Tüm Babalar İyi Midir? Sorsan Hepsi İyidir Ve Kendine İyi Der
İyi Babalar Platformu, kurucularının Ali Bayrı, Çetin Kılıç ve Burçin Özkan'ın olduğu AÇEV'in Baba Destek Programı eğitimlerini alan babalardan oluşan, tüm babalara açık olan, hiyerarşinin olmadığı, henüz tüzel bir kimliği olmayan 1 yıllık bir oluşum. Platform Bilgi Üniversitesi Sosyal Kuluçka Merkezi'nde kendisini geliştirmekte. Platformun kurucularından, aynı zamanda öğretmen olan Burçin Özkan ile platformdan, babalıktan, babasından ve kendi babalık deneyimlerinden konuştuk.
Biz artık kabuk da değiştiriyoruz. Eskiye göre babalar üzerinde daha az baskı var. Bir de babalara alternatif sunduğunuz zaman baba bunu biliyor görüyor.
Birinci kısmını yayınladığımız röportajımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Sloganınız çok iddialı. Gerçekten bütün babalar iyi midir?
Aslında onunla ilgili çok tartıştık. Biraz da evrimleşti o bizim şeyimiz. İlk sloganımız “bütün babalar iyidir, ellerinden gelenin en iyisini yaparlardı” çok uzundu sonra tartıştık tabi, her gittiğimiz yerde geri bildirim aldık. Bütün babalar iyi midir? Evet iyi olmayan baba vardır ama biz olayın iyi tarafından bakıyoruz. İyi biraz felsefi de bir kelime. Daha sıcak güven verici bir kelime. Ama çocuğuna şiddet uygulayan bir baba da bir kuralı öğretirken, ya da bir ilişkiyi başlatırken fiziksel değil sözel şiddet de olabilir, kaşını kaldırması falan. Sorduğumuz zaman neden bunu yapıyorsunuz diye “çocuğumun iyiliği için” der. Bunun yanlış olduğunu bilmemiştir görmemiştir, babalığı babasından öğrenmiştir bu baba yani. Ben de babalığı babamdan öğrendim. Baba olduktan sonra aldığım eğitimler belki çocuğumla ilgili ilişkinin boyutunu değiştirdi. Tüm babalar iyi midir? Sorsan hepsi iyidir, kendine iyi der. Ama toplumda okuduğumuz haberlere bakıyoruz kendi çocuğuna yapmıyor ama başka bir çocuğa ihmal ve istismarda bulunuyor. Bütün babalar iyi midir? Bizim bakış açımızda iyi kelimesini doldurmak için söylemiş olduğumuz bir şeydir ama biz de iyi değilizdir. Bizim de kötü olduğumuz anlar vardır. Öfkemize yenik düştüğümüz anlar vardır. Anne de iyi olmayabilir, çocuk da… Ama bu açıdan baktığımızda biz iyi kelimesini doldurmak istediğimiz için bence biraz daha geribildirimler işe yarıyor.
Aslında şunu da düşündük “iyi baba iyi çocuk”. Evet iyi babanın iyi çocuğu vardır. Bütün ebeveynlerin hayali çocuklarına daha iyi bir dünya bırakmak. Halbuki bunun için mücadele edeceğinize daha iyi bir çocuk bırakmak için mücadele edin zaten iyi çocuklar daha güzel bir dünyayı kendileri kuracaktır.
İlgili baba olmanın getirdiği herhangi bir ağırlık, zorluk oluyor mu? Mesela veli toplantısı dediniz, bir veli toplantısına giden baba olmak nasıl bir deneyim oluyor? Böyle örnekleriniz var mı?
Yıllar önce öğretmenliğimde yaşadığım bir şey var. Genelde sınıf annesi olur okullarda, benimkinde sınıf babası vardı. O dönemde sınıf öğretmeniydim ben bir sınıf temsilcisi seçmeliydik, annelerden kimse gönüllü olmadı babanın bir tanesi gönüllü oldu. Bütün sınıf temsilcisi işlerini bizde sınıf babası yapmıştı. Hatta o diğerlerine de örnek olmuştu. Ondan sonra veli toplantısına daha çok baba katılmaya başladı.
“Yapılabiliyor”muşu görüyorlar değil mi?
Tabi. Ama bu baba üzerinde olumsuz etki yaratıyor mu yaratıyor… Bizim programlarımıza gelirken hani arkadaş çevresinde kahvede söylemeye utandığını söyleyen babalar da vardı. Ama biz artık kabuk da değiştiriyoruz. Eskiye göre babalar üzerinde daha az baskı var. Bir de babalara alternatif sunduğunuz zaman baba bunu biliyor görüyor. Ben evliliğimde kendimden örnek veriyim. Arkadaş çevremin eşleri bana dua ederlerdi Burçin Bey sayenizde falanca da bulaşık yıkamaya başladı, ama eşleri de eşime beni şikâyet ederdi Burçin yüzünden evde iş yapmak zorunda kalıyoruz diye. Bu değişimler oluyor ve olmak zorunda. Çocuk için olmak zorunda. Biz olayın en çok ihmal edilen kesimlerinden bahsediyoruz önce çocuklar sonra kadınlar. Bu onların ilişkisel boyutunu da artırıyor. Çocuğuna şiddet uygulayan bir kişi annesine de uyguluyor.
Babalara yaptıkları bu işler için özgüven duymayı nasıl sağlayabiliriz? “Bulaşık yıkıyorum yani nesi garip bunun?” diyecek noktaya nasıl getirebiliriz babaları?
Bu gerçekten çok zor. Zor derken baba erkek olarak yaşamı paylaşırken baba kadının sadece salataya limon sıkan baba da eşine yardımcı olduğunu düşünüyor ama biz bunun yardım değil hayatı paylaşmak olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. “ben eşime çok yardımcı bir babayım” bu doğru bir mantık değil bu çok eksik bir mantık çünkü bu sefer bunu bir lütuf olarak görüyor baba. Halbuki hayatı paylaşması lazım. Onun sorumluluğu olduğunu bilmesi lazım. Çocuk yetiştirirken çocuk bakımında araştırmaya göre babaların yarısı çocuğunun altını hiç değiştirmemiş neden? çünkü anneleri sorumlu görmüş babalar. Halbuki hayatı paylaşmayı bilseydi… Babalığımın 18. yılını kutladığım bir zamandı ve benim hayatımın en keyifli dönemlerini çocuğumla geçirdiğim vakitlerdi. Hayatı beraber paylaştık, beraber oynadık, o sevgiyi beraber paylaştık.
Dolayısıyla evde bir iş bölümü yaparken baba bunu eşine karşı bir lütuf olarak görürse tabii ki kahveye gittiği zaman baba eğitimine katılıyorum demekten utanacaktır, belki alay konusu olacaktır. Erkeğin yaptığı iş mutfak deyince salata yapmaktır, bir de etten sorumludur. O ona görev bilinmiş, onu yapması erkek için ayıp değil. Ama temizlik bezi alıp cam silse ne olacak utanacak ama bunu da yapabilmeli.
Anne ağırlıklı mekanlarda kendini tek erkek olarak bulan bir babaya o özgüveni nasıl vermeli? “Aa babası da gelmiş annesi nerde bu çocuğun?” demeden baba katılımı için baba savunuculuğu bunun için ne yapabilir?
Gerçekten bu çok zor. Aslında davranış değişikliği çok zor. Bakış açısı bir çırpıda değişecek şeyler değil. O kendi süzgecinden geçirecek…ama o fırsatın yaratılabilmesi lazım. Babalar sorun olduğu zaman okula geliyor veya çok ciddi bir sorun olduğu zaman çocuklara temas ediyorlar. Bugün 100 babanın 79’unun çocuklarıyla televizyon izlemeyi bir etkinlik olarak gören bir baba kitlesinden bahsediyoruz. Haliyle onların babalık mantığını değiştirmek çok zor.
Diğer babaların size gelip ben şu konuda zorlanıyorum sen nasıl aştın bu meseleyi diye sorduğu en popüler konu ne?
100 kişiye sorduk 5 popüler yanıt aldık… aslında hep aynı şeyle karşılaşmıyoruz. Herkes ailesiyle farklı sorunları yaşıyor. Ama en sıklıkla yaşadığımız şey, çocuklarına sınır çizemeyen babaların sorunları var. Kurallara uymama, hocam saat 10’da yatıramıyoruz, ödevlerini yaptırmakta zorluk çekiyoruz, çok dağınık bir türlü odasını düzelttiremiyoruz. Biz psikolojik danışman değiliz ve böyle bir hizmet vermiyoruz sadece kendi babalığımızdan hareketle bir takım örnekler veriyoruz ve şunu diyoruz: sınırları çizilen çocuk güvenle büyür. Kuralları koyarken o sınırları çizerken o ortamı yaşayan kişilerle beraber o kuralların çizilmesi gerektiğini söylüyoruz. Sınırları beraber çizip kuralları beraber uyguluyoruz okulda da.
Biz babalığı babamızdan görüyoruz ama mesela benim babam çok korumacı bir babaydı. Ayakkabımı bağlayabilecek yaşta babam bağlardı. Bana iyilik yaptığını düşünüyordu ama iyilik yapmıyordu aslında. Kendi deneyimlemem gereken yaşıma uygun sorumlulukları vermiyordu bana. Aşırı korumacıydı ve ben ileride toplumda da bu konuda sıkıntılar yaşadım. Çok iyi niyetli bir insandı bana iyilik yaptığını düşünüyordu ama aslında bana kötülük yapıyordu. Babam benim yerime yapıyordu pek çok şeyi. Biz bunun iyi olduğunu düşünüyoruz ama iyi bir şey değil. Ya da babasından bunu görmüş tam tersini yapıyor baba. Baskıcı bir babanın çocuğun her dediğini yapması tavizkar olması gibi…hani bir görüntü vardır süper markette çikolata reyonuna gitmeye çalışan çocuk ve onu durdurmaya çalışan ebeveyni gibi. Sınırları çizilmeyen önceden kuralları koyulmayan çocuklar bu tip davranışlar sergiler genelde de bu tip sorular geliyor bize de tepki olarak alırsak çocukla yaşadığımız çatışmayı çözemez hale geliyoruz. o çatışmayı nasıl çözmeye çalıştığımız önemli.
Baba olarak en zorlandığınız konu, dönem ne oldu?
Somut bir örnek veremem ama ergenlikte bayağı zorlandım tabi. Çünkü o farklı bir dönem. Onu çok iyi yönetmek gerekir. O dönemde çocuğun davranışlarını anne baba üzerine alınmaması gerekir halbuki o kişiliğini bulmaya çalıştığı bir dönem.
Sizin kendi baba olma hikayenizden en çok paylaştığınız hikâye nedir? En popüler konunuz nedir?
Birincisi 18 yaşında bir kızım var benim ve onunla her konuyu konuşabiliyorum. Erkek arkadaşını benimle konuşabiliyor. Türkiye için çok tabu dediğimiz bir olay bu gerçekten. En önemli şeylerden biri ise çok özel bir anını benimle paylaşması çok önemli. İlk regl olmasını benimle paylaşmıştı o gün ve bana son derece güven vermişti. Ve karşımdaki kızımın küçücük de olsa onu bir birey olarak gördüğümü hissettirebildiğimi fark ettim. Onu çok sevdiğimi, karşılıklı ilişkimizin çok güçlü olduğunu hissettim. Türkiye’de kaç tane çocuğun babasıyla bunu paylaşabileceğini düşündüm ve kendimi çok çok şanslı hissettim. Benimle pek çok şeyi paylaşabilen bir çocuğumun ileride daha güçlü, daha özgüvenli, daha kendini ifade eden bir birey olacağını düşünüyorum. o yüzden ben bir süper kahramandan ziyade her sorunu çözen bir babadan ziyade çocuğumun kendi sorunlarını çözebilecek yetenekte olduğunu hissettirdi bana. O gün çok şanslıydım. Bana bunu anlatan bir çocuk en ufak bir ihmal ve istismarı da anlatabileceğini düşündüm. Kendini koruyacak birtakım yolları kendi kendine öğrenmeye başladığını hissettim. Babalığı bir tabu haline getirmemesi benim için çok yüceydi.
28 Şubat 2018 Günü İyi Babalar Platformu’nun İyi Babalar toplantısı 19:30’da gerçekleştirilecek. İrtibat için: http://iyibabalarplatformu.com/iletisim.php veya https://www.facebook.com/iyibabalarplatformu/ ‘dan iletişime geçebilirsiniz.
Bizi Takip Edin