Bursa’dan Taze Bir Nefes:
“Temiz Gıdaya Ulaşmak Mümkün ve Kolay”
Temiz ve adil gıdanın peşinde olan bireylerin bir araya gelmesiyle kurulan Bursa Gıda Topluluğu'nun gündemini kurucu gönüllerden Gülçin Aydın ile konuştuk. Aydın, temiz gıdaya erişimin hak ve kolay olabileceğini, sadece “organik'ten ibaret olmadığını ve finansal olarak erişilebilir olduğunu anlatmakla başlayabileceğimizi söylüyor.
Topluluk yeni kurulmasına rağmen hızlı büyüyor. Biraz bu süreçten bahsedebilir misiniz?
İlk etapta Yeryüzü Derneği’nin çağrısı ve rehberliği ile kurulduk. Kendilerinden hemen her konuda destek aldık ve almaya devam ediyoruz. İlerleyen süreçte ülkemizdeki diğer gıda toplulukları ve kooperatiflerle gerek sosyal medya üzerinden, gerek çeşitli etkinlikler sırasında tanışma, fikir ve bilgi alışverişinde bulunma şansı yakaladık. Gıda toplulukları, üretim ve tüketim kooperatifleri, ve temiz gıda konusuna önem veren diğer dernekler sürekli iletişim halindeler. Paylaşım ve ortak akıl ile doğruyu bulma konusunda çok ciddi bir dayanışma olduğunu rahatlıkla belirtebiliriz.
Bursa halkının toplulukla kurduğu iletişim hangi düzeyde? Tanınıyor mu topluluk?
Topluluk kurulalı henüz 6-7 ay oldu. İlk etapta temiz tarım konusuna kişisel merakı olan, üretim yapan ya da yapmayı planlayan, daha önceki topluluk girişimlerinde yer almış kişiler bir araya geldi. Ancak 2,5 Milyonluk bir şehir için yeterli bir sayı olduğunu söyleyemeyiz. Sosyal medya paylaşımları ve üyelerin tanıtımları ile git gide çoğalıyoruz. Bu konuda kentimizdeki farklı girişimleri de duymaktayız ve bu tarz girişimlerin günden güne arttığını duymak mutluluk verici. Sosyal medya paylaşımlarının gördüğü beğeni ve yorumlardan Bursa halkının konuya ilgi gösterdiği gayet açık. Ancak insanların kafalarındaki tereddüt ve soru işaretlerini gidermek kolay değil. Tabi bir de bugüne kadar edinilmiş ve öğrenilmiş alışveriş alışkanlıkları da bir diğer engel. Bunları cevaplamak adına da çeşitli paylaşımlar yapıyoruz. Sayımızın giderek artacağına inanıyoruz. Umutluyuz.
Düzenlediğiniz etkinliklerden ve faaliyet alanlarınızdan detaylı bir şekilde bahsedebilir misiniz?
Bursa Gıda Topluluğu, ülkemiz ve dünyadaki diğer gıda toplulukları gibi temiz, zehirsiz gıdaya erişimin bir hak olduğunu düşünen bireylerin bir araya gelmesi ile kurulmuştur. Temiz tarım yöntemleri ile insan sağlığına zararlı herhangi bir kimyasal girdi kullanmadan, doğaya ve hayvanlara saygı göstererek üretim yapan üreticilerden herhangi bir aracı olmaksızın ürünleri türeticilere / tüketicilere ulaştırıyoruz. Temiz gıdaya erişim bireylerin hakkı olduğu gibi, temiz gıda üreten üreticinin de emeğinin karşılığını tam olarak alması aynı seviyede bir haktır. Gıdamız temiz olduğu kadar adil de olsun istiyoruz. Topluluğumuz hiç bir kar amacı gütmeyen ve tamamen gönüllülük esası ile çalışan bir sivil toplum insiyatifidir.
Aylık periyotlarda topladığımız siparişleri üreticilerden tedarik ederek üyelerimize (türeticilerimize) ulaştırdığımız dağıtımlarımız ana etkinliğimiz. Bunun yanısıra belli zamanlarda tanıtım toplantıları düzenliyoruz; zaman zaman gönüllüler ve üyeler arasında fikir alışverişinde bulunmak ve çeşitli kararlar almak için de bir araya geliyoruz. Diğer topluluklarla beraber üretici ziyaretlerimiz oldu, ileride daha çok yapmayı planlıyoruz.
En son Aralık sonunda düzenlenen 4. Gıda Toplulukları ve Kooperatifleri Çalıştayı’na paydaş olarak katıldık. Önümüzdeki dönemde de bu tarz çalıştaylara, tohum takas şenlikleri gibi etkinliklere katılmayı planlıyoruz. Tecrübe kazandıkça ve sayımız arttıkça kentimizde de benzer etkinlikler planlamayı, paydaşı olmayı isteriz.
Size ilham veren bir gıda topluluğu var mı?
İlk kuruluşumuzda Yeryüzü Derneği’nin bünyesindeki gıda topluluklarının desteğini aldık ve benzer bir yapılanma sergiledik. Zamanla birçok topluluk ve kooperatif ile paylaşımlarda bulunduk. Onlardan öğrendiklerimiz de oldu. Yeni bir topluluğuz ve öğrenme evremiz devam ediyor.
Toplulukta kimler çalışıyor? Gönüllük ilkeleriniz neler?
Gönüllü olmak isteyen herkes ihtiyaç duyulan konularda çalışabilir. Şu an 3-4 kişilik çekirdek bir ekip var, ancak topluluğun büyümesiyle daha fazla gönüllüye ihtiyaç duyulacağı aşikâr. İmece usulü demek belki de yapılabilecek en yalın tanım olabilir. Çünkü gönüllü olmadığı halde çeşitli konularda, etkinliklerde destek veren birçok arkadaşımız mevcut. Herkes gerektiğinde elini taşın altına koyuyor. Gönüllülük ilkemiz, belli bir organizasyon ve emek isteyen işlerin “gönlünce” değil “gönülden”, ciddiyetle yapılması. Verilen görevlerin keyfekeder değil belirli bir sorumluluk çerçevesine gerçekleştirilmesi yegâne beklentimiz.
Sizce Türkiye’nin tarım politikasındaki en büyük sorun nedir?
Kendi kendine yetebilen sınırlı sayıdaki ülkelerden biri iken, buğday dahi ithal edecek konuma düşmüş bir ülkeden bahsedeceksek, tarım politikasında yıllara yayılmış sorunlar silsilesinden bahsetmemiz ve bunları neden sonuç ilişkileri içerisinde analiz etmemiz gerekir.
Politik anlamda ana sorun, önlenemeyen köyden kente göç ve şehirlerdeki tarımsal alanların imara, kentleşmeye, sanayileşmeye açılması diyebiliriz. Bu yanlışların üzerine eklenen birçok hatalı karar, ülke tarımını maalesef kritik bir eşiğe getirmiştir. Kırsala yapılmayan yatırımlar, çiftçilerin maddi olarak yeterince desteklenmemesi, tarımda bilimin doğru ve yeteri kadar kullanılmaması, aşırı kimyasal kullanımını ve denetimsizliği gibi birçok sorun konuyu daha da karmaşık hale getirmiştir.
Somut olarak gelinen nokta gençlerin terk ettiği sadece yaşlılardan oluşan köyler, atıl durumdaki topraklarımız, tarım arazilerinin gereksiz kimyasal girdi kullanımı nedeniyle verimsizleşmesi ve çılgınca artan betonlaşma, kentleşme.Tüm bunların neticesinde şehirdeki insanların toprağa ve aldıkları gıdaya yabancılaşması da konuyu bir açmaza sürüklemiş, yapılan bu yanlış politikalara karşı güçlü toplumsal muhalefeti neredeyse imkansız hale getirmiştir. Bu olumsuzlukların tamamına karşın ortaya çıkan ve gün geçtikçe artan gıda toplulukları, kooperatifler ve temiz üreticiler umudun hala var olduğunu anlamak adına çok kıymetli.
Sizce gıda toplulukları kentlerdeki gıda adaletini sağlamlaştırmak adına neler yapabilir?
Temiz gıdaya erişimin hak olduğunu ve kolay olabileceğini göstermek, sadece “organik’ten ibaret olmadığını ve finansal olarak erişilebilir olduğunu anlatmakla başlayabiliriz. Ama gıda adaletini sağlamak sadece gıda topluluklarının görevi olmamalı. Bizlerin yapabileceği en önemli şey bu konudaki farkındalığı artırmak, dayanışmayı yükseltmektir.
Bizi Takip Edin