Sokak Hayvanları için Dayanışma: 45 Günde 1 Ton Mama
Koronavirüs salgınının bütün Türkiye’ye yayılması sebebiyle sokakta mama ihtiyacının artması üzerine harekete geçen ve sokak hayvanları için “Mama Karşılığı Profesyonel Koçluk” kampanyasıyla, bir dayanışma başlatan profesyonel eğitim koçu Ali Gülüm, 45 günde 1 ton mama sağlamayı hedefliyor.
eEvdekal günlerinin başlamasıyla birlikte sokak hayvanlarının mamaya erişimlerinde sıkıntı yaşandığına dikkat çeken Gülüm, “Türkiye’nin her yerinden aç kediler ve köpeklerle, kapalı restoranlar önünde bekleyen hayvanlarla ilgili paylaşımlar görmeye başladık. Biz ve hayvanlar eş zamanlı olarak bir zorluk yaşıyoruz. “Mama Karşılığı Profesyonel Koçluk” hem insanlara hem sokak hayvanlarına aynı anda hizmet edebilen bir fikir olarak ortaya çıktı” diyor.
Biz ve hayvanlar eş zamanlı olarak bir zorluk yaşıyoruz. Aslında “Ne yapabiliriz?” sorusu böyle ortaya çıktı. Özetle, “Mama Karşılığı Profesyonel Koçluk” hem insanlara hem sokak hayvanlarına aynı anda hizmet edebilen bir fikir olarak ortaya çıktı.
Ali Gülüm’ü biraz tanıyabilir miyiz? Neler Yapar?
Eğitmenim. Profesyonel koçum. İnsanlara ve kurumlara potansiyellerine ulaşmaları konusunda yardım etmek benim işim diyebilirim. Sosyoloji, Sosyal Antropoloji ve Turizm İşletmeciliği okudum. İstanbul Sosyoloji’de yüksek lisansımı yapıyorum, Anadolu Üniversitesi’nde Veteriner Teknikerliği okuyorum, ikisini de bu yıl bitirmeyi umuyorum. Öğrenmeye hem devam ediyorum hem de öğrenmeyi öğrenmek konusunda gönüllü eğitimler veriyorum. İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Araştırma Merkezi’nin bir yıldır sürdürdüğü Daha İyi Atölyeleri’nde gönüllü eğitmen olarak yer alıyorum. Yakın bir arkadaşımla beraber Hayati Mevzular isimli bir podcast kanalını sürdürüyoruz. Eşim Ceylân’la beraber uzun yıllardır sokak hayvanları ile ilgili kendi yaşadığımız çevrede besleme, tedavi ettirme, sahiplendirme gibi faaliyetleri olabildiğince sürdürmeye çalışıyoruz. Tüm bunları yaparken tanıştığımız altı kedimizle de birlikte yaşıyoruz.
“Biz ve Hayvanlar Eş Zamanlı Olarak Bir Zorluk Yaşıyoruz”
Sokak hayvanları için “Mama Karşılığı Profesyonel Koçluk” fikri nasıl ortaya çıktı?
Evdekal günlerinin başlamasıyla beraber benim ve Ceylân’ın, iki ayrı bölgede ilk fark ettiğimiz şey sokakta mama ihtiyacının bir anda artması oldu. Normal akışta sokak hayvanlarının beslenmesi için var olan bazı kaynakların ortadan kalktığını düşündük. Belki başka besleyenler artık bunu yapamıyor, oraya buraya konulan yemek artıkları olmuyor veya çöpler azalıyordu. Biz bunu düşünürken zaten sosyal medyada Türkiye’nin her yerinden aç kediler ve köpeklerle, kapalı restoranlar önünde bekleyen hayvanlarla ilgili paylaşımlar görmeye başladık. Yıllar içinde tanıştığımız ve zaman zaman birbirimize destek olduğumuz gruplardan ve bireylerden özellikle mama konusunda yardım talebi inanılmaz arttı.
Çektiğimiz videoda da söylediğim gibi biz ve hayvanlar eş zamanlı olarak bir zorluk yaşıyoruz. Aslında “Ne yapabiliriz?” sorusu böyle ortaya çıktı. Profesyonel koçluk bu dönemde insanlara fayda sağlayabilecek önemli bir araç, özellikle kafa karışıklıklarını netleştirme ve harekete geçme anlamında. Özetle, “Mama Karşılığı Profesyonel Koçluk” hem insanlara hem sokak hayvanlarına aynı anda hizmet edebilen bir fikir olarak ortaya çıktı. Kendi tarafımda da ikili bir fayda var, hem kendi sorumluluğum konusunda adım atmış oluyorum hem de koçluk bitmeyen bir yolculuk, yaptığım koçluk görüşmelerinde ben de insanlardan öğrenmeye devam ediyorum.
Online eğitimleriniz ne üzerine olacak ve nasıl bir yol haritası çizeceksiniz?
Videoyu hazırlarken aslında sadece profesyonel koçluk görüşmeleri olarak düşündük. Ancak kendi çalıştığım alanlardaki eğitim talepleri için de dönüştürmek mümkün. Oradaki alanlar; değişim yönetimi, liderlik, kültürel değişim, satış ve öğrenmeyi öğrenmek gibi konular olabilir.
Profesyonel koçlukla ilgili süreci olabildiği kadar basitleştirmeye çalıştık. Bir takvim üzerinde Mayıs sonuna kadar rezervasyon blokları tanımladık. Oraya girmek, uygun rezervasyon saatini tıklayıp isim ve iletişim bilgileri girmek yeterli oluyor. Takvim aynı zamanda otomatik bir Google Hangouts bağlantısı yaratıyor. Görüşmeler bu program üzerinden yapılabiliyor veya alternatif olarak Facetime, Skype, Whatsapp da kullanabiliyoruz. Görüntülü görüşmek istemeyenler için sadece sesli görüşme de yapabiliyoruz, hatta bazen direk normal telefon hattı üzerinden de görüşme yapıyoruz.
Bu koçluk görüşmelerindeki konu ise tamamen koçluk alan kişiye, danışana bağlı. Gerçekten bir sınır yok burada. Bu süreçte yaşananlarla baş etme ile ilgili konular olabileceği gibi, çeşitli istek ve kararlarla ilgili adım atmak da gündem olabilir.
Kampanyanızı başlattıktan nasıl bir dönüş aldınız? Kimler size ulaştı? Sivil toplum tarafında ve belediyeler iş birliği yapmak istedi mi?
Çektiğimiz videoyu benim ve Ceylân’ın yönettiği sosyal medya hesaplarından paylaştık. Çok sayıda insandan geri bildirim aldık, paylaştılar, bize yazdılar. Bir kısmı doğrudan harekete geçip randevu oluşturdu. Videoyu yayınladıktan üç gün sonra 1 ton mama hedefinin 221 kilogramına ulaşmıştık, bunun 130 kilogramını dağıtmıştık bile.
Sivil toplum tarafında ise İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Projesi Gönüllü Akademisi destek oldu. İletişimde olduğumuz sokak hayvanları ile ilgili çalışan pek çok gönüllü grup ve birey de projenin duyurulması için destek oldu. Belediyelerden de henüz herhangi bir dönüş olmadı.
“Var Olan Seslere Minik Bir Ses Ekliyoruz”
Bu kampanyanın sonunda sokak hayvanlarına nasıl bir katkı sağlayacağınızı düşünüyorsunuz?
1 ton mama büyük bir rakam gibi görünse de ihtiyaçla karşılaştırıldığında çok yetersiz. Ancak şu bağlamda anlamlı, yeni çözümler bulunana veya karantina günleri bitene kadar önemli sayıda hayvan için beslenme şansı yaratmayı umuyoruz. Dağıtım yaparken de olabildiğince çok, kişi ve kurumdan yardım alıyoruz, böylece daha çok hayvana ulaşmaya çalışıyoruz. Bu da acil ihtiyaç konusunda biraz zaman kazandırıyor.
Bu projenin, elbette farkındalığı artırmaya yönelik bir etkisi de olacaktır. Onun dışında “Bir şey yapmak mümkün, çaresiz değiliz.” noktasında da var olan seslere minik bir ses ekliyoruz diye düşünüyorum.
“Mama Karşılığı Profesyonel Koçluk” kampanyasıyla nasıl bir farkındalık yaratmayı hedefliyorsunuz?
Bu kampanya ile “Bir şey yapmak mümkün” inancını artırmaya çalışıyoruz. Çözüm her zaman mümkün ve her birimiz çözüm konusunda bir şeyler yapabiliriz. Bunu ancak birlikte yaratarak ve birlikte üreterek yapabiliyoruz. Bu fikir belki benim fikrimmiş gibi başladı, sonra Ceylân’la benim projemmiş gibi oldu. Bugün geldiğimiz noktada bu küçük proje on binlerce insanın ortak projesi haline geldi. Projeyi duyurmak için çaba gösterenler, katılanlar, elde edilen mamayı sokak hayvanları ile buluşturanlar, herkes paydaş. Katkıda bulunan herkesin projesinde, biz de artık kendi rolümüzü sürdürüyoruz, benim için o profesyonel koçluk yapmak, Ceylân için duyurmaya devam etmek ve dağıtıma katkıda bulunmak gibi.
Mamalar size nasıl ulaşacak ve dağıtımını nasıl yapacaksınız?
Olabildiği kadar hızlı olmak gerektiği için, danışan için mümkün olduğu durumda danışana mama gönderebileceği gönüllülerin adreslerini veriyoruz. Doğrudan o adrese gönderilebiliyor. Bir de kumbara mama sistemleri var, bazı gönüllülere o sistemler üzerinden sipariş vermeye aracı oluyoruz. Bunlar mümkün olamıyorsa son çare mamanın bize gelmesi, bize gelenleri de yakın çevredeki gönüllülere ulaştırıyoruz ve bir kısmını kendimiz dağıtıyoruz.
Bir hayvan sever olarak, Türkiye’deki hayvan hakları ve hayvan hak ihlalleri konusunda ne düşünüyorsunuz?
Kısaca cevaplaması çok ama çok zor bir soru. O kadar çok boyutu var ki. Bir kere sadece sokak hayvanları ile ilgili, kedi ve köpeklerle ilgili bir durum varmış gibi algılanıyor. Hatta böyle söyleyince burada konuştuğumuz proje bile kedi ve köpeklere odaklanmış durumda. Çiftlik hayvanları, yük hayvanları, deney hayvanları, hayvanat bahçeleri, hayvanların inatla ve ısrarla kullanılmaya devam edildiği “gösteri” (neyin gösterisiyse) merkezleri, pet shoplardaki ve tüm o pet üretim ve satış sürecindeki eziyetler, hayvan dövüştürenler ve hatta pet kategorisinde evlerde “beslenen” pek çok hayvanla ilgili ihlal edilen pek çok haktan bahsetmek mümkün maalesef.
Hak ihlallerinin büyük bir kısmı da az görünen ya da görülmek istenmeyen diğer tarafta oluyor. Bugün yaşanan salgın da dahil olmak üzere, dünyada insanların en sık öldüğü hastalıkların çok büyük bir kısmı, hadi abartılmış diyeyim, abartılmış hayvansal beslenme kaynaklı. Bence böyle bir ihtiyacı hiç yok insanların. Bu abartılmış hayvansal gıda tüketimi, ilk önce tüketene sonra doğaya ve çevreye ve dolayısıyla hepimize büyük zararlar veriyor.
Yine de farkındalık artıyor, ilgilisine belki çok çok yavaş artıyor ama artıyor. Daha fazla sayıda gönüllü daha fazla alanda çalışma yapıyor. Biz görür müyüz bilemiyorum ancak gelecekte ben hayvan sömürüsünün tamamen biteceğini, hatta dünyanın sürdürülebilirliği için bitmek zorunda olduğunu düşünüyorum.
Sokak hayvanlarına karşı yapılan hak ihlallerinin önüne geçilmesi için ne tür önlemler alınmalı?
Kurumlar tarafında çok ciddi ve çok acil olarak şeffaflık ve hesap verebilirlik ihtiyacı var. Belediyelerin önemli bir kısmı maalesef sadece artan farkındalıktan nemalanmak üzere göstermelik faaliyetler yapıyor. Mesela bir fotoğrafı altındaki “bugün besleme yaptık notuyla paylaşıyorlar. Pek çok insan da “like” ediyor. Oysa aynı belediyenin barınağında hayvanlara kötü davranıldığı olabiliyor, aynı belediye şikayet var diye mevcut yasaya aykırı olarak ve suç işleyerek hayvanları ormana atabiliyor ve bunu saklamaya gerek görmüyor. Ben o kurumun sokak hayvanları için ne kadar bütçe ayırdığını, nasıl bir faaliyet yürüttüğünü bilmek istiyorum. Bununla birlikte ne tür tedavi olanakları olduğunu, kısırlaştırma programlarını ve hayvan haklarına dair ne tür planlama yaptıklarını bilmek istiyorum. Aynı zamanda belediye sorumluluğundaki hak ihlalleriyle ilgili ne gibi tedbir aldıklarını, hangi kurumlarla nasıl işbirliklerine gittiklerini vb şeyleri bilmek istiyorum ve hatta bir vatandaş olarak talep ediyorum.
Sokak hayvanları ile ilgili atlanan çok önemli bir nokta ise bu hayvanların önemli bir bölümünün ezelden beri sokakta olmadığı, satın alınıp sonra bin bir türlü bahane ile sokağa atılan hayvanlardan oluştuğu. Üretim ve satışın engellenmesi, en azından sınırlandırılması ve mutlaka çip ile takip edilmesi gerekiyor. Sokağa hayvan atmak ya da barınağa bırakmak bu kadar kolay olmamalı.
Sivil toplum tarafında da çok şey var ama bir tanesi kesinlikle çok önemli ve acil. Sokak hayvanları ile ilgili çalışan birey veya kurum herkes için ortak payda olan sokak hayvanlarını merkeze alıp birbirleri ile kavga etmeye son vermenin bir yolunu bulmaları gerekiyor. Bu kavga ve didişmeler o kadar çok enerji kaybına sebep oluyor ki, toplamda ortak amaç zarar görüyor. Mesela buradaki enerji kurumları sosyal olarak takip etmeye ve hesap sormaya odaklansa o kadar hızlı yol alınabilir.
Bizi Takip Edin