Dünyayı Yürüyerek Keşfeden Gezgin, Otizmli Çocuklar İçin Yürüyecek

Kaplumbağa misali evini sırtına yüklenip, dünyayı tek başına ve yürüyerek keşfeden gezgin Dicle Doğan, Tohum Otizm Vakfı’nı ziyaret ettikten sonra 20 gün sürecek olan 500 km’lik Aziz Paul Hac Yolu’nu, “Eğitim her çocuğun hakkıdır diyerek” otizmli çocuklar için adımlayacak.

Koreograf ve performans sanatçısı Dicle Doğan, nam-ı diğer @hareketamiri dünyayı ve kendini; yürüyerek ve tek başına keşfeden bir gezgin. Bu zamana kadar yürüdüğü zorlu parkurlara bakılırsa, azimle dünyayı adımlamaya devam ediyor. Yürümek ve dans etmek onun özgür ruhunu en iyi ifade eden eylemlerinden.

Masmavi giyinen Dicle Doğan, Tohum Otizm Vakfı’nın #otizmemaviışıkyak sloganıyla yollara revan olacak.

2015 yılında yaşadığı sıkıntılı bir süreçten sonra kendini bir arayış içerisinde bulan Dicle, okumaya başladığı Yürümeye Övgü isimli kitapta, yürüyerek seyahat eden insanlarla ortak yönlerini keşfediyor o günden beri de her adımla yeni bir Dicle olduğuna inanıyor. İlk solo yürüyüşünü İtalya’dan Fransa’ya hiçbir ulaşım aracı kullanmadan 650 km’lik yolu sadece yürüyerek gerçekleştirmiş. İkinci yürüyüşünü ise 2016 yılında Norveç’te gerçekleştirmek üzere yola çıkan Dicle, malzemelerinin yetersizliği yüzünden ve zorlu hava koşulları nedeniyle 15 gün sora geri dönmüş. Vazgeçmenin ne demek olduğunu iliklerine kadar hisseden modern zaman seyyahı, pes etmemiş ve üçüncü solo yürüyüşünü, İspanya’dan Portekiz’e 850 km yürüyerek gerçekleştirmiş.

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Çağdaş Dans Anasanat Dalı’nda yüksek lisans eğitimime devam eden Dicle, Büyükada’da şehrin kalabalığından ve gürültüsünden uzakta, köpeği Chloe ve kedisi Tufi ile yaşıyor. Özenle besleyip büyüttüğü, ölmüşken sevgisiyle can verdiği çiçeklerini de hikayesine ekleyelim. Evini sırtına alıp yeni yollar ve yeni dünyalar keşfeden Dicle, 20 gün sürecek olan 500 km’lik yeni rotasını otizmli çocuklar için adımlayacak. Bu kez masmavi giyinen Dicle, Tohum Otizm Vakfı’nın #otizmemaviışıkyak sloganıyla yollara revan olacak. Ezberlenmiş deneyimlerden uzak, güzel bir işe adım atan Dicle yolun açık olsun.

Yeni rotanı Otizmli çocuklar için yürüyeceksin. Nasıl karar verdin böyle bir yürüyüşe çıkmaya?

Aslında bu tarz eylemlerin farkındalık yaratacağına çok inanmıyordum. Arkadaşım uzun yıllardır sivil toplum örgütlerinde çalışıyor. O bana “Neden sosyal sorumluluk projelerine destek olmak ve görünürlüklerini arttırmak için yürümüyorsun ki” diye sordu. Arkadaşım ilk söylediğinde kafama yatmamıştı. Sonra Tohum Otizm Vakfı’na gittim. Oradaki çocuklarla tanıştım. Her 68 çocuktan birinin otizm riski ile dünyaya geldiğini, Türkiye’de 352.000 otizmli çocuktan sadece 30.050’sinin eğitime ulaşabildiğini öğrendim. İşte o an bir kişiye bile ulaşmanın ne kadar değerli bir görünürlük olabileceğini anladım. Eğitim her çocuğun hakkıdır diyerek gerçekleştirmek istediğim yürüyüşümü Otizmli çocuklarımıza ithaf etmeye karar verdim.

Hangi rotada yürüyeceksin? Neden bu rotayı tercih ettin?

St Paul yani Aziz Paul Hac Yolu’nu yürüyeceğim. Ben bu zamana kadar dünyanın çeşitli bölgelerinde yedi farklı hac rotasını yürüdüm. Türkiye’de neden olmasın diye düşündüm ve bu yola karar verdim. Aziz Paul Hac Yolu, Antalya’nın 10 km doğusundaki Perge ile Eğirdir Gölü’nün kuzeydoğusundaki Yalvaç arasında yer alıyor. 20 gün boyunca 500 km yürüyeceğim gibi görünüyor. Önceki yürüyüşlerimde olduğu gibi rotaya dair çok bir şey bilmiyorum. Yolda keşfedeceğim ve yolda öğreneceğim.

Hiç otizmli bir çocukla iletişim kurdun mu?

Tohum Otizm Vakfı’nda geçirdiğim zaman dışında hayır. Belki de geçirip farketmediklerim, görmediklerim olmuştur. Artık daha duyarlı ve dikkatli olmaya çalışıyorum. Otizm hakkında bilinlenmek onları anlamak için çok önemli.

Daha önce böyle bir sosyal sorumluluk yürüyüşü yaptın mı?

İlk defa böyle bir sosyal sorumluluk duygusuyla yürüyeceğim. Ama uzun yıllardır gönüllü eğitmen olarak çocuklarla ve gençlerle yaratıcı dans ve doğaçlama çalışmaları gerçekleştiriyorum.

Sosyal medyada Hareket Amiri olarak tanınıyorsun? Nereden çıktı bu isim?

13 yıl önce arkadaşlarımla İETT otobüslerinin yol güzergahları ile ilgili sohbet ediyorduk. Sohbet esnasında İETT otobüslerinin numaralarını ve yol güzergahlarını ezbere bildiğimi farkettik. O günden beri “Hareket Amiri” olarak anılıyorum.

 

Dicle Doğan / Performans Sanatçısı – Gezgin

Dicle Doğan’ın hayatında yürümek nasıl bir anlam/değer ifade ediyor?

Yürümek benim için sıradan ve basit. Bu yüzden yürümeyi çok seviyorum. Yediğim yemek, yattığım yatak, içtiğim su yürüdüğüm her yolda ve kazandığım yeni deneyimlerle anlam kazanmaya başlıyor. Yürümek bana, tüketmek için değil var olmak için yaşamayı öğretiyor. Sevmeyi, bağlanmadan sevmeyi, insan ilişkilerinde mesafenin değerini öğretiyor.

Yürüyüşlerin öncesi nasıl bir ruh halin oluyor?

Gergin, hasta, uykusuz, yorucu..  Ama attığım ilk adımda yaşadığım tüm bu kaygıları unutuyorum.

Doğadaki hayattan gerçek hayatına geçtiğinde neler hissediyorsun?

Aslında çok farklı iki uç hayat yaşamıyorum. Adada yaşıyorum. Kedim, köpeğim, bahçem, çiçeklerim, orman yürüyüşlerim, arabasız bir hayatım var. Kentlerden çok hoşlanmıyorum. Bu yüzden çok sosyal bir hayatım yok. Yolda yalnız kalmayı öğrendiğimden beri, evimde kendimle geçirdiğim zamanı çok daha değerli buluyorum. Cesaretsiz, zaman zaman güvensiz, çoğu zaman korkak, bazen kendiyle barışamayan bir Dicle’yi yüksek sesle “Ben böyleyim” demeyi çok istiyormuşum. Hayatım boyunca samimiyetin peşinde oldum. Motivasyonum samimiyet.

 

Bir kadın olarak ve tek başına yürümek herkesin cesaret edebileceği bir tarz değil. Nasıl bu motivasyona eriştin? Korkmuyor musun?

Korkuyorum. Hem de çok korkuyorum. Son zamanlarda farkettiğim şey, korkakların da yüksek sesle itiraflarını duymak istiyorum. Yani kendimin.. Cesaretsiz, zaman zaman güvensiz, çoğu zaman korkak, bazen kendiyle barışamayan bir Dicle’yi yüksek sesle “Ben böyleyim” demeyi çok istiyormuşum. Hayatım boyunca samimiyetin peşinde oldum. Motivasyonum samimiyet.

Yürüyüşlerinde heybeni nelerle dolduruyorsun? Ya da heybenden neler eksiliyor?

Kendimi duyuyorum. Kendimi seviyorum. Özlediğim taraflarımı hatırlıyorum. Doğanın parçası olmayı hatırlıyorum. Bütün gün gökyüzünün her rengine, her haline şahit olmak keyif veriyor. Yalnız kalmayı, karanlık tarafımın bana neler yapabildiğini yürürken öğrendim. Bu bilgi ile öylesi bir yalnızlığa tekrar tekrar gidiyor olmak zor oluyor. O yüzden yalnız kalmaktan korkan insanları anlamıyorum. Çünkü bana göre daha önce hiç yalnız kalmamış bir insan korkamaz. Ama gerçekten kendinden korkmaya başladığın zaman kendini sevmekle ilgili mücadelen de başlıyor. Kolay bir süreç değil ama denemeye değer.

Yürürken hiç pişmanlık duyduğun oldu mu?

Her zaman. Yürürken aslında çoğu zaman ağrılı, yorgun ve zor bir süreç yaşanıyor. Bana kattığı tüm güzellikleri yürüyüşlerim bittiğinde farketmeye başlıyorum. O yüzden “Ben neden yürüyorum?” sorusu her zaman zihnimde. Ama bulmak istediğim bir cevap yok.

En unutulmaz rotan hangisiydi?

Hepsi. Yürümenin kendisi unutulmaz bir eylem olduğu için rotaların bir önemi var mı emin olamıyorum. Yaşadığım her şey yürüdüğüm her rota dün gibi zihnimde ve hepsinin tadı damağımda.

En çok yürümek istediğin yer neresi?

Üç yıldır hayalini kurduğum Japoanya’da 1200 km’lik gerçekleştirmek istediğim bir budist hac yolu var.

 

Doğada en sevdiğin ses ne?

Geceleri çakal sesleri, sabahın ilk ışıklarında da kuşların uyanış sesleri çok hoşuma gidiyor.

Peki en sevmediğin ses?

Araba ve inşaat sesi

 

 

Hangi doğal yeteceğe sahip olmak isterdin? Neden?

Daha fazla tabiata ait olabilmeyi isterdim. Bir kuyruğum olsaydı ve daha vahşi olabileceğim yeteneklerim olsaydı hiç fena olmazdı.

Başka bir ülkede başka bir insan olsaydın, nerede ve kim olmak isterdin?

Olduğum Dicle’yi seviyorum..

Sana keyif veren kötü bir huyun var mı?

Şımarıklığım. Olmasını istediğim şeyin o an olmamasına çok sinir oluyorum.

Dicle Doğan ve köpeği Chloe

 

En sevdiğin ve sevmediğin huyun ne?

Her zaman hareketliyimdir. Bir günde 10’dan fazla iş yapabilirim miskin değilim.

Sevmediğim huyum ise çok depresifim ve aşırı düşünen biriyim.

Şu anki ruh halin nasıl?

Her zaman olduğu gibi depresif ve düşünceli.