Kalkınma Atölyesi’nden Pandemide Mevsimlik Tarım İşçileri Haritası
Kalkınma Atölyesi’nden Ertan Karabıyık, Koronavirüs salgını sebebiyle mevsimlik tarım işçileri için alınması gereken önlemlerin yanı sıra; salgının gıda güvenliğine etkilerini Sivil Mikrofon’da değerlendirdi.
Kalkınma Atölyesi, Koronavirüs salgınının mevsimlik gezici tarım işçileri ve onların çocuklarına dair etkileri ve bu kapsamda yapılanlar hakkındaki gelişmeleri iller ve ülkeler düzeyinde ortaya koyacak bir haritalama çalışmasına başladı.
Sivil Mikrofon’a konuk olan Ertan Karabıyık, Türkiye ve dünyadaki Covid-19’un mevsimlik gezici tarım işçileri ve onların çocuklarına dair etkileri ve bu kapsamda yapılanların, iller ve ülkeler düzeyinde ortaya konulduğunu ve bunu her hafta güncelleyeceklerini belirtti.
Evde kalmanın pandemiyi kontrol altına almak konusunda önemli olduğunu belirten Karabıyık, “Ancak evde kalmanın şartları var. Bu şartları yerine getirmediğimiz zaman ‘evde kal’ demenin de pratik olarak bir anlamı olmadığını düşünüyoruz. O yüzden evde kalma imkanı olanların evde kalmayanları daha çok düşünmesi ve onlar için daha çok çalışması gerektiğinin de altını çizmek isterim” dedi.
Katılımcı Plan ve Uygulamaların Önemi…
Pandeminin gelinen noktada toplumun bütün sosyal sınıflarını etkilediğini, çalışmak zorunda olanların risklerinin daha yüksek olduğunu ve çözümün katılımcı anlayışla sağlanabileceğini vurgulayan Karabıyık, “Katılımcı anlayışın yeterli düzeyde yapılmadığını, merkezi düzeyden yerel düzeye kadar planlama ve uygulamaların katılımcı yaklaşımla gerçekleşmediğini görüyoruz. Türkiye’nin tarımsal üretiminin bu krizle planlaması sürecinde biraz geç kalındığını koordinasyonun ve eş güdümün yeterince yapılamadığını, merkezden alınan kararların taşraya uygulama süreçlerinde, operasyonal işlere yeterince yansımadığını düşünüyoruz. Kalkınma Atölyesi olarak özel sektörün, sivil toplum kuruluşlarının, uluslararası kuruluşların, meslek örgütlerinin bu sürece katılmalarını önemsiyoruz. Mevsimlik tarım işçilerinin bu süreçten hem sağlık hem de işgücü olarak etkilenmemeleri Türkiye’nin tarımsal üretimi açısından önemli. Yine kırsal alanda çiftçilik yapanların yoksullaşmaması için bu sorunu tanımlama ve çözme noktasında herkesin irade göstermesini istiyoruz” diye konuştu.
Gıda Güvenliği İçin Küçük İşletmelerin Gerekliliği
Salgının tarımın ve gıda güvenliğinin önemini tekrar gündeme getirdiğini belirten Ertan Karabıyık, “Türkiye’nin tarımsal üretiminin belli bölgelerde seracılıkla 12 ay sürmesi bir avantaj. Bu avantajı iyi bir planlama iyi bir destekleme sistemiyle (sadece gübreye, mazota, toprağa, fidana, ilaca destek değil emek piyasasına destek vererek) hem kendi gıda güvenliğimiz hem de ürün fazlalığıyla çevremizdeki ülkelere katkı sağlayacak bir konumda olabiliriz. İş gücünün organizasyonunun yeterli yapılmaması durumunda özellikle bazı gıdalarda sıkıntıya düşebileceğimizi öngörebiliriz. Bu kriz bize kendi sebze ve meyvesini üretmek için bundan sonra bir çaba olacağını küçük üreticilerin bu sürece katılacağını ve aile işletmelerinin önemini yeniden gösterdi.” diye konuştu.
Pandemi Sonrası Sivil Toplum
Salgının sivil toplum için bir turnosol kağıdı işlevi göreceğini de kaydeden Karabıyık, “Pandemi çalışma düzenimizde, fonların akışında değişim oluşturacak. Bu sürece uyum sağlayamayanların elendiği bir tabloyla karşı karşıya kalacağız. Sivil toplumun pandemi sonrasında daha etkili olacağını düşünüyorum. Daha yaratıcı daha programatik ve kapsayıcı çalışacağını düşünüyorum. Bu tablo bize işbirliğinin, ortak hareket etmenin, bilgileri, deneyimi ortaklaştırma ve birleştirmenin önemli olduğunu göstermeye başlayacak. Buna uymayanlar çemberin dışında kalacak” dedi.
Kalkınma Atölyesi’nin Atom Film ortaklığında hazırlanan, MEVSİMLİK YAŞAMLAR belgeselini izlemek için tıklayınız.
Bizi Takip Edin