“3. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi” Sonuç Bildirgesi Yayınlandı
3. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi Sonuç bildirgesinde, "Kadının iş gücünde, toplumsal ve siyasal hayatta yer alması ailenin yapısı ve birliği için bir tehdit olarak algılanmamalıdır" denildi.
Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından ortaklaşa düzenlenen ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan’ın katılımlarıyla gerçekleşen zirvede “ailenin güçlendirilmesi” teması ele alındı.
Zirvenin ardından yayınlanan sonuç bildirgesinde aile ve toplumsal yaşama dair önemli tespitler yapıldı. Ailenin tarih boyunca toplumsal hayatın en temel ve en önemli kurumu olageldiği belirtilen bildirgede, kişilik, inanç, kimlik ve ana karakteri kazandıran kurumun aile olduğu vurgulandı.
Ailenin, bireyin sosyalleşmesini sağlayan, onu gerçek anlamda toplumsal varlık haline getiren kurum olduğu ifade edilen bildirgede şunlar kaydedildi:
“Bu yönüyle aile, tarih boyunca önemini korumuştur, toplumsal hayat devam ettiği sürece de korumaya devam edecektir. Modernleşme süreciyle birlikte değişime en fazla maruz kalan kurumlardan biri de ailedir. Modern toplumda aile, yapısı, ilişkileri ve değerleri bakımından değişime uğramıştır. Geleneksel toplumda güçlü olan akrabalık ve komşuluk ilişkileri ve dayanışma kültürü, modern toplumda göçler ve kentlerde yoğunlaşma gibi etkenlerin yanı sıra, bireyselleşme ve rol değişimi gibi faktörlerin de etkisiyle giderek zayıflamaktadır. Bu bakımdan aile yapısının korunmasına ve güçlü aile ilişkilerinin geliştirilmesine yönelik politikalara her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulmaktadır. Dünyanın her yerinde göç, terör, şiddet, geçimsizlik, yoksulluk, kötü alışkanlıklar ve bütün bunların sonucunda gelişen boşanma sorunu ailenin parçalanmasına yol açmakta. Parçalanmış aile, bireylerin psikolojisinde derin travmalara ve tahribata neden olduğu gibi toplumsal hayatta da bunalıma ve çözülmeye neden olmaktadır. Bu bakımdan ailenin bütünlüğünü, birlik ve beraberliğini sağlamaya dönük politikalar büyük önem arz etmektedir. Medya ile iletişim teknolojisindeki gelişmelerin kontrolsüz ve dikkatsiz kullanımı, başta çocuklar olmak üzere, aile bireyleri üzerinde olumsuz etkiler oluşturmaktadır. Oysa, teknoloji ve medyaya ilişkin pek çok gelişme yeni nesle ulaşmak ve kuşaklararası ilişkileri güçlendirmek için bir imkan olarak da kullanılabilir. Yazılı, görsel ve sosyal medyanın, aile içi ilişkileri güçlendirecek şekilde yeniden düşünülmesi ve özenli bir yayın politikasına sahip olması hepimizin sorumluluğundadır. Aile birliğinin sağlanmasında devlet tarafından geliştirilen politikaların yanında aile bireyleri arasındaki ilişkinin önemi de büyüktür. Aile birliğinin ve mutluluğunun temelini karşılıklı sevgi ve saygının yanı sıra, özveri, sadakat, fedakarlık, tahammül, şefkat ve merhamet gibi değerler oluşturmaktadır. Eşlerin hakkaniyet ve adalet temelinde birbirlerini kollayıp gözetmesi, güçlü aile bağları ve birliği için son derece önemlidir. Dini ve manevi değerler, aile birliğinin sağlanmasında oldukça işlevsel bir role sahiptir. Dinler, karşılıklı sevgi, saygı hak ve yükümlülüklere dayalı ilişkilerin kurulmasında, sosyal yardımlaşma ve dayanışma duygusunun geliştirilmesinde, sadakat ve vefa gibi değerlerin yaşatılmasında olumlu rol oynayarak aile bağlarını güçlü kıldığı gibi, toplumsal yapıyı da dayanıklı ve güçlü hale getirmektedir. Buradan hareketle aile sorunlarının çözümünde dini ve manevi desteklerin verilmesini gerekli görüyoruz.”
Kadının iş gücüne katılımın desteklenmesi gerektiğine dikkati çekilen bildirgede, “Kadının iş gücünde, toplumsal ve siyasal hayatta yer alması ailenin yapısı ve birliği için bir tehdit olarak algılanmamalıdır. Her yönden güçlü kadının güçlü aile, güçlü ailenin de güçlü toplumu oluşturduğu bilincinden hareketle, kadınlar için iş-aile dengesinin sağlanmasını kolaylaştırıcı politikalar geliştirilmelidir. Bununla birlikte, aile sorumluluğunun sadece kadınlara yüklenmemesi, erkeğin de aile mesuliyetini yerine getirecek şekilde yetişmesini ve sosyalleşmesini sağlamak gerekir.” denildi.
Haberin tamamı için tıklayınız.
Bizi Takip Edin