Beyaz Yakalı Kadın Örgütü: Kadın Yazılım Tasarım Kolektifi
Beyaz yakalı kadınların örgütlendiği bir kolektif olarak yarı zamanlı çalışan kadınlara bir iş ağı oluşturduklarını ifade eden Kadın Yazılım Tasarım Kolektifi'nden Midori Koçak ile kuruluş hikayesini, freelance çalışan kadınların sıkıntılarını konuştuk.
Kadın yazılım tasarım kolektifi nedir?
Kolektifimiz bir kadın kooperatifi girişimidir. Freelance olarak çalışan yazılımcı, tasarımcı, metin yazarı, çevirmen, sosyal medya uzmanı, muhasebeci gibi bilgisayar başında çalışan kadınları bir araya getirmeyi, üyelerine müşteri bulma, sözleşme yapma, fiyat belirleme, ödeme alma, eğitimler alarak kendini geliştirme, daha çok insana ulaşarak çevre oluşturma ve dayanışma gibi konularda destek olmayı amaçlıyor.
Bu kolektifin kuruluş hikayesi nedir? Nasıl bir motivasyonla kuruldunuz? Süreci sizden dinlemek isteriz.
Çalıştığım iş yerinde ayrımcılığa maruz kaldım. Kadın fobileri vardı. Toplantıda sözünü keser, senin fikrini kendi fikriymiş gibi söyler, başkasının kodunu incelemez ama senin kodunu mutlaka inceler, sürekli kendini ifade etmen ve konuşmak için bile izin alman beklenir… Ben de bu tür sorunlara karşı direniyordum. İnsan kaynaklarına da şikayet etmiştim. İşten çıkardılar, iyi de oldu. Yüksek lisansa başladım. O süreçten sonra tükenmişlik sendromu yaşadım. Aylarca bilgisayara dokunamadım, kod yazamadım. Sürekli kendimi sorguluyordum; acaba ben kötü müyüm, mühendisliğimi iyi yapamıyor muyum, neden bunlar oldu? diye. O arada benim yerime de bir kadın aldılar. Aldıkları kadın da 3 ay dayanabildi. Felaket bir mobbing ortamı vardı. Kendi kendime, ‘Bundan sonra böyle kurumsal bir firmada çalışmayacağım’ dedim. Sonra freelance çalışmaya karar verdim.
Gelelim yazılım kooperatifi fikrinin nasıl olgunlaştığına… Ben o şirkette çalışırken özel iş geliyordu. Özel iş almak yasak olduğu için ben de ‘dayanışma duygusu’ ile işleri kadınlara paslamak için bir Linkedin grubu kurmuştum. Bu süreçte yaşadıklarımdan sonra beyaz yakalılar neden örgütlenemiyor ya da bir kooperatif kuramıyor? diye düşünüyordum. Beyaz yakalıların örgütlenme meselesini kadın başlığı altında yapmak biraz daha önemli geldi. Hemen akabinde bir çağrıya çıktım 160 kişi çağrıma cevap verdi. Onlarla beraber Whatsapp’tan bir grup açtık. 23 Aralıkta ilk toplantımızı yaptık. O günden beri her salı düzenli olarak toplanıyoruz.
Kendi yaşadığınız ayrımcılıktan bahsettiniz. Kadınlar bu alanda nasıl bir ayrımcılığa maruz kalıyor?
Bilişim alanında çok erkek egemen bir ortam var. Büyük firmalarda kadınlar yüzde 15’i geçmezken genelde yüzde 85’i erkek mühendis ya da yazılımcı oluyor. Erkek egemen bir ortamda kadın mühendisleri zaten çok fazla işe almazlar, akıllarına gelmez. Çalışabilmen için de asla sesini çıkarmayan bir insan olman gerekiyor, mükemmel olman gerekiyor. Tabi ki bunun istisnaları vardır ama biz burada istisnalardan değil daha çok genelden bahsediyoruz. Bilişim alanının egemen olması 1984 yılına dayanıyor. Bilgisayar çıktığı zaman bu bir erkek oyuncağı olarak görünüp tanıtılarak erkek çocuklarına alınmış. Daha öncesinde başka bir ironi var. Şöyle ki; 1950’lerde 60’larda 70’lerde “sekreterlikten hallice” bir iş olarak algılanıp yazılım bir kadın işi olarak görünüyor. Yani daktilonun başına oturuyormuşsun gibi algılanıyor. NASA’nın Hidden Figüres filmi var mesela, Apollo uzay aracının yazılımlarını yazan Margaret Hamilton diye bir kadın. Dünyanın ilk programcısı kadın. Bu yanlış algıların da yavaş yavaş düzeleceğine inanıyoruz.
Kadınlar için ofis koşulları, özellikle yazılım alanında çok kötü. Güvencesiz çalışma, mobbing, ayrımcılık, eşit işe düşük ücret, iş bulamama, doğum izni gibi haklardan yararlandırılmama, çocuk sahibi olan kadınları işe almama veya çocuk planlarını sorma, kadınlar olarak maruz kaldığımız konulardan birkaçı. Asıl motivasyonumuz, bu yapıları besleyen kurumsal aracıları ortadan kaldırmak aslında. Çünkü, politika yapmanın, belirli bir duruş sergilemenin dahi yetmediği durumlar var.
Bu süreçte neler yaptınız? Nasıl bir boşluğu dolduruyorsunuz? Biraz da çalışmalarınızdan konuşalım isterim…
Halihazırda freelancerlar ile iş yapılabilecek onları bir araya getiren oluşumlar mevcut ancak bu oluşumlarda amaçlanan, rekabet ortamı yaratarak fiyatı düşürmek. Bu da hem kalitenin düşmesine neden oluyor hem de üretenler arasında iş birliği olanağı sağlamıyor. Bunun yerine kolektifimizde tıpkı bir havayolundaki pilotlar gibi arada rekabet olmadan, iş birliğini, verimliliği ve kaliteyi hedefleyerek iş yükünü paylaşacağız. En büyük avantajımız ise, arada aracı olmadan, üreticinin tüketiciyle doğrudan ve güvenli bir şekilde buluştuğu bir platform olmamız.
Yazılım, tasarım gibi işler yaptırmak isteyen girişimcilerin en büyük sorunu, işlerin zamanında teslim edilmiyor oluşu. Ayrıca kaliteli yazılımcı, tasarımcı, çevirmene doğrudan ulaşmak zor. İnternette büyük bir bilgi kirliliği var. Kaliteyi arayan ve bu yüzden ajanslar veya aracılar üzerinden iş yaptırmak isteyen girişimciler, fahiş fiyatlarla karşılaşmakta.
Örneğin bir ajansın, 4500 liraya freelance olarak tasarımcıya yaptırdığı mikro web sitesi işini, ulusal bir havayolu şirketine 120.000 liraya satması gibi durumlar duyulmadık şeyler değil.
Nasıl bebeğimize yedireceğimiz meyveyi ve sebzeyi aracısız olarak doğrudan üreticisinden aldığımızda daha kaliteli ürüne ulaşabiliyorsak, kooperatif üzerinden doğrudan gerçek insanlarla çalıştığımızda da istediğimiz kaliteye, insani muameleye ve düzgün fiyatlara ulaşmamız mümkün.
Ayrıca, ödeme sistemimiz hayata geçtiğinde, iş gecikme garantisi vereceğiz. Yani yazılım/tasarım işi geciktiğinde ücreti iade edeceğiz.
Neden kooperatif? Bu kooperatif kadınlara nasıl bir fayda sağlayacak?
Freelancer üyelerimize, müşteri bulma, sözleşme yapma, fiyat belirleme ve fatura kesme hizmetleri sağlamayı amaçlıyoruz. Bizi bir taksi durağı ya da nakliye kooperatifi gibi düşünebilirsiniz, (bütün şartlar olumluysa, hava muhalefeti, yol durumu, şoförün sağlığı vs) gideceğiniz mesafe için ne ödeyeceğiniz ve yolculuğun ne kadar süreceği bellidir, sıradaki taksiye geçip adresi vermeniz yeterlidir.
Çalışanlar için bir diğer avantajımız ise fatura kesmek için şahıs şirketi kurma zorunluluğunu ortadan kaldırıyor oluşumuz. Çalışan şahıs şirketi kurduğunda, muhasebeci, kuruluş işlemleri gibi masraflar yıllık 5000 liraya çıkabiliyor. Bu tek başına çalışarak ve ev geçindirmeye çalışan bir kadın için can sıkıcı bir para.
Ayrıca freelance çalışanın, bir iş için hangi sözleşmeyi hangi fiyatla keseceği konusu bir muamma. Kooperatif ile iş yapan girişimcinin %50 ön ödeme yapma zorunluluğu var. Kolektife üye olan çalışanlar, müşteri ile sözleşme yapma aşamasından ödeme alma aşamasına kadar kolektiften destek alacaklar ve güvende olduklarını bilecekler. Ayrıca, sektörlerinden, kendileri ile aynı işi yapan kadınlara ulaşabilecekler. Özellikle erkeklerin başarılı olduğu bir konu olan çevre edinme konusunda da kolektifimiz büyük bir fırsat.
Türkiye’nin her yerinden üye kabul ediyor musunuz? Bu süreçte ne gibi geri dönüşler aldınız?
Bilgisayar başında freelance çalışan ve kendini kadın olarak tanımlayan ya da herhangi bir cinsiyete ait hissetmeyen bütün bireyler Türkiye’nin her yerinden kooperatifimize katılabilir. Birlikte çalışarak, birlikte üretirsek başarılı olabiliriz, çünkü bizler “Kadın kadının yurdudur” diyor ve el birliğiyle, kaliteli işler üreterek geçinebileceğimizi ve kimseye muhtaç olmadan ekonomik özgürlüğümüzü kazanarak özgür bireyler olacağımızı biliyoruz.
Bu zamana kadar sosyal medyadan ve çeşitli gazetelerden oldukça olumlu destek gördük. Şu ana kadar freelancer olarak başvuran yüzlerce üyeye ulaştık. Kadınlar çevresinde kolektifimizi yaydıkça üyelerimize özel imkanlar ortaya çıkıyor. Alanında uzman kadınlar üyelerimize özel eğitimler vermeye başladılar.
Son olarak gelecek planlarınız nelerdir?
Bir B planı oluşturmak için çıktık yola, onun için önceliğimiz kendimize bütçe sağlamak, her üye yaptığı işin ücretini alacak. Ücretsiz eğitimler vermek ve açık kaynaklı yazılımlar oluşturmak da hedeflerimizin arasında.
Danışmanlık ve uzmanlık konularımız daha çeşitlenecek gibi görünüyor, halihazırda; yazılım, tasarım, tercümanlık, muhasebe, sosyal medya danışmanlığı, çevirmenlik ve içerik üretimi var fakat bilgisayar başında freelance çalışan bütün kadınlara ulaşma hedefimiz var.
YouTube kanalımız var, henüz aktifleştirmedik ama meslek videoları çekip oraya yükleme planları içerisindeyiz. Genç kız öğrencilerine ve kız çocuklarına bir projeksiyon sunmak istiyoruz. Bu konuda hazırlanmış bir UNESCO raporu var. Raporda bunun çok etkili olduğu söylenmiş yanlış hatırlamıyorsam Hindistan’da yapılmış bu araştırma. Araştırmada, kadın bir mühendis derse geliyor deneyimlerini anlatıyor ve sonra çocukların kız çocukların fizik notlarının artış gösterdiği tespit ediliyor. Raporun adı Cracking the Code UNESCO. Siz de bakabilirsiniz. Ayrıca kız çocuklarının STEM alanlarına yönlendirilme ya da STEM alanlarından uzaklaşmasını önleme ile alakalı faaliyetler yürütmek istiyoruz.
Bizi Takip Edin