Arap Kadınlar, İstanbul’da Cinsiyet Eşitliği ve Kadının Siyasi Temsilini Konuştu
Arap Kadınları Parite ve Dayanışma Ağı tarafından düzenlenen “Pekin +25 Sivil Toplum Bölge Toplantısı” (Arab Woman Network For Parity and Solidarity: Arab Women and Beijing +25) 17-18 Aralık 2019 tarihlerinde İstanbul’da yapıldı. Toplantıya Lübnan, Fas, Mısır, Tunus ve Ürdün’lü kadın hakları savunucuları ile Türkiye’den Kadın Adayları Destekleme Derneği (KA-DER) katıldı.
Arap Kadınları Parite ve Dayanışma Ağı’nın Pekin Eylem Platformu çerçevesinde İstanbul’da düzenlediği toplantıda, Arap kadınların kamusal alana katılımındaki engeller ve bunları aşma yolları konuşuldu.
Arap Kadınları Parite ve Dayanışma Ağı (Tha’era network) temsilcisi olan Tunuslu Samia Melki toplantıyı Türkiye’de düzenlemelerinin sebebinin Mısır’la yaşadıkları vize sıkıntısı olduğunu belirterek, ” İskenderiye’de toplanacaktık, hepimiz Arap olmamıza rağmen, Mısır’dan vize alma sorunu yaşadık. Toplantıdan 4 günce önce, daha kolay vize alabildiğimiz için, KA-DER ile temas kurarak, onların desteği ile Türkiye’ye geldik. Aslında başka ülkeye de gidebilirdik ama Türkiye’de KA-DER ile daha önce tanışmış ve temas kurmuştuk. 2012 yılında, KA-DER ile Türkiye’de bir araya gelmiş; SAİRA platformu fikri burada Türkiye’de doğmuştu. Bu nedenle, burada toplanmayı tercih ettik” dedi.
Melki, Arap Kadınları Parite ve Dayanışma Ağı’nda sosyal demokrat parti temsilcisi, medyada çalışanı ve STK temsilcisi olmak üzere 3 gruptan kadınların olduğunu belirterek, ağ üyelerinden Şaima Sabbai Mısır’da 25 Ocak anma yıl dönümünde, Tahir Meydanı’nda bir polis tarafından öldürüldüğünü, bu polisin ceza alması için Avrupa Parlamentosu ve büyükelçilikler nezdinde temaslar kurarak, 5 yıl hapis ceza almasını sağladıklarını anlattı.
KA-DER desteğiyle bu toplantıyı yapabilmelerini, kültürel benzerlikler ve yakınlıklara bağlayan Melki, Türkiye’yi kardeş olarak gördüklerine işaret etti. Arap ülkelerinde yaşanan karmaşa ve kitlesel hareketlerin kadınlara etkisi konusunda ne düşündüğünü sorduğumuz Saima Melki, Arap ülkelerinde demokrasi için yeni mücadele etmeye başladıklarını, henüz yolun başında olduklarını söyleyerek demokrasinin bedeli ödemek zorunda olduklarını vurguladı.
Yeni Coğrafyalarda Yeni İşbirlikleri İle Büyüyen Kadın Dayanışması
Toplantı sırasında, Türkiye’de kadının siyasi temsiliyle ilgili bir sunum yapan KA-DER Başkanı Nuray Karaoğlu ile Arap ülkeleriyle işbirliği olanaklarını konuştuk. KA-DER’in 2012 yılında Ortadoğulu bir grup kadınla bir araya geldiğini ancak bunun kurumsal bir işbirliğine dönüşmediğini belirten Karaoğlu, ” Doğudan kadınlarla işbirliğini arzu ediyoruz. Arap Kadınları Parite ve Dayanışma Ağı bize ulaştı; ‘Mısır’da vize sorunu yaşadık; sizin desteğinizle Türkiye’de toplanmak istiyoruz’ dediler. Kısa bir araştırma sonrası, daha önce bizimle aynı düzlemde mücadele verdiklerini gördük. Bu toplantı, bu açıdan onlarla işbirliği arzumuzun tezahürü oldu” dedi.
KA-DER olarak Ortadoğu, Kuzey Afrika, Balkan ülkeleri ve Türki Cumhuriyetleri’nin kadın hareketleri ile temasa geçerek bir platform kurma amaçları olduğunu belirten Karaoğlu, bunun kurumsal bir yapı alması için, Arap Kadınları Parite ve Dayanışma Ağı ile beraber çalışma planlarının temellerinin bu toplantıda atıldığını; ayrıca 24 Ocak 2020’de Nairobi’de pek çok kadın örgütünün katılacağı büyük bir organizasyona katılmayı ve farklı coğrafyalarda işbirliklerimizi geliştirmeyi planladıklarını anlattı.
Arap Kadınları Parite ve Dayanışma Ağı mensubu kadınların Türkiye’yi nasıl gördükleri sorusuna Karaoğlu, “Onlar için Türkiye’nin ayrı bir önemi var. Samia Melki’nin konuşmasında dediği gibi, Tunus 1956 yılında özgürlüğünü kazanırken Türkiye’yi ve lider olarak Atatürk’ü örnek aldı. Ama seçme ve seçilme hakkını dünyada pek çok ülkeden önce alan Türk kadınları (% 17.2 ) siyasi temsil oranında Tunus’un (%36) gerisinde kaldı. Siyasi temsil konusunda değilse de, diğer ülkeler için Türkiye kadın hakları konusunda önde görülüyor. Onlar, Türkiye’de kuvvetli bir kadın hareketi olduğunu düşünüyorlar.” dedi. Karaoğlu son olarak, toplantıda 5 Arap ülkesinden kadın hareketi temsilcileri ile bir araya gelmelerinin, yeni işbirliklerini tetikleyerek geliştireceğini düşündüğünü ve bunu bir zemine oturtarak kadın dayanışmasına katkı sunacakları umudunu taşıdığını belirtti.
Kadın Hareketi Doğuda Ve Batıda Yükseliyor
Toplantıya katılan KA-DER üyesi ve Sosyalist Enternasyonal Kadın Başkan Yardımcısı Hilal Dokuzcan, dünyanın her yerindeki kadınlar gibi Arap kadınların da eşitlik talepleri olduğunu belirterek, “Aslında, kadın olmak her yerde zor ancak Arap ülkelerinde kadın olmak daha da zor. Politik ortam, terör, savaş ve büyük göçlerin olduğu bu bölgede, olaylardan en çok kadınlar etkileniyor. Dünyanın her yerinde kadınların bir arayışı var. Bu organizasyon, Arap ülkelerindeki kadınların ortak ses oluşturması amacıyla oluşturuldu. Pekin +25 Konferansı ve BM Küresel Hedefleri arasında yer alan kadının her alanda eşitlik mücadelesini değerlendirmek ve neler yapılabileceğini konuşmak için toplandı. İstanbul’da olması, bizim ev sahipliği yapmamız önemli.” dedi.
Hilal Dokuzcan’a ağa dâhil olan kadınların neyi amaçladığını sorduğumuzda, “Siyasi temsil de önemli bir husus ama en önemlisi hayatın her alanında eşitlik mücadelesi… Dünyada farklı alanlarda kadınların uyanışını görüyoruz. Latin Amerika, Afrika ve Türkiye’de kadın hareketi de farklı bir noktada; artık daha çok dayanışma ihtiyacı hem ülkelerde hem küresel düzeyde var” vurgusu yaptı. Dokuzcan, ayrıca dünyada kadın hareketi büyüdüğünü söylerken dünyada kadın hareketi ve ideolojisinde bir değişim yaşandığına işaret etti. Dokuzcan’a göre, “Batı endeksli kadın hareketi ve mücadelesinden, son yıllarda daha doğuya bakan, Hindistan’da Latin Amerika’da gördüğümüz gibi kadın hareketi değişim görüyoruz. Türkiye’de kadın hareketi de ciddi bir arayışta”…
Toplantı sırasında, Birleşmiş Milletler Kadın Birimi’ne (UN Women) seçilen 30 genç kadın arasında yer alan ve aynı zamanda KA-DER üyesi-gönüllüsü olan İlayda Eskitaşçıoğlu ile de konuştuk. Eskitaşçıoğlu, BM’nin Girls 20 grubunda da yer alması, cinsiyet eşitliğine ilişkin akademik çalışmaları ve “Konuşmamız Gerek” adlı projeyi hayata geçirmesi sebebiyle, küresel düzeyde seçilen 30 genç kadın arasına dâhil edilmiş. “Konuşmamız Gerek” adlı proje mevsimlik tarım işçileri ve mülteci kadınlar dâhil 6 bin kadına regl konusunun tabu olmaktan çıkarılmasını amaçlıyor. Proje için yürüttüğü faaliyetleri anlatan Eskitaşçıoğlu, genç bir kadın hukukçu olarak, 2020 yılında yapılacak Pekin +25 toplantısında genç kadınların sesini yükseltmek için bilinçlendirme çalışmaları ve BM Kadın bünyesinde politik belgelerin yazılmasına katkı sunduğunu ifade etti.
Bizi Takip Edin