Üniversitedeki Katliamın ‘Bireysel Silahlanma’ Boyutu
Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi asistanı Ceren Damar’ın, kopya çekerken yakaladığı Hasan İsmail Hikmet tarafından kendi odasında darp edilip vurularak öldürülmesi, yakın dönem örnekleri ve bireysel silahlanmayı yeniden gündeme getirdi. Daha önce Eskişehir'deki Osmangazi Üniversitesi'nde bir araştırma görevlisinin silahlı saldırısında dekan yardımcısı, fakülte sekreteri, öğretim üyesi ve okutmanın hayatını yitirmesi bireysel silahlanmanın tehlikeli boyutunu ortaya koymuştu. Bu konuda Umut Vakfı'nın çalışma ve uyarılarına dikkat çekmiştik.
Gaziosmanpaşa Üniversitesi’nde, araştırma görevlisi Volkan Bayar’ın, Dekan Yardımcısı Mikail Yalçın, Fakülte Sekreteri Fatih Özmutlu, araştırma görevlisi Yasir Armağan ile öğretim üyesi Yard. Doç. Dr. Serdar Çağlak’ı silahla öldürüp 3 kişiyi de yaraladığı olayla ilgili soruşturma sürüyor. Darbeyle mücadelenin ve üniversitelerdeki ‘ihbar’ mekanizmalarının geldiği vahim noktayı ortaya koyan katliamın diğer bir boyutu da ‘bireysel silahlanma’nın tehlikeli gidişatının bir örneği olması.
Yıllardır bireysel silahlanmanın tehlikeli boyutuna dikkat çeken ve bireysel silahsızlanma kampanyası yürüten Umut Vakfı’ndan Yönetim Kurulu Üyesi Ayhan Akçan, Eskişehir’deki katliamın üniversitede yaşanmasının vahim olduğunu ifade etti. Son zamanlarda ‘bireysel silahlanmanın gerekliliği’yle ilgili tartışmaları hatırlatan Akçan; ruhsatlı hale getirmenin sorunu çözecekmiş gibi değerlendirildiğini ifade etti. Eskişehir’deki olayda katliamı gerçekleştiren Volkan Bayar’la ilgili suç duyurularına rağmen silah bulundurma ruhsatının iptal edilmediğini vurgulayan Akçan, Umut Vakfı’nın yıllardır otomatik iptal sistemi ve silah alımına referans sistemi ve ruhsatlarla ilgili ara dönem kararı getirilmesiyle ilgili uyarılarını hatırlattı. Silah bulunduran kişilerin öfke problemi veya psikolojik sorunlarını fark edemeyebileceğini hatırlatan Akçan, evde bulundurma ruhsatında eş rızasının, iş yerinde bulundurma ruhsatının da şirketi avukatının referansıyla olması durumunda; bazı olayların önceden önlenebileceğine dikkat çekiyor.
Umut Vakfı’nın bireysel silahlanma konusunda yapılması gerekenlerle ilgili önerileri şöyle: silah ruhsatı talebini azaltıcı, etkin önlemlerin ivedilikle yasal mevzuatta yer alması, ruhsatsız silahların kayıt altına alınması ve cezai müeyyidelerin arttırılması, Türkiye’yi kapsayan tek bir veri tabanının oluşturulması, taşıma ruhsatlarının kapsamının daraltılması, mümkünse bulundurmaya çevrilmesi, taşıma ruhsatının işyerinde ve işbaşında sınırlandırma koşulunun yasayla düzenlenmesi, kuru sıkı silahlar ve alkollü iken silah taşımanın yasaklanmasıyla ilgili düzenlemelerin yapılması, can güvenliği ile ilgili silah talebinde ruhsat verme usulünün tartışmaya açılması, ruhsatlandırmada kişilerden istenen sağlık raporlarının sağlık kurulu raporu olarak düzenlenmesi; mutlaka kişinin öfke, kişilik, tepkisel ve ruhsal hastalığını kapsayan ayrıntılı psikolojik testlerin zorunlu hale getirilmesi ve raporun ilgili kuruma gizli olarak gönderilmesi, pratik ve teorik eğitimi kapsayan sertifika programının zorunlu hale getirilmesi, alt yaş sınırının yukarı çekilmesi, üst yaş sınırı getirilmesi, ruhsat süresi bitimini takiben 6 ay içerisinde yeniletmeyenlerin tebligata gerek kalmaksızın ruhsatlarının iptal edilmesi, yıllık mermi sayısının kısıtlanarak tüketim takibinin yapılması, ayrıca silah muhafaza ve denetimlerine ilişkin kontrol sistemlerinin oluşturulması…
Umut Vakfı’nın ‘bireysel silahlanmaya hayır’ kampanyasıyla ilgili bilgiler için tıklayınız.
Bizi Takip Edin