Karayipler’de Bir Türk Korsanı
Mesut Bayezıt 2015 yılında Karayipler'e yerleşip orada bir dernek açarak Türkiye’den gençlerle ErasmusPlus projeleri gerçekleştirmeye başladı. Biz de bu vesile ile Hollanda sömürüsü olan Karayip Adalarından St.Marteen ‘de tanıştık.
Gittiğimizde Türkiye kara kışa hakimken orada yaz ortasıydı. Mevsimle beraber saat farkı da oluşunca Türkiye’den giden bizler için oldukça farklı bir deneyimdi. Mesut kendi mahallesinde tek Türk, beyaz ve Müslümandı. İrma kasırgasının yerle bir ettiği ada henüz toparlanmaya çalışıyordu… Mesut’un hikayesini ve orada kurduğu sivil toplum örgütünü konuştuk.
Mesut’u tanıyalım kimdir?
Mesut, 11 sene önce başladığı üniversitesinin en eski öğrencisi olarak halen daha üniversiteyi bitirememiş ve son 3 yılını Karayipler ve Latin Amerika’nın farklı ülkelerinde devam ettiren bir tür sivil toplum çalışanıdır 🙂 10 yıllık sivil toplum hayatı boyunca Türkiye’de, Avrupa’da ve okyanus aşırı ülkelerde birçok uluslararası projelerde koordinatörlük yapmıştır.
Seni dünyanın bir ucuna götürüp yerleşme kararı aldıran motivasyonu merak ediyorum doğrusu.
Hayatım Karayipler’de ilk kez 2015 yılında Montserrat isminde bir adada kesişti. O zamanlar Karayipler’de ilk kez organize edilen Avrupa Komisyonu programları koordinatörü olarak sırasıyla Montserrat ve St. Maarten’de çalıştım. Karayipler’deki Avrupa sömürgesi ülkelerle Avrupa birliği ülkelerinde bulunan sivil toplum kuruluşları arasında köprü oluşturup Avrupa’dan ve Türkiye’den gençlerin Karayipler’deki Erasmus programlarına katılmalarını sağladık. Karayipler’deki bir çok adayı gezdikten sonra da en son bulunduğumuz ada olan St. Maarten’e Dinçer Ocaktan isimli arkadaşımla toptancılık şirketi ve eğitim vakfı açıp burada yaşamaya karar verdik. Şu an doğu Karayipler’in St. Maarten isimli adasında yasıyorum. İlk yaşadığım ada olan Montserrat’ta iken – buraya uçakla sadece yarım saat – bile bu adanın varlığından haberim yoktu. Türkiye’den 6 kez gidip geldiğim Karayip’lere yolculuklar genelde Avrupa ya da Amerika üzerinden 3-4 gün sürüyor. Her Avrupa havalimanında transit uçuşlar için bekleyişler ve Amerika’da eyaletler arası uçuşlar ve bazen aynı şehirlerde havalimanı değişiklikleri ile geçen yolculuklar ile sonuç burası 🙂
Orada ne yapıyorsun?
Arkadaşımla beraber kurduğumuz toptancılık şirketini yönetiyoruz. Aynı zamanda bu şirketin yanında uluslararası projelerle gençleri sosyal sorumluluk projelerine dahil eden ve St. Maarten’de bulunan Caribbean Education and Culture Foundation’in de kurucularıyız ve halen daha bu vakfın yöneticileriyiz.
Yaşadığın yerlerdeki sıkıntılardan ve güzelliklerinden bahseder misin?
En başlarda yaşadığım kültürel farklılıklarla oluşan sıkıntılardan artık bahsedemeyiz. Bugün itibariyle yaşadığım tek sıkıntı buraya epeyce alışmam olmuş olabilir 🙂 Karayipler herkesin bildiği gibi dünyanın en turistik bölgeleri, sahilleri, doğası… Benim için de en güzeli Karayip kültürü, insanları ..
Sanırım bir dernek açtınız orada sivil toplum nasıl, ilgi var mı ne gibi çalışmalar yapmaya başladınız?
Kurduğumuz sivil toplum kuruluşu bölgede en aktif Erasmus+ projelerine ortak olan kurum diyebiliriz. 18 farklı Avrupa Ülkesi ile proje ortaklıklarımız mevcut. Hemen hemen her ay St. Maarten’den Avrupa’nın çeşitli ülkelerine Erasmus+ projelerine gençleri dâhil ediyoruz. Sivil toplum alanında yapılan tüm yerel çalışmalara da fırsat bulduğumuz kadar dahil oluyoruz. Uluslararası alanda yapılan çalışmalarda ilk kez Avrupa ülkelerini projelerimiz sayesinde görme fırsatı bulan gençleri ağırlamaktan etmekten mutluluk duyuyoruz.
Bunun yanında bir de kendi oluşturduğumuz bir program olan “DoitCaribbean!” Programı ile Avrupa Birliği Ülkeleri ile Türkiye’de temsilciğini üstlendiği Ege Ekoturizm Derneği adı altında uluslararası programlar organize ediyoruz.
St. Maarten, Küba ve Dominik Cumhuriyet’inde gerçekleşen 9 günlük “DoitCaribbean! Tour!” Programlarına dahil olan katılımcılarını, Karayiplerde unutulmaz bir yaşam ile buluşturuyoruz.
Gönüllük faaliyetleri ile birlikte macera sevenlere, egzotik bir ortamda yerel halkla Karayip kültürünü daha yakından tanıma fırsatı sunuyoruz.
Karayiplerin en güzel ülkelerinde organize edilen bu program; Türkiye ve Avrupa’dan dahil olan gençlerin farklı kültürler keşfetme ve sosyal sorumluluk bilincini arttırmak amaçlı bir programdır.
Programlara dahil olan katılımcılarda dil becerilerini geliştirmeyi, farklı kültürleri, aileleri ve kampüs yaşamını tanımalarını sağlamayı, dünyaca ünlü yerleri ziyaret etmeyi, yeni arkadaşlar kurmalarını, kültürlerarası anlayışı güçlendirmeyi ve teşvik etmeyi, toplulukla işbirliği yapmak ve sorumluluk değerlerini bütünleştirmeyi hedeflemekteyiz.
St. Maarten’i nasıl tanımlıyorsun?
37 kilometrekare kadar küçük olan doğu Karayip ülkesi St. Marteen’de iki farklı ülke aralarında fiziksel bir sınır olmadan beraberce barış içerisinde yaşayabiliyorlar. Düşünün ki, yüz ölçümü Ayvalık’tan daha küçük olan bir yerde, iki tane ülke var. 141 farklı milletten vatandaşı barındırıyor ve 7 farklı dil konuşuluyor. Hollanda topraklarında yaşadığımız mahalleden 4 km sonrasında Fransa topraklarındayız. Ve oraya gittiğimizde para birimleri dahi farklı olduğu için paramızı çevirip de alışveriş yapmamız gerekiyor. Bu adanın Fransız tarafında Euro da kullanıldığı için genelde alışverişlerde dolarla euroyu eşit olarak saymaktadırlar. Ülkenin bir tarafında okullar ağustosta açılırken, diğer tarafındaki öğrenciler daha şanslı; onlar Eylül sonunda okula başlıyorlar. Aynı topraklarda bulunan bu iki ülkedeki farklılıklar bunlarla da bitmiyor. Bu iki devletin kuralları gereği bu ufacık adada iki tarafta da farklı elektrik voltajlı prizler kullanılıp bir taraftan diğer tarafına yapılan telefon görüşmelerinin bile milletler arası tarifeden yazılmış olması gerçekten şaşırtıcı bir durum.
Türkiye ile ilgili en çok özlem duyduğun şey nelerdir?
Simit, ayran 🙂
Türkiye’dekilere söylemek istediğin bir şey var mı?
Herkesi buralara beklerim, başımın üstünde yerleri var 🙂 kalacak yerleri hazır, Karayip yemekleri de yaparım onlara 🙂
Biraz da serbest çağrışım yaparak sormak istiyorum. Türkiye deyince akla gelen üç kelime / Karayipler deyince akla gelen üç kelime ve kendini tanımlamak istersen 3 kelime ile ne söylersin.
Türkiye denince aklıma gelen üç kelime; Antalya, Pamukkale, Kuşadası dermişim :)) Meyve suyu, biskrem ve bardakta mısır ☺
Karayipler denince aklıma gelen üç kelime; karnavalları, sahilleri ve müzikleri ☺
Kendimi tanımlamak istersem üç kelime; çok zor olur :))
Bizi Takip Edin