“Hayvana Şiddete Hapis Cezası Geldi” Mi? Gelmedi!

Birkaç gündür, medya “hayvana şiddete hapis cezası geldi” gibi başlıklar ile haberler yapıyor. Herkes telefonlar açıp “gözünüz aydın, hayvana işkenceye artık hapis cezası gelmiş” diyor. Haberler öyle inandırıcı, insanlar kendinden o kadar eminler ki yıllardır bunun mücadelesini veren bizler bile neredeyse şüpheye düşeceğiz. Hemen söyleyeyim: Hayvana şiddete hapis cezası filan gelmedi. İşkencenin, tecavüzün bedeli hâlâ 625 TL.

9 Nisan günü yapılan Bakanlar Kurulu toplantısının ardından, hükûmet sözcüsü Bekir Bozdağ, düzenlediği basın toplantısında, Bakanlar Kurulu’nda müzakere edilen konulara dair bir özet geçti. Bunlardan birisi de Adalet Bakanlığı’nın hazırlamış olduğu, Hayvanları Koruma Kanunu’nun değişikliğini de içeren torba yasa idi. Bozdağ’ın ağzından çıkan “sahipli veya sahipsiz hayvanları öldürmek, işkence veya eziyet etmek, bugüne kadar idarî para cezasını gerektiriyor idi. Bu düzenlemenin yasalaşmasından sonra, suç olarak sayılacak ve hapis cezası uygulamasına geçilecektir” açıklamaları, basında ve sosyal medyada “hayvana şiddete hapis cezası geldi” şeklinde yankı buldu. Bozdağ’ın bahsettiği tasarı kanunlaşsa bile, hayvana şiddet uygulayan faillerin hapis cezası alma ihtimalleri oldukça zayıf. Çünkü tasarıya göre, hapis cezasının alt limiti 4 aydan başlıyor. Türk ceza hukuku sisteminde, faillere verilen iki yıldan az hapis cezaları ya erteleniyor ya da adlî para cezasına çevriliyor. Ceza ertelendiği takdirde, şu anda olduğu gibi, failin adlî siciline hiçbir sabıka eklenmeyecek. Bu tasarı da ülkemizdeki birçok kanun gibi kâğıt üzerinde kalacak, sadece şuna yarayacak: Toplumsal infiali söndürmeye…

 

Adalet Bakanlığı’nın hazırlamış olduğu bu tasarı, yüzlerce sivil toplum kuruluşunun tepkisini çekmiş durumda. Hepimizin ortaklaştığı nokta, tasarıda yer alan cezaların hiçbir caydırıcılığının olmaması, hayvanları her gün öldüren belediyelerin yetkililerine cezasızlık ortamı sağlamaya devam edecek olması… Tasarı, sahada ve hak mücadelesinin içinde olan bizlerin katkılarıyla yeniden düzenlenmez ise Türkiye, hayvanlara yönelik şiddetin engellenmesi konusunda büyük bir fırsatı daha kaçırmış olacak. Hayvanlar, öfke patlaması yaşayan ya da türlü komplekslerin karşısında gücünü kanıtlamaya çalışan bir takım şahısların “stres topu” şeklinde işkence görmeye, katledilmeye; Türkiye toplumu da işkenceci, tecavüzcü, nefret suçu işleyen faillerle yaşamaya devam edecek.

 

Burada basın ve sivil topluma büyük görev düşüyor. Basın, medya etik ilkelerini gözetmeden, “manşet haberciliği” ile kendisini ayakta tutmakta ısrar ederse hayvanlara karşı işlenen suçlar, toplum nazarında iyice görünmez kılınacak. Zaten büyük bir çöküntü yaşayan toplum, “bu suçlar nasılsa hapis cezası ile karşılık bulacak” düşüncesinin verdiği rahatlama ile her gün sistematik şiddete maruz bırakılan hayvanların dertlerini hiç umursamamaya başlayacak.

 

Medyanın bu tutumu karşısında, sivil toplum ise sürekli sahnede ve dayanışma içerisinde olmalı ki yaratılmak istenen algı, o “normalleştirme” tablosu ortadan kalksın. Toplumsal şiddetin önlenmesini kendisine dert edinen sivil toplum kesimleri, belki de en zor hak mücadelelerinden birini veren hayvan hakları hareketini desteklemeli. Sivil toplumun desteği olmadan, bizlerden başka kimsesi olmayan hayvanlara karşı işlenen suçların engellenmesi konusunda etkin bir kanunî düzenlemeye gidilebileceğini kesinlikle düşünmüyorum. Savunmasız hayvanların hak mücadelesi, sadece birkaç sivil toplum kuruluşu ve aktivistin derdi olmamalı. Bu aynı zamanda bir adalet mücadelesi çünkü. Tüm sivil topluma soruyorum: Tasarıda, hayvana tecavüze 2000 TL idarî para cezası değer biçilmiş. Siz buna razı mısınız?

 

** Tasarıya neden karşı olduğumuzu, Anadolu Hayvan Hakları Federasyonu, Dört Ayaklı Şehir, Ege Hayvan Hakları Federasyonu, Hayvan Hakları İzleme Komitesi, Hayvan Hakları ve Etiği Derneği Hayvanlara Adalet Derneği, Hayvanların Yaşam Hakları Konfederasyonu, Marmara Hayvan Hakları Federasyonu olarak ortak düzenlediğimiz basın toplantısında açıklamıştık. Tasarıya ilişkin eleştirilerimizi içeren detaylı açıklamaya buradan ulaşabilirsiniz.

Burak Özgüner

Üyelik Tarihi: 08 Eylül 2017
51 içerik
Yazarın Tüm Yazılarını Gör