HAKİM: 4 Ekim’i Kutlamıyoruz, Yastayız!
Hayvan Hakları İzleme Komitesi (HAKİM), hayvanlara yönelik sistematik işkence ve kıyım uygulamaları devam ederken 4 Ekim Dünya Hayvanlar Günü'nü kutlamadıklarını açıkladı.
4 Ekim Dünya Hayvanlar Günü’nü Kutlamıyoruz!
Aşağıda sıraladığımız sebeplerden, 4 Ekim Dünya Hayvanlar Günü’nü kutlamadığımızı deklare ediyoruz:
Türkiye’de her yıl, 1 milyardan fazla hayvan, sadece eti için feci şekillerde öldürülürken ve işkence görürken,
Milyarlarca hayvan sütü, yumurtası, kürkü, derisi için korkunç koşullarda sürdürülen bir sömürü ve eziyete maruz bırakılırken; milyarlarca erkek civciv “ekonomik getirisi” olmadıklarından boğularak ya da öğütülerek öldürülürken,
Sokak hayvanları belediyeler ve insanlar tarafından rutin bir şekilde işkence görüp öldürülürken,
Onbinlerce hayvan kozmetik, ilaç, akademik eğitim ve araştırma için laboratuvarlarda, deney masalarında işkence görüp yaşam hakları gasp edilirken,
Avcılığın “spor” olarak tanımlanıp milyonlarca yaban hayvanı yasal olarak katledilirken ve “av turizmi” ihaleleri açılırken,
Yine onbinlerce hayvan, hayvanat bahçeleri, yunus parkları, akvaryumlar, hayvanlı sirklerde müebbet hapse mahkûm edilip işkence görerek çıldırtılırken,
Faytonlarda ve taşımacılıkta, onbinlerce hayvan çatlayana kadar çalıştırılıp yaralı bedenleri bir köşeye savrulurken,
İthalat vergi oranları düşürülerek okyanus ötesindeki ülkelerden, sadece bu yıl, 1 MİLYON sığır ve koyun işkence altında, köle gibi ülkemize taşınırken, zulüm görürken,
Yasak olmasına rağmen, köpek, horoz gibi hayvanların birbirlerini yaralamaları ve öldürmeleri için müsabakalar düzenlenirken,
“Geleneksellik” kılıfı altında deve, boğa gibi hayvanlar hâlâ yasal bir şekilde dövüştürülürken,
“Köle pazarı” gibi çalışan petshoplarda hayvanlar, vitrin ve tüketim malzemesi olarak görülüp satılırken, bu zulüm endüstrisinde hayatlarını kaybederken,
Ülkemizin dört bir yanında kurulan, kurulmak istenen enerji santralleri ve maden arama, tetkik ve sondaj projeleri, kıyıların rant uğruna kapışılması ile yaban hayvanları yerinden yurdundan edilirken, zorunlu göç sırasında yaşamını yitirirken, birçok hayvan türü yok edilirken; rant uğruna ekosistem yıkıma uğratılırken,
Savaşlar, çatışmalar, bombardımanlar, yangınlar ile ormanlar, dağlar yerle bir edilip sayısız hayvan yaşamını yitirirken ve yaşamları ellerinden alınan bu hayvanlardan hiç bahsedilmezken,
Acıyı, stresi, korkuyu hissedebilen ve ülkemizde sayısı YÜZ MİLYARLAR’ı bulan hayvan, insanlığın menfaati için sömürülüp dirisinden ölüsüne metaya çevrilirken,
Ulusal mevzuatımızda, duyarlı canlılar olan hayvanlar, duygulu, hissedebilen bireyler olarak değil de “mal” olarak tanımlanırken,
Hayvanların türleri, adları her gün aşağılanırken, alay konusu yapılırken; hayvanlar her gün linç ve nefret kültürünün nesnesi hâline getirilirken,
Hayvana işkenceye, tecavüze 625 TL para cezası kesilerek hayvan hakları ihlâllerinin üstü örtülürken,
14 senedir yürürlükte bulunan 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu, hayvanları hiçbir şekilde korumazken, hayvanlara karşı suç işleyen failleri âdeta yüreklendirirken,
4 EKİM DÜNYA HAYVANLAR GÜNÜ’nü kutlamıyoruz, kutlayamıyoruz!
Bu “özel” gün dolayısıyla Evrensel Hayvan Hakları Beyannamesi’ne taraf olan ve kendi ulusal mevzuatı ile de tüm hayvanların yaşam hakkının güvence altında olduğunu iddia eden devlet ve hükûmete, hayvanları ve hayvanların haklarını gerçekten koruyacak bir yasal düzenleme konusunda, verilen sözlere rağmen 7 senedir neden adım atmadığını soruyoruz: Daha kaç hayvan akıl almaz işkence yöntemleri ile öldürülecek, kaç hayvana daha tecavüz edilecek?
Yasal düzenlemeler konusunda, öncelikli iki ana talebimizi tekrarlıyoruz:
I- Anayasaya “Devlet, doğal hayatı ve hayvanların yaşam haklarını korumak sorumluluğundadır” maddesi eklenmeli; anayasada hayvanlar, doğuştan gelen hakları olan, hissedebilen bireyler olarak tanımlanmalıdır.
II- Başta 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu olmak üzere hayvanları ilgilendiren tüm mevzuat, taraf olunan uluslararası sözleşmeler ve ülkemiz gerçekleri baz alınarak, Türkiye’nin de kabul ettiği Paris İlkeleri ve Karar Alma Sürecine Sivil Katılım İçin İyi Uygulama İlkesi dikkate alınarak, yaşam hakkı savunucusu sivil toplum örgütlerinin aktif katılımıyla yeniden düzenlenmelidir. Sivil toplum örgütlerinin, hayvana işkence ve tecavüz edenlere ERTELEMESİZ hapis cezası talebi ivedilikle ceza mevzuatında düzenleme yapılarak karşılık bulmalıdır.
Türkiye toplumuna sesleniyoruz: İçinde bulunduğumuz cinnet toplumu koşullarında, toplumsal şiddetten en fazla savunmasız hayvanlar etkileniyor. Bu nedenlehayvanlara karşı işkenceye, zulme, tecavüze lütfen karşı çıkın. Zâlimden yana değil, zulüm görenden yana saf tutun. Yukarıda saydığımız zulümlere ortak olmamak için vegan olabileceğinizi unutmayın. Hayvanlara karşı işlenen suçlara müdahale etmek, hayvan hakları için ayağa kalkmak ve değişimi başkalarından beklemektense kendimizi değiştirmek bizlerin elinde!
Hayvanlar MAL değil, CANdır!
Hayvan hakları, hemen şimdi!
Hayvan Hakları İzleme Komitesi (HAKİM)
Bizi Takip Edin