PISA 2018 Ne Diyor?
OECD tarafından düzenlenen, öğrencilerin uluslararası ölçekte fen, matematik ve okuma becerilerini ölçen PISA’nın (Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı) 2018 sonuçları açıklandı. Eğitim Reformu Girişimi (ERG) PISA 2018 sonuçlarına dair ilk değerlendirmesini altı soru-cevapla sundu.
Öğrencilerin uluslararası ölçekte fen, matematik ve okuma becerilerini ölçen değerlendirmelerden biri olan PISA’nın (Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı) 2018 sonuçları açıklandı. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) 15 yaş grubundaki öğrencilere uyguladığı değerlendirmede Türkiye’nin fen, matematik ve okuma alanlarında 2003’ten beri yükselen puanları 2015’te düşerek, 12 yıl önceki sonuçların gerisinde kalmıştı.. PISA 2018 sonuçları ise ortalama puanların her üç alan için yeniden 2012 düzeyine yaklaştığını gösteriyor.
PISA 2018 uygulaması, 37’si OECD üyesi olmak üzere 79 ülke ve ekonomideki 600 binden fazla öğrencinin katılımıyla gerçekleştirildi. Türkiye, değerlendirmeye 186 okul ve 6.890 öğrenci ile katıldı. PISA 2018 uygulamasına Türkiye’den katılan 15 yaş grubundaki öğrencilerin yüzde 43,7’si Anadolu lisesi, yüzde 31,1’i mesleki ve teknik Anadolu lisesi, yüzde 13,7’si Anadolu imam hatip lisesi, yüzde 11,2’si fen, sosyal bilimler ve çok programlı Anadolu liseleri ve Anadolu güzel sanatlar lisesi, yüzde 0,3’ü ise ortaokul öğrencileri. ERG, PISA 2018 sonuçlarına dair ilk değerlendirmesini sunuyor.
PISA 2018 sonuçlarında Türkiye’nin fen, matematik ve okuma puanları nasıl değişti?
Sonuçlara göre 2012’de 448, 2015’te 420 olan ortalama matematik puanı 2018’de 454 oldu. 2012’de 475, 2015’te 428 olan ortalama okuma puanı 2018’de 466 oldu. Fen alanında ortalama puan ise 2012’de 463, 2015’te 425’ti, 2018’de 468 oldu. 2015 ve 2018 arasında ortalama başarı 13 ülke ve ekonomide yükseldi, Türkiye de bunlardan biri. PISA 2018 sonuçlarını PISA 2015’le karşılaştırdığımızda ortalama puanların arttığı görülüyor. Ancak bu artışı yorumlarken, Türkiye’nin PISA 2018 sonuçlarının hala tüm alanlarda OECD ortalamasının altında kaldığını da belirtmekte yarar var. OECD ortalaması ile Türkiye arasındaki fark 2015’e göre azalmış olsa da Türkiye’nin ortalama puanları her alanda OECD ortalamasının oldukça altında kalmaya devam ediyor. Bu fark matematikte 35, okumada ve fen alanında 21 puan.
Türkiye’nin ortalama puanları yeterlilik düzeyleri bakımından incelendiğinde neler görülüyor?
PISA kapsamında değerlendirmeler yapılırken öğrenciler yeterlilik düzeyine göre 1’den 6’ya kadar gruplara ayrılıyorlar. Türkiye’ye ilişkin, dikkat çeken bir bulgu da en üst düzeyde (düzey 5 ve 6) yeterlilik gösteren çocukların oranının düşük oluşudur. Türkiye’de 15 yaşındaki öğrencilerin ortalama başarısı her alanda 2. düzeye denk geliyor. Türkiye’de, en az bir konuda en üst düzeyde performansa sahip olan (5 veya 6. seviye) öğrencilerin oranı yüzde 6,6. Bu oran, PISA 2015’te yüzde 1,6 idi. Bu noktada bir düzelmeden söz etmek mümkün. OECD ortalamasına göre, en az bir konuda en üst yeterlilik düzeylerinde performansa sahip olan (5 veya 6. seviye) öğrencilerin oranı ise yüzde 15,7. Türkiye’de alt yeterlilik düzeyinde yer alan öğrencilerin de oranı oldukça yüksek. Örneğin, en alt düzeyde yeterlilik gösteren (düzey 1 ve altı) çocukların oranı matematikte yüzde 36,7, fende yüzde 25,2, okumada yüzde 26,1. Okuma alanında en alt düzeyde yeterlilik gösteren çocuklar bir metinde çok açık olan bilgileri saptamak, kendilerine tanıdık gelen konulardaki yazıların ana fikrini fark etmek gibi basit şeyleri yapabilirler ama daha derin yorumlarda bulunmakta zorlanırlar. Okuma alanında üst düzeyde (düzey 5 ve 6) yeterlilik gösteren çocukların oranı 2012 yılında yüzde 4,3 idi. Bu oran 2015’te yüzde 0,6’ya gerilemişti, 2018’de ise yüzde 3,3 oldu. Dolayısıyla okuma alanında en başarılı öğrencilerin oranı 2012 düzeyinin gerisinde kalıyor. Okuma alanında üst düzeyde performans göstermek, bir veya birden fazla metindeki bilgileri birbirleriyle ilişkilendirerek yorumlamak, sunulan hipotezleri eleştirel biçimde değerlendirebilmek gibi becerileri içeriyor. Türkiye’de 15 yaşında olan ve eğitimine devam eden çocukların çok düşük bir oranının bu yeterliliklere sahip olduğu söylenebilir.
Sosyoekonomik düzey ile başarı arasındaki ilişkiye göre bakacak olursak, sonuçlar ne söylüyor?
Türkiye’de sosyoekonomik düzey ile başarı arasında anlamlı bir ilişki olduğu görülüyor. Sosyoekonomik olarak en üst yüzde 25’lik dilimde yer alan öğrencilerin ortalama okuma puanı 513 iken en alt yüzde 25’lik dilimdekilerin 437. Aradaki fark (76 puan) en az iki okul yılına denk geliyor. Bu veri nitelikli eğitime erişimde yaşanan eşitsizliğin bir yansıması olarak yorumlanabilir.
Türkiye’de yüksek düzeyde yeterlilik gösteren (5 ve 6. düzeyler) öğrenciler içinde sosyoekonomik olarak avantajlı durumda olanların temsil oranı yüksek; hatta Türkiye, bu ilişkinin en güçlü olduğu ülke. Yüksek başarı gösteren öğrenci grubunun sosyoekonomik olarak daha az ayrışmış olduğu ülkelerde ise ortalama puanlarındaha yüksek olduğu görülüyor.
PISA 2018 sonuçları bölgeler ve okullar arası başarı farkları hakkında neler söylüyor?
PISA 2018’in Türkiye’ye ilişkin sonuçları değerlendirilirken dikkat edilmesi önemli olan bir nokta da, söz konusu puanların ülke ortalamasını ortaya koyduğu. Oysa bölgelere göre incelendiğinde önemli farklılıklar bulunuyor. Örneğin, eğitimine Batı Anadolu Bölgesi’nde devam eden öğrenciler 500,6 ortalama puan ile en yüksek okuma becerisi performansını elde etti. Okuma becerileri alanında en düşük performansı gösteren öğrenciler Ortadoğu Anadolu (409,4), Güneydoğu Anadolu (423,6) ve Kuzeydoğu Anadolu (430,8) bölgelerinde eğitimlerine devam ediyorlar. Bölgeler ayrımında en yüksek ile en düşük ortalama puanlar arasındaki fark 91,2 puan. Bu fark, yaklaşık üç okul yılına denk geliyor. Okul türlerine göre bakacak olursak her üç alanda da fen lisesi öğrencileri en başarılı öğrenci grubu. Anadolu lisesi öğrencileri ise, Anadolu imam hatip lisesi öğrencileri ve mesleki ve teknik Anadolu lisesi öğrencilerinden daha yüksek başarı gösterdi. Türkiye’de özellikle ortaöğretimde öğrencilerin başarıya göre ayrışma düzeyinin yüksek oluşu PISA sonuçlarına da yansıyor. Bir başka deyişle, yüksek ve düşük puanlı öğrencilerin farklı okul türlerinde gruplaşmış olduğu görülüyor.
PISA 2018 bilgi ve beceriyi ölçmenin yanında öğrencilere uygulanan anketlerle çocukların iyi olma haline dair de değerlendirmelere kaynaklık ediyor. PISA 2018 sonuçları Türkiye’deki çocukların iyi olma hali hakkında ne söylüyor?
PISA 2018’de öğrenci, yaşam memnuniyeti ölçeğinde 7-10 arasında puan verirse “memnun” kabul ediliyor. Buna göre OECD ortalamasında PISA 2018’e katılan öğrencilerin yüzde 67’si yaşamından memnun, Türkiye’de ise bu oran yüzde 44. OECD ortalamasında yaşamından memnun olan kızların oranı oğlanlarınkinden 11 yüzde puan düşük. Türkiye’de ise yaşamından memnun olan kızların oranı oğlanlarınkinden 4 yüzde puan düşük.
PISA 2018 Sonuçları Açıklandı: 2015’e Göre Artış Olsa da 37 OECD Ülkesi Arasında 31. Sıradayız
Bizi Takip Edin