“İade-i İtibar Mücadelemiz ‘Kadro Peşinde Koşmak’ Olarak Değerlendiriliyor”
28 Şubat Öğrenci Derneği Başkanı Emine İlyas, 28 Şubat darbesiyle yüzleşme çabalarının başladığını ancak yeterli olmadığını belirterek, “Hala devam eden mağduriyetler var. Devlet de toplum da bu mağduriyetlere karşı yeterli ilgiyi göstermemektedir. Örneğin bizlerin iade-i itibar için emsallerimizle aynı yerde olmak isteyişimizi 'kadro peşinde koşmak' olarak yorumlayanları duyuyoruz ve bu bizi çok incitiyor” diye konuştu.
21. yılını dolduran 28 Şubat darbesiyle ilgili gündem geride kaldı bir daha ki yıl dönümüne kadar. Bu konuyu gündemden düşürmemek için uğraşan tek kurum ise Konya merkezli 28 Şubat Öğrenci Derneği… Sosyal medyada seslerini duyurmaya çalışan derneğin çabalarıyla Kamu Denetçiliği Kurumu Başkanı Şeref Malkoç’un da katıldığı bir çalıştay yapıldı. Dernek Başkanı Emine İlyas ile 28 Şubat ve yüzleşme çabalarını konuştuk.
Öncelikle derneğiniz hakkında kısa bilgi alabilir miyiz?
Derneğimiz, Şubat 2017’de 28 Şubat sürecinde üniversite öğrencisi olup başörtüsü yasağından dolayı okullarını bırakmak zorunda kalmış,2011 affı ve başörtüsü yasağının kalkması ile okullarına dönüp 2012’den itibaren peyderpey mezun olan kadınlar tarafından kurulmuştur. Derneğimizin kurulma amacına, ‘28 Şubat post modern darbesinin yol açtığı mağduriyetleri dile getirmek ve bunun için ilgili mercilerle görüşerek hakların iadesi noktasında mücadele etmek ve yaşanan mağduriyetlerin bir daha yaşanmaması adına toplumda farkındalık oluşturmak’ diyebiliriz.
28 Şubat darbesiyle ilgili yüzleşme ve hesaplaşma çalışmalarını nasıl değerlendiriyor sunuz?
Bu konuda devletimizin de toplumun da yüzleşmeye başladığı kanaatindeyim, ama yeterli bulmuyorum, çünkü yüzleşmek sadece suçu kabullenmek değil, suç sonucu oluşan mağduriyetlerin telafisi için inisiyatif alabilmektir. Bu noktadan baktığımızda devletimiz ve toplum, 28 Şubat’ta ciddi mağduriyetler olduğunu, direkt olarak devletin dolaylı olarak toplumun bu mağduriyetlerde rol aldığını kabullenmiştir. Ancak hala devam eden mağduriyetler vardır ve devlet de toplum da bu mağduriyetlere karşı yeterli ilgiyi göstermemektedir. Örneğin bizlerin iade-i itibar için emsallerimizle aynı yerde olmak isteyişimizi kadro peşinde koşmak olarak yorumlayanları duyuyoruz ve bu bizi çok incitiyor. O yüzden yüzleşmenin yarım kaldığı kanaatindeyim.
Bu yüzleşmenin tam yapılabilmesi için yapılması gerekenler nelerdir?
Öncelikle toplum vicdanını harekete geçirecek çalışmalar yapılmalıdır ki mağdurlara hakları iade edildiğinde birileri bunun bir haksızlık olduğunu düşünmesin. Bunun için de çeşitli programlar, etkinlikler, sinema, tiyatro hatta televizyon dizileri kamu spotları… vb birçok şey yapılabilir. Bundan sonrasında ise tek bir mağdur kalmayacak şekilde imkânlar ölçüsünde hakların iade edilmesi ve zararların tanzimi ancak yüzleşmeyi tamamlayabilir
Derneğiniz bünyesindeki 28 Şubat mağdurlarının geçmişten şu anki durumdaki mağduriyetlerini ve nasıl giderileceği hakkında bilgi verir misiniz?
28 Şubat post modern darbesinin akabinde gelen başörtüsü yasağı ile başlayan mağduriyetler günümüze kadar farklı şekillerde de olsa devam etmiştir. Öncesinde okullarına devam edemeyen mağdurların bir kısmı kınama uzaklaştırma gibi cezalarla bir kısmı da devam edemedikleri için devamsızlıktan dolayı okullarından uzaklaştırılmışlardır. Aşağı yukarı 15 yıl sonra 2011 affı ile tekrar öğrenci olma haklarını kazanmışlar ve zorlu bir sürecin ardından okullarından mezun olabilmişlerdir. Fakat diplomalarını almakla mağduriyetleri bitmemiştir. Özel sektörde çalışmayı düşünenler, tecrübesizlikle itham edilip işe alınmamışlar ya da çok komik ücretlerle çalıştırılmışlardır. Kamuda çalışmak isteyenlerse ya yaş haddinden istihdam edilememiş ya da 20’li yaşlarda sınav odaklı yetişmiş gençlerle eşit koşullarda KPSS gibi sınavlara tabi tutulmuş, kimisi sorumluluklarından dolayı yeterli çalışamayıp sınavı kazanamamış kimisi 0,05 gibi puanlarla sıralamaya girememiş kimisi de kazandığı halde aile birliğini bozmak istemediği için atandığı yere gidememiştir. Dolayısıyla mağduriyetler hala devam etmektedir. Bu mağduriyetlerin giderilmesi için mevzuatta yapılacak yasal bir çerçevede yönetmeliklere yapılacak basit ilavelerle çözümün mümkün olduğu kanaatindeyiz. Birkaç teklifimiz olmakla beraber genel olarak isteğimiz 28 Şubat döneminin kamu personeli olarak ilk atamasına eş değer bir atama yapılmasıdır. Devletimizden isteğimiz dershane öğretmenlerine tanınan hakkın, ücretli öğretmenlere tanınacak hakkın, 28 Şubat dönemi üniversite öğrencileri için de tanınmasıdır.
Bu yıl 28 Şubat konusunda kamuoyunda büyük ilgi vardı ancak sizlerin itiraz ve sesleri pek duyulmadı bunu nasıl yorumluyorsunuz?
Bazen yapılan mücadelelerin sadece edebiyatı yapılır. Mücadeleyi veren insanlara ne olduğu çoğu zaman kimsenin umurunda olmaz, çünkü bazı insanlar sorumluluk almaktansa edebiyat yapmayı daha kolay bulurlar. Bizse artık edebiyatımızın yapılmasından yorulduk. Sorunlarımızın çözülmesini bekliyoruz ve bu yönde çalışmalar yapıyoruz. Dolayısıyla sorumluluk almak istemeyenlerin gündeminde olamıyoruz. Ama Allah’a şükür hala aklıselim insanlarımız var ve bizim mücadelemize destek oluyorlar. Bu bile bizim için büyük bir gelişme ve biz bir gün aklıselimin galip geleceğine inanıyoruz.
Son olarak geçtiğimiz hafta sonu Kamu Denetçiliği Kurumu’yla bir çalıştay yaptınız. Bu konudaki değerlendirmelerinizi alabilir miyim? Öncesinde sosyal medya çalışmasında ‘çalıştaydanümitliyiz’ diyordunuz, beklentilerinize cevap olabildi mi?
12 Mart Pazartesi günü gerçekleştirilen çalıştayın bizim için en önemli tarafı, artık meselemizin ayaküstü konuşulan bir mesele olmaktan çıkmasıdır. Muhatap alınmış olmak dertlerimizin dinlenmesi ve bu konuda haklı olduğumuzun düşünülmesi bile bizim için önemli bir gelişme. Çünkü daha önceleri yapmış olduğumuz görüşmelerde mağduriyetimiz karşısında ilettiğimiz talep haksız bir talep olarak değerlendirilebiliyordu. Bu çalıştayla yaşadığımız mağduriyetin farkına varılmış olması ve ne yapabiliceğinin düşünülmesi yaklaşık dört yıldır verdiğimiz mücadelenin şimdilik en güzel meyvesidir. Kamu Başdenetçimiz Şeref Malkoç’un başkanlığında Konya Milletvekilimiz Sayın Leyla Şahin Usta, Cumhurbaşkanlığı Hukuk Başkanı Sayın Veysel Bektaş ve ilgili bakanlıklardan katılan bürokratlarla gerçekleştirilen çalıştayda, sorunlarımızı ve çözüm önerilerimizi dile getirdik.Zikrettiğim isimler konu ile ilgili neler yapılabileceğini, çekincelerini dile getirdiler. Çalıştay ekibinin büyük çoğunluğu dikkatli bir çerçeve çizilirse bu sorunun çözülebileceğini dile getirdi. Bunun üzerine kamu başdenetçiliği çalışmaları tamamlayıp meclise sunacaklarını bildirdiler . Yani son söz yine Meclisin. Biz bu konuda ümitli olmak istiyoruz, çünkü artık gerçekten çok yorulduk, bu çalıştayın birşeyler yapıyormuş gibi görünmek amacıyla düzenlendiğini düşünmek istemiyoruz, çünkü yeni bir hayal kırıklığı yaşamak istemiyoruz. Başta Sayın Cumhurbaşkanımızın ardından Sayın Şeref Malkoç’ un, Sayın Leyla Şahin Usta’nın ve diğer devlet büyüklerinin bu konudaki hassasiyetleri bizi ümit kanadında tutuyor. Bekleyip neticeyi birlikte göreceğiz. Her zaman söylediğimiz gibi aklı selimin galip geleceğine inanıyoruz.
Bizi Takip Edin