İlk Zazaca Ders Kitabı
Geçtiğimiz günlerde Fam Yayınları tarafından yayınlanan “Zazaca Ders Kitabı” kendi alanında bir ilk. Hıdır Eren tarafından hazırlanan kitap MEB bünyesindeki “Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü Yabancı Diller ve Yaşayan Diller 2016 Modüler Programı”na uygun. Hıdır Eren ile kitabı ve Zazaca üzerine konuştuk…
Zazaca üzerine daha önce yayınlanmış bir çalışmanız var mı? Bu, “ders kitabı” olarak yayınlanmış ilk kitap mı?
Bu yazdığım ikinci ders kitabı. Birincisi STK’larda düzenlenen Zazaca kurslara yönelik 2010’dan beri biriktirdiğim Zazaca ders notlarımdan oluşan ve 2015’te yayınlanan Dersê Zazaki adlı kitap. İkincisi ise bu kitap. Kitabın oluşturulmasında Zazaca’nın kuzey diyalekti esas alındı. Sebebi de benim o diyalektin mensubu olmam ve hakimiyetimdi.
2016 Şubat ayında Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü Modüler Programı’na “Anadolu’da yaşayan Diller” adı altında Zazaca da eklendi. Kitabı tamamen modüler programa konulan Zazaca A1 seviyesi içeriğine uygun olarak hazırladım (amaçlar, hedefler, konular, kazanımlar vb.).
Kitap, Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğünce henüz onaylanmış değil. Zaten ders kitapları Talim Terbiye’nin kurduğu komisyonca onaylanıyor. Yılda bir defa genellikle Temmuz ayı içerisinde bu komisyon toplanır. Bu kitap alanında tek olduğu için komisyona alternatifsiz katılmış oluyor. Hazırladığım kitap, kendi alanında bir ilk.
Hedef kitleniz kimler? Umduğunuz ilgiyle karşılandı mı?
Kitabın 14 yaş ve üzeri bir hedef kitlesi var. A1 seviyesinde olduğundan Zazaca’yı bilmeyip öğrenmek isteyenlere yönelik hazırlandı. Bildiğiniz gibi 14 yaş ve üzeri 10 kişi başvurduğunda Halk Eğitim Müdürlüklerinin talep doğrultusunda dil kursu açma zorunluluğu var. Ancak Zazaca söz konusu olduğunda elde bir ders materyali yok. İşte bu kitap, bu ihtiyaca yönelik. Alanında bir ilk. Bana gelen dönüşler oldukça olumlu, umut verici.
UNESCO, 2009 yılında yayınladığı bir raporda Türkiye’de konuşulan 15 dilin yok olmaya yüz tuttuğu bilgisine yer verdi. Bunlardan biri de Zazaca. Türkiye’de çok sayıda Zaza yaşadığı biliniyor ama dilleri yok olmaya yüz tutmuş. Neden?
Bir dilin yok olmaya yüz tutması, bir başka deyişle “kırılgan” diller arasında yer almasının tabii ki nedenleri var. İlk elde şunları söyleyebilirim:
*Merkezi hükümetin yerel dillere yönelik asimilasyoncu politikası,
*Dilin yasaklanması, Dilin horlanması, küçümsenmesi, dahası böyle bir dilin olmadığı propagandasının her alanda yaygınlaştırılması ve belirli bir program çerçevesinde bu propagandanın sürdürülmesi,
*Bu duruma bağlı olarak söz konusu dilin müdavimlerinin kendi dillerinin yasaklanması, kamusal alanlarda kullanılmaması, eğitim kurumlarında yer verilmeyişi gibi nedenlerle kendi dillerini konuşmaktan uzaklaşmaları,
*Pazarda resmi dilin halim kılınmasıyla bu alanda da dillerin çekilmesi (ki ben sosyolojide okurken “İstanbul’da cumhuriyetin ilk yıllarında kimler en çok nelerden dolayı soruşturma geçirmişler” araştırmamızda gördük ki daha çok seyyar satıcılar soruşturma geçirmiş. Nedeni, “vatandaş Türkçe konuş” yasasına muhalefet etmek. Bu insanlar meyve-sebze adlarını Türkçe olmayan dillerde mahalle aralarında bağırarak yasaya muhalefet etmişlerdi.)
*Söz konusu dilin müdavimlerinin çocukları ve torunları tarafından asimile (dede ve ninelerin) edilmeye başlamaları ve giderek söz konusu dilin mensuplarının ev içinde de kendi dillerini konuşamaz duruma gelmeleri… Dahası kendi dillerini konuşmaktan utanır olmaları…
Bu saydığım hususlar Zazaca açısından da geçerli ve ortaya çıkan sonuç, UNESCO raporuna konu olduğu üzere dilimizin yok olma tehlikesi altında olması…
Zazaca konuşan bölgeler (Dersim, Bingöl, Diyarbakır, Elazığ) açısından kıyaslama yaptığınızda farklılıkla gözlemliyor musunuz?
Evet. Alevi Zazaların yaşadığı bölgeler ile Sünni Zazaların yaşadığı bölgeleri kıyasladığımızda sol kültürün yol açtığı bir farklılık görüyoruz. Açıkçası, sol kültürün Zazaca’nın yok oluşunda görmezden gelinemeyecek bir etkisi var. Çünkü sol, bugüne değin dil ve kültüre yönelik özgün çalışmaları “mikro milliyetçilik” olarak yaftaladı, bu bakış açısıyla ele aldı. Küçümsedi. Yargılayıcı tutumlar takındı. Bu arada sol jargonun da Türkçe olduğunu hatırlatayım. Solun bu yaklaşımı, genellikle sola açık duran Alevi Zazaların yaşadığı bölgelerde Zazacanın hızla konuşulamaz hale gelmesinde etken olmuştur. Bugün itibarıyla Bingöl ve Tunceli il milli eğitim müdürlükleri bünyesinde ortaokullarda Zazaca seçmeli ders alan öğrencilerin sayısı karşılaştırıldığında bu durum daha net bir şekilde karşımıza çıkıyor. Tunceli’de Zazaca seçmeli ders alan öğrencilerin sayısı 135, Bingöl’de ise bu sayı 2648…
Bizi Takip Edin