HASUDER : “Sağlıklı Bir Toplum Yaratmak Hedefimiz”
Prof. Dr. Remzi Aygün ve arkadaşları tarafından 1995 yılında kurulan Halk Sağlığı Uzmanları Derneği (HASUDER) Türkiye’de yaşayan herkesin sağlığını korumayı ve halk sağlığı uzmanlarının gelişimini kendine amaç edindi. Sağlıklı bir toplum yaratmayı hedefleyen HASUDER’in çalışmalarının odağında halk sağlığı biliminin yaygınlaştırılması var. Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Pınar Okyay ile derneğin çalışmalarını ve yaklaşan "Geleceği Birlikte Kurmak: Halk Sağlığında Çok Sektörlü Yaklaşım" kongresini konuştuk.
HASUDER neler yapıyor? Öncelikli çalışmaları neler?
Halk Sağlığı konularında toplumun eğitimine katkıda bulunmaktayız, bu kapsamda bilgilendirici ve toplumu uyarıcı basın açıklamaları ve raporlar hazırlamaktayız. Ülkemizde ve dünyada sorunlarına ilişkin halk sağlığı bakış açısı ile görüş oluşturuyor, çözümler üretmeye çalışıyoruz. Gerektiğinde danışma kurullarında yer alıyoruz. Gerek kamu gerekse sivil toplum kuruluşları ile halk sağlığını koruma ve toplum duyarlılığını artırmak için ortak çalışmalar yapmaktayız.
Üyelerin mesleki çalışmaları desteklemek için kurslar ve seminerler düzenliyor, sorunlarının saptanması ve çözümünde çaba harcıyoruz. Her hafta Çarşamba günleri düzenli olarak sürdürdüğümüz mesleki gelişimimize yönelik webinar etkinliğimiz var. Bu sunumları diğer sunumlarla beraber bir youtube kanalı olan Kanal HASUDER ‘de yayınlıyoruz. Ayrıca buna ek olarak Halk Sağlığı Okulu olarak adlandırdığımız bir ulaşılabilir bilgi kaynağımız var.
Ulusal ve uluslararası bilimsel toplantıların düzenlenmesinde öncülük ediyor görev alıyoruz. Her yıl halk sağlığı kongresi düzenliyoruz. Ulusal ve uluslararası diğer tıp meslekleri kuruluşlarıyla ve halk sağlığı konusunda çalışmalar yapan kuruluşlarla ilişki kurarak ortak çalışmalar düzenlemekteyiz.
Derneğimiz tarafından 2003 yılından beri Türkiye Halk Sağlığı Dergisi (Turkish Journal of Public Health) yayınlanmaktadır. Dergimizin yayın dili Türkçe ve İngilizce olup, yılda üç sayı olarak yayınlanmaktadır.
Dernek ekibi kimlerden oluşuyor?
Şu andaki Yönetim Kurulu 30 Kasım 2018 tarihi itibari görev başında. 7 kişilik bir ekibiz. Hem akademiden hem de sahadan arkadaşlarımızla çalışmalarımızı yürütüyoruz. Doç.Dr. Funda Sevencan (Genel Sekreter), Prof. Dr. Sarp Üner, Dr. Öğr. Üyesi Melike Yavuz, Dr. Öğr. Üyesi Onur Özlem Öztürk, Uz. Dr. Yeşim Karakoç ve Uz. Dr. Mehmet Gülay Yönetim Kurulu üyelerimiz.
Tabii en önemli gücümüz örgütlenmemizden geliyor. Yaklaşık 500 üyemiz, 16 Çalışma Grubumuz, TUKMOS ve Yeterlik Kurulu gibi bileşenlerimiz Derneğimizin sürekli gelişimini sağlıyor.
Türkiye’de halk sağlığı çalışmalarının yeterli olduğunu düşünüyor musunuz? Bu konuda hangi aktörlere nasıl sorumluluklar düşüyor?
Halk Sağlığı çalışmaları aslında alt yapı hizmetlerine benzer. Varlığında görünürde belirgin bir şey yoktur ama yokluğunda ciddi sorunlar oluşur. Elbette tıbbın her alanı değerli. Ancak, tedavi edici hizmetler çok göz önünde ve dikkat çekicidir. Bir böbrek ya da yüz naklini düşünün. Çok önemli, insanlık için çarpıcı, haber niteliği yüksek. Ancak, önemli olan kişileri o hale getirmeden önce basit ve yaygın, sürdürülebilir önlemlerle kişileri korumaktır. Tuz kısıtlaması sağlamak gibi. Benzer şekilde, hani derler ya “ipten adam almak”. Biz ipten adam alma ile değil de oraya uzanan süreçteki tedbirlerle o adamın üretken ve sağlıklı bir şekilde toplum içinde var olmasını önceliklendiriyoruz. Ama elbet ki, bu süreçte sağlık sektörünün tek başına çabaları yeterli değildir. Aslında bir toplumun sağlık durumu, genetik, etnik, yaş, cinsiyet gibi değişkenlerden etkilense de en çok sağlığı belirleyen birçok sosyal belirleyicinin sonucudur. Sağlık bir insan hakkıdır. Bu hakkın hakkaniyetle tüm insanlara ulaştırılması esastır. Bu nedenle, sosyo-ekonomik faktörlerin düzeltilmesi sağlığın en önemli belirleyicisidir. Halk Sağlığı hizmetleri bu süreçte en önemli eşitliği sağlama aracıdır; bir ülkeye yapılabilecek en önemli yatırımdır. Ne de olsa “Kralın en önemli zenginliği halkındır”.
Özellikle sivil toplum bu alanda neler yapıyor, daha neler yapabilir?
Sivil Toplum son yıllarda artan şekilde Halk Sağlığı alanına ilgi duyuyor. Çok yaratıcı yaklaşımları var. Aslında bunu yaparak zaten hakkı olan sağlık hakkına da sahip çıkıyor. Burada geliştirilmesi gereken en önemli konu, işbirliğimiz ve sürdürülebilirlik. Kamu kurumları, uzmanlık dernekleri ve sivil toplumun bir araya gelmesi. Bu sektörler arası yapının kurulması sağlıkta eşitsizliklerin azaltılmasını için yapılacaklar arasındaki rolü itibari ile de çok değerlidir. Bu nedenle, bu yapıyı sağlamak en çok çalışmamız gereken alan gibi duruyor.
Uluslararası – 21. Ulusal Halk Sağlığı Kongresi’ni 26-30 Kasım 2019 tarihleri arasında Antalya’da gerçekleştireceksiniz. Kongrenin ana teması “Geleceği Birlikte Kurmak: Halk Sağlığında Çok Sektörlü Yaklaşım”. Bu temayı biraz açabilir misiniz? Ve mümkünse kongrenin içeriğinden kısaca bahsedebilir misiniz?
Kongrenin düzenleme Kurulu başkanlığını Prof. Dr. Sarp Üner hocamız yürütmektedir. Sektörler arası işbirliği kavramı, uluslararası düzeyde ilk kez 1978 Alma-Ata Bildirgesinde tanımlanmıştır. 2016 yılında Şangay’da gerçekleşen 9. Küresel Sağlığın Geliştirilmesi Konferansında, sağlıkta eşitsizliklerin giderilmesindeki önemine dikkat çekilmiştir. Sağlıkta sektörler arası işbirliği yenilikçi yaklaşımlar ile halk sağlığı hedeflerine ulaşmada önemli katkılarda bulunmaktadır. Ancak, sağlık hizmeti sunumunda sivil toplumun, yerel otoritelerin daha önemli bir rol alacakları bir dönemde, bu işbirliğinin önündeki engelleri tanımlamak ve iyi örneklerin paylaşılması gerekmektedir. Halkın sağlığının geliştirilmesinde sektörler arası işbirliği kaçınılmazdır.
Halk sağlığı her zaman hastalıkların önlenmesinden sağlık sistemlerinin değerlendirilmesine, bilimden karar vermeye, uygulamadan değerlendirmeye ve iletişime kadar çeşitli faaliyetlere sahiptir. Çok sektörlü yaklaşım, çeşitli paydaş grupları (örneğin, hükümet, özel sektör, STK’lar) ve sektörler (örneğin sağlık, çevre ve ekonomi) arasında işbirliğinin oluşturulması anlamına gelir. Birden fazla sektöre katılarak, bilgi, uzmanlık ve kaynaklar paylaşılır. Halk sağlığı doğal olarak çok sektörlüdür. Çok sektörlü olmalıdır. Ancak bu zorunluk, bu yapının inşa edilmesinin kolay olduğu anlamına gelmemektedir. Aslında, Halk Sağlığında Çok Sektörlü Yaklaşımı hayata geçirmek gerçekte zorlu bir süreçtir
“Geleceği inşa etmek” daima çalışmalarımızın merkezindedir. Kongre, geleceği inşa etmek için birlikte çalışmanın yeni yollarını oluşturma fırsatı sunuyor. İklim değişikliği, ortaya çıkan enfeksiyonlar, göç ve bulaşıcı olmayan hastalıkların küresel salgını gibi ortak zorluklarımıza çözüm arayacağız.
Halk Sağlığı Uzmanları Derneği yıllık kongreleri, Türkiye’de ve ayrıca dünyadaki son iki uluslararası kongre de düşünüldüğünde, halk sağlığı profesyonelleriyle tanışmak için ana fırsat olarak değerlendirilmektedir. Delegeler arasında halk sağlığı ve diğer birçok ilgili alanda araştırmacılar, politika belirleyiciler, uygulayıcılar ve eğitimciler bulunmaktadır. Kongreye yaklaşık 500 meslektaşımızın katılımı gerçekleşecektir; bu nedenle de profesyonel ağ oluşturma ve arkadaşlıklar kurma ve geliştirme için mükemmel fırsatlar sunmaktadır. Tek bir yerleşimde olacağımız için, kongre boyunca birlikte olma şansımız olacak. En son araştırma ve bilgileri paylaşacağız, en iyi uygulamaları teşvik edeceğiz ve araştırmaya dayanan halk sağlığı sorunları ve politikalarını savunacağız.
Sivil topluma ve okuyucularımıza bir çağrınız var mı?
Sivil Toplum Kuruluşları tarafından Halk Sağlığı adına hayata geçirilen iyi örneklerin paylaşılmasını çok önemsiyoruz. Kongremiz bunun tam da yeri. Bu nedenle sivil toplumu 3. Uluslararası – 21. Ulusal Halk Sağlığı Kongresine davet ediyoruz. Oturum önerilerini web sayfamızdan gerçekleştirebilirler. Ya da kongrede iyi örneklere ayrılmış stand oturumlarında yer alabilirler. Katılımları bizleri çok mutlu edecektir.
HASUDER Web Sayfası
Kongre Web Sayfası
Bizi Takip Edin