“Gençlik Çalışmasının Toplumsal Katılıma Etkisi” Araştırması: Geleneksel Katılım Biçimleri Dönüşüyor

Toplum Gönüllüleri Vakfı'ndan Anıl Derkuş ve Nilay Küme ile çalışmaları, konuları, süreçleri ve gençlik çalışmasının toplumsal katılıma etkisi araştırması üzerine konuştuk.

Öncelikle sizi tanıyalım. TOG’a nasıl dahil oldunuz, hangi çalışmaları yapıyorsunuz?

Anıl: İsmim Anıl. Yıldız Teknik Üniversitesi’nde hala devam eden Siyaset Bilim ve Uluslararası İlişkiler master’ı yapıyorum. Alanım, sosyoloji ve siyaset ile iç içe. Gençlik alanında araştırmalara Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG) ile başladım. 1,5 yıldır da TOG’da sosyal etki araştırması, gençlik katılımı gibi konularda çalışıyorum.

Nilay: Benim ismim Nilay. 2012 yılından beri TOG’da çalışıyorum. 2007’de TOG’da gönüllülük yapan gençlerden biriydim, üniversiteden mezun olduktan sonra çalışmaya başladım. Şimdi Anıl ile Gençlik Araştırmaları ve Politikaları departmanında çalışıyoruz. TOG’un uluslararası mecralardaki gençlik örgütleriyle bağını kurmak, toplumsal cinsiyet konusunda gençleri güçlendirmek adına yapılan projelerde ortaklık kurmaya çalışıyorum. Aynı zamanda TOG gönüllülerinin uluslararası hareketliliğini organize etmeye çalışıyorum.

Biraz da TOG’dan, çalışmalarından ve yaptığı araştırmalardan bahsedelim.

Nilay Küme

N: Gençleri ihtiyaç duyduklarında her anlamda destekleyen, gençlerle birlikte gençler için çalışan bir vakıf aslında Toplum Gönüllüleri Vakfı. Gençler sadece sosyal sorumluluk projeleri yürütmüyor, bir araya gelip tartışıyorlar. Sorunlarını, ihtiyaçlarını, nerede ne yapmak istediklerini konuşuyorlar. Ayrıca gençleri ekonomik olarak da desteklemeye çalışıyor. Çeşitli burs olanakları, mentorluk desteği var.

 

 

DOĞRU HAREKET ETMEK İÇİN GENÇLERİ TANIMAK GEREKİYOR

Peki, araştırma süreçleri nasıl ilerliyor? Araştırma konularını nasıl belirliyorsunuz, hali hazırda yaptığınız araştırmalar neler?

A: Gençlik çalışması, mülteci çalışması, LGBTİ ve çocuk hakları, çevre hakları üzerinden bir sürü çalışma yapılıyor. Bunun bilgisinin aynı oranda üretilmediğini düşünüp bunun için de çalışan bir vakıf. Araştırmalarına bakıp kendi eksiklerini gençlerden öğrenerek bunun bilgisini üreten ve aslında buna göre kendisine bir yol haritası belirlemeye çalışan bir vakıf.

Anıl Derkuş

Örneğin profil araştırmasının kapsamı, toplum gönüllüsü tanımak, çünkü tanımazsanız yanlış hareket ediyorsunuz. Sosyal etki araştırması TOG’un, binlerce gençle yaptığı projelerle hangi sosyal değişime ne kadar etki edebildiğini, neyi doğru ya da eksik yaptığını anlamaya çalışıyor. Etki araştırması, profil araştırması gibi zemin hazırlayan araştırmalara bakarak gençlerde bilgisini eksik gördüğümüz ve onların aslında çalışmak istedikleri alanlarda çalışıyoruz. Siyasal katılım araştırması da bunlardan bir tanesi.

N: Bunlar tematik araştırmalar başlığı altında toplanabilir. Anıl’ın dediği gibi hem etki araştırmaları hem gençlik araştırmaları fonu yürütüyoruz. Araştırma yapmak isteyen gençleri ekonomik ve akademik olarak destekleyen bir araştırma alanı. Uluslararası araştırmalar da mevcut. Çeşitli alanlarda gençlerin yapılmasını istediği şeyler olduğunu tespit ettiğimizde, o alanda çalışma yürütüyoruz. Örneğin üniversite mezunu kadınların istihdamıyla ilgili bir araştırma yürütmüştük. Tematik araştırmalar, bir sorunun çözümüne ilişkin araştırmalar.

Benim de gelmeme vesile olan, “Gençlik çalışmasının toplumsal katılıma etkisi araştırmasına sizi hangi sebep itti? Çıkış noktası neydi?

N: Çalışma alanımız gençlik, başlangıç noktamız gençlerin katılımı. Yıllardır gençlerin toplumsal hayata katılımını nasıl artırabileceğimizle ilgili çalışmalar yapıyoruz. Daha istatistikî, elimizde veri sağlayabilecek bir araştırmaya ihtiyaç duyuyorduk. Buradan yola çıktı. Diğer taraftan, siyasal katılım, toplumsal katılım birçok anlama gelebiliyor, çok değişken. Gençlerin siyasal katılım araçlarını çok kullanmadıkları, bunlara duyarsız kaldıkları, toplumsal konularla ilgilenmediklerine dair birçok araştırma var. Gençler bunun aksini söylüyorlar. Bireysel olarak bu araştırmayı yürütmem de kendi hikayemden kaynaklanıyor aslında.

2012 yılında TOG’un yürüttüğü Gençbank projesinde, daha küçük ilçelerde gençlik çalışmasını ya da sivil toplum kuruluşunu bilmeyen üniversite dışından gençlerle yürütüyorduk. Gençlik çalışmasına katılan gençlerde bir değişim gözlemliyorduk. Bu iddiaya bir bilimsellik katmamız gerekiyordu. Gençlik çalışmasının gençlerin toplumsal, siyasal katılımlarına hangi anlamda bir etkisinin olduğunu nitel ya da nicel verilerle bilimsel olarak söyleyebileceğimiz hem kendi çalışmalarımızın etkinliğini ölçebilmek hem yaptığımız çalışmaların iyi sonucunu başkalarına anlatır ya da önerirken bir dayanağa ihtiyacımız vardı.

Türkiye’de gençlerin siyasi katılıma yönelmedikleri, duyarsız kaldıklarına dair birçok araştırmayla karşılaşıyoruz. Anladığım kadarıyla çıkış noktanız bu konuda daha farklı bir şey düşünmeniz.

A: Tam da buna katılıyoruz. Literatüre, yapılan araştırmalara baktığımızda gençlerin siyasal katılım düzeyleri çok düşük. Bizim araştırmalarımızda da gençlerin politik katılımları düşük. Burada ortaklaşıyoruz. Ama bu istatistikler, bu bilgiyle başka türlü bir yola giriliyor. Siyasete ilgisizliğin sebebi gençlerin ilgisizliği olamaz. Bu yaklaşımı kabul etmiyoruz. Bu yüzden nicel veri dışında nitel araştırma yöntemleri de kullandık ve gençlerle doğrudan mülakatlar ile odak grup görüşmeleri yaptık. Bizi şaşırtan, gençlerin ilgisiz olmayıp aslında bilinçli biçimde siyasetten uzak kalmayı tercih etmelerini görmemiz. Diğer araştırmalarla farklılaştığımız yer burası olabilir.

Araştırmanın ismi benim için biraz kafa karıştırıcı. Gençlik çalışmasıyla neyi kastediyorsunuz?

A: Sadece sizin için değil, gençlik çalışması üzerinde çok fazla anlamlar var. Bizim anladığımız, gençler için gençlerle yapılan çalışmalar. 200 yıl önce gençler için bir kilisede gönüllülük yapmaktan bugünkü anlamıyla TOG’un gençlerin enerjisini sosyal değişime mobilize etmeye çalışmaya kadar genişleyen tarihsel bir anlamı var. Burada kullandığımız anlamı da bu.

N: Gençlik çalışmasını ifade ederken odağına genci koyuyoruz. Gençlerin ihtiyaçlarına göre şekillendirdiğimiz, gençlerin gönüllü katıldıkları çalışmalar. Ülkeden ülkeye, kurumdan kuruma gençlik çalışmalarının tanımlamaları farklı.

“GENÇLİK, FARKLI KİMLİKLERLE BİR ANLAM KAZANIYOR”

Farklılaşan gençlik deneyimlerinden bahsetmek mümkün mü? Homojen olmayan gençlik hakkında bu araştırma size neler sunmuş oldu?

A: Araştırmanın odağına aldığı söylem bu. Yekpare bir gençlikten söz edemiyoruz. Farklı kültürlerden, sınıflardan gelen birçok genç var ve gençlik bu kimlikler olmadan bir kategori olarak çalışmıyor. Sınıf, etnik, kültür, cinsiyet gibi kimliklerle bir araya geldiğinde ancak bir anlam kazanıyor ve ihtiyaçlar da buna göre şekilleniyor. Gençlik çalışması, bu farklılaşmayı görmeden davranamaz. Araştırmalarımızda gençlerin en çok farklılıklara saygı duyma etrafında toplandığını gördük.

N: Gençlik, sadece bir yaş aralığına dahil olan bireyler değil. O toplumda yaşayan, belirli özelliklere, farklı ilgilere sahip ama aynı ya da farklı ihtiyaçları da olan bir grup.

A: Onları birbirlerine benzetmeye çalışmadan aynı amaç etrafında toplanmalarını, bir ortak derdin etrafında bir araya gelmelerini sağlamak, vakfın en önemli işlevlerinden bir tanesi.

GELENEKSEL KATILIM BİÇİMLERİ DÖNÜŞÜYOR

Başta gençlerin siyasi katılımının az olduğunu söylediniz. Toplum algısı bu konuda ne diyor? Gençler apolitik olmalarıyla ilgili ne diyor?

A: Geleneksel katılım biçimlerini tanımak, siyasal katılımın tek yolla, oy vermekle gerçekleşmediğini gençler açısından kabul etmek gerekiyor. Araştırmalarımıza baktığımızda gençler açısından politik alan kirli, yalan gibi kelimelerle ifade ediliyor. Dolayısıyla siyasete katılmamak aslında güçlü bir politik duruş olarak karşımıza çıkıyor. Gençler siyasete geleneksel hallerle katılmıyorlar artık. Siyaseti uzaktan ya da yakından izliyorlar.

N: Gençler kendilerini ifade edebilecek alanlar bulamayışlarını kamusal alanlarda farklı şekillerde ifade ederek sağlamaya çalışıyorlar. Giyim tarzıyla, piercingiyle, mesela ekolojik anlamda söz söyleyeceği bir platform yoksa bez çanta kullanarak ya da rozetlerle ifade ediyorlar bunu. Siyasal eylemlere katılmıyorlar dendiğinde, geleneksel yöntemlerin dışında gençleri anlamak için daha geniş perspektiften bakmamız gerektiğini düşünüyoruz.

A: Gençler arasında yaygınlaşan sosyal medya kullanımı da aslında güçlü bir katılım. Nilay’ın söylediği giyim tarzı, saç boyama, piercing vs. geçmiş siyasal katılım literatüründe “militan” adını verdiğimiz şeyin aktivizme dönüşmesi. “Militan” yerine artık “aktivist” kelimesi kullanılıyor. Bu kavramsal dönüşüm aslında içeriğinin de değiştiği farklı katılım biçimlerini beraberinde getiriyor.

Gençlerin geleneksel kriterlerle siyasi katılımda olmadıklarını söylüyoruz ama yeni kriterler eklediğimizde katıldıklarını söyleyebilir miyiz?

N: Kuşkusuz ama kendilerini tam anlamıyla ifade edemediklerini de söylüyoruz. Kendi çaplarında bir alan yaratıyor, bedenlerini kullanıyorlar. Daha fazlasını da yapmak istiyorlar ama bunu yapmalarının önünde engeller olduğunu söylüyoruz. Yerel mekanizmalarda gençlik meclislerinde kendilerine yer bulamıyorlar, ulusal mekanizmalar konusunda yeterli bilgi ve tecrübeleri yok.

Peki, gençlik çalışmasının siyasal katılıma etkisiyle ilgili ne söyleyebiliriz?

N: Toplumda dinlenilmesi için yetişkin olması gerekenlerin güvenini de artırıyor gençlik çalışması. Bir sosyal sorumluluk projesinde yer aldıklarında yetişkinler hem gencin kendisinde hem toplumda bir farklılık görüyorlar. Böyle olduğunda gençleri daha fazla dinlemeye başlıyor, birey olarak görüp muhatap alıyorlar.

Karar mekanizmalarına katılımında etkisi oluyor mu gençlik çalışmalarının?

N: Yerel anlamda gençleri güçlendiriyor. TOG’da proje gerçekleştirmek istediklerinde belediyelerin kapılarını daha rahat açabildiklerini fark ediyorlar. Herhangi bir toplantıya davet edilebiliyorlar. Gençlik çalışması hem onları güçlendiriyor hem birey olarak geçemeyecekleri kapılardan geçmelerini sağlıyor.

“ÇALIŞMAYA KATILAN GENÇ, ORTAK DÜNYA ÜZERİNE DÜŞÜNÜYOR”

Gençlik çalışmalarında yer almanın farklı gençlik grupları arasındaki sonuçlarında yani bu siyasal katılım anlamında farklılaşan sonuçları nelerdir? Hangi gençlik grupları siyasi katılımda hangi etkileri gösteriyor? Nasıl bir farklılaşma var?

A: Araştırma doğrudan değişimleri göstermiyor. Kadın-erkek, LGBTİ ya da farklı coğrafyalardan gençlerin, çalışmalarla değişen yaklaşımlarını takip edebiliyoruz. Bunlardan en önemlisi kendini ifade edemeyen gençlerin bunu başarması. Hepsi için söyleyebileceğim bu. Diğer taraftan kamusal alanda kabul gören, meşru bulunan grupların daha toleranslı ve farklılıkları tanımaya başlaması gibi bir etkisi olduğunu söylemek mümkün.

N: Farklı kimlikteki, çalışmaya katılan ile katılmayan genç arasında siyasal katılım açısından tam olarak ne farklılıklar olduğuna araştırmamız cevap vermiyor. Bireysel çıkarları için hareket eden bir genç, gençlik çalışmasına katıldıktan sonra ortak yaşam üzerine düşünebiliyor, dünyayı bütünleyici olarak görebiliyor. Bireysellikten çıkıp “biz” olarak hareket ediyor.

Araştırmayı yaparken zemininizi nasıl gençlerden oluşturdunuz? Bu araştırmayı TOG’un yapmasının nasıl bir katkısı oldu? Toplam sayı nedir?

A: TOG, Türkiye’nin bütün illerindeki üniversitelerde örgütlenen bir vakıf. Bütün coğrafi bölgelere, şehirlere ulaşma imkânı veriyor. Örneklem genişledikçe, söz söyleme meşruiyetiniz artıyor. TOG gönüllüleri üniversiteli olduğu için araştırmada ulaştığımız gençler de üniversiteli gençler.

N: Anket soruları 2500 kişiye ulaşırken sonuçlarını değerlendirdiğimiz sayı 1191 kişi. 20 gençle nitel veriler için derinlemesine görüşmeler yapıldı. Genelde 16-35 yaş arası gençler. Coğrafi bölge, cinsiyet, kimlik açısından farklı gençler bu araştırmaya katıldı.

GENÇLER GELECEĞE DAİR UMUTLU

Araştırmada sizi şaşırtan, ilginizi çeken bir şey oldu mu?

N: En çok şaşırdığımız şey, gençlerin geleceğe dair çok umutlu olması. 2015 yılına kıyasla siyasal aktivitelerde düşüş var. OHAL kaynaklı korku ve şiddet politikalarının artmasından kaynaklanıyor bu. Gençler kendilerini aktör olarak görüyor ama grup olarak daha güçlü hissediyorlar. Dayanışma olabildiği sürece umutlarını kaybetmemeleri bizi en çok şaşırtan veri olmuştur. Sandığımızdan daha çok aktif olmak istiyorlar ama çok fazla hareket alanlarının olmadığından bahsediyorlar. İsteyip gerçekleştirememeleri, en çok gündeme getirmemiz gereken konu.

A: Bizim araştırmamızda gençler, genç dostu olmayan şehirleri bir sorun olarak gösterdiler. Genç dostu olmayan şehirler, siyasal katılıma imkân vermeyen şehirler. Gençler bunu istihdam gibi sorunlardan hemen sonra gösteriyorlar. Bu beni şaşırtan şeylerden bir tanesi oldu. Eksik gördükleri alanlar kütüphaneler, parklar, kent meydanları gibi bölgeler. AVM’ler değil örneğin. Ya da gençlik festivalleri düzenleyen şehirler.

Tümünden yola çıkarak soruyorum. Bu araştırmadan ne tavsiyeler çıkardınız?

A: Gençleri araç konumuna getiren yaklaşımlar çalışmıyor. Gençler siyasi partilerin ya da geleneksel kurumların kotası ya da vitrini olmak istemiyorlar. Tüm paydaşlara söylenecek şey, geleneksel olmayan katılım biçimlerini açmak, buraları gençleştirmek gerektiği. Gençler, kendi icat ettikleri katılım biçimleriyle hareket ediyorlar. Değiştirebileceğini gören genç, doğup büyüdüğü yerde de bunu yapmak istiyor.

N: Gençleri geleceğin kurtarıcısı olarak görmemek gerekiyor. Birey olarak var olduklarını göstermek istiyorlar. Birçok şeyi yapabileceklerini ifade ediyorlar ama bu, toplum tarafından tehdit olarak algılanıyor. Bu enerjiyi faydaya dönüştürebilmek için alan açılması gerekiyor. Kurumların, farklılıkların farkında olarak politikalar üretmesi gerekiyor. Gençler üniversitelerde eğitim sisteminin ezberci ve köleleştirici olmasından şikâyetçiler. Üniversitelerdeki örgütlenme hakkını, ifade özgürlüğü olan bir ortamda eğitim görmek istiyorlar. Gençlik meclislerinin, o partinin güdümünden çıkmasını, yerel yönetimlere daha fazla katılabilmeyi istiyorlar. Bir ideolojiyi savunmadan fikirlerini ifade edebilecekleri, birey olarak bulunabilecekleri bir masada oturmak istiyorlar. Bir karar alınırken o masada bir gencin olmaması çok dikkatlerini çekiyor. Araştırma şunu söylüyor: gençler için gençlerle çalışmalara odaklanılması, gençlerin birey olarak kendilerini ifade edebilecekleri alanlar yaratmaları gerekiyor.

“BİR ARAYA GELEN GENÇLER FARKLI BİR DÜNYA KURUYOR”

Eklemek istediğiniz bir şey var mı?

N: İmkân verildiğinde gençler yetişkinlerin bile cesaret edemediği bir dünyayı kurmak konusunda daha aktifler. Yaşadığımız toplumda çatışan birçok grup var. Gençleri bir araya getirebilecek bir platform yarattığımızda gençler farklı bir dünya kurmayı başarabiliyor. Gençler kendi ideolojileri ne olursa olsun onları bir kenara bırakıp ortaklaştıkları kurumlarda bir şeyler üretme konusunda çok çaba sarf ediyorlar. Gençler birbirlerini anlamak için gerçekten vakit harcıyorlar. Bu yüzden gençlere karar verme mekanizmalarında koltuk ayırmak bu anlamda barış toplumu yaratabilmek adına çok önemli. Yaptığımız araştırmada biz bunu görüyoruz. yaptığımız gençlik çalışmasında gençlerin ortak bir gelecek kurmak konusundaki heyecanı bize de umut veriyor.