Hayvanlar, Türkiye Sınırında Canlı Canlı “Pişiriliyor”!
Hayvan refahı ve hayvan hakları alanında mücadele veren, Avrupa’dan 66 STK’nin bir araya gelerek oluşturduğu çatı örgüt EuroGroup For Animals, Türkiye-Bulgaristan sınırında, hayvanların âdeta canlı canlı pişirildiğini belgeledi ve görüntüledi. Avrupa Birliği ülkeleri, Türkiye’ye hayvan gönderilmemesi için kararlar almaya başladı. Türkiye ise başlı başına bir hayvan hakkı ihlâli olan canlı hayvan ithalatını sürdürmekte kararlı. Hayvan hakları örgütleri, canlı hayvan ticaretinin tüm dünyada yasaklanmasını talep ediyor.
Türkiye’nin kanayan yaralarından biri, canlı hayvan ticareti… Hükûmetin son yıllardaki “ucuz et” politikası, birçok ülke için Türkiye’yi büyük bir pazar hâline getirdi. Doğal olarak bu sektördeki sorunlar da arttı; hayvan hakları ihlâlleri ise tavan yaptı. Türkiye ve birçok ülkeden STK’ler, canlı hayvan ticaretinin, hayvanlara zulmedildiği gerekçesi ile yasaklanmasını istiyor.
Hayvan refahı ve hayvan hakları alanında çalışan 66 örgütü bir araya getiren çatı kuruluş EuroGroup For Animals da canlı hayvan ticaretinin yasaklanması için kampanya yürüten örgütlerin başında geliyor. EuroGroup For Animals, Avrupa Birliği (AB) ülkelerinden, öldürülmek üzere Türkiye’ye ve diğer ülkelere gönderilen hayvanların durumunu Türkiye sınırlarında gözlemliyor, raporlama yapıyor. EuroGroup For Animals’ın hayvan refahı müfettişleri, bu ay yine Türkiye-Bulgaristan sınırındaydı. Müfettişler, hayvanların ne kadar feci koşullarda taşındığı ve sınırda bekletildiğini bir kez daha belgeledi ve görüntüledi.
EuroGroup For Animals’ın yayınladığı görüntülerde, Türkiye-Bulgaristan sınırında, kamyon kasasında bekletilen hayvanların, hissedilen sıcaklık olarak 45 santigrat derecelik bir sıcaklığa maruz bırakıldığı görülüyor. Hayvanlara yönelik bu zulüm, hem Türkiye’nin ulusal mevzuatına hem taraf olunan uluslararası mevzuata hem de Avrupa Birliği mevzuatına aykırı. Her şeyden öte, bu zulüm, vicdana aykırı ve hiçbir canlıya reva görülmemeli!
“Hayvan Taşımacılığı Kurallara Uygun Yapılmıyor”
Canlı hayvan ticareti sırasında, Türkiye sınırında yıllardır belgelenen hayvan hakları ihlâlleri, hem Türkiyeli hem de diğer ülkelerde mücadele veren hayvan hakları örgütlerinin, uzun bir süredir gündeminde… Hollanda Parlamentosu’nda 5 milletvekili bulunan Hayvanları Koruma Partisi (Partij voor de Dieren – Party For The Animals, PvdD), uzun yıllardır canlı hayvan taşımacılığına dikkat çekiyor: “AB içerisinde dahi hayvan taşımacılığı, kurallara uygun yapılmıyor. Hayvan hakları örgütleri, Avrupa Komisyonu’na bu konuda 2007’den beri ikiyüz tane çok detaylı rapor sundular. Bu raporlarda hayvanların nasıl tıklım tıklım tırlarda taşındığı, çoğu zaman ayakta dahi duramadıkları ve aşırı sıcaklıklarda taşındığına yer verildi. Bu raporlarda ayrıca hasta ve yaralı hayvanların taşındığının, hayvanlara işkence edildiğinin ve yetersiz su bulundurulduğunun kanıtları da yer alıyor.”
Hayvan hakları örgütlerinin baskısı ile birçok ülke, canlı hayvan ticareti kapsamında Türkiye’ye ve diğer ülkelere hayvan gönderme konusunda kısıtlamalara gidiyor. Skandal görüntülerin, her sene ayyuka çıkmasının ardından, Hollanda partisi PvdD, Avrupa Parlamentosu’na canlı hayvan taşımacılığı ile ilgili olarak çeşitli önergelerin sunulmasını sağladı.
Hayvan taşımacılığı konusunda yapılacak oylama öncesinde, Hayvanları Koruma Partisi – PvdD, Strazburg’daki AP önünde bir dizi eylem yaptı. Bu eylemlerde 10 farklı AB ülkesinden hayvan hakları savunucusu partiler de yer aldı. Bu partilerin temsilcileri, AP parlamenterlerine oylarını hayvanlar lehine kullanmaları çağrısında bulundular.
Avrupa Parlamentosu’nda (AP) yapılan oylamada, canlı hayvan taşımacılığına dair düzenleme ve kısıtlamalar içeren önergeler, AP üyesi parlamenterlerin büyük çoğunluğunun oyuyla kabul edildi. AP, bunun yanı sıra hâlihazırda günlerce, bazen haftalarca süren canlı hayvan taşımacılığı sürecinin de en aza indirgenmesini istiyor. Parlamento, bu sürenin en fazla 8 saat olması gerektiğini savunuyor. Ayrıca AB kurallarına uyulup uyulmadığının ve kuralların uygulanıp uygulanmadığının da daha sıkı kontrol edilmesi gerektiğini belirtiyor. AP, kabul ettiği 95 maddelik tavsiye kararını, üye devletlere göndererek bu kararlara uyulmasını istedi.
AP’de kabul edilerek üye devletlere gönderilen tavsiye kararının ardından, Avrupa Birliği ülkeleri, Türkiye’nin de içinde bulunduğu ülkelere yapılan canlı hayvan ihracatı konusunda çeşitli kısıtlamalara gitti. Türkiye ise, ulusal ve uluslararası mevzuata rağmen, ithal ettiği sığır ve koyunların vahim koşullarda ülkeye taşınması ve sınırlarda bekletilmelerine karşı hiçbir önlem almamakta direniyor. AB üyesi devletlerin kısıtlama kararında, Türkiye sınırlarında her yıl, defalarca belgelenen hayvan hakları ihlâlleri etkili oldu.
AB Sağlık ve Gıda Güvenliği Komiseri: Geçtiğimiz yıl, Temmuz ve Ağustos aylarında, sıcaklıklar 30 derecenin üzerindeyken, sığır ve koyunla dolu 533 kamyon, Türkiye sınırından geçti
Avrupa Birliği’nin yönetim organı olan Avrupa Komisyonu’nun Sağlık ve Gıda Güvenliği Komiseri Vytenis Andriukaitis, 15 Temmuz’da Avrupa Komisyonu’nda, Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker ve AB’den bakanlara seslendiği konuşmasında Türkiye sınırlarında yaşanan hayvan hakları ihlâllerine dikkat çekti ve Avrupa Birliği’ne üye olan tüm devletleri canlı hayvan taşımacılığı konusunda önlem almaya çağırdı: “Geçtiğimiz yıl, Temmuz ve Ağustos aylarında, sıcaklıklar 30 derecenin üzerindeyken, sığır ve koyunla dolu 533 kamyon, Türkiye sınırını geçti. Bu hayvanlar, 15 farklı AB ülkesinden gönderildi ve bu nakillerin çoğunda, yolculuk koşulları kabul edilebilir değildi. Diğer AB sınırlarında da, uygun hayvan refahı koşullarının açıkça garanti edilemediği yerlerde, gemilerle hayvanların nakliyesi de dâhil olmak üzere sorunlar saptandı. Güney Avrupa’daki birçok liman, teknelere yüklenmeyi beklerken hayvanları yüksek sıcaklıklardan koruyacak tesislerden yoksundur. Tekrar söylüyorum: Bu, kabul edilemez. Durmalı. Hayvanlara bu şekilde davranmak utanç verici. Ya insan gibi davranır ve Lizbon Antlaşması gerekliliklerine ve hayvan refahı konusundaki mevzuatımıza saygı duyarız ya da canlı hayvan ihracatını tamamen durdururuz. Tüm üye ülkeleri, harekete geçmeye ve değerlerimizi, hayvanlarımızı korumaya çağırıyorum” şeklinde konuştu.
It takes nothing away from human to be kind to an animal.
I urge all Member States to take action, to protect our values and our animals. My speaking points on #AnimalWelfare #transport at #AgriFish Council: https://t.co/RRUbv45WTu pic.twitter.com/fzx1eil40X— Vytenis Andriukaitis (@V_Andriukaitis) July 15, 2019
Türkiye’deki mezbahaların ve hayvan taşımacılığının iyileştirilmesi için de çalışan, Hollanda merkezli Eyes on Animals kuruluşundan aldığımız bilgilere göre birçok Avrupa ülkesi, Türkiye ve Avrupa’nın benimsediği hayvan refahı kurallarına riayet etmeyen diğer ülkelere hayvan göndermemeye başladı: Lüksemburg, yaz aylarında, Türkiye’ye ihracat yapmayı yasaklamış durumda. Hollanda, Temmuz ve Ağustos aylarında Türkiye’ye ihracat yapmayı tekrar yasakladı. İrlanda da 20 Temmuz itibarı ile Türkiye, Kuzey Afrika, Yunanistan, Hırvatistan ve Bulgaristan’a kara yolu ile canlı hayvan taşımayı yasakladı. Slovakya, Avusturya ve İtalya ise 30 dereceyi aşan sıcak hava dalgaları boyunca canlı hayvan ihracatını yasaklamış durumda. Çek Cumhuriyeti de bu yıl, 26-28 Haziran tarihleri arasındaki aşırı sıcak hava dalgasında, uzun mesafeli hayvan taşımacılığını yasakladı. Almanya’nın bazı bölgeleri de canlı hayvan ihracatına ciddi sınırlamalar getirdi veya zaman zaman tamamen yasakladı. Macaristan da Türkiye’ye olan hayvan ihracatını yasaklayan ülkelerden; bu yasaklamaya Türkiye ve Bulgaristan için, hayvan refahına dikkat edilmeden, 30 derecenin altında seyredecek şekilde belirlenen üç günlük hava tahminlerini içeren zaman dilimlerinde, üye ülkelerin Türkiye üzerinden yaptıkları nakiller de dâhil…
EuroGroup For Animals da 15 Temmuz tarihli Avrupa Komisyonu toplantısında yapılan oylamada, 30 derecenin üstündeki havalarda, uzun mesafeli canlı hayvan taşımacılığını askıya alan AB ülkelerini şöyle duyurdu: Almanya, Hollanda, Avusturya, İsveç, Slovakya, Lüksemburg, Danimarka, Macaristan, Slovenya, İrlanda, Kıbrıs… İngiltere, İspanya, Fransa, Estonya, Portekiz ve Bulgaristan ise çekimser kaldı. Romanya ise oylamaya konu yapılan türden hayvan taşımacılığına devam edeceğini deklare etti.
STK’lar 8 Yıldır Canlı Hayvan Ticaretinin Yasaklanmasını İstiyor
Türkiye’den hayvan hakları örgütleri de 2011 yılından beri, canlı hayvan ithalatı ve taşımacılığının yasaklanması için mücadele veriyor. Yeryüzüne Özgürlük Derneği, farklı alanlarda faaliyet gösteren STK ve oluşumların desteği ile 2011’de Tarım ve Orman Bakanlığı’na bu zulmün derhal durdurulması talebinde bulunmuştu. STK’ler, 2011 yılında yapılan canlı hayvan ithalatındaki vergi indirimi ile hayvan hakları ihlâllerinin daha da artacağını belirterek hükûmeti uyarmıştı. Nakil sırasında hayvanlara kötü muamele uygulandığı, hayvanların limanlarda alt alta üst üste, aç susuz ve sağlıksız bir şekilde bekletildiği belirtilen açıklamada yeni uygulamaya dair şu değerlendirmeler yer almıştı:
“Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın hayvan ithalatındaki gümrük vergisi oranını yüzde 15’e ve et ithalatındaki referans fiyatı da 5 dolardan 3,5 dolara indirmesiyle Türkiye, yabancı ülkelerdeki hayvan ihracatçıları için bir cennet haline gelmiş durumdadır. 2010 yılında yüzde 135 olarak uygulanan hayvan ithalatındaki vergi oranının, şu günlerde yüzde 15’e indirildiğinin açıklanması ile yurt dışından Türkiye’ye ihraç edilen hayvan sayısının oldukça artması beklenmektedir“
Hayvan hakları aktivistleri, sekiz senedir, son derece kötü koşullarda taşınan hayvanların lehine hiçbir düzelme olmadığını, hükûmetin “ucuz et” politikasını sürdürmesi nedeniyle durumun daha da kötüleştiğini belirtiyor.
Hayvan hakları örgütleri, hayvanlara yönelik bu zulmün, Avrupa’dan birçok gazetede duyurulduğunu ancak Türkiye medyasının bu zulmü görmezden geldiğini belirterek medyayı da eleştiriyor.
Canlı hayvan ticaretindeki zulmü sık sık gündeme getiren ve en sonuncu köşe yazısını mezbahalarda belgelenen işkenceye dair kaleme alan Cumhuriyet yazarı ve hayvan özgürlüğü aktivisti Zülâl Kalkandelen de medyanın bu yok sayma tutumunu eleştiriyor: “Nasıl kanıksanmışsa bu vahşet, medya sus pus her zamanki gibi…”
TBMM Hayvan Hakları Araştırma Komisyonu, canlı hayvan ticaretindeki zulmü görecek mi?
Geçtiğimiz hafta, TBMM’nin tatile girmesi ile TBMM Hayvan Hakları Araştırma Komisyonu da çalışmalarına ara verdi. TBMM Hayvan Hakları Araştırma Komisyonu Başkanı, Ak Parti Tekirdağ Milletvekili Mustafa Yel, komisyon raporunun Ekim ayının sonunda tamamlanacağının bilgisini verdi.
376 STK ve oluşumun ortaklaştığı talepleri iletmek ve hayvan hakları ile ilgili yasama sürecini izlemek ve sürece aktif katılım için kurulan Hayvan Hakları Yasama İzleme Delegasyonu, canlı hayvan taşımacılığı ve ithalatını da içerecek şekilde her türlü hayvan ticaretinin yasaklanmasını talep ediyor. Geçtiğimiz aylarda TBMM Hayvan Hakları Araştırma Komisyonu’nda, Delegasyon temsilcileri hak ihlâllerine dair sunumlar yaparak sivil toplumun ortak taleplerini bir kez de araştırma komisyonuna iletmişlerdi.
Hayvan hakları örgütleri, canlı hayvan taşımacılığı ve ticaretinin, komisyon raporuna bir hak ihlâli olarak girmesini talep ediyor. Komisyonun, canlı hayvan ticaretine dair nasıl bir tavır alacağı, TBMM Genel Kurulu’na sevk edilecek komisyon raporunda belli olacak.
Veteriner Hekimler Ne Diyor?
40 Avrupa ülkesinden, 46 veteriner hekim derneğinin üye olduğu Avrupa Veteriner Hekimler Federasyonu (FVE), seyahatin herhangi bir aşamasında sıcaklıkların 30 dereceyi aşması beklenen canlı hayvanların nakliyesinin kesinlikle başlatılmaması gerektiğini vurguluyor. FVE, konuyla ilgili bu ay yayınladığı ve yetkililerin harekete geçmesini istediği bildiride durumu şöyle özetliyor: Yüksek sıcaklıklar hayvanların durumunu ağırlaştırır; acı çekmelerine, bitap düşmelerine, hatta ölmelerine neden olur.
Mevzuat Ne Diyor?
Türkiye’de yürürlükte bulunan, hayvan naklini ilgilendiren mevzuatı derledik. Ancak şu uyarıyı yapmakta fayda var: Bu idarî para cezalarının kesilebilmesi için faillerin tespit edilmesi, yani denetimlerin sıkılaştırılması; cezaların tahsili için de bakanlıkların ceza takibi yapması gerekiyor. Mevcut durumda, bakanlıklar, uyguladıkları para cezalarının takibini yapmıyor. Yani ceza, hiç kesilmemiş gibi oluyor…
5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu, 2004’te kabul edilerek yürürlüğe girdi. Bu kanuna göre, hayvanların sıcağa maruz, aç-susuz bırakılması yasak. Bunun cezası, 2019 itibarı ile 773 TL.
2010 yılında yürürlüğe giren 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu, hayvan refahının korunması için maddeler içeriyor. Kanunun 9. maddesinde geçen hayvan refahı kapsamında, nakiller sırasında yönetmelikle belirlenen esaslara uymayanlar, 2019 yılı itibarı ile 2.269 TL idarî para cezası alabiliyor. Yine bu Kanun kapsamında, hayvan refahının sağlanması amacıyla, hayvanların barınma, bakım, beslenme, sağlık ve diğer ihtiyaçlarını karşılamayan şahıslara, hayvan başına uygulanacak idarî para cezası ise 219 TL…
2011 yılında, Tarım ve Orman Bakanlığı, Hayvanların Nakli Sırasında Refahı ve Korunması Yönetmeliği’ni yayımladı. Yönetmelikte “Hayvanların tüm yolculuk süresince bakımı, beslenmesi, barındırılması ve nakliyesinin acı, ağrı ve eziyetten uzak, sağlıklı bir şekilde yapılması” olarak tanımlanan hayvan refahına dahi dikkat edilmiyor.
Yine 2004 yılında, Türkiye hükûmetince imzalanan ve 5/4/2018 tarihinde TBMM’de kabul edilen ve 7133 Sayılı Kanunla Onaylanması Uygun Bulunan Ekli “Gözden Geçirilen Uluslararası Taşımacılıkta Hayvanların Korunmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi”nin İlişik Çekince ve Beyanlarla Birlikte Onaylanması Hakkında Karar, Resmî Gazete’de yayımlandı. Bu Sözleşmeye göre, uluslararası taşımacılıkta hayvanların refahına dikkat edilmesi için azamî önem gösterilmeli ancak Avrupa’nın birçok ülkesi de Türkiye de bu sözleşmeye uymuyor.
Bizi Takip Edin