“Gönüllülük Kamu, STK ve Özel Sektör İşbirliği İle Geliştirilebilir”
Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından ilan edilen 2019 Gönüllülük Yılı çalışmalarını ve kamu, özel sektör, sivil toplum işbirliğini konuştuğumuz Bakan Danışmanı Ali Güneş, “Bakanlık olarak gönüllülüğün ancak kamu, STK ve özel sektör işbirliği ile geliştirilebileceğine inanıyoruz. Bu bağlamda hazırladığımız 2019 Gönüllülük Yılı Strateji Belgesinin temel odaklarından birisini ‘kurumlar arası ilişkilerin güçlendirilmesi’ olarak belirledik ve eylemlerimizi sıraladık.” Dedi.
2019 yılının Gönüllülük Yılı ilan edilmesindeki temel motivasyon nedir?
Birleşmiş Milletler gönüllülüğü; yoksulluğun azaltılması, sürdürülebilir kalkınma, sağlık, gençliğin güçlendirilmesi, iklim değişikliği, afet ve acil durum yönetimi, sosyal uyum, insani eylem ve barışın inşası, sosyal dışlanma ve ayrımcılıkla mücadele stratejilerinin önemli bir parçası olarak kabul ediyor. BM, Sürdürülebilir Kalkınma 2030 Ajandasının uygulanmasında gönüllülerin güçlü bir araç olduğunu ilan ederek gönüllülük konusunda gençlere çağrıda bulunmuştur. Yine, BM tarafından dünyamızı değiştirmek için 17 hedef başlığı altında ortaya konulan sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin tamamı gönüllülüğün hedefleriyle birebir uyuşmakta…
Avrupa’nın en büyük ve dinamik genç nüfusuna sahip olan Türkiye için gönüllülük, kamusal refaha yapılacak katkılardan yeterli payın alınabilmesi ve küresel refah için gereken evrensel değerleri geliştirmiş bir toplum olması için kaçırılamayacak bir fırsattır.
Artan bireysellik ve materyalizm karşısında modern toplumu bir arada tutan sosyal tutkalın parçası olan gönüllülük; karşılıklı güven, dayanışma ve vatandaşlık bağlarını güçlendirirken, gerilimleri azaltarak çatışmaların çözüme ulaştırılmasına katkı sağlayarak toplumsal barışın tesisinde de büyük önem taşıyor.
Bu nedenle, ülkemizde gönüllülüğün kurumsallaşmasına yönelik bütün paydaşların katılımlarıyla topyekûn bir çalışmanın gerekliliği ihtiyaçtan öte bir zorunluluk halini almıştı.
Bölgeler arası gelişmişlik farklarını azaltan, milli birlik ve beraberliği pekiştiren, sürdürülebilir yerel ve bölgesel kalkınmayı destekleyen, dezavantajlı grupların toplumsal hayata katılımını ve sosyal uyumunu kolaylaştıran, başta çocuklar ve gençler olmak üzere toplumun her kesimi için katılımcı, şeffaf, erişilebilir ve fırsat eşitliğini sağlayan gönüllülüğe ilişkin bir kurumsal yapının ve mevzuatın hayata geçirilmesinde; lokomotif ve yol gösterici olarak Bakanlığımız, harekete geçme kararlılığını ortaya koydu. Sayın Bakanımız Dr. Mehmet Muharrem KASAPOĞLU tarafından, Ankara’da 7 Aralık’ta gerçekleştirilen Dünya Gönüllüler Gününde “2019 Gönüllülük Yılı” ilan edildi.
Bu kapsamda şimdiye kadar yapılan çalışmalar ve hedefler nelerdir?
2019 Gönüllülük Yılı kapsamında 22 Mart 2019 tarihinde İstanbul Lütfi Kırdar Kültür ve Kongre Merkezinde 2019 Gönüllülük Yılı Lansman Programı; 387’si kamu yararına çalışan dernek, 279’u vergiden muafiyet kazanmış vakıf statüsünde bulunanlar (666 STK), 32’si Ulusal Gönüllülük Komitesi (UGK), 256’sı Türkiye Gençlik Sivil Toplum Kuruluşları Platformu (TGSP) olmak üzere toplam 954 STK ve 100’ü aşkın yazılı, görsel ve sosyal medya temsilcileri ile İstanbul’da bulunan Üniversite Rektörlerinin katılımıyla yapıldı.
2019 Gönüllülük Yılı kapsamında, sivil toplum, özel sektör ve kamu kurum ve kuruluşları arasında gönüllülüğe ilişkin işbirliklerini en üst düzeye çıkarmak ve kaynakların etkin şekilde kullanılmasını sağlamak anlayışıyla programda 2019 Gönüllülük Yılı Strateji Belgesi kamuoyuna açıklanmıştı. Yine gönüllülüğe ilişkin farkındalık oluşturmak ve bilinirliğini arttırmak amacıyla hazırlanan Tanıtım Filmi ile 6 kategoride belirlenen Gönüllülük Yılı logolarının yer aldığı Reklam Filminin gösterimi yapıldı.
Gönüllülüğe ilişkin politika belirleme, karar alma ve uygulama süreçlerinde rehber olarak kullanacağımız Gönüllülük Yılı Strateji Belgesi 6 temel odaktan oluşuyor.
- 1. Gönüllülük kültürünün güçlendirilmesi,
- 2. Teknolojinin daha etkin kullanımı,
- 3. Daha etkili düzenleme ve risk yönetimi,
- 4. Gönüllü Yönetiminin güçlendirilmesi ve eğitimin artırılması,
- 5. Kurumlar arası ilişkilerin güçlendirilmesi,
- 6. Gönüllüğün tanınması ve değerlendirilmesi.
Gönüllülük Yılı Strateji Belgesinde bu temel odaklar kapsamında gönüllülük alanında çeşitli eylemlere yer verilmiştir. Strateji Belgesinin hayata geçirilmesi için Bakanlık birimlerinin kendi görev alanlarına giren konularda 2019 yılı boyunca gönüllülük alanında gerçekleştirmeyi planladıkları proje ve faaliyetlerine yer verilen bir Eylem Planı hazırlandı.
Erken yaşlarda kazanılan gönüllülük kültürünün yaşam boyu süreceği ve “inşa eden imha etmez” anlayışını benimseyen bakanlığımız, gençlerimizin gönüllülük faaliyetlerine katılımını artırmaya yönelik yürüttüğü Damla Projesi, Gençlerin İyilik Ağacı Projesi ve Genç Gönüllüler Platformu ile kayda değer bilgi, birikim ve deneyimler edildi.
“Sen de gönül ver!” sloganıyla ülkemizde bir gönüllülük kültürü oluşturmak amacıyla Bakanlığımızca hizmete sunulan Genç Gönüllüler Platformu www.gencgonulluler.gov.tr internet sitesi ile dört yıldır gönüllü arayan kurum ve kuruluşlarla gönüllü olmak isteyenleri bir araya getiriyor.
Genç Gönüllüler Platformu gençlerin hiçbir karşılık beklemeden sadece topluma faydalı olmak arzusuyla katıldıkları gönüllü faaliyetler yoluyla, almadan vermenin zevkine vararak kendilerini toplumun etkin bir parçası olarak görmelerini sağlamayı amaçlıyor. Genç gönüllüğüne destek vererek her türlü çalışmada hem insani aktörler ve eşit paydaşlar, hem de faydalanıcılar olarak gençlerin ulusal ve uluslararası düzeyde aktif bireyler haline getirilmesi konusunda çalışmalar yürütülüyor. Bu kapsamda Genç Gönüllüler Platformu toplumun bütün kesimlerinin başvurusuna açık.
Sistem, gençlerin katıldıkları gönüllülük faaliyetlerini belgeleyerek, ileride iş ve burs başvurularında referans sunmalarını sağlıyor. Böylece bir yandan gönüllülük faaliyetleriyle topluma karşılık beklemeksizin hizmet ederek kişisel ve sosyal becerilerini geliştiren gençlerin, diğer taraftan kariyer planlamaları için önemli referanslar elde etmeleri mümkün oluyor. Platforma bugüne kadar 109.170 kişi ve bin 908 kurum üye olurken 17 bin 903 ilan yayınlandı.
Gönüllülük çalışmalarının gençlere katkıları, etkileri nasıl olmaktadır? Bu alandaki mevcut durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Gönüllülük gençlerimizin; evrensel ve insanî değerlere sahip, milli ve manevi değerlerine bağlı, çevreye saygılı, etkin, girişimci, toplumsal aidiyet duygusu yüksek, toplumsal hayata aktif katılan ve uluslararası alanda akranlarıyla rekabet edebilecek seviyede bireyler olarak yetişmesi için en önemli unsurlardan birisidir.
Erken yaşlarda kazanılan gönüllülük kültürünün yaşam boyu süreceği birçok çalışma tarafından ortaya konulmuştur. Özellikle potansiyel iş gücünü temsil eden gençlerin gönüllülük çalışmalarına aktif katılımları gerek bireysel gerek toplumsal önemli kazanımları da beraberinde getiriyor. Zira gönüllülük gençlerin kişisel ilgi, beceri ve yeteneklerini keşfetmelerine katkıda bulunarak mesleki beceri ve öğrenme yeterliliklerini artırmakta, böylece istihdam edilebilme imkânlarını ve iş hayatına hazır hale gelmelerini kolaylaştırmakta ve kariyer planlarını oluşturmalarına da rehberlik etmektedir.
Bunun yanı sıra dezavantajlı grupların toplumsal hayata aktif katılımının ve sosyal uyumunun güçlendirilmesi, gençlerin suçtan ve istismardan korunması şiddet, madde bağımlılığı, internet ve sosyal medya bağımlılıkları başta olmak üzere tüm olumsuz alışkanlıklardan uzak tutularak ruhsal ve fiziksel sağlıklarının korunması açısından da çok önemli bir araç olarak kabul edilmelidir. Böylece dolaylı olarak sağlık ve sosyal güvenlik giderleri ile asayiş ve emniyet tedbirlerine ayrılan kaynağın azaltılarak ihtiyaç duyulan sektörlere kaydırılmasına imkân sağlanmış olacaktır.
Geçmişinden getirdiği kuvvetli ve köklü hayırseverlik kültürüne karşın, Türkiye’de bir kurum çatısı altında gerçekleştirilen ve süreklilik arz eden gönüllülük faaliyetlerine katılım düzeyi oldukça düşük seviyelerdedir. Resmi rakamlara göre gönüllülüğe katılımın %10’u geçmediği ülkemizde, umut verici şekilde gençlerin büyük çoğunluğu kendilerine sorulduğunda gönüllü olmak istediklerini beyan etmektedir. Yine araştırmalar ülkemizde 15-24 yaş arası gençlerin en fazla gönüllülük yapan grup olduğunu göstermektedir.
Bu bağlamda, 15-30 yaş arası genç nüfusu, toplam nüfusunun %25,3’lük bir kısmına karşılık gelen ülkemizde, Bakanlığımızın gençliğe ilişkin belirlediği misyon ve vizyonun gönüllülüğün kazanımlarıyla birebir örtüştüğü de göz önüne alındığında genç gönüllülüğünün istenilen düzeye çıkartılması büyük önem kazanıyor.
Geçmişimizden getirdiğimiz güçlü ve köklü hayırseverlik kültürümüzü çağdaş manada bir gönüllülük kültürüne dönüştürerek kurumsallaştırmak ancak gönüllülüğün önündeki engellerin kaldırılmasıyla mümkün olabilir. Biz Bakanlık olarak gönüllülüğün ancak kamu, STK ve özel sektör işbirliği ile geliştirilebileceğine inanıyoruz.
Sivil toplum ve gönüllülük çalışmalarını ve özel sektörün sosyal sorumluluk projelerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye’de gönüllülük konusunda farkındalık oluşması ve yaygınlaşmaya başlaması bazı ülkelerle benzerlikler göstermektedir. 1985 Meksika depremi, 1990 Peru depremi, 1995 Japonya Kobe depremi sırasında ve sonrasında bu ülkelerde oluşan gönüllülük bilinci ve gönüllü kuruluşların öneminin anlaşılması Türkiye’de 17 Ağustos 1999 Marmara depremi sonrasında gerçekleşmiştir. Bu sebeple 17 Ağustos 1999 Marmara depremini Türkiye için gönüllülükte milat kabul edebiliriz.
Ülkemizde nüfusun yaklaşık %13,8’i bir derneğe üyedir. Resmi verilere göre ülkemizde her 705 kişiye bir dernek düşmektedir. Bu oran Avrupa Birliği ülkelerinde yaklaşık 40 kişiye bir dernek şeklinde gerçekleşmektedir. Görüldüğü gibi ülkemizde sivil katılım düzeyi istenilen seviyede değildir.
Türkiye’de gönüllülüğün genellikle ihtiyaç sahiplerine maddi yardımda bulunmak şeklinde anlaşılıyor olması ve gönüllülük faaliyetlerinin kurumsal bir çatı altında değil bireysel olarak gerçekleştirilmesinin tercih edilmesi sivil toplum sektörünün gelişmesi önündeki engellerden sayılabilir. Bunun en önemli sebeplerinden birisi, oldukça düşük seviyelerde seyreden toplumsal güven endeksi de göz önüne alındığında, sivil toplum kuruluşlarının şeffaflık ve hesap verilebilirlik konusundaki eksiklikleri olarak tespit edilebilir. Yine, ülkemizde sivil toplum kuruluşlarının pek çoğunun proje bazlı çalışma ve işbirliği konusunda yeterli kapasiteye sahip olmaması da sivil toplum kuruluşlarında gönüllü katılımı olumsuz etkilemektedir.
Bununla birlikte ülkemizde, proje hazırlama ve yürütme konusunda kurumsal kapasitesini tamamlamış, şeffaflık ve hesap verebilirlik konusunda hassas sivil toplum kuruluşlarının nitelikli ve başarılı gönüllülük faaliyetleri son derece umut vericidir. Pek çoğu uzun yıllardır örnek çalışmaları ile ülkede sivil katılımı artırmaya yönelik önemli katkılar sunan bu kuruluşların sayılarının artması gönüllülük kültürünün yaygınlaşması ve kurumsallaşması açısından hayati değer taşıyor.
Yine son yıllarda özel sektör tarafından yürütülen sosyal sorumluluk projeleri de gönüllülük konusunda toplumsal farkındalık açısından önemli katkılar sunuyor. Toplum fayda ve daha iyi bir dünya için almadan verme fikrinin yerleşmesinde özel sektörün öncü kuruluşlarının birbiriyle yarışması mutluluk verici bir tablodur.
Bakanlığımız toplumsal refah ve daha yaşanılabilir bir dünyanın gönüllülükten geçtiği ve bunun için de kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının etkin işbirliği içinde çalışması gerektiği inancıyla çalışmalarını yürütüyor.
Gönüllülük, sivil toplum ve sosyal sorumluluk çalışmaları konusunda kamu, STK ve özel sektör arasında diyalog ve iş birliği kanalları nasıl geliştirilebilir, Bakanlığın bu konudaki yaklaşımı nasıldır?
Geçmişimizden getirdiğimiz güçlü ve köklü hayırseverlik kültürümüzü çağdaş manada bir gönüllülük kültürüne dönüştürerek kurumsallaştırmak ancak gönüllülüğün önündeki engellerin kaldırılmasıyla mümkün olabilir. Biz Bakanlık olarak gönüllülüğün ancak kamu, STK ve özel sektör işbirliği ile geliştirilebileceğine inanıyoruz.
Bu bağlamda hazırladığımız 2019 Gönüllülük Yılı Strateji Belgesinin temel odaklarından birisini “Kurumlar arası ilişkilerin güçlendirilmesi” olarak belirledik ve eylemlerimizi sıraladık. Örneğin, ülkemizde daha güçlü bir gönüllülük kültürü oluşturabilmesi ve Ulusal Gönüllü Hizmet Programının hayata geçirilmesi için kamu kurumları, özel sektör ve STK’ların etkin katılımı, mutabakatı ve iş birliği ile ortaklaşa çalışmalar yürüteceğiz.
Gönüllülerin temel bazı maliyetlerinin karşılanmasında kurumlara ortak proje destekleri kapsamında finansman desteği sağlayacağız.
Gönüllülere, gönüllü arayanlara ve gönüllü olmak isteyenlere daha fazla eğitim imkânı sunulması için kurumlar arasında iş birliği çalışmaları yürüteceğiz. İllerimizde gönüllülük kültürünün yaygınlaşmasını sağlamak için valiliklerimizle ortak çalışmalar planlıyoruz. Yine ilgili kurum ve kuruluşlarla gönüllülük alanında iş birliği protokolleri hazırlıyoruz. Ulusal ve uluslararası spor organizasyonlarında daha fazla gönüllü gencimizin yer almasını sağlamak için federasyonlarımızla gerekli çalışmaları yürütüyoruz. STK’lara ve kamu kurumlarına yönelik gönüllülük temalı bir proje destek çağrısına çıkmayı planlıyoruz. STK’larda ve kamu kurumlarında sadece gönüllülerden ve gönüllü faaliyetlerden sorumlu bir proje koordinatörü çalışmasını destekleyecek geçici istihdam desteği için çalışmalar yürütüyoruz.
Ülkemizde gönüllülüğün düzenleneceği, destekleneceği ve izleneceği üst bir kurumsal yapının gerekliliğine yönelik kamu, özel sektör ve STK’larca ortak kanaat olmasına rağmen tarafların mutabakatını ve tam işbirliğini sağlayacak kapsayıcı bir çalışmanın gerçekleştirilemediği görülüyor. Gönüllülük Çerçeve Kanunu ile ülke genelinde gönüllülük faaliyetlerinin desteklenmesi ve etkin izlenmesi ve değerlendirilmesini sağlayacak bir Gönüllü Hizmet Programının hayata geçirilmesi için gerekli mali ve idari desteğin başta Hazine ve Maliye Bakanlığı olmak üzere ilgili ana aktörlerce sağlanması önem taşımaktadır.
Bizi Takip Edin