“Alevilerin ibadet yeri cemevidir”

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın “Camiler hem Sünni hem Alevilerin ibadet yeridir” şeklindeki açıklamasına Alevi kesimden tepkiler devam ediyor. Alevi gençlerinin bu söylemlere karşı düşüncelerinin neler olduğunu, inançlarından kaynaklı bu türlü açıklamaların yaşamlarını nasıl etkilediğini konuştuk.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş CNN Türk’te katıldığı programda “Camiler hem Sünni hem Alevilerin ibadet yeridir” demiş ve bu açıklamasıyla özellikle Alevi kesimin tepkisini çekmişti. Alevi kuruluşları “Bizim ibadethanemiz cemevidir, ibadetimiz de cemdir” açıklamasında bulunmuşlardı. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Avcılar Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Sinan Coşkun ve Çağla Sönmez ile bu açıklamayı konuştuk ve bununla ilgili düşüncelerini sorduk.

Cemevlerine destek almıyoruz

Sinan Coşkun, bu türlü söylemlerin Alevi kökenlileri rencide ettiğini söyleyerek, “Biz, Sünnilerin inanç yerinin neresi olduğunu tayin edecek değiliz. Onlar da bizim ibadet yerimizin neresi olduğunu söylemeyi bıraksınlar. Aleviler cemevini ibadethane olarak kabul ediyorsa orası onların ibadethanesidir. Devletten hiçbir destek almadığımız halde biz buraları yaşatıyoruz. Diyanet İşleri Başkanı’nın yaptığı açıklamayı kabul etmiyoruz. Cemevi ile cami arasındaki ayrımları keskin bir şekilde yapmamız lazım. Camiler Sünni söylemine göre şeriatın kapısıdır ama cemevi hakikatin kapısıdır. Camide kadın ve erkek beraber ibadet yapmazlar, cemlerde cinsiyetçilik yoktur can kavramı ön plandadır. Aramızda çok net farklılıklar var” dedi.

Coşkun, bazı Alevi kurumların da bu söylemlerin zeminini hazırladığını belirterek şunları söyledi: Maalesef ki bazı Alevi kurumlar bu türlü söylemlere alet olabiliyor. Bizim inancımızda postun yeri bellidir. Ama bakıyorsunuz posta dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu oturtuluyor. Bu zemin bu duruma ortam hazırlıyor. Aslında biz Aleviler net bir dil kullanmadığımız için onlar da bizim inancımıza yönelik her şeyi söyleme hakkını kendilerinde bulabiliyorlar. Ülkede sürekli artan bir baskı var ve mevcut iktidarın demir yumruğu ile yönetiliyoruz. Kanun Hükmünde Kararnameler ve OHAL süreciyle istediklerini yapıp, istediği yasayı çıkarıyorlar. En son Erzincan şube yönetimi ve üyelerimizden olan 10 arkadaşımız gözaltına alındı. Bu gözaltılar tamamen bizi sindirmek korkutmak amaçlıdır. Biz Pir Sultan Abdal Kültür Derneği olarak edep, erkan, yol bunların hepsini sahipleniriz ama çıkıp rahatlıkla eşit yurttaşlık hakkı istiyoruz, zorunlu din dersleri kaldırılsın da diyebiliriz. Mahallelerimizde, meydanlarda duruşumuzu sergilemeye devam edeceğiz, taviz vermeyeceğiz”.

“İnancımız nedeniyle ayrımcılığa uğruyoruz”

Aynı dernekte görev yapan Çağla Dönmez de, cemevinde hem erkek hem de kadının bir arada ibadetini gerçekleştirdiğini belirterek, “Alevi gençleri olarak biz ne yaparsak yapalım üzerimizde hep baskı var. Her alanda öteki konumunda görülüyoruz. Bizden önce baskı zamanlarını yaşamış olan ailelerimiz şimdi bizim aynı durumları yaşamamızdan korkuyorlar ve geri planda durmamızı istiyorlar. İmam hatiplerin önünde eylemler yapıyoruz. Ardından polis şiddet uygulayıp gözaltına alıyor. Sicilimize işlenen olayların neler olduğu görülünce bu bizim geleceğimizi kötü anlamda etkiliyor. Fişleme, gözaltı ve tutuklamaların çok kolay yaşandığı bu süreçte gençler bir araya gelip tepkisini gösteremiyor. Gelecek kaygısı işsizlik sorunu her gencin sorunu iken biz Alevi olduğumuzdan kaynaklı iş başvurularında, görüşmelerinde her zaman daha zorlu süreçler ile karşılaşıyoruz” dedi.

 

Etiketler