailelerde ev içi iş gücü olarak görülen kız çocukları ev işleri ve kardeş bakımı gibi işlere daha fazla maruz kaldı. Toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri kadınlar ve kız çocukları için de süreçte ağırlaşarak yoğun olarak yaşandı. Zaten varolan eşitsizlik, pandemi süreciyle çocukların kendilerine ve koşullarına özgü farklı ihtiyaçlarını karşılamaktaki yetersizliklerle daha görünür oldu.
Uzaktan eğitim ise biliyoruz ki her çocuk için uygun değil. Çoğu çocuğun evinde bir bilgisayar yok. Akıllı telefonlar olsa da internet erişimi yok ya da kısıtlı. Zaten var olan öğrenme farklılıkları tek tip bir eğitim akışı içinde çocukları zorluyor. Çoğu çocuğa göre konu anlatımları çok hızlı. Eğer ev içindeki yetişkinler okur yazar değil ya da ilkokul mezunu ise çocukların ihtiyacı olduğunda ders desteği için başvurabilecekleri bir kişi de yok. Başka bir zorluk ise, eğer evde farklı yaş gruplarından çocuklar varsa derslerin çakışması nedeniyle her çocuk aynı anda eğitimden de faydalanamıyor olması.
Aileler çocukların okuldan geri kalmamasını istiyor, ama aynı zamanda hem kendi kaygılarını gidermeleri hem çocukların ihtiyaçlarını bu belirsizlik içinde karşılamaları gerekiyor. Eğer bir desteği ya da güvencesi yoksa, ailede hastalığa yakalanmış bir yetişkin çocukları kendi başlarına bırakmak zorunda kalabiliyor.
Yetişkinler belki bir telefon ederek sevdikleri ile dertleşebiliyorken her çocuk için sıkıntı yaşadığında dertleşebileceği, yardım isteyebileceği bir seçenek yok. Günün her saati belki gerilim yaşadıkları bir yetişkinle aynı evde ve bu anlamda yalnızlar.
Rutini Yaratma Baskısı Olmamalı
Madalyonun öte tarafında da internet ile çok zaman geçirilen, yetişkinlerin bu süreçte çocuklarla ilgili onaylarını gevşettikleri ya da gevşetmek zorunda kaldıkları bir süreç de yaşanıyor. Çoğu yetişkin çocuk gelişimi için zararlı olarak kodladığı bilgiler içinden en sürdürülebilir, en daha az zarar yaratabilecek, zarar yaratsa da telafi edilebilecek olanları tekrar tekrar sıraya sokuyor; bazı ilkelerden psikolojik sağlamlılığı uzatabilmek için vazgeçiliyor.
Bu zorluklar içinde yetişkinlerin kendileri için de çocuklar için de yine de ev içinde kaldıkları bu süreçte bir rutin yaratmaları, günü programlamaları yararlı olabilir. Ama rutin yaratmak zorunda hissetmek de baskı yaratmasın. Bazen her şeyi kontrol edemeyiz. Rutin oluşturmak hayatı kolaylaştırır ama bu bazen bir hafta içinde kendiliğinden olur bazen günler geçer o rutini yakalamak zaman alır. Burada süreci ve yarattıklarını birlikte karşılamak önemli. Konuyla ilgili yapılan yayınları ya da haberleri izlerken yine de çocukların aynı ortamda olmadıkları ya da uyudukları anları gözetmeleri önemli. Çocuğun konuyla ilgili bizden bilgi almasını sağlamak, ona sakince süreci anlatmak ve onu dinlemek de diğer çok önemli konu. Çünkü çocukların kaygısı yetişkinlerle aynı olmak zorunda değil. Siz onun iyi beslenip beslenemediğinden, derslerinden, virüsün bulaşmasından kaygılanıyor olabilirsiniz ama belki o sadece arkadaşlarını göremediği için üzgün. Üzgün ya da kaygılı da olmak zorunda değil. O nedenle çocukları gözlemek ve onları dinlemek, ihtiyaçlarını anlamak bu süreçte önemli.
Bu süreçle hepimiz belli stresler altında baş etmeye çalışıyoruz. O nedenle çocuklara öyle değilmiş gibi davranmak da dürüst ve gerçekçi değil. Kendi duygularımızı onun anlayabileceği şekilde aktarmak, onun duygularını duymak da bu dönemde önemli.
Bazen nasıl biz de artık sosyal medyada eskisine oranla daha fazla zaman geçiriyorsak tüm aile üyelerinin de zaman zaman internette çok zaman geçirmesi bazen kaçınılmaz olabilir. Buna çocuklar için dikkat etmeye çalışsak da bazen dikkat edemediğimizde telaşa kapılmamak da faydalı olabilir.
Rol Model Yetişkinlik…
Bu kadar uzun zaman evde geçirince elbette daha üretken şeylere yönelmek, yaratıcı şeyler yapmak en başta zamanı keyifli geçirmek için önemli ama her an da yararlı bir şey yapmayı odağımıza almamıza gerek yok. Her zaman üretken olmayı hissetmek de baskı yaratabilir. Burada önemli olan çocuklara odaklanmaktan öte, yetişkinlerin zamanlarını nasıl geçirdikleri ile ilgili kendilerine bakması. Eğer yetişkin olarak bizler o gün kendimizi iyi hissetmek için bir şeyler yapıyorsak; ne olursa olsun hafif de olsa egzersiz yapmaya çalışıyorsak, kitap okuyor, kendimize bizi iyi hissettirecek meşgaleler buluyorsak, iyi besleniyor düzenli uyumaya dikkat ediyorsak, çocuklar da bizi rol model alacaklardır. Biz Instagram’dan, Twitter’dan kafamızı kaldıramıyorsak, çocuklara kitap okumalarını öğütlemek pek de işe yaramayabilir.
Sürecin başında daha çok çocuklarla kalan yetişkinlere rehberlik edecek, onları süreçte destekleyecek bir kılavuz hazırlamıştım. Aslında süreç başladığından beri ilk aklıma gelen çocuklar oldu, onların bu süreçte iyi olma halini nasıl gözetebiliriz, onları nasıl destekleyebiliriz, bir yandan da yetişkinleri bu kadar kaygılandıran bu süreçte onların salim kalmalarını ve çocuklarına doğru şekilde destek olmalarını nasıl sağlarız. O nedenle ilk olarak çocuklarla yaşayan yetişkinleri desteklemek ve onların çocukları anlamasına katkı sağlayacak içinde üç etkinliğin de olduğu bir mini kılavuz hazırladım.
Çocuk hakları alanında çalışanlar olarak sürecin her çocuk için aynı şekilde geçmediğinin farkındayız. O nedenle Melda Akbaş ve Gözde Durmuş ile direkt çocuklara hitap eden ve her evde bulunabilecek şeylerle evde sıkıntıyla baş etmelerini sağlayacak etkinlikler üretmeye giriştik. Bunları da bir kitapçık olarak hazırlayıp yayınladık. Basıp online erişim sağlayamayan çocuklara ulaştırmak hayalimiz.
Çocuk Odaklı Bakışın Önemi…
Süreç, aslında devletlerin ve sistemlerin de çocuklara bakış açılarını da ortaya koyuyor. Çocuk odaklı ya da dezavantajlı grupların ihtiyaçları odağında bir kurgu yok. Pandemi ilanından sonra okullar hemen tatil edildi, uzaktan eğitime hemen geçildi evet. Ama zaten okuldayken de çocukların farklı öğrenme özelliklerine uygun bir sistem olmadığı için EBA birçok çocuğu dışarıda bırakarak uygulamaya başlamış oldu. TÜİK raporuna göre, Türkiye’deki okul çağındaki çocukların neredeyse yüzde onu aileler tarafından okuldaki derslere destek için dershaneye gönderiliyor. Şimdi internet erişimi olmayan bir ailede çocuğa destek olacak bir yetişkin yoksa çocuk devlet tarafından kendi kaderine terk edilmiş oluyor. Bu alt yapıyı sağlanmadan maalesef devletlerin tam anlamıyla önlemler almış olduğundan bahsedemeyiz.
Çocuk bakımı sorunu ise, Deniz Arzuk’un değindiği gibi çok katmanlı bir sorun ve bu anlamda devletin güvence vermesi gereken pek çok faktörü barındırıyor. Yetişkinlerin çocuk algıları sistemleri yaratıyor. Çocuklar sistemler içinde karar alma mekanizmalarına dahil edilemeyecek dolayısıyla bir birey olarak görülmeyen varlıklar. Çocuklar kendilerini ilgilendiren konulara bile kendilerinden önce ailelerin onayı ile dahil olabiliyorlar. Elbette onlardan sorumlu olan kişilerin desteği şart ancak, çocuklara sorulmadan, çocukların fikri alınmadan, onlar yokmuş gibi davranılarak çalışmalar oluşturuluyor. Devletler de çocukların ihtiyaçlarını görmeden, onları bir birey olarak değerlendirmeden kendi yapısını kuruyor. Bu da özellikle böyle durumlarda daha da kendini belli ediyor. Dolayısıyla çocuklardan sorumlu olanlar sadece onların bakıcıları olamaz. Onlar için yaşanılabilir bir çevre, haklarına erişebildikleri bir düzen yaratmak da devletlerin, sistemin gereği ve yükümlülüğü.
Bu süreç önemli bir gösterge ama yalnızca bu süreçte değil, çocukları ilgilendiren her konuda onlarla hareket etmemizi sağlayacak ve onların haklarını koruyacak bir düzen oluşturmak biz yetişkinlerin birincil sorumluluğu.
Kapak görseli: Unicef- Al Farah Çocuk ve Aile Destek Merkezi Atölyesi
Bizi Takip Edin