Kaptan Klemp’in Mesajından İlhamla…
Okyanus’tan 14 binin üzerinde mülteciyi kurtaran Pia Klemp ve Carola Rackete’den ilhamla: memleketler ve sınırlar ötesi dayanışmacı bir sivil toplum için harekete geçelim.
Geçtiğimiz ay, Türkiye medyasında da okuduğumuz iki ekolojist aktivistin mültecilerle dayanışması, kalplerimizi eritmişti. Klemp ve Rackete, bu iki kaptan, yüzlerce mültecinin hayatını kurtarırken, İtalyan hükümeti tarafından insan ticaretine yardım etmekten 20 yıl hapis cezası ile yargılanıyorlar. Klemp’in, Tedx Berlin konuşmasından anlıyorum ki; hükümetler, okyanustaki insanı yardım veya ekoloji alanında çalışan, sivil topluma hizmet eden gemilerin etkinliklerini de engellemeye çalışıyorlar. Çünkü bu insanlık dramına sağduyulu bireylerin/örgütlerin şahit olmasını istemiyorlar. Çünkü bu sağduyulu insanların olana bitene sadece ‘şahitlik’ etmeyeceğini de iyi biliyorlar.
Bu hafta yine Türkiye medyasında da yer bulan, birçoğumuzun da sosyal medya hesaplarımızdan yaydığımız bir gelişme de Pia Klemp’in Paris’in önemli onur nişanını geri çevirmesi oldu. Çoğumuz ödülü geri çevirmesini onurlu bir davranış olarak değerlendirdik. Avrupa’nın “iki yüzlü” tutumu karşısındaki dik duruşunu takdir ettik.
Geçtiğimiz gün kendi sosyal medyasında ödülü neden almadığına ilişkin bir yazı paylaşan Klemp’in, satır aralarına dikkatinizi çekmek istiyorum. Klemp diyor ki; İinsani yardım çalışanı değilim. Ama dayanışma ile yanınızda durdum.” Klemp, uzun yıllarını okyanuslarda geçirmiş, deniz hayvanlarını kurtarmak için birçok uluslararası operasyonda görev almış. Hayvan hakları ve çevre aktivisti. Klemp aynı zamanda bu insanlık dramına da sadece şahitlik etmekle yetinmemiş. Özetle Klemp’in madalya karşısındaki tutumunun ötesinde mülteci krizi karşısındaki duruşu ve nedenlerini açıkladığı satırlardan almamız gereken çok önemli bir mesaj var: ‘İşbirliği ve dayanışma kaçınılmaz!’
Bu ilham verici örnek, özellikle içinde bulunduğumuz iklim ve mülteci krizlerini ülkelerin yalnız başına çözemeyeceği ortadayken aynı şekilde ulusal düzeyde çalışan sivil toplum kuruluşlarının da kendi konularına kapanarak küresel sorunlara çözüm yaratamayacağını da ortaya koyuyor. Biz de çoğu zaman aynı kapanmanın içinde sıkışıyoruz. Türkiye’deki kutuplaşmış mevcut iklim içinde sivil toplum çalışanları olarak çalıştığımız konuları farklı konularda çalışan diğer sivil toplum aktörlerinin gündemine taşımakta ve sorunlarımıza beraber çözüm aramakta zorlanıyoruz.
Bu durum biz sivil toplum çalışanlarını potansiyel etkimizi doğru biçimde ortaya çıkarmaktan ve kullanabilmekten de çoğu zaman alıkoyuyor. İçinde debelendiğimiz birçok toplumsal sorun, kaçınılmaz olarak birbirini kesen, iç içe geçmiş konuları/sorunları barındırıyor. Birinin çözümü için katkı sunarken diğerlerini göz ardı ettiğimizde bazen kendimizi çözüme değil sorunu derinleştirmeye katkı yaparken bulabiliyoruz.
Hepimizin gündelik hayatını da yakından ilgilendiren bu kadar kritik, krize dönüşmüş sosyal meselelerle küresel ve ulusal düzeyde iş birlikleri yapmadan mücadele etmemiz her geçen gün imkansızlaşıyor. Sadece uluslararası dayanışmalar değil aynı zamanda konular arası da dayanışmacı ve iş birliklerine açık yapılara ihtiyacımız kaçınılmaz.
Klemp, bu anlamda bir ekolojist olarak insani yardım alanında çalışan örgütlere verdiği destekle ve dayanışmayla hepimiz için iyi bir örnek ortaya koydu. Klemp’in satırlarını, bizi kapandığımız konu evreninden kafamızı kaldırıp birbirimizi daha fazla duyduğumuz, daha fazla göz teması kurduğumuz ve dayanıştığımız bir sivil toplumu inşaya davet olarak da okuyabiliriz.
Klemp’in sosyal medyasında paylaştığı mesajın çevirisi şöyle:
“Paris seni seviyorum. Seni içinde yaşayan tüm dayanışmacı ve özgür insanların için seviyorum. Her gün özgürlüğü için savaşan, omuz omuza duran, dayanışma ve dostlukla battaniye dağıtan. Milliyetine, pasaportuna, evraklarına bakmadan evini paylaşan, sevgi ve mücadele veren.
Madame Hidalgo, bana Akdeniz’deki dayanışmacı çalışmalarımdan dolayı madalya vermek istiyorsun çünkü gemideki ekip gündelik çalışmalar esnasında göçmenleri zor koşullardan kurtardı. Eş zamanlı olarak sen protestoculara saldırdığın ve mülteci ve göçmenlerin haklarını savunanları suçlu ilan ettiğin sırada senin polisin sokakta yaşamaya zorladığın insanların battaniyelerini çalıyor. Karşı cephesinde dövüştüğün eylemlerim için bana madalya vermek istiyorsun. Eminim Grand Vermeil madalyasını reddetmem sizin için sürpriz olmamıştır.
Paris, ben insani yardımcı değilim. Orada ‘yardım’ için bulunmuyordum. Dayanışma için sizlerleydim. Madalyalara ihtiyacımız yok. Kimin ‘kahraman’ kimin ‘yasa dışı’ olduğunu belirlemesi için otoritelere ihtiyacımız yok. Doğrusu bu çağrıyı yapacak konumda da değiller, çünkü hepimiz eşitiz. Haklara ve özgürlüğe ihtiyacımız var. İki yüzlü madalyaları ifşa etme ve açılan boşlukları sosyal adaletle doldurma zamanı. Devrimin öncülüğünde madalyaları bir kenara atmanın zamanı!”
Herkes için belge ve konut! Hareket ve ikamet özgürlüğü.
Klemp’i daha fazla duymak isteyenler için Tedx Berlin’de yaptığı yeni ve yayınlanan konuşmasını da tavsiye ederim.
Bizi Takip Edin