Küresel COVID-19 Salgınında Ekonomi ve Uluslararası Sistem

“Salgının zaman çizelgesini insanlar olarak biz belirlemiyoruz. Virüs belirliyor.” Amerikan Ulusal Sağlık Enstitüsü Enfeksiyon Hastalıkları Başkanı Anthony Fauci’nin ifadesinde vurguladığı gibi ne kadar süreceği belirsizliğini korusa da; salgın sonrasında ekonomi başta olmak üzere bir çok alanda küresel boyutta etkiler olacağı öngörülüyor.

Virüsle mücadelede hâlihazırda “test-karantina-tedavi” üçgeni takip edilmekte. Dünyanın birçok bölgesinde kamusal alanlar için baskın kontrol aracı olarak ise “sosyal mesafe” önlemleri uygulanmakta ve “kendi kendine karantina” tavsiyeleri vurgulanmakta. Hizmet sektörünün büyük bir kısmı, , turizm sektörü, kültür-sanat alanları, spor müsabakaları ve eğlence sektörü salgından büyük bir darbe yemişken; kargo taşımacılığı ve medikal imalat sektörü ise hız kazanmış durumda. 

Küresel sistemde COVID-19 virüsü nedeniyle meydana gelen büyük çalkantı ekonomileri ve sektörleri de dalgalanmaya tabi tutuyor. Anders Åslund’un altını çizdiği üzere “küresel sistemde muhtemelen katma değer faaliyetlerinin %30’u durdurulacak. Söz konusu kesintilerin yaklaşık 3 ay süreceğini ‘varsayarsak’ küresel hasılanın %7.5’i bu yıl kaybolacak. Nitekim hâlihazırda neredeyse hiçbir yatırım yapılmadığı ve ek kapasite bulunmadığı için küresel hasılanın daha da küçülmesi muhtemel gözüküyor. 2008-2009 yılında meydan gelen küresel ekonomik krizde gelişmiş ülkelerde gayrı safi milli hasılalar %3.3 küçülmüştü. Salgın krizinde ise bu küçülme kabaca 2 kat daha fazla olacak.”[1]

Küresel ekonomik büyümeABD’de ilk kez işsizlik maaşı talebinde bulunanların sayısı Nisan (2020) başında 3 milyon 341 bin kişi artarak 6 milyon 648 bine yükseldi. İşsizlik başvurularındaki rekor artışta, COVID-19 salgınına karşı alınan önlemler kapsamında iş yerlerinin kapatılması ve salgının iş gücü piyasasına etkisinin devam etmesi belirleyici oldu. ABD’de Mart ayında iş başvuruları 211 bin kişi seviyesindeyken, ABD’nin son 50 yıllık geçmişinin en düşük seviyesi olan bu rakam şu anda 30 kat arttı. The Washington Post’a göre Mart ayında 10 milyon Amerikalı yardım için hükümete başvurdu [2]. ABD’de işten çıkarmalar çok daha hızlı ve katıyken; Avrupa’da daha yumuşak önlemler alınıyor ve haftada 3-4 güne düşürülen kısa çalışma (Kurzarbeit) yöntemi takip ediliyor. 

Krizle mücadelede ABD 3 ayrı önlem paketi harekete geçirdi. Son ekonomik teşvik paketi ülkenin milli hasılasının neredeyse %10’unu oluşturmakta. ABD tarihinin en büyük teşvik paketi olan bu girişime rağmen uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s konomik faaliyette ilk çeyrekteki ılımlı ve ikinci çeyrekteki sert küçülme nedeniyle ABD’nin GSYH’sinin bu yıl yaklaşık yüzde 2 daralmasını bekliyor. Ekonomist Brian Menickela’ya göre COVID-19’un ABD’deki negatif etkisi henüz net olarak bilinmiyor ancak ekonomistler sert bir darbe bekliyor ve gelecek dönemdeki toparlamanın zamanlaması ise belirsizliğini koruyor [3].

Koronovirüs salgının ekonomik maliyetinin büyük olacağına ilişkin kanaat hâkim durumda. İsveçli ekonomist Anders Åslund’a göre krizin boyutları Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği’nde kabul edilen politikalara göre büyük farklılıklar gösterecek.

Üst üste krizlerle sarsılan Avrupa Birliği Hezimette

Göçmen krizinde sınırlarını kapatarak katı önlemler alan Avrupa Birliği, AB değerleri iddiasından ödün vermişti. Birlik, COVID-19 krizinde ise İtalya ve İspanya gibi salgından ağır bir şekilde etkilenen ülkeleri yalnız bırakmakla suçlanmıştı. Nitekim AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen İtalyan ‘La Repubblica’ gazetesine bir makale yazmış ve Birlik’in İtalya ile başlangıçta yeterince dayanışma göstermediğini kabul ederek özür dilemişti. Birlik içinde üye ülkeler arasında sağlık sektöründeki koordinasyon eksikliği, mali destek girişimlerindeki uzlaşmazlık ve tek taraflı sınır kapatmaları COVID-19 sürecinde yeni handikaplar olarak karşımıza çıkmakta.

Birlik 8 Nisan 2020’deki toplantısında yeni tip koronavirüsün etkilerine karşı ortak ekonomik program geliştirmek konusunda bir kez daha anlaşamadı. Birliğin amacı çalışanları, şirketleri ve ülkeleri COVID-19’un ekonomik etkilerinden koruyacak güçlü bir kurtarma programı belirlemekti. Bu amaçla istihdamı korumak için 100 milyar euroluk yeni ücret destek programı kurulması, Avrupa Yatırım Bankası’nın (EIB) şirketlere 200 milyar euroluk kredi garantisi sağlaması, Euro Bölgesi ülkelerine mali destek sağlamak için kurulan Avrupa İstikrar Mekanizması’nın (ESM) ülkelere 240 milyar euroluk kaynak aktarması ile koronavirüs salgınının neden olduğu zararı gidermek için uygulanan politikaların finansmanı için ortak borç enstrümanı (Koronabono) kurulması gibi farklı başlıklar görüşülmüştü [4]. Fakat AB üye devletleri krizin ekonomik boyutuyla ortak mücadele konusunda yine anlaşamazken, Birlik uluslararası krizlerde oldukça ağır kaldığı için eleştirilmeye devam ediyor. 

Bu noktada Birlik bürokratları üye ülke siyasetçilerini COVID-19 krizinin AB’nin varoluşuna karşı tehdidine ilişkin uyarılara devam etmekte: Avrupa Komisyonu’nun eski başkanlarından 94 yaşındaki Jacques Delors, “AB projesinin ölümcül bir tehditle karşı karşıya olduğu” mesajını verirken; Avrupa Parlamentosu’nun İtalyan başkanı David Sassoli ise “Dayanışma olmazsa birlikte olma nedeni ortadan kalkar” ifadesini kayda geçti. Deutsche Welle’den Kayhan Karaca’ya göre ise “krizin sağlık boyutu sona erdikten sonra ekonomik ve siyasi boyutu başlayacak. İşte o vakit geldiğinde AB’yi de hararetli tartışmalar bekliyor.” COVID-19, AB’nin kurucu babalarından Jean Monnet’in “AB’nin krizlerle güçleneceği” ifadesi, ağır bir teste tabi tutulacağa benziyor. 

Covid-19 salgınında ekonomik büyüme yahmini

Çin’in Wuhan şehrinde başladığı iddia edilen salgının küresel ölçekte derin ekonomik sonuçlarının da olacağı muhakkak. Küresel ekonomik dalgalanmayı analiz eden Rabobank varsayılan küresel ekonomi analiz durumunu “salgın senaryosu”na dönüştürmüş durumda. Rabobank’ın Küresel Ekonomik Görünüm raporuna göre neredeyse tüm G10 ülkelerinde 2020 yılında durgunluk bekleniyor. Kuruluş, COVID-19 Krizi’nden önce %2,9 olan küresel ekonomik büyüme tahminini COVID-19 nedeniyle %0.7 olarak güncellemek zorunda kaldı. 2021’de %3,2’lik bir toparlanma beklediğini ancak bu değerlendirmenin net olmaktan uzak olduğunu vurguluyor. Çin’in büyümesinin 2020’de sıfıra düşmesini bekliyor. Kuruluşun analizlerine göre en büyük düşüş %2,5 ile Japonya, %1,9 ile İtalya ve %1,2 ile Almanya’da yaşanacak [5].

Nasıl Bir Dünyaya Evriliyoruz

“Salgının zaman çizelgesini insanlar olarak biz belirlemiyoruz. Virüs belirliyor.” Amerikan Ulusal Sağlık Enstitüsü Enfeksiyon Hastalıkları Başkanı Anthony Fauci’nin söz konusu ifadesinde vurguladığı gibi, COVID-19 salgınının ne kadar süreceği belirsiz. Bunun yanında salgın sonrasında, uluslararası sistemin ve ulusal hükümetlerin reformasyonu üzerine konuşmak için henüz erken olabilir. Fakat “COVID Buhranı”nın siyasi, iktisadi ve toplumsal sonuçlarının ne olacağına ilişkin çeşitli görüşler dillendirilmekte…

Örneğin Stephen Walt küresel siyasette, COVID-19 pandemisinin güç ve nüfuzun Batı’dan Doğu’ya kayışını hızlandıracağını, milliyetçiliğin pekiştireceğini ve daha az hür bir dünya doğuracağını vurgularken; Chatham House Başkanı Robin Niblett ise küreselleşmenin karşılıklı fayda saylayacağı fikrine geri dönülmesini artık muhtemel olmadığını ifade ediyor.

Council of Foreign Relations Başkan Yardımcısı Shannon K. O’Neil şirketlerin çok-aşamalı, çok-ülkeli tedarik zincirlerini yeniden düşünerek küçüleceğine dikkat çekerken; Brookings Enstitüsü’nden Shivshankar Menon ise daha fakir, daha vasat ve daha küçük bir dünyaya doğru evrileceğimizin altını çiziyor [6].

Türkiye’den ise Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler alanında akademisyenler virüsün uluslararası sistemi güçlü bir sınava tabi tuttuğunu gözler önüne sermekte. Özyeğin Üniversitesi’den Doç. Dr. Evren Balta’ya göre,  “’Uluslararası’ yeniden tahayyül edilecek. Çünkü aktörler sadece devletler değil. Artık virüsler de bir aktör ve virüs yeni gerilimleri de beraberinde getirecek.” Ege Ünivesitesi’nden Dr. Sinem Kocamaz’a göre ise, “uluslararası sistemde ‘çok taraflılık’ iddiaları bir kez daha hezimete uğradı. İç savaşlarda, mülteci meselesinde, küresel yoksullukta işlemeyen uluslararası işbirliğine dair umutların salgında da etkin olması beklenmiyor.” Boğaziçi Üniversitesi’nden Hakan Yılmaz’a ise meselenin daha radikal sonuçlar doğuracağını irdelemekte: “Her çeşit dijital araç kullanarak hırsla eski hayatlarını devam ettirenler için” başka yarınlar gelmekte. 

Sonnotlar

  1. Åslund, Anders. “Winners and losers of COVID-19: How the US and European economies will suffer and change” The Hill, April 4, 2020.
  2. “Over 10 million Americans applied for unemployment benefits in March as economy collapsed” The Washington Post, April 2, 2020.
  3.  Menickella, Brian. “COVID-19 Worldwide: The Pandemic’s Impact On The Economy And Markets” Forbes April 8, 2020.
  4. Alan, Gülsüm. “AB ülkeleri Covid-19’un etkilerine karşı ortak ekonomik program konusunda anlaşamadı” Euronews, 8 Nisan 2020.
  5. Erken, Hugo vd. “Global Economic Outlook – Update. Our base case is now the pandemic scenario”, Rabobank March 19, 2020.
  6.  Allen, John & Burns, Nicholas & Garrett Laurie vd., “How the World Will Look After the Coronavirus Pandemic” Foreign Policy March 20, 2020.

Selim Vatandaş

Üyelik Tarihi: 18 Aralık 2019
41 içerik
Yazarın Tüm Yazılarını Gör