FAO, Suriyeli Mülteciler İçin Başlattığı Tarım Programını Sürdürüyor
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Türkiye’deki Suriyeli mültecilerin yaşam standartlarını iyileştirmek, istihdam olanaklarını genişletmek ve onlara teknik beceriler kazandırmak adına başlattığı programı, 2019 Mart ayında genişleterek devam ettiriyor. FAO İletişim Uzmanı Aylin Alpagut ile güncel tabloyu konuştuk.
FAO’yu ve amacını anlatabilir misiniz?
FAO, açlık ve yoksullukla mücadelede uluslararası düzeyde yürütülen çabaların önderliğini yapan bir Birleşmiş Milletler kuruluşu. Kurum olarak ana amacı; herkes için gıda güvenliğinin sağlanması ve insanların aktif, sağlıklı yaşam sürdürebilmeleri için yeterli yüksek kaliteli gıdaya düzenli olarak erişebildiklerinden emin olmak.
Sürdürülebilir şekilde açlığın, kötü beslenmenin ve yoksulluğun sona erdiği bir dünyaya erişmek için beş ana stratejik hedef üzerinden çalışmalarımızı sürdürüyoruz:
- Açlığın, Gıda Güvensizliğinin ve Yetersiz Beslenmenin Önüne Geçme
- Tarım, Ormancılık ve Balıkçılığı daha Üretken ve Sürdürülebilir Kılma
- Kapsayıcı, Verimli Tarım ve Gıda Sistemlerinin Etkin Kullanılmasını Sağlama
- Geçim Kaynaklarının Tehdit ve Krizlere Karşı Direncini Arttırma
- Kırsal Yoksulluğu Azaltma
Bu çalışmalardan biraz bahsedebilir misiniz?
Tabi. FAO gıda, tarım ve doğal kaynaklar hakkındaki kritik bilgileri kamu yararına paylaşıyor. Bünyesindeki gıda, tarım, ormancılık, beslenme, ekonomist, vb. uzmanlarla kalkınmaya faydası olacak verilerin analizini yapar ve paylaşır. Uzmanlığı bulunan üye ülkeler ile bilgiye ihtiyacı olan ülkeler arasında aracı bir rol oynar. Bu noktada kurum, hükümetler, kalkınma kuruluşları, sivil toplum örgütleri ile özel sektör arasında gıda güvenliği, tarımsal kalkınma ve sürdürülebilirlik konularında iş birliği yapılmasını sağlar.
FAO Türkiye ne kadar süredir bizimle?
FAO Türkiye temsilciliği 40 yıla yakındır bizimle. 2007 yılında “Ev Sahibi Ülke Anlaşması” ile Orta Asya Alt Bölge Ofisi’nin (SEC) kurulmasıyla, Türkiye ile iş birliği yapılan projeler ve bölgesel etkimiz de bir o kadar arttı.
Türkiye Hükümeti’nin operasyonel desteğiyle açılan Orta Asya Alt Bölge Ofisimizle Türkiye’ye ek olarak alt bölgedeki ülkelerin (Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan) ulusal ihtiyaçlarına ve bölgesel önceliklerine cevap vermeye çalışıyoruz.
Suriyeli mültecilerin tarıma yönlendirilmesi fikri nasıl gelişti?
Bildiğiniz üzere yanı başımız Suriye’de 8 yıldır süren bir kriz var. Başlangıçtan bugüne Türkiye yaklaşık 4 milyon kayıtlı Suriyeli ile en yüksek sayıda mülteci ağırlayan ülke haline geldi. Bu mültecilerin sadece yüzde 5’i Türkiye’nin güneydoğusundaki Geçici Barınma Merkezleri’nde (GBM) yaşamakta. Geri kalan yüzde 95’i ise yaşamlarını kent çevresi ve kırsal alanlarda, ev sahibi topluluklar ile beraber sürdürmekte olup, ağırlıklı olarak ailelerinin ya da arkadaşlarının destekleriyle geçimlerini sağlayabiliyorlar.
Temel gıda da dahil olmak üzere yüksek yaşam masrafları ve düzenli gelire erişimin olmaması sebebiyle mültecilerin çoğu hem gıda tüketiminde hem de sağlık ve eğitim konularında bütçe kesintisine gitmek zorunda kaldı. Tüm bu ihtiyaç ve değişen şartları da dikkate alarak çeşitli araştırmalar gerçekleştirdik ve sonucunda Suriyeli mültecilere ev sahipliği yapan ve ağırlıklı olarak Güneydoğu’da yaşayan bu kırılgan toplulukların çoğunun gelir kaynağının tarım ve gıda sektöründen geldiği ortaya çıktı. Araştırma aynı zamanda Türkiye’de tarım sektöründeki kalifiye eleman eksikliği ve bu sebeple nitelikli ve yarı-nitelikli iş gücüne olan ihtiyacı gözler önüne serdi. FAO olarak bu arz ve talepteki veriyi mülteciler için tarımsal beceriler kazanabilmeleri ve kendilerine düzenli bir gelir getirecek iş bulmaları için fırsat olacağını ön gördük ve böylelikle projemizin ana amacı şekillenmiş oldu.
Proje kapsamında yalnızca mülteciler mi var?
Proje kapsamımıza sadece Suriyeli mültecileri değil ama aynı zamanda kırılgan durumdaki ev sahibi Türk topluluklarını da dahil ederek, ihtiyaç halindeki bu toplulukların öncelikle tarım sektöründe etkili eğitim alabilmeleri için çalışmalarımıza başladık.
Bu amaç doğrultusunda hangi kurumlarla işbirliği yaptınız?
Tarım ve Orman Bakanlığı iş birliğinde, Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) ve Japon hükümetinin fonlarıyla verilen mesleki eğitimlerle kırsaldaki geçim kaynaklarını güçlendirmeyi, yerel işgücü piyasasına erişimi ve özel sektörle iş birliğini sağlayarak gıda ve besin güvenliğini arttırmayı hedefledik.
Proje şu ana kadar neler elde etti?
Projemizin birinci fazında ihtiyaca göre seçilen beş ilde – Isparta, Adana, Mersin, Gaziantep ve Şanlıurfa’da – yerel üreticiler birliği ve Tarım ve Orman Bakanlığı İl Müdürlüklerinin de destekleriyle mesleki ve teknik eğitimler düzenledik. Kursiyerlerin yüzde 95’in (+2000 faydalanıcı) üstünde eğitimi başarıyla tamamlarken, sonrasında düzenlenen istihdam fuarlarında kursiyerlerin yüzde 22’si iş sahibi oldu.
Projemizin II. Fazı Adana, Gaziantep, İzmir, Mardin, Mersin ve Şanlıurfa olmak üzere altı ilde istihdam fuarları düzenledik ve şu zamana kadar 865 kursiyer tarımsal alanda teknik ve mesleki eğitimlerini tamamladı. Mart 2019 itibariyle III. Fazının başlandığı projeye Manisa ve Bursa illeri de eklendi.
Yine aynı plan kapsamında 150 mülteci, 15,000 kişiye ev sahipliği yapan Osmaniye Geçici Barınma Merkezi’nin yanında yeni kurulan serada sebze yetiştiriciliği konusunda eğitim gördüler. Bu eğitimler sonucunda serada üretilen ürünler ücretsiz olarak GBM’de dağıtılıyor ve böylelikle mültecilerin gıda güvenliği istikrarına ve besin erişimine katkı sağlanıyor.
Sonraki süreçte neler hedefliyorsunuz?
Önümüzdeki Haziran’da Tarım ve Orman Bakanlığı ortaklığında yürütülecek ve Avrupa Birliği tarafından fonlanacak “Tarım Yoluyla Suriyeli ve Türk Toplulukların Sosyo-Ekonomik Entegrasyonu ve İstihdam Yaratılması – Birlikte Çalışıyor, Birlikte Yaşıyoruz” projemizle 4 bin 500 Suriyeli ve kırılgan yerel halk ile bin 500 çiftçi/üretici kursiyeri buluşturarak sürdürülebilir iş imkanlarının oluşturulmasının yanı sıra tarım sektöründe verimlilik ve ürün kalitesinde artış sağlamayı hedefliyoruz. Ayrıca Avrupa Birliği’nin Türkiye’deki Mülteciler için Mali Yardım Programı (FRIT) 2 için hazırlığımız devam ediyor.
Bizi Takip Edin