”Göçmenlik ve Karantina Arasında Benzerlik Kurdum”
Koronavirüsten en fazla etkilenen İtalya’nın Lombardiya Bölgesi’nde yer alan Bergamo’da yaşamını sürdüren yazar Gökhan Kutluer, göçmenlik ve karantina deneyimini, “İnsanlar karantina döneminde kendisini dinlemeyi deneyebilir. Göçmenlik de böyle bir şey'' şeklinde dile getiriyor.
Türkiye’den Gitmek ve Bulut Fabrikası kitaplarının yazarı Gökhan Kutluer, 4 yıl önce Bergamo’ya taşınmış. Daha önce Erasmus öğrencisiyken tanıştığı Bergamo’ya ve İtalyan kültürüne olan tutkusu ağır basınca İtalya’ya yerleşmeye karar veren Kutluer, kendi ifadesiyle yalnızlığı seven ve yalnızlığın getirdiği kendi kendine yetebilme hissiyle mutlu olan biri.
Söz konusu hissin, insanın karakterini güçlendirmesinde etkisi olduğunu söyleyen Kutluer, “Geçtiğin süreçler seni yıpratıyor. Zor günler yaşarken karakterinin güçlendiğinin farkında olmuyorsun ama zamanla her şey yerine oturuyor, bu karantina süreci de öyle” diyor.
İtalya’da virüs vakaları görülmeye başladığında önce gözlem yaptığını ve bir süre daha normal yaşamına devam ettiğini belirten Kutluer, “Sabahları koşu yaptım, eve dönüp çalıştım. Haberleri açıyordum benim yaşadığım günlük hayatla ilgisi olmayan haberler görüyordum. Ben bu iki ayrı gerçekliğin içerisinde bir tanesi yaşamayı seçmeden önce biraz uzak durdum ve olayların nasıl gelişeceğini gözlemledim. Karantina anına kadar normal bir şekilde hayatımı yaşadım. Olaylar gelişmeden önce güneyde kısa bir tatil yapmıştım, iş nedeniyle birkaç farklı şehirde bulundum. Bu süreç beni karantina dönemimde toleranslı hale getirdi” diyor.
“Neden Göç Ettiğini Unutmamalı”
Kutluer, göçmenlik ile karantina sürecinde benzerlik kurduğunu şöyle anlatıyor: “Ben İstanbul’dan göç ettim. İstanbul kocaman bir metropol. Sahip olduğum alışkanlıklarımla Bergamo yerine Milano’ya da gidebilirdim. Ancak benim göç etme sebebim hayatımı küçültmekti. İnsanlar neden göç ettiğini unutmamalı. İstanbul’da Boğaz Köprüsü vardı, deniz vardı, pek çok imkân vardı. Bergamo daha küçük bir şehir ancak deniz yerine dağ var göl var eşsiz bir doğa var. Zaten bu hayat için Bergamo’dayım. Göçmenlik sahip olduklarının yerine yenisini koymakla ilgili. Karantina süreci de böyle. Çıkıp dağlarda bisiklet süremiyorum ama evde yapmaya vakit bulamadığım aktivitelerle meşgulüm. Dağların yerine kitapları, filmleri koydum. Karantina bir süreç ve nihayetinde bitecek. Özlediğim şeyin yerine yenisi koyarak hapsedilme duygusuyla baş ediyorum.”
Göçmenlik ve Karantina: Kendine Tahammül Edebilme Yeteneği
İtalya’da 9 Marttan bu yana karantinada yaşayan Kutluer, hali hazırda günlük rutinini sıkılaştırdığını böylece ne olacağını bilmediğin bir güne başlamanın gerilimine karşı koyduğunu söylüyor. Yapı olarak gözlem yapmayı ve yalnız kalmayı seven Kutluer, virüs gündemiyle birlikte çoğalan “İçinize dönün” ifadelerini popülist buluyor. “İçe dönmek nedir?” diye sorgulayan Kutluer göre içe dönmek, kendine tahammül edebilme yeteneği.
Yönetmen Andrey Tarkovski’nin “Kendinizi, kendinizle vakit geçirmeyi yalnızlık sanmayacağınız şekilde yetiştirin” sözünü yaşam felsefesi olarak belirleyen Kutluer, “İnsanlar karantina döneminde kendisini dinlemeyi deneyebilir. Göçmenlik de böyle bir şey. Kendini dinleyerek kişiliğinin, yeniliklerin farkına varma, kendine katlanma süreci. Kendine katlanmak, her sıkıldığında yapacak yeni şeyler keşfetmek… Tıpkı bir kültürü ve bir şehri keşfeder gibi. Bu sürecin sonunda insanlar rahatladığını görecek. Zihinlerini virüs harici şeylerle uyardıklarında farklı ve iyi hissettiklerini görecekler” diyerek karantina ve göçmenlik sürecinin yeni şeyler keşfetme fırsatı olduğunu söylüyor.
İtalya’da kalarak doğru bir karar verdiğini ifade eden Kutluer, Kızılhaç’ın yerel sivil toplum örgütleriyle birlikte hayata geçirdiği bir projede yer almış. Yetenekleri ve ilgi alanları doğrultusunda çocuklu ve göçmen bir aileye yardımcı olan Kutluer, “Ailenin annesi ilk vakalardan biriydi ve hastanede tedavi görüyordu. Annenin taburcu olacağı döneme kadar market alışverişlerini yaptım ve çocukların ödevleriyle ilgilendim. Çocukların ilgisini çekebileceğini düşündüğüm için bisikletimle gittim ve çocuklar çok sevindi, çok ilgilendi. “Ülke zor bir dönemden geçerken işe yarama fikrine tutuldum. Evde hiçbir şey yapmadan oturmak gerçekten zorlayıcı bir hal alıyordu” diyor.
Medyada İtalya’ya Çok Yükleniyorlar
Toplumların binlerce yıldır sürdürdüğü kültürel rutinlerinin eleştiri konusu olmayacağına vurgu yapan Kutluer, “İnsanların on binlerce yıllık gelenekleri var. Karakterleri, hayatı yaşayış biçimleri ve rutinleri var. Medyada Akdeniz insanının cana yakın ve sosyal tavrı eleştiriliyor. Karantina kurallarına uymadığı sürekli tekrar ediliyor. Ancak Londra’da güneş açınca da insanlar sokaklara parklara akın ediyor. İnsan genel olarak güneşi seven bir canlı. Bunun Akdenizlisi kuzeylisi yok. Önemli olan ülkelere kulp takmak yerine hükümetlerin sosyal bilimcilerle birlikte çalışması ve ülkelerin kültürel kodlarına göre önlemler geliştirmesi. Toplumların binlerce yıllık alışkanlıklarını bir kenara koyup, ‘Evde oturun’ demek yerine buna uygun bir çözüm planı yapılmalıydı” diyor.
Kapak Fotoğrafı: Gökhan Kutluer
Bizi Takip Edin