‘Şiddetin Bahanesi Olmaz’
İlk haberimizde Leyla Turhan’la şiddetin psikolojik boyutunu ele almıştık. Sıradaki haberimizde şiddetin eğitimdeki yansımaları ve önlenebilirliliği üzerine Türk-Pdr Der Diyarbakır Şubesi’nun çiçeği burnunda başkanı Ramazan Aydın’la konuşuyoruz.
Kadına karşı şiddet diyoruz bu şiddet mekanizması çok erken yaşlarda mı oluşuyor. Okulda özellikle kız çocuklarının gördüğü şiddetten konuşmak İstiyorum ne düşünüyorsunuz?
Şiddet, bireyin fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik yönden zarar görmesiyle, acı çekmesiyle sonuçlanan veya sonuçlanması muhtemel hareketleri, buna yönelik tehdit ve baskıyı ya da özgürlüğün keyfi engellenmesini de içeren, fiziksel, cinsel, psikolojik, sözlü veya ekonomik her türlü tutum ve davranıştır. Kadına yönelik şiddet ise, kadınlara, yalnızca kadın oldukları için uygulanan veya kadınları etkileyen, cinsiyete dayalı bir ayrımcılıkla kadının insan hakları ihlaline yol açan her türlü tutum ve davranıştır. Kadın, duygu ve düşüncelerini sözle ifade etmeye daha yatkındır. Bir sorun yaşadığında hislerini kolayca anlatabilir. Fakat erkeğin bu konudaki eğilimi, çok gelişkin değildir. Böyle olunca da, erkek öfke birikimini şiddet şeklinde ifade etme yoluna başvurur. Her 3 kadından 1’i kocasının ya da sevgilisinin fiziksel şiddetine maruz kalıyor ve bu dünyada ki en yaygın insan hakkı ihlalleri arasında.
Bu şiddet mekanizması çok erken yaşlarda başlıyor aslında. Ailesinde ve çevresinde şiddete maruz kalan çocuklar şiddeti bir yöntem olarak benimseyebilir. Şiddete maruz kalan çocukların ileri yaşlarda hem kendisine hem de çevresine şiddet uyguladığı zarar verdiği bazı yapılan araştırmalarda ortaya çıktığını görmekteyiz. Yani şiddet gören çocuk, bunu bir davranış biçimi olarak benimsiyor ve ileride bu şiddeti başkasına yöneltiyor. Bu yüzden erken çocukluk döneminde çocukların şiddet ortamından uzak olmaları gerekmektedir. Ayrıca çocuklara yönelik resimli hikaye kitaplarında şiddet öğeleri baya yer alıyor. Ağır şiddet öğeleri içeren yayınların çocuklar tarafından okunması şiddeti öğrenilir kılıyor. Özellikle okul ortamlarında şiddete maruz kalan binlerce çocuk var. Kız çocukları açısından bakarsak karşı cinsi tarafından gördüğü psikolojik, fiziksel ya da diğer şiddet türleri karşısında kişi ciddi anlamda psikolojik olarak etkilenebilir. Şiddet eğer travmatik bir boyuta gelirse bedeli maalesef daha ağır oluyor. Travmatik şiddet olayların ilerde kişide birçok psikolojik ve fiziksel hastalıklara neden olduğu yapılan çalışmalarda ortaya konmuş durumda. Çocukların şiddetsiz bir okul ortamında eğitim-öğretim görmeleri kaçınılmaz. Bir de ailesi tarafından sevgisiz büyütülmüş çocuklar.
Sevgisiz büyüyen çocuklar; psikolojik açıdan ne kadar sağlıklı olacağı ve nasıl bir hayat yaşayacağı anne-babası ile ilişkisinde ne kadar ‘kabul’ gördüğüne veya ‘ret’ edildiğine bağlı olarak değişiyor. Dünyanın çok farklı yerlerinde yapılan araştırmalara göre; çocuklukta anne-babası tarafından ret edilmiş, sevgi gösterilmemiş çocuklar; ileride kendine güveni olmayan, öfkesini kontrol etmekte güçlük çeken, duygularını göstermekte zorlanan veya duyguları bir andan diğerine çabucak değişiveren ve belki de en önemlisi hayata olumsuz bakan kişiler oluyorlar.
Sağlıklı bireyler yetişmesi ve şiddetsiz bir iletişim şekli kurmak için okullarda dikkat edilmesi gereken şeyler nelerdir?
Okul ortamları bildiğiniz üzere sadece öğretimi kapsamıyor. Çocukların aileden sonra eğitim aldıkları ikinci önemli bir yerdir okul. Bu nedenle sadece ders olarak değil hayatın içinde var olan her şeyin kısmen okul tarafından da kazandırıldığını biliyoruz. Öğrencinin ahlak, saygı, hoşgörü vb. şeyleri örtük olarak öğrendiği yerlerden biridir. Okulda şiddet, okul iklimi üzerinde olumsuz sonuçlar üreten, öğrencilerin öğrenme süreçlerine zarar veren, onların gelişimlerini engelleyen, saldırgan ve suç benzeri davranışları tanımlamayan ve sosyoloji – psikoloji disiplinleri içerisinde ele alınan önemli konulardan biridir.
Okullardaki şiddet, değişik nedenlerden kaynaklanabilir ve çok yönlüdür. Sorun, yalnızca öğretmenlerin veya idarecilerin öğrenciler üzerinde baskıcı tutumlar içerisinde olması değildir. Şiddet, öğretmenlerden veya okul içinde güvenliğin sağlanmasında önemli görevleri bulunan okul idaresinden bağımsız bir biçimde, tamamen öğrenci odaklı olarak da ortaya çıkabilir. Özellikle toplumda meydana gelen yozlaşmalar ve şiddet yanlısı eğilimler, öğrencileri büyük oranda etkilemektedir. En değersiz konuları bile şiddete dönüştürebilecek eğilimde bulunan öğrenciler, çoğu zaman şiddetin kaynağı durumunda oldukları gibi, aynı zamanda şiddetin etkisinin de odağı konumundadırlar. Okulda şiddeti engellemek için yapılması gerekenler;
- Okulda risk faktörü içeren durumların tespit edilmesi ve bu doğrultuda şiddet eylem planının yapılması
- İhtiyaç duyan öğrencilere psikolojik danışma ve grup rehberliği çalışmalarının yürütülmesi
- İhtiyaç duyan öğrencilerin sosyal etkinliklere olumlu şekilde yönlendirilmeleri
- Gerektiği zaman öğrenci ailelerinin ziyaret edilmesi
- Okul psiko-sosyal ani müdahale ekiplerinin oluşturulması ve gereken durumlarda etkin şekilde faaliyet göstermelerinin sağlanması
- Sınıf rehberliğinin etkin çalışması
- Şiddet içeren yayınların kaldırılması
Özellikle bölge çocukları ne gibi bir şiddet türüne maruz kalıyorlar?
Kendi çalışma deneyimlerinden açıklayacak olursam en çok fiziksel şiddetin görüldüğünü ifade edebilirim. Maalesef bizim bölgemizde fiziksel şiddet oldukça çok fazla. Fiziksel şiddet gördüğü için bunu okul hayatına yansıtan birçok öğrenci görmekteyiz. Okul ortamında şiddet eğilimli olan öğrencilerin çoğu aile ortamında şiddet görmektedir. Fiziksel şiddet görenlerin ilerde yaşadıkları olumsuzluklar ileri derecede öğrencinin hayatını etkilemektedir. Psikolojik rahatsızlıkları oluşması, bağımlılıkların gelişmesi, kendine zarar verme davranışların ortaya çıkması gibi birçok problemi beraberinde getirmektedir. Şiddetsiz okul ortamı için uygun aile ortamlarının oluşması gerekir. Bunun için aile eğitimlerine toplum olarak ihtiyaç duymaktayız.
Öğretmen, aile ve velilere önerileriniz nelerdir?
Çok boyutlu, kapsamlı yaklaşımla, aileleri, akranları, medyayı, toplumun öğelerini bir arada ele alan programlar hazırlamak ve uygulamak gerekir. Erken sınıflarda başlayıp sonradan sonraki sınıflarda pekiştirilen programlara sahip olmamız gerekiyor. Ailelerin iletişim becerileri, arkadaşlık, birbirine saygı duyma, birbirine özen gösterme, nezaket vb. gibi konularda hassas olması gerekir. Öğretmenlerin eğitimi de çok önemlidir. Bazı öğretmenlerin etkileşime dayalı tekniklerde rahat olmamaları ya da daha az beceri sahibi olmaları nedeniyle etkileşime dayalı teknikler konusunda eğitilmeleri çok önemlidir. Dolayısıyla öğretmenleri bu konuda eğitmek kaçınılmazdır. Sınıfın olumlu kontrolü, şiddeti önleme programlarında çok önemlidir. Kısaca okulun olumlu atmosferinin ya da kültürünü arttırmaya yönelik programlar yürütmek gerekir. Saldırganlık, şiddet ve zorbalığı teşvik edecek, destekleyecek yapıda aileler olmamak çok önemlidir. Şiddetin Bahanesi Olmaz….
Bizi Takip Edin