Anadolu’da Hıdırellez İnancı
Baharın gelişini müjdeleyen ve bir simge olarak karşımıza çıkan Hıdırellez, Türk geleneklerine göre her yıl çeşitli etkinlikler ile Mayıs ayının ilk haftası içerisinde kutlanıyor.
Hızır ve İlyas buluştu
Ölü tabiat canlandı.
Hıdırellez Günü, Miladi takvime (Gregoriyen) göre 6 Mayıs, eskiden kullanılan Rumi takvim olarak da bilinen Jülyen takvimine göre 23 Nisan günü olmaktadır. 6 Mayıs’tan başlayıp 4 Kasım’a kadar olan süre Hızır Günleri adıyla yaz mevsimini, 8 Kasım’dan 5 Mayıs’a kadar olan süre ise Kasım Günleri adıyla kış mevsimini oluşturmaktadır. Bu yüzden 5 Mayıs günü gecesi kış mevsiminin bitip sıcak yaz günlerinin başladığı anlamına gelmektedir.
HIDIRELLEZ’DE NASIL DİLEK TUTULUR?
Şubat ayının 12 sinde tutulan Hızır oruçları baharın başlamasıyla yeni bir gelenekle devam eder. Dilek ve niyet beklentisi içerisinde olanlar 5 Mayıs akşamı gül dallarına paralar asılır (Eskiden kese içine para dikilip gül dibine gömülürmüş) ya da açık cüzdan bırakılır. Böylelikle bolluk ve berekete ulaşmak, varlıklı bir kişi olmak hayal edilir. Asılan paralar ya da cüzdanlar 6 Mayıs sabah erkenden toplanır. Evdeki her kişi için yedi fasulye ya da yedi nohut ekilir, gelebilecek kötülüklerin bunlara gelmemesi dilenir.
Hıdırellez gecesi en çok yapılan etkinliklerden biri de ateşten atlamadır. Bunun sebebi de ateşten atlanıldığında hastalıklardan koruyacağına inanılmasıdır. Hıdırellez’in en yaygın ritüeli budur ve ateşten atlamanın nazardan ve hastalıktan koruduğuna inanılır. Geleneksel toplumun kendine has oluşturduğu bu inanç sistemi alternatif tıbbın bir parçası olur.
HIDIRELLEZ GÜNÜ GELENEKLERİ
Geçmişte günümüze yansıyan Hıdırellez geleneğine ait rivayetler şöyle: 5 Mayıs günü (Nişanlılar arasında) oğlan evi, kız evine Hıdırellez Kurbanı, olarak süslenmiş bir koç gönderir. Bu kurban ertesi gün kesilerek birlikte yenir. Yemeğe çağırılanlar, çarşaf, havlu yemeni ve gönüllerinden kopan armağanlar getirirler. Getirilen armağanlar ipler üzerinde sergilenir. Hıdırellez günü, erkenden kalkılıp kapılar açılır. Genç kızlar için hazırlanan sandıklar açılır. Açılır ki eve bereket dolsun, genç kızımız da iyi bir evlilik yapsın. Hıdırellez günü, bazıları sabah gün doğarken kırlara, bağlara, bahçelere çıkıp buralarda Hızır’ın ayak izlerine basarak bolluğa ulaşmayı düşler. Hıdırellez günü, doğa ve insan sevgisi çok önemlidir çünkü Hızır ve İlyas, insanları, doğayı, iyiliği ve cömertliği seven, bereketin simgesi olan, kutsallıklarına inanılan dinsel varlıklardır. Hıdırellez günü, hiçbir yeşil dalından koparılmaz. 6 Mayıs günü ikindi zamanı Hıdırellez’in bittiğine inanılır. Ancak eğlenceler hava kararıncaya kadar sürer.
HIDIRELLEZ’İN HİKAYESİ
Halk arasında anlatılarak efsaneleşen Hızır ve İlyas söylemi ise şöyledir: Hükümdarın ordusundaki iki askerdir. Hükümdar bir gün ordusuyla birlikte ölümsüzlük suyunu (Ab-u Hayat) aramaya çıkar. Yolculukta, Hızır ve İlyas diğer askerlerden ayrılırlar. Bir subaşında durup, yemek için kurutulmuş balık çıkarırlar. Tam bu esnada deniz suyu balığa sıçrar, balık canlanır ve suya atlar. Böylece Hızır ve İlyas ölümsüzlük suyunu bulmuş olurlar. Bu sırada bir melek gelir. Hızır ve İlyas’ın kıyamete kadar yaşayacaklarını, fakat Hızır’ın karada, İlyas’ın denizde ihtiyacı olanlara yardım edeceklerini bildirir. Hıdırellez günü yani 6 Mayıs’ta Hızır ve İlyas’ın buluştuklarına, onların buluşmalarıyla ölü tabiatın canlandığına inanılır. Halk inanışına göre 6 Mayıs’ın yağmurlu geçmesi, Hızır ve İlyas’ın buluştuklarında sevinçlerinden ağlamalarının ve bulutların da onlara katılmalarının bir ispatıdır.
Anadolu insanı inançları anlatım yolu ile paylaşıldığından dolayı zamanla efsaneye dönüşmüş olsa da inançlarında bu motifler görülür. Tüm bu motifler altında Anadolu insanının üretime katkı sunması beklentisi mevcut. Üretip paylaşma geleneği lokma yapılıp dağıtımı ile devam eder. Malatya Alevi Eşit yurttaşlık Derneği bu bağlamda lokma yaparak bu geleneğin devam etmesine katkı sundu.
Bizi Takip Edin