Kız Çocukları İçin Bilim Alanında İlk Adım: “Benim STEAM Ağım”
Kız çocukları için bilim, teknoloji, eğitim, tasarım ve matematik alanında tasarlanan ilk çevrimiçi ağ olarak olan Benim STEAM Ağım girişiminin uygulayıcılarından Zekican Sarısoy, projenin cinsiyet eşitsizliğine dayalı yargılar ve bu yargıların meslek seçimine olumsuz etkisini ortadan kaldırmak için yürütüldüğünü belirtiyor.
İnsan Hakları Ortak Platformu, Bilimde Kadınlar ve Kız Çocukları Uluslararası Günü dolayısıyla, Mülkiye Kültür Merkezi’nde ‘Bilimde ve Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’ konulu bir panel düzenledi. Panelde, toplumsal cinsiyet eşitliği tüm yönleriyle tartışılırken, kız çocuklarının ilham alacağı kadın rol modellerin, geleceğin rol modelleri için büyük bir ihtiyaç olduğunun altı çizildi. Panelin konuşmacılarından kız çocukları için eğitim alanında tasarlanan ilk çevrimiçi ağ olan “Benim STEAM Ağım” girişiminin uygulayıcılarından Zekican Sarısoy, ağı ve çalışmalarını Sivil Sayfalar’a değerlendirdi.
Benim STEAM Ağım’ın 2018’in başlarında bir fikir olarak başlayan ve 2019 yılının sonlarında Sivil Toplum için Destek Vakfı, Turkey Mosaic Foundation ve Uçan Süpürge Kadın İletişim ve Araştırma Derneği ortaklığında hayata geçen ve şu sıralar 6 aylık ön çalışma sürecinde olan bir eğitim girişimi olduğunu belirten Sarısoy, “Girişimin ana amacı cinsiyet eşitsizliğine dayalı yargılar ve bu yargıların meslek seçimine olumsuz etkisini ortadan kaldırmak. Bunu ise STEAM (Bilim, Teknoloji, Mühendislik, Tasarım, Matematik) eğitimi ile gerçekleştiriyoruz. Hedef grubumuz kız çocukları. Bir araç olarak dijital medya kanallarını kullanıyor ve fiziksel alanın dışına çıkan bir modeli benimsiyoruz.” Dedi.
Mesleklerin kadınlara ya da erkeklere özel olarak işaretlenmesinin önüne geçmek için farklı alanlarda üretim yapan kadınların öne çıkarılması gerektiğini belirten Sarısoy, “Kadın rol model belirli bir alanda hem görünürlük, hem de motivasyon için önemli bir araç. Bilim tarihini, teknoloji tarihini ya da felsefe tarihini hep birkaç tane erkek üzerinden okuruz; ancak o alanda başarılı pek çok kadın var. Kadınların bu alanlarda görünür olmaması, tarihi yazanlar kadar öznesinin de ağırlıklı olarak erkekler olması, çocukların mesleki seçimini oldukça etkiliyor. Kız çocuklarının Einstein ve dili dışında bağ kurabilecekleri kadınlara Marie Curie’lere, Rosalind Franklin’lere, Gözde Durmuş’lara ve sayfalarca listeleyebileceğimiz bizi heyecanlandıran rol model kadınlara ihtiyacı var.” Dedi.
Kadınların düşük ve orta gelirli ekonomilerde hızla büyüyen ve yüksek gelir getiren STEM/STEAM alanında %30 ve altında bir temsiliyete sahip olduğunu vurgulayan Sarısoy, “UNESCO’nun yayınladığı “Bilimde Kadınlar” raporuna göre Türkiye’de doğa bilimleri alanında çalışan kadın araştırmacı oranı %38, mühendislik ve teknoloji alanında %25, sosyal bilimler alanında %43 ve beşeri bilimler alanında çalışan kadın araştırmacı oranı %42’dir. Bu verilere baktığımızda Türkiye’deki kadınların mesleki alanda temsiliyeti endişe verici. UNESCO’nun “Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği” raporuna göre 2015’te Türkiye’de kadın araştırmacıların oranı %37 iken 1995’de bu oran %33. OECD’nin (2017) “Bir Bakışta Eğitim” raporuna göre ise STEM alanlarına yeni katılan kadın öğrenciler bu alana katılan öğrencilerin sadece %28’ini oluşturuyor. OECD ülkelerinde ortalama %30. Buradan hareketle verinin nereye işaret ettiğini, neleri kapsadığı ya da kapsamadığını, ölçeklere ve değişkenlere doğru bakmak gerekiyor. Çünkü yanıltıcı bir algı oluşturabilir. Kadın hakları alanında çalışan, kadının insan haklarını gözeten aktivistlerin ve kurumların yıllarca ‘İyi de hiç iyi, kayda değer bir şey üretti mi?’ minvalindeki sorulara verdiği cevap, şimdilerde yerini ‘Eşitsiz bir durum yok; zaten kadınlar yeterince görünür; bakın sayılar böyle söylüyor’ gibi bir illüzyona kendini bırakabilir. Sonuç olarak istatistiklerin ya da kabaca sayıların kimi, neyi ve nasıl içerdiği sorusu hep askıda bırakılmalı diye düşünüyorum. İstatistikler ya da gördüğümüz eşitsiz durum ya da tutumlar bizim iş yaparken gerekçemiz, motivasyonumuz ve savunuculuk aracımız olarak karşılık buluyor. Bu alana dair bir şey üretirken, bandımız olan Avrupa’da ve diğer noktalarda neler yapılıyor; kesiştiğimiz alanlar neler? Bunları sürekli okuyor ve kendimizi yeniliyoruz. “ diye konuştu.
Sarısoy, “#KızlarİsterseYapar diyen, bize şöyle ya da böyle destek olmak, söz söylemek isteyen ve değişimin bir parçası olmak isteyenleri girişime bekliyoruz” sözleriyle destek çağrısında da bulundu.
Bizi Takip Edin