‘Sığınmak Yasadışı Değildir’
Antikapitalistler ve Dur De Platformları “Irkçılığa Hayır, Hepimiz Göçmeniz” başlıklı panel gerçekleştirdi. Panelde “Irkçılığa karşı Suriyelilerle dayanışmanın olanakları ve sivil toplum örgütlerinin deneyimleri” başlıklı konular ele alındı.
Antikapitalistler ve DurDe Platformu tarafından düzenlenen ‘Irkçılığa Hayır, Hepimiz Göçmeniz Paneli’ geçtiğimiz hafta sonu Cezayir Toplantı Salonu’nda gerçekleşti.
İki oturumdan oluşan panele Melek Ulagay (sinemacı, yazar), Tolga Tüzün (Öğretim üyesi), Emine Uçak (Gazeteci, yazar), Polat Alpman (Göç Araştırmaları Derneği), Soner Çalış (Ardıç Dayanışma Derneği, Tuğba Çelik (Antikapitalistler platformu aktivisti) katıldı.
Panelin “Aşırı sağın önlenebilir yükselişi” konulu ilk oturumunda Melek Uluguay ve Tolga Tüzün ‘dünyada mültecilerin durumna ilişkin’ örneklerle siyasi atmosferi özetledi. ‘Irkçılığa karşı Suriyelilerle dayanışmanın olanakları ve deneyimler’ başlıklı ikinci oturumda ise Emine Uçak, Polat Alpman, Soner Çalış, Tuğba Çelik çalışma deneyimlerini aktardı.
‘Sığınmanın yasadışı eylem olmadığını’ belirten Tuğba Çelik, medyada mültecilere ilişkin çıkan haberlerle ve siyasi paritlerin açıklamalarıyla ‘Mültecilere karşı ırkçılığın yükseldiğine’ vurgu yaptı.
‘Hükümetin mülteci krizinde yükü sosyal ve siyasal sorumluluk olarak ele almadığının altını’ çizen Polat Alpman “Sivil toplum örgütlerini var etmesi gereken sivil toplum yok ama ortada örgütler var. Bunların birçoğu ideolojik örgütler, İslami veya sol tandanslı. İslami tandanslı olarak hükümet kanallarıyla aldıkları uluslararası fonlarla çocukların eğitimleri vb. alanlarda ideolojik bağlar üzerinden çalışıyor, ki bunlar da sıkıntılı sonuçlar doğuruyor. Hak temelli çalışan sivil toplum kuruluşları da gücünün yettiği ölçüde değiştirmeye çalışıyor” yorumunda bulundu.
‘KAMUSAL ŞİKAYETLER DİKKATE ALINMALI’
Emine Uçak “Suriyeliler geçici olarak görüldüğü için Suriyelilere gösterilen tepkinin sadece ırkçılık üzerinden açıklanmasının yeterli olmadığını” belirten Emine Uçak, ‘Yerel halkın kamusal şikayetlerinin dikkate alınması gerektiğini’ ifade etti.
Uçak konuşmasına şöyle devam etti; “Türkiye’deki tepkisellik ırkçılık üzerinden değil, Suriyelileri geçici olarak gördüğümüz için, en son Hatay Valisi Suriyeliler için ‘gitsinler istiyoruz’ dedi. Kamunun bakışı da net değil, bürokraside bile ‘gitsinler’ diye bakanlar da var. Hak temelli bakılmıyor. Herkes yardım etmeye gönüllü Suriyelilere. Ancak neden hala yardım eder konumdayız? Niye onların hakkı olduğunu hiç gündeme getirmedik? Hâlâ mülteci statüsü yok. Ama toplumdaki en dindar insan da seküler insan da bence Suriyelilerin bizime aynı haklara sahip olmasını kabullenemiyor”
‘ONLARIN NE HİSSETTİĞİNİ BİLMELİYİZ’
Uçak sözleri şöyle tamamladı; “İstanbul’un bazı ilçelerinde kültür hayatı çok değişmiş durumda ama biz onların toplantılarına, müzik etkinliklerine gitmiyoruz. Onların entelektüellerinin de buranın kültürel havasında yer bulması gerekir. Dayanışacaksak onların ne hissettiğini bilmemiz lazım. Bu konuda çok azız. En son Ankara’da Suriye’de derneği olan bir kadın “Türk kadınlarla iş yapmak istiyorum ama kimseye ulaşamıyorum’ dedi”
‘SIĞINMA YASADIŞI EYLEM DEĞİLDİR’
Antikapitalistler platformu adına konuşan Tuğba Çelik, medyada mültecilere ilişkin çıkan haberlere değindi. Ana akım medyanın mülteci raporlarına ilişkin çıkan raporları incelediğini belirten Çelik, “Sığınma yasadışı bir eylem değildir ama anaakım medyada sürekili yasadışı gibi lanse ediliyor. Yasak göçmen operasyonu, yasadışı göçmen, göçmen krizi gibi ifadeler var. Ya da misafir olarak gelip geçici olarak görülüyorlar. Sığınma yasadışı değildir, bunu kabul ettirmek gerekiyor. Söylem düzeyinde mücadele etmek gerekiyor. Bu tür söylemlerin karşısına bir şey eklemek gerekiyor” dedi.
‘NEFRETİ OYA ÇEVİRMEYE ÇALIŞIYOR’
Medyada göçmenlerin aşırı kriminalize edilerek sunulduklarını, CHP ve MHP gibi partilerin ‘Mültecileri göndereceğiz’ açıklamlarıyla tehlike yarattığını belirten Tuğba Çelik, “CHP bir taraftan komisyon kuruyor, bu komisyonda bazı sonuçlar çıkıyor, hepimizin bildiği sorunları dile getiriyor. Ama tam seçimlerden önce Kılıçdaroğlu ‘Çiftçiye para yok, Suriyelilere şu kadar para veriliyor, biz ikinci sınıf vatandaş olduk’ gibi açıklamalar yapıyor. Nefreti kendisine oy olarak çevirmeye çalışıyor. AKP aynı şekilde durumdan nemalanmaya çalışıyor” dedi.
‘TOPLADIĞIMIZ BİLGİLERİ GÜÇ HALİME GETİRMEYE ÇALIŞIYORUZ’
Ardıç Dayanışma Derneği’nden Soner Çalış, derneğinin çalışmalarına değindi. Çalış, “Mültecilerle dayanışma ağı olmadıklarını, ezilenle ezen arasındaki ilişkide ezilenden yana durmaya çalışan bir kurum olduklarını” ifade etti. Sahada bilgi toplayarak bunu bir güç hâline getirmeyi hedeflediklerini söyleyen Çalış, “Gidebildiğimiz her yerde edindiğimiz tecrübeyi paylaşalım, kent çeperlerinde, işçi sınıfı içinde çocuk istismarı ve toplumsal cinsiyeti de içine alan bir dayanışmayı örelim dedik” şekilde konuştu.
‘SAVAŞA ENGEL OLAMADIK’
‘Avrupa Kalesi adı altında Batı dünyasında mültecilere karşı güvenlik politikalarının geliştirildiğini’ belirten Çalış, “Uzun zamandır göçmen karşıtı bir dil vardı. Mülteciyi itebildiği kadar geriye iten, insan hareketini başladığı yerde tutmaya çalışan bir tutum hep vardı. Suriye’deki savaş tüm politikaların ifşası oldu. Hareket halindeki insanlara yönelik insan hakları ihlallerinin en yoğun şekilde gündeme gelmesini sağladı. Türkiye’de savaş karşıtlığını yükseltemedik ve savaşa mani olamadık. Türkiye doğrudan aktörü oldu, biz buna da mani olamadık. Savaş gümbür gümbür geldi. Şimdi ‘faşizmle nasıl mücadele edebiliriz’i konuşmak zorunda kaldık” diye devam etti.
‘TRUMP’I DESTEKLEYENLER MÜSLÜMANLAR VE SİYAH GÖÇMENLER’
Göç Araştırmaları Derneği’nden Polat Alpman, ABD’nin mültecilere ilişkin uyguladığı politikaya dikkat çekti. Alpman “Aşırı sağın aslında aşırıya kaçmadığını, ırkçıların da ırkçılığın kötü olduğunu kabul etmeleri üzerine bunun farklı bir versiyonuyla yola devam ettiklerini” dile getirdi. ‘Artık biyolojik ırkçılığa dayanan açıklamalara ihtiyaç duyulmadığını’ belirten Alpman, Trump’ı destekleyenler arasında Müslümanların veya siyah göçmen gruplarının da olduğunu hatırlattı.
‘GÖÇMENLER KİRALARI YÜKSELTMEZ’
Hannah Arendt’in totalitarizmi anlatmaya çalışırken kurduğu çerçevenin bugün çok geçerli olduğunu belirten Polat Alpman, “Macaristan’da bunu görüyoruz, Brezilya’da da göreceğiz. Vatandaşlar vatandaş haklarını korumak için yeni bir çerçeveye ihtiyaç duruyorlar. Milliyetçilik, duyguların manipülasyonuna dayanır. Biz bu yaz Antep ve Hatay’da çalıştık. İnsanlar diyor ki kiralar yükseldi, ücretlerimiz düştü. Buralarda yaşayan sıradan insanlar, ırkçı oldukları için ‘kiralar yükseldi’ demiyorlar. Bir vaka olarak kiralar yükselmiş, işsizlik diz boyu. Ama bunun sorumlusu olarak göçmenleri işaret ediyorlar. Dünyanın hiçbir yerinde göçmenler kiraları yükseltmez, işsizliğe yol açmaz. Kiraları ev sahibi toplum yükseltir” yorumunda bulundu.
‘SİVİL TOPLUM ÖRGÜLERİ NE YAPACAK?’
Mülteci krizine ‘sivil toplum örgütlerinin önemine vurgu yapan’ Alpman, “Sivil toplum örgütlerinin bir anlamı var mı peki? Şahsi görüşlerimi ifade ediyorum. Hükümet bu yükü sosyal ve siyasal sorumluluk olarak ele almadı. Tam tersine duygusal manipülasyon olarak kullandı ve topu topluma attı. Sivil toplum örgütlerini var etmesi gereken sivil toplum yok ama ortada örgütler var. Bunların birçoğu ideolojik örgütler, İslami veya sol tandanslı. İslami tandanslı olarak hükümet kanallarıyla aldıkları uluslararası fonlarla çocukların eğitimleri vb. alanlarda ideolojik bağlar üzerinden çalışıyor, ki bunlar da sıkıntılı sonuçlar doğuruyor. Hak temelli çalışan sivil toplum kuruluşları da gücünün yettiği ölçüde değiştirmeye çalışıyor”
NOTLAR…
Antikapitalistler platformu ile Irkçılığa ve Milliyetçiliğe DurDe Platformu tarafından düzenlenen “Hepimiz Göçmeniz, Irkçılığa Hayır!” kampanyası kasım ayında mültecilerle ilgili ırkçı argümanlara karşı tartışan bir broşür yayınıyla başladı.
Birkaç hafta önce Gocmeniz.orgadlı web sitesini açan ve göçmen düşmanlığına karşı bir broşür yayınlayan kampanya, ilk kez dışarıya açık bir panel düzenledi.
Antikapitalistler: https://www.facebook.com/
DurDe Platformu: https://www.facebook.com/
Bizi Takip Edin