Saros’a Cumhurbaşkanlığı’ndan Acele Kamulaştırma
2010’da Bakanlar Kurulu imzasıyla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın kıyıları, florası ve turistik özellikleri nedeniyle Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan ettiği Saros Körfezi, bugün dev doğalgaz limanı projesiyle tehdit altında. Bakanlık 8 yıl önceki kararını yok sayarken, resmi gazetede Cumhurbaşkanlığı imzasıyla Keşan’da acele kamulaştırma yapılması talimatı verildi. Ergene ve Trakya Platformu Üyesi Avukat Kaçar ve Keşan Kent Konseyi’nden Ergüven, bölge halkının ‘iskele’ adı verilen limana karşı mücadele edeceğini anlatıyorlar.
“Saros ile çocukluğumda Keşan’lı öğretmen bir aile dostumuz sayesinde tanıştık. Önce Erikli’ye gidip gelmeye başladık. Erikli şehirleşmeye başlarken 90 yaşındaki bir teyze ölmeden önce Gökçetepe’yi görmek ister ve babam isteğini yerine getirir. Sonra da görür görmez hayran olur, buradan bir yer edinir. Tesadüf gibi olsa da gerçek hikâye bu…” diye anlatıyor Saros’la olan ilk bağlantısını Keşan Kent Konseyi’nde Esra Ergüven.
Aslında hayran olan gözlerin gördüğü bu hikâyeyi, 2010 Aralık ayında hükümet de gördü.
2010’da Bakanlar Kurulu kararıyla Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilen Saros Körfezi hakkındaki gerekçesini Çevre ve Şehircilik Bakanlığı şöyle açıklıyor; Kıyıları jeomorfolojik, peyzaj, ekolojik, floristik, biyogenetik ve turistik özelliklerinin bozulmadan korunması amacıyla Özel Çevre Koruma Bölgesi olmuştur.
KIZIL DENİZ’İN KUZEY VERSİYONU
Yine aynı Bakanlık’tan aktarırsak Saros Körfezi, 144 çeşit balık, 78 tür deniz bitkisi ve 34 tür süngere ev sahipliği yapan, su altı zenginlikleri ile dolu ve sualtı etkinlikleri ile ilgilenenler için oldukça önemli bir bölge. Körfez içinde barındırdığı zengin balık çeşitleri nedeniyle deniz biyologları ve dalış meraklıları arasında büyük ve doğal bir akvaryum olarak nitelendiriliyor. Kaptan Cousteau 1970’li yıllarda gemisi “Calipso” ile Türkiye’yi ziyareti sırasında bu Körfezde dalış yapmış “Kızıl Denizin Kuzey versiyonu olarak” nitelendirmiş.
Sınırları Edirne – Çanakkale arasında çizilen ve oldukça büyük bir coğrafi bölgeyi kaplayan Saros Körfezi’ne FSRU ve Kara Boru Hattı Projesi’nin yapılması için BOTAŞ (Boru Hatları İle Petrol Taşıma A.Ş.) Sazlıdere Köyü’ne bir iskele inşaat edecek. Bu iskele adı proje için Türkiye Barolar Birliği Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu ve Ergene Platformu ve Trakya Platformu üyesi Avukat Bülent Kaçar “Aslında o bir liman” diyor. Bu proje ile doğalgaz taşıyan dev yük gemileri Saros Körfezi’ne giriş – çıkış yapar hale gelecek.
ACELE KAMULAŞTIRMA YAPILACAK
Geçtiğimiz haftalarda Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Raporu yine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca kabul edilen projenin, henüz ÇED onayı gelmeden önce 2 Ağustos tarihinde BOTAŞ’a Cumhurbaşkanlığı tarafından Türkiye’de yasallığı hala tartışılan acele kamulaştırmaların yapılması talimatı geldi. Edirne’nin Keşan ilçesi sınırlarında yapılacak olan kamulaştırmada, içine ulaşım yolları, enerji nakil hatları, katodik koruma hatları ve anot yataklarının yapımı için ihtiyaç olan kamulaştırmalar olacak.
HALKIN KATILIMI TOPLANTISI TEKRARLANMALI
Avukat Bülent Kaçar projeyi şöyle anlatıyor; Deniz içinde kıyı yapıları olarak rıhtım, iskele ve yanaşma yapıları tesis edilecek. Deniz kısmındaki boru hattı iskele üzerinden karaya ulaştırılacak. Boru hattı kıyıda yer alacak sabit tesislerden çıkıp kara tarafında orman alanları ve tarım alanlarından geçip yaklaşık 17 km. devam ederek mevcut Türkiye-Yunanistan Doğal Gaz Boru Hattına bağlanacak. Proje kapsamında Saros Körfezinde Yüzer LNG Depolama ve Gazlaştırma Gemilerinin (FSRU) bağlanabilmesi için yaklaşık 270 metre uzunluğunda bir iskele ve dolgu platformu inşa edilecek. Bugüne kadar yüzen gemi görmediğimiz Saros körfezinde yılın 12 ayı dev doğalgaz kargo gemileri sürekli giriş çıkış yapacak.
DEV PROJE İÇİN 40 KİŞİLİK SALON
Bütün bu süreç içinde halihazırda bölgede mücadele eden Keşan Kent Konseyi, Temmuz ayında Sazlıdere Köyü’nde ÇŞB tarafından yapılmak istenen Halkın Katılımı Toplantısına halk ikna olmadığı için izin vermedi. Bu yüzden, Kaçar’a göre aslında tekrarlanması gerek. Fakat kamulaştırma süreci şu anda konunun ne kadar hızla ilerlediğini ortaya koyuyor. Buraya yeniden eklemek gerek, bu toplantı Sazlıdere Köyü’nde toplamda 40 kişinin sığacağı bir salonda yapılmak istendi. Bölgenin kaderini değiştirecek böylesi bir proje için, bu kadar küçük bir salonun uygun bulunması Keşanlılar tarafından bir iyi niyet göstergesi olarak okunmuyor.
ARICILIK, TARIM VE DALIŞ TURİZMİ ETKİLENECEK
Bakanlığın kendi verdiği kararlarını görmezden geldiği proje için Keşan Kent Konseyi’nden Esra Ergüven şunları söylüyor; “Elimizde kalan alanları korumaktan bir adım ileri giderek ortamı iyileştirerek alışkanlıklarımızı değiştirebileceğimize inanıyorum.Bu yüzden limana karşı olmamız çok doğal. Planlanan liman, bizim gördüğümüz yat limanları veya küçük yük gemi limanları gibi değil. Bölgenin en büyük hazinesi, tertemiz ve berrak suyu olan hiçbir sanayi atığının olmadığı bu körfez. Verimli topraklarda yapılan tarım ve arıcılık faaliyetleri de çok kıymetli. 24 ay sürecek inşa süreci olan projenin başlamasıyla büyük bir ağaç kesimi olacak, tarım alanları zarar görecek. Liman yapılması demek ise tüm kimyasal maddelerin denizin içinde olması, dolayısıyla da denizaltı canlıların yok olması, buna bağlı olarak yapılan dalış turizminin yok olması demek. Tüm çevre sivil toplum kuruluşlarına çağrıda bulunuyorum. Konuyu gündemlerine almalarını; sosyal ve basılı medyada bizi desteklemelerini istiyoruz. #Sarosumadokunma diye bir kampanya çerçevesinde sadece Trakya’nın değil, tüm şehirlerin desteğini bekliyoruz.”
İMZA KAMPANYASI SÜRÜYOR
Change.org üzerinden başlatılan kampanyada şimdiye kadar toplanan imza sayısı 39 bin 800 oldu, ayrıca haftasonu bölgede yapılan TrakyaFest’te sanatçı Haluk Levent konuyu sahneden duyurdu. (https://www.change.org/p/
Saros Körfezi’ne yapılması planlanan bu projenin mücadelesi şimdilik sadece Edirne ile sınırlı gibi gözükse de proje etkileri ve Saros Körfezi’nin doğal sınırlarıyla birlikte Çanakkale sınırlarına kadar genişlemek zorunda. Trakya’da devam eden taş ocakları inşaatları, yeni termik santral projesi, Ergene’nin etrafındaki sanayii kuruluşlarının yıldan yıla artırdığı kirliliği yanısıra Çanakkale’de sonuçta kurulması planlanan 17 termik santral projesiyle birlikte düşünülmeli.
NOTLAR
Saros Körfezi FSRU ve Kara Boru Hattı Projesi’nin yaratacağı tahribatları Avukat Bülent Kaçar şöyle sıralıyor;
** Enerji çeşitliliği gerekçesiyle iki ayrı bölge statüsü ve Barselona Sözleşmesi ile koruma altında olan körfez içinde hem deniz içinde hem de kıyıda 24 ay sürecek çeşitli dolgu ve inşaatlarla ekoloji ve biyoçeşitlilik büyük zararlar görecek.
** Proje alanı Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası Çevre Düzeni Planı ve Edirne Çevre Düzeni Planlarına göre Kültür ve Turizm Koruma ve Geliştirme Bölgesi/Turizm Merkezi olarak planlanmıştı.Aynı bakanlık özel ekolojik değerin yıkım projesinin ÇED başvuru dosyasını uygun bulmuş durumda.
** Danıştay 6. Dairesinin verdiği karara göre “Enez Dalyan Gölünden Evreşe Ovası kıyısına kadar uzanan kuzey Saros kıyı kuşağının doğal yapısı ve içerdiği ekolojik çeşitliliğin korunması” gerekiyor.. Hukukun üstünlüğü ilkesi gereği Danıştay Kararları Çevre ve Şehircilik Bakanlığı açısından bağlayıcı. Kesinleşmiş olan bu Danıştay kararı Saros kıyılarını koruma altına almıştır. Hiçbir merci, hiçbir Bakanlık bu kararın aksine olan bu ÇED raporu başvurusunu kabul edemez.
** ÇED başvuru dosyasındaki flora ve fauna bilgileri Mecidiye İbrice Kalker Ocağı projesi için ÇED Gerekli Değildir Kararı veren Edirne Valiliğine karşı açtığımız davada sunulan Bilirkişi Raporu ve Edirne İdare Mahkemesi dosyasındaki flora ve fauna bilgilerine açıkça aykırıdır.
** Saros Körfezinde yer alan Sulak Alanlar, Doğal Göller ve Delta alanlarının uluslararası gündeme taşınmasına neden olan ‘Önemli Kuş Alanı (ÖKA)’, ‘Önemli Bitki Alanları (ÖBA)’ ve ‘Önemli Doğa Alanı’na (ÖDA)’ yönelik olarak turizm amaçlı plan kararları geliştirilmiştir.
** Mahmutköy Botaş Doğalgaz Ana Dağıtım Hattına kadar yapılacak orman kesimleri, tarım arazi tahribatı bölgenin fauna ve florasını da çok olumsuz etkileyecektir. Hem deniz hem kara canlıları öncelikle inşaat ve sonraki gemi faaliyetleriyle sayı ve tür olarak nesilleri tehlike altına girecektir.
** Saros Körfezi 1.Derece Deprem Bölgesidir. Saros Körfezine yapılacak proje aktif fay hattı üzerindedir. Liman ve boru hattının olası bir depremde zarar göreceği ve bu sebeple Saros Körfezine de zarar vereceği açık.
** Bakanlık onayladığı Trakya ve Edirne planlarına aykırı davranarak Anayasa ve Çevre Yasasına karşı işlemlere imza atmaktadır.
** Bakanlık 19 Temmuz 2018 günü 40 kişi ancak alabilen Sazlıdere Köy Kahvehanesinde ÇED Halkın Katılımı Toplantısını açamamış ve yapamamıştır. Toplantının yapılamadığını ve ileri ki bir tarihte yeniden yapılacağını bakanlık yetkilileri ve Sazlıdere köy muhtarı imzalarıyla tutanağa bağlamışlardır. ÇED Halkın Katılım Toplantısı önümüzdeki günlerde Bakanlık tarafından yeniden yapılmak zorundadır.
Bizi Takip Edin