Roman STK’ların Gündeminde Yeni Strateji Belgesi Var
10 Aralık’ta Resmî Gazete’de ‘Roman Vatandaşlara Yönelik Strateji Belgesi II. Aşama Eylem Planı (2019 -2021)’ yayınlandı. Roman sivil toplumu, yeni genelgeyi tartışıyor. Balıkesir, Edirne, İstanbul ve İzmir’den roman derneği temsilcileri resmi gazetede yer alan genelgeyi değerlendiriyor.
2016 yılında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından ‘Roman Vatandaşlara Yönelik Strateji Belgesi I. Aşama Eylem Planı’ yayınlanmıştı. Romanların eğitim, istihdam, barınma, sağlık, sosyal hizmet ve sosyal yardımlara ulaşmalarına yönelik amaçlar belirlenmişti. O günden bugüne neler değişti? Teorideki eylemler pratiğe dönüştü mü? Roman sivil toplumu bu stratejide nasıl konuşlandı? Yeni genelge toplum tabanında nasıl karşılık buldu? Sosyal patlamanın eşiğine gelen mahallelerde son durum ne? Çözülmesi gereken en acil sorunlar neler?
‘Bir, Sıfırdan Her Zaman İyidir’
İzmir Romanlar Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (İZROMDER) Başkanı Abdullah Cıstır’a göre, belgenin Cumhurbaşkanlığı genelgesiyle resmî gazetede tekrar yayınlanması, devletin en üst makamında sorunun güncellenmesi anlamına geliyor. Bu çağrıyı kıymetli bulan Cıstır, strateji belgesine bakışını “Bir, sıfırdan her zaman iyidir” şeklinde özetliyor.
Cıstır, stratejik eylem planının askıda kaldığını, ihtiyaca cevap vermeyen bir takvimle bugüne gelindiğini söylüyor: “2016-2021 Eylem planı ilk açıklandığında ‘en azından elimizde yol haritası var’ gözüyle bakıyorduk. Gelinen noktada vaatlerin yerine gelmediğini görüyoruz. Hiçbir şey yapılmadı dersek konuyu değersizleştiririz. Geldiğimiz noktada yeterince karşılık bulmadı demek daha doğru. Çünkü Romanlarda beklenti yükseldi. 80’lerden evvel Roman mahallelerinde ‘devlet bize karışmasın’ yaklaşımı vardı ama artık talep eden bir toplumuz. Sorgulama arttı, artarken de serzeniş yükseldi. Vaatler yerine gelmediği için güven azaldı, umutsuzluk arttı.”
Strateji belgesinin uygulanmasındaki sıkıntıların yerel yöneticilerden kaynaklandığını belirten Cıstır’ın ifadesiyle, eylem planı açıklandıktan sonra, İzmir özelinde, hiçbir koordinasyon toplantısı yapılmadı. Sorun başlıklarıyla ilgili valiliğe bağlı tüm birimler bir araya gelip izleme ve değerlendirme toplantıları yapmalıydı, yapılmadı. Stratejik plan Ankara’da kaldı.
2016’dan beri İzleme Değerlendirme Kurulu’na katılan Cıstır, “AB Delegasyonu, 12 STK, 12 akademisyen ve 8 bakanlığa bağlı çalışan yetkililerin olduğu iki toplantıya katıldık. Baktık ki, stratejik eylem planındaki eylemler yerine AB’den fon almış SİROMA projesinin çıktılarını paylaşıyorlar! -Mış gibi yapılan toplantılara beni çağırmayın dedim ve 2019’daki toplantıya çağrılmadım. Romanlara ayrılması gereken bütçeyi sorguladım, sorgulayan tarafımızdan rahatsız oldular.” diyor.
Cıstır’a göre, bütçesi olmayan bir stratejik eylem planının politikaya dönüşmesini beklemek hayalcilik olur. ‘Suriyelilere 40 milyar dolar harcadık’ gibi net söylemler var, Romanlar için de ‘eğitime şu kadar barınmaya bu kadar harcama yaptık’ şeklinde bir açıklama olmalıydı. Bu yok. Dolayısıyla bütçesiz bir eylem planının alanda ne kadar karşılık bulacağı da göreceli.
Strateji Planına ‘Acil’ Başlığı Da Eklenmeli
Barınma, eğitim, istihdam konusunda yaraların derinleştiğine dikkat çeken Cıstır, stratejik eylem planının “acil eylem planı” şeklinde bir başlığa ihtiyacı olduğu kanaatinde.
Vaat veren yerel yönetimlerin bu sözleri yerine getirmemesinden dolayı Roman sivil toplumuna duyulan güvenin zedelendiğini de belirten Cıstır, sözlerini sürdürüyor: “Yetkililer mahalleye gelip söz verip dönüyorlar, bunun ceremesini de Roman dernekleri çekiyor. İlk katıldığımız toplantılardan paylaştığımız fotoğrafları gösterip ‘buraya katılıyorsunuz, hayatımızda bir şey değişmiyor’ diye sorguluyorlar.”
Cıstır, “Cumhurbaşkanının süreci takip etmesini, makyajlanmış politika belgeleriyle değil, uygulamadaki aksaklıklarla sahadaki STK’lardan geribildirim alarak süreci takip etmesi noktasında beklentilerimiz var.” diye konuşuyor.
Belge, Kamu Kurumları İçin Yol Haritası
Sıfır Ayrımcılık Derneği Başkanı Elmas Arus, strateji belgesini kamu kurumlarına yol haritası oluşturabilecek bağlayıcı bir belge olmasından dolayı değerli buluyor. Değişimin neredeyse tüm sorumluluğunun Romanlara yıkılmasından dolayı da eleştiriyor. Örneğin Romanların eğitime erişimi temel sorunlardan biri. Belgede ailelerin bilinçlendirilmesine yönelik çalışma yapılması, çocukların okula devamsızlıklarıyla ilgili önlemlerin alınmasına yönelik ifadeler var. Ancak öğretmenlerin, okul müdürlerinin, il ve ilçe eğitim müdürlerinin de farkındalık geliştirmesine, önlem almasına yönelik ifadeler yok.
Arus, “Aileye ve çocuğa sorumluluğu yükleyip onlara sosyal destek vermeyeceksen bu belge zaten işlemeyecektir. Toplum derin yoksulluk yaşıyor. Çocuk yoklukla, açlıkla mücadele ederken derse konsantre olamayacak, okulda başarı elde edemeyecektir. Aileler bu anlamda desteklenmezse vazgeçeceği ilk şey de çocukların eğitimi olacaktır.” şeklinde konuşuyor. Bu belge nezdinde kamu görevlilerinin de sorumlulukları olduğunun altını çiziyor.
Toplumun yükünü kadınların çektiğini belirten Arus, belgede kadınlarla ilgili çalışmalara çok az değinildiğini söylüyor, strateji belgesinin de kadın ve çocuk odaklı olması gerektiğini aktarıyor.
Arus, barınmayla ilgili bölümde ise dile dikkat çekiyor: “Özellikle tapusuz alanda ev kurulmasıyla ilgili ‘işgalci’ konumda olduğuna dair cümleler var. Tapusuzluğu, mülkiyetsizliği bir kenara bırakırsak Romanlar evsiz! Bundan bahsedilmiyor, çözüleceğine dair bilgi veriyor. Acilen sosyal konut yapılmalı fakat buna da yer verilmemiş.”
Belgede bölgesel yaklaşım olmadığını aktaran Arus’a göre, Güneydoğu’daki Romanlarla yönelik politikayla Batıda uygulanacak politika aynı değil, çünkü dinamikler farklı. Strateji planının eylemde yerelleştirilmesi de çok önemli.
İzlemeler, STK’lara Açık Değildi
Strateji belgesinin bir önceki dönemini izleyemediklerini kaydeden Arus, sürecin STK’lara açık ve şeffaf olmadığı kanaatinde. Onun ifadesiyle, yapılan çalışmalar için bir danışma kurulu yok, neye göre kiminle karar verildiği net değil. Üstelik sonuçlar ortaya konmadı. Dolayısıyla bundan sonraki süreçte izleme çalışmaları çok önemli ve bu çalışmalara farklı görüşteki STK’lar dahil edilmeli.
Son olarak belgede bütçeye rastlamadığına değinen Arus, “Bütçesi olmayan bir planının eyleme geçeceğini düşünmüyorum.” diyor.
Çalışmalar, Önyargılı Yetkililere Takılıp Kaldı
Roman Gençlik Derneği’nden Nilay Karadeniz’in ifadesine göre, strateji eylem planı kapsamında SİROMA projesi yapıldı. 12 ilde devlet kurumları ve kolaylaştırıcılar sahada veri topladı, bir rapor yayınlandı. Ancak tüm bunlar popülist çalışmalar olarak kaldı. Vaatler verildi. Bu vaatler de Romanların taleplerini karşılayacak nitelikte değildi. Mahalledeki insanların talepleri gündeme bile gelmedi. Özellikle Roman kadınların talepleri gözardı edildi ve nihayetinde erkek zihniyetinin hâkim olduğu stratejiler ortaya kondu. İyi niyet taşıyan işler de Romanlara karşı önyargısı olan yöneticilere takıldı. Kısacası direkt mahallelere etki eden bir çıktı oluşmadı.
“Artık kâğıt üzerinde maddeler değil, icraat görmek istiyoruz.” diyen Karadeniz, herkesi empati kurmaya davet ediyor.
Karadeniz, Roman toplumu adına talepleri sıralıyor: “Buradayız dememiz yetmiyor, varlığımızı ispat etmek için çabalamamız gerekiyor. Bu toplumda kadın olmak zor iken bir de Roman kadın olmak, hayata eksilerden başlamak demek. Her vatandaşın sahip olduğu haklara sahibiz ama erişemiyoruz. Roman toplumu sosyal yardımlara bağımlı olmak istemiyor, sosyal güvencesi olan, kalıcı işlerde çalışmak istiyor. Hiçbirimiz tembel değiliz, sabahın ilk ışıklarıyla para kazanmak için yollara düşüyoruz. Erken yaşta evlilik yaygın, bunun önüne eğitimle geçebiliriz. Eğitime teşvik eden çalışmalar yapılsın. Kadınlarımıza okuma yazma kursları açılsın; hasta bakımı, bilgisayar kursu gibi meslek edindirme programları şart. Güvenli yaşam alanlarımıza ihtiyacımız var, ihtiyaçlarımıza göre sosyal konutlar inşa edilsin. Hayatın her alanında dışlanıyoruz; farklı mahallelerde oturmak istesek bile ev vermiyorlar, bindiğimiz otobüsten indiriliyoruz ve daha ne olaylar… Ayrımcılığa maruz kalmak istemiyoruz, ayrımcılığı uygulayanlara da eğitim verilsin. Birlikte sohbet edebileceğimiz etkinlikler düzenlenebilir, kaynaştırma programları yapılabilir. Herkes bizi göbek atmakla tanıyor, hayatın ilkbaharı olduğumuz doğrudur. Fakat hayatımız göbek atmakla geçmiyor! Yetkilileri toplumu tanımaya davet ediyoruz.”
Strateji Belgesinin Uygulayıcısı Yerel Yönetimler
Balıkesir Gömeç Romanlar Kültür Dayanışma Derneği Başkanı Kenan Say, son gelişmelerle ilgili çok umutlu olmadıklarının altını çiziyor. Cumhurbaşkanı talimat verse de yerel yönetimlerin bunu uygulamadığını aktaran Say, “‘Sayın Cumhurbaşkanı özür dilenmesi gereken birileri varsa Romanlardır’ diyor, yapılması gerekenleri söylüyor ama yerel yönetimler bunu uygulamıyor. Çünkü onlar da önyargılı ve Roman toplumunu tanımıyor. Seçimden seçime mahallelere gelip oy toplayıp sonra arkalarına bakmıyorlar.” şeklinde konuşuyor. Sorunların çözümünün yerel yönetimlerden başlayacağını kaydeden Say’a göre, 2002’den bu yana Romanlar biraz da olsa ön plana çıktı. Mecliste iki Roman vekilin olması bile büyük gelişme ancak 6 milyon Roman’ın yaşadığı bir ülkede Roman vekil sayısı az. Yerel ve bölgesel yönetimlerde de temsiliyet artmalı ki sorunlar çözüme ulaşsın.
Say, bu ülkede birçok imkândan mahrum bırakıldıklarını; özellikle barınma, istihdam ve eğitim konularında en temel haklara erişemediklerini belirtiyor. Ülkenin asli unsurları olduklarını vurgulayan Say, “Romanlar olarak doktor, hâkim, mühendis, asker olmak istiyoruz. Ancak eğitime erişimde sorunlarımız var. Üniversite okuyan Roman çocuklarımız topluma önderlik edebilir ama bu sefer istihdam sorunuyla karşılaşıyorlar.” diyor ve acilen bütçeden Roman çocuklarının eğitimi için pay ayrılmasını istiyor.
Strateji eylem planının çok yavaş hayata geçirildiğini, altının boş kaldığını aktaran Say, bu planların devlet politikası haline getirilip öncelikle yerel yöneticilerin dikkate alması gerektiğini vurguluyor.
Belgeye Duyulan Güven Zedelendi
Okuyan Roman Gençlik Hareketi’nden Emre Yunus Hiçyorulmazlar, haklara erişim konusunda Romanlara farkındalık eğitiminin nazara verildiğini söylüyor. “Romanlar okulun yolunu da biliyor, hastanenin yolunu da buluyor. Sorun orda karşılaştıkları muamele.” diyen genç aktivist, kamu kurumlarının ve vatandaşların da bilinçlendirilmesi gerektiğini aktarıyor.
1. Aşama Eylem Planı’nın sonuç raporunu görmediklerini, bu durumun 2. aşamadaki plana duyulan güveni zedeleyeceğini de belirtiyor. Bu belgenin yasal dayanak oluşturmasından dolayı güzel gelişmelerin önünü açacağına inanıyor.
Bizi Takip Edin